Dört Büyük Tarikatın dışında eğer beşinci bir tarikat seçilseydi bu tarikat Kuzeyi ismiyle sallayan Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kalesi olurdu. Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kalesi iki tane üst düzey tekniğe sahipti. Bunlardan birisi 'Cennetsel Mızrak' diğeri ise idi. Bu sefer Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kalesi son 32ye iki öğrencisini sokarak ününü kanıtlamıştı ve iki öğrenci de 8.Seviye Ruhsal Kaynak Alemindeydi. Onların ortalama güçleri sıralama turnuvasının genel seviyesinden daha yüksekteydi ve diğer tarikatlar ile karşılaştırıldığında sadece Dört Büyük Tarikattan zayıftı.
Onun İlk 32nin yarıştığı turdaki takibi Dört Büyük Tarikattan bir üyeydi bu yüzden Mu Xiongyi'nin kalbinde bir sıkışma hissi vardı. Ancak sadece 16 yaşında olan ve sadece 6.Seviye Ruhsal Kaynak Aleminde olan Ling Jie'ye bakıldığında o büyük bir rahatlama nefesi aldı ve memnun bir şekilde güldü. "Hehe, bu Ling Jie sıradaki sıralama turnuvası için deneyim kazanmak için burada. Benim bu maçım galibiyet olacak."
(Ç.N: Bakalım öyle mi olacak :D )
"Dikkatli olman daha iyi olur. Cennetsel Kılıç Villasının öğrencileri sadece kaynak güçlerinin seviyeleri ile yargılanamaz." Son 32ye kendisi de girmiş olan Mu Xiaongyan alçak sesle konuştu.
"Hah! Sakin ol abi. Eğer 6.seviye Ruhsal Kaynak Aleminde olan bir çocuğu bile yenemiyorsam mızrağımı kendime saplayarak ölmeliyim...Şimdi gidiyorum!"
Mu Xiaongyi yüksek bir bağırışla birlikte Kılıç Söylem Arenasına atladı. Sağ kolunu sallayarak 9 adım uzunluğunda (2.7m) bronz bir uzun mızrak dans ederek dışarı çıktı ve Ling Jie'ye doğrultuldu. "Kuzeyin Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kalesi'nden Mu Xiongyi! Lütfen bana yol göster!"
"İyi konuşma, iyi konuşma." Ling Jie güçlü bir rakibin karşısında hiç gerginlik sergilemedi ve gülme dolu bir yüzle cevapladı. Ardından yavaşça silahını olan —— Boşluk Kesen Kılıcı çekti. Bu kılıç onun Kılıç Yönetim Terasından bir ay önce elde ettiği yüksek kalite bir Yeryüzü Kaynak Silahıydı. Her ne kadar o kıyaslanamayacak kadar nadir Gökyüzü Kaynak Kılıçları ile kıyaslanamayacak olsa da Yeryüzü Kaynak Silahlarının arasında kesinlikle en iyilerinden biriydi.
"Kıdemli Ling başlayabiliriz." Ling Jie konuştu.
"Peki!" Ling Wugou başıyla onayladı. "Cennetsel Kılıç Villasının öğrencisi Ling Jie, Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kalesi'nin öğrencisi Mu Xiaongyi'ye karşı. Maç başlasın!"
İlk önce Mu Xiaongyi saldırdı. Hareketlerinde hiç kısıtlama olmadan mızrağı düz bir şekilde ileri fırladı. Havadaki keskin bir ıslık sesiyle birlikte mızrağın ucu aniden saldıran bir yılan gibi Ling Jie'nin boğazına doğru saldırdı. Ling Jie'nin gözleri daraldı. Boşluk Kesek Kılıç doğrudan deliş hareketi yapan uzun mızrağa doğru vurdu. Kaynak enerjisinin patlama ve çarpışma sesleri havada yankılandı. Kılıcın gölgesi ile mızrağın ucu birkaç nefes zamanı içinde onlarca kez çarpışırken gök gürültüsü gibi bir ses orada olanların kulaklarını sardı.
