Bölüm 255: Cennet Havzasının Muazzam Canavarı (1)

avatar
15362 37

Against The God - Bölüm 255: Cennet Havzasının Muazzam Canavarı (1)


 

Yun Che and Xia Qingyue bu şekilde yolculuklarına devam ettiler. Onlar tartışmaksızın Mavi Rüzgar İmparatorluğundaki genç nesil arasındaki en güçlü kombinasyondu. İkisi doğruca kuzeye gitmeye devam ettiler....Gerçeği söylemek gerekirse onlar hangi yöne gittiklerini bilmiyorlardı. Sadece sınırsız karla kaplı ovalar ve kar fırtınası gözüküyordu ancak hiçbir ödül yada tehlikeye rast gelmemişlerdi. Bir kaynak canavarının silüetinin yarısını bile görememişlerdi.

 

Yun Che bitmek bilmeyen gevezeliğine devam ederken Xia Qingyue'ye çeşitli sorular sordu ardından kendine hizmet ederek ona Xia Yuanba'nın eskiden şimdiye kadar olan durumlarını anlattı. Xia Qingyue'nin cevapları her zaman kusursuz bir kayıtsızlıkta idi ve zaman zaman soğukkanlılıkla cevaplıyordu. Xia Qingyue'nin elleri sürekli sallanarak sürekli olarak yerdeki karı ve buzu süpürse de hiçbir şey bulamadı.

 

"Qingyue eşim bana sormak istediğin bir şey yok mu? Mesela....Sen gittikten sonra iyi miydim, nerelere gittim, biri tarafından zorbalığa uğradım mı?"

 

"Senin kişiliğin ile zaten senin başkalarına zorbalık etmemen iyi iken kim gerçekte sana zorbalık edebilir?" Xia Qingyue büyüleyici gözleri ile ilgisiz bir şekilde cevapladı. Ardından gözlerindeki ışık hareket etti ve gönüllü olarak ona bir soru sordu. "Ama bu zaman dilimi içinde nasıl bu derecede gelişebildiğini merak ediyorum."

 

Xia Qingyue sonunda ona soru sormak için girişimde bulunmuştu. Yun Che'nin ifadesi hemen ciddileşti ve konuştu. "Bu mesele benim sırrım ve kesinlikle başkalarına söyleyemem. Ama sen benim karım olduğundan bu tamamen farklı bir hikaye. Mn....Ben bir usta ile karşılaştım ve o benim kaynak damarlarımın yeniden büyümesine olanak sağladı ve bana bir takım rasgele şeyler öğretti. Ayrıca bazı özel karşılaşmalar yaşadım. İşte bu hale bu şekilde geldim."

 

(Ç.N: Karşılaşma derken Anka – Ejderha Tanrısı vs. )

 

"Ustan mı?" Xia Qingyue'nin gözünde bir şaşkınlık belirtisi parladı. "Seni bu kadar kısa bir süre zarfında bu kadar yükseğe çıkarabildiğine göre ustan kesinlikle fevkalade olağan dışı biri olmalı."

 

Yun Che bir süre bekledi ve başka bir soru gelmeyince konuştu. "Ustamın kim olduğunu sormak istemiyor musun?"

 

"Bu senin mahremiyetin. Benim bunu soruşturmaya hakkım yok." Xia Qingyue kayıtsızlık