Kılıç vahşi bir kaplan gibiydi. Mızrak zehirli bir ejderha gibiydi. Kaplan ve ejderha arasındaki mücadele giderek yoğunlaştı. Göz açıp kapayıncaya kadar birkaç yüz darbe oldu ve iki tarafında bir birine üstün olamadığı bir çıkmaz oluştu.
"Bu Ling Jie gerçekten göze çarpan biri. Kendisinden iki seviye yüksek biri ile dezavantajlı bir konuma düşmeden bu kadar uzun süre çarpıştığını düşününce." Cang Yue övgüsüne engel olamadı.
Yun Che'nin bakışı Kılıç Söylem Arenasından ayrıldı ve sakin bir şekilde konuştu. "Kıdemli Kız Kardeş aslında söylediğinin tam tersi oluyor. Mu Xiaongyi'nin oldukça göze çarpan biri olduğu söylenmeli. O aslında Ling Jie'nin bir çok kılıç darbesine karşı ancak Ling Jie yumuşak davranıyor. Aksi halde Mu Xİaongti uzun süre önce yenilecekti."
(Ç.N: Çocuk süper ya :D Turnuvaya gelip kendini baya baya tutuyor :D )
"Ah?" Cang Yue güzel gözlerini kırparken yüzünü şaşkınlık kapladı.
Yun Che, Ling Jie ile daha önce dövüşmüştü. Her ne kadar bu üç kılıç darbesi sürse de bu onun Ling Jie'nin gerçek gücü hakkında kaba bir fikre sahip olmasına yetmişti. Yavaşça konuştu. Cennetsel Kılıç Villasının kılıcı sadece kaynak gücü ile etkinleşen kılıç formları ile değil 'kılıç niyeti' ile güçlü. Şu anda Ling Jie sadece kılıç formlarını kullanıyor ve kendisinden iki seviye yüksek kaynak gücüne sahip olan Mu Xiaongyi ile savaşabiliyor....Eğer Ling Jie kılıç niyetini kullanırsa Mu Xiaongyi kaçınılmaz olarak çok hızlıca yenilecek."
Yun Che'nin sözleri hızlıca yerine geldi. Kılıç mızrak ile birkaç yüz kere çarpıştıktan sonra Ling Jie sabrını kaybetmiş gibi gözüktü. Gözlerindeki bakış biraz değişti ve kılıç gölgeleri daha uçucu oldu. SOnunda kılıç gölgeleri daha fazla görülemedi ve geride sadece nerede olduğu anlaşılmayan hafifçe görülebilen küçük ardıl görüntüler kaldı.
Eğer bunu gören üçüncü bir kişi olsaydı sadece şaşkın hissedebilirdi ama Mu Xiaongyi sanki rakibinin bir anda farklı bir kişiye dönüştüğünü hissetti. TÜm gücüyle mızrağı ile saldırdığı her seferde bir ıslık sesi oluşuyordu. Ancak Ling Jie'nin kılıcına çarptığında artık önceki gibi yüksek sesle yankılanan bir ses oluşmuyor ve sadece hafif bir "ding" sesi geliyor ardından da mızrağındaki güç kayboluyordu. Gücünün yeni kaybolmasına karşı tetikte değildi. Boğazındaki boşluk hissi onu çok konforsuz hissettirdi. Daha şok edici olan şey ise gözünün artık Ling Jie'nin kılıcının gölgesinin yerini anlayamaması gerçeğiydi. Kılıcını savurmasının sesi bile artık duyulmuyordu ve sanki Ling Jie'nin ellerindeki kılıç gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuş gibiydi.
Mu Xiaongyi paniklemedi ve Ling Jie'nin kılıç gölgelerine daha fazla dikkat etmedi. Kullanmadığı tüm kaynak gücünü serbest bıraktı. Kılıcının gücü daha yırtıcı oldu. Işık ışını kadar hızlı bir şekilde 9 adım uzunluğundaki uzun mızrağı kızgın bir sel ejderi gibi uçtu ve aynı anda kıvrıldı.
Ancak beklentilerinin dışında bir şekilde Ling Jie mızrağının birkaç kat güçlenen baskısının karşısında geri çekilmeye zorlanmadı. Bileğini fiskeleyerek Boşluk Kesen Kılıç dönebilen ve bükülebilen çevik bir yılan gibi şiddetli kaynak enerjisi fırtınasına nüfuz ederek birkaç mızrak gölgesi tabakasını deldi ve doğrudan Mu Xiaongyi'yi deldi.
Riiip… Riiip…
Mu Xiaongyi'nin kaynak enerji savunması kolayca parçalandı. Kemiğin görülebileceği kadar derin olan göğsünün önündeki iki yaraya aşırı acı eşlik etti ve Mu Xiaongyi, Ling Jie'nin kendisine göğsüne saldıracak kadar ne zaman yaklaştığını anlayamadı.
Mu Xiaongyi'nin kalbi büyük ölçüde şok oldu. Yüksek sesli bir kükreme ile birlikte bin askeri yok etmek için yeteri kadar güçlü olan bir darbe ile saldırdı ve Ling Jie'yi uzağa kaçarak sıyrılmaya zorladı. Havada ileri doğru yükseğe sıçradı. Sağ kolu güç ile doldu ve mızrağını şiddetle attı. Uzun mızrak bir an için şimşek kadar hızlı bir kuruklu yıldıza dönüştü. Seyircileri paniğe kaptıran bir şok dalgası ile birlikte Ling Jie'ye doğru atıldı.
"Bu...Bu Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Kalesinin nihai tekniği....Cennete Yükselen Mızrak!"
Onlarca metre mesafe uzakta olan izleyiciler bu mızrak darbesinin muazzam gücünü açıkça hissedebildi. Bu mızrak darbesi ile vurulan biri Ruhsal Kaynak Aleminin zirvesinde olsa bile muhtemelen hayatının yarısını atmak zorunda kalırdı.
Ling Jie hızlıca geri çekildi ama tamamen sıyrılamadı. Sayısız kişinin soluk soluğa nefes almasının altında tek bir kılıç manevrasıyla yaklaşan uzun mızrağa vurdu...
Ding!!
Yüksek sesli bir çarpışma sesi yoktu. Boşuk Kesek Kılıç uzun mızrak ile karşılaştığında sadece hafif bir uğultu sesi duyulabildi.
"Yönlendirme Sanatının iyi bir performansı!" Ling Yuefeng başıyla över şekilde onaylarken yüzünde nadir bir memnuniyet ifadesi ortaya çıktı.
"Küçük Jie sadece benden daha yetenekli değil onun cesareti de kötü değil. Ben onun yaşındayken kesinlikle bunu yapmaya cüret edemezdim." Ling Yun sırıtarak konuştu.
Şiddetli miktarda kılıç niyeti dışarı çıktı ve patlayıcı kaynak enerjisi ile dolu uzun kılıcın içine emildi. Bunun ardından Boşluk Kesen Kılıç uzun kılıcı büyük yarım hilal şeklinde bir açı ile Ling Jie'nin önüne getirdi. Bu sefer Cennete Yükselen Mızrak tekniğinin mızrak ucu yön değiştirmişti ve afallamış olan Mu Xİaongyi'ye atılmıştı.
Bang ! ! !
Kılıç Söylem Arenasından parçalanmış taş parçaları ve toz uçtu. Uzun mızrak şiddetle Mu Xiaongyi'nin ayaklarının altına çivilendi. Mızrağın tüm bedeni sahneye girerek birkaç adım uzunluğunda bir yarık oluşturdu.
Mu Xiaongyi iki adım ger çekildi ve kıçının üstünde yere otururken alnından soğuk terler damladı. Eğer önceki mızrağın yönü biraz daha ileri hedefleseydi bedeninde fazladan bir delik olacaktı.
"Ben...Ben yenildiğimi kabul ediyorum." Mu Xiaongyi daha fazla savaşmak istemedi. Korkudan titrerken göğsü ileri geri hareket etti.
"Hehe, kazanmama izin verdin." Ling Jie kılıcını geri çekti. O kendinden çok memnundu.
(Ç.N: Hahahaha :D )
"Cennetsel Kılıç Villasından Ling Jie kazandı ve yarınki son 16ya katılacak!"
Dövüşler devam etti. Bir sabahta Birinci grubun maçları tamamladı. Öğlen ikinci grubun maçları başladı. Eğer birisi doğrudan karşılaştırırsa ikinci gruptaki maçlar birinci gruptaki maçlardan çok daha yoğun ve heyecanlı olacaktı. Çünkü İkinci grubun ortalam gücü birinci grubun ortalama gücünden çok daha fazlaydı.
Akşam dövüşler sona erdi. Diğer günün elemelerine girecek 16 yarışmacının hepsi belirlendi. Dört Büyük Tarikattan Xiao Nan dışındaki diğer 11 öğrencinin hepsi ilk 16ya kalmıştı ve 16lık kısmın neredeyse üçte ikisini doldurmuşlardı.
Ertesi günün maçlarının düzeni Kılıç Söylem Arenasının ortasındaki kaynak taşında gözüktü.
Yun Che'nin rakibi Ling Jie'nin bu günkü rakibi olan Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Kalesinden Mu Xiaongyan idi.
"Bugünkü maçlardan Mu Xiaongyan'ın uzmanlığının Mu Xiaongyi'den tamamen farklı olduğunu görmüş olmalısın. Mu Xiaongyi'nin uzmanlığı 'Cennetsel Mızrak' iken Mu Xiaongyan'ın uzmanlığı 'Gök Gürültüsü Ateşi'. Gök Gürültüsü Ateşini geliştirmek Cennetsel Mızraktan çok daha zor ama gücü de Cennetsel Mızraktan çok daha güçlü. Sıralama turnuvası ateşli silahlar dahil her türlü silaha izin veriyor! Bedeni Gök Gürültüsü Ateşi taşıyan Mu Xiaongyan onlarca farklı ateşli silah ve bomba saklıyor. Onun saldırıları arka arkaya gelir ve tamamen hazırlanan savunmaları bile kırabilir...Yarın dikkatli olmalısın!"
Bugünkü maçta Yun Che bir kez daha büyük bir zafer kazanmıştı ve bu hiç şüphesiz Qin Wushang'ı mutlu etmişti. Ancak yarınki rakibinin Mu Xiaongyan olduğunu görünce endişelenmeden edemedi...O, Mu Xiaonyan ile kıyaslandığında Dört Büyük Tarikattan bir rakip tercih ederdi. Çünkü Mu Xiaongyan'ın saldırı yöntemleri çok korkutucuydu. Biraz bile dikkatsizlik sakatlığa yol açabilirdi. Eper böyle bir şey olursa Mavi Rüzgar Kaynak Sarayının çok parlak şekilde parlayan yıldızı kaçınılmaz olarak solacaktı.
"İçiniz rahat olsun Saray Şefi Qin ben kolayca yaralanmayacağım. Ayrıca." Gözleri parlarken sırıttı. "Yarın her zamanki gibi yeneceğim. Sadece izleyin!"
"Haha, güzel." Qin Wushang güldü. Yun Che sıradaki maçını henüz bitirmemişti ve bir kez daha Yun Che'yi küçümsediğini fark etti. O artık Yun Che'nin bu noktada tıkanacağının kesin olduğunu düşünmüyordu bunun yerine tamamen mut ve beklenti doluydu. Onun gidebileceği kadar gitmesini....İlk 8e girmesini....Hatta Dört Büyük Tarikatın 'tekelliğini' bozarak şok edici bir şekilde ilk dörde girmesini istiyordu!
Bugünün maçlarından sonra Mavi Rüzgar Kaynak Sarayından gelen dörtlü avlularına geri döndü. Onları bekleyen üç kişi vardı. Daha açık konuşmak gerekirse onlar sadece Yun Che'yi bekliyorlardı.
Üçünün arasında bir tanesi heybetli bir orta yaşlı adamdı. Diğer ikisi bugün yarışan iki gençti. Birisi Ling Jie tarafından yenilen Mu Xİaongyi diğeri ise Yun Che'nin yarın karşılaşacağı Mu Xİaongyan'dı.
Yun Che'yi görünce orta yaşlı adam hızlıca yürüdü ve Yun Che ile konuştu.
Ben Cennetsel Gök Gürültüsü Ateşi kalesinin Kale Efendisi Mu Tianbei. Küstah olma riskine rağmen onurlu Genç Efendi Yun ile konuşacağım önemli bir mesele var."
(Ç.N: Oo giriş güzel bakalım konu ne.)
Mu Tianbei'nin kaba bir görüntüsü vardı. Onda doğal bir derin kibir vardı. Sonuçta o Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Kalesinin Kale efendisiydi ve gökyüzünü tek eliyle kaplayabileceği söylenebilirdi. Tüm Mavi Rüzgar İmparatorluğunun sınırlarının içinde Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kalesinin ünü Dört Büyük Tarikattan sonra geliyordu.
O gelmiş ve doğrudan Yun Che ile konuşmuştu. Onun yanındaki Qin Wushang'a ve hatta Prenses Cang Yue'ye bile hiç bakmamıştı. O kendisinin kanunlardan hatta Cennet'in bile ötesinde olduğuna inanan kibirli bir tür insandı. Qin Wushang kaşlarını çattı ama bir şey söylemedi. Yun Che ilerledi ve sordu. "Yani bu saygın Kale Efendisi Mu. Kale Efendisi Mu'nun bu küçük ile tartışacak neyi var?"
"Bu çok basit." Mu Tianbei doğrudan Yun Che'ye baktı. "Ben Genç Efendi Yunun sıralama turnuvasındaki performansına birkaç gündür tanık oluyorum ve kalbim hayranlık ile doluyor. Genç Efendi Yun'un doğal yeteneği ve gücü Dört Büyük Tarikatın arasında bile sadece birkaç öğrencinin aşık atabileceği cinsten. Yani önemsiz Mavi Rüzgar Kaynak Sarayında kalmak basitçe bir inciyi gömmek gibi olacaktır. Benim Cennetsel Mızrak Gök Gürültüsü Ateşi Kaleme katılmaya ne dersin?"
Bu sözler çıktığında kendini tutmakta iyi olan Qin Wushang bile büyük bir öfke ile çalkalandı. Temelleri zayıflatmak bir şeydi ama bu Mu Tianbei bunu onun ve Prenses Cang Yue'nin önünde yapacak kadar ileri gitmişti. O Mavi Rüzgar Kaynak Sarayını hor gördüğünü gizlememişti ve hatta Mavi Rüzgar Kaynak Sarayını ya da İmparatorluk Ailesini hesaba katmamıştı. Bu basitçe tolere edilmeyecek düzeyde sataşmaydı.
----------ÇEVİRMEN NOTU--------
Diğer iki bölüm yeni çevirmenin sonra birkaç bölüm solgeradan sonra yine benimlesiniz uzunnnnnn bir süre :D
Yun Che'nin cevabı ne olacak? Yun Che'nin maçında neler yaşanacak? İlk 16nın maçları nasıl geçecek? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin.....Ya da beklemeyin direk sonraki bölüme tıklayın okuyun ve öğrenin :)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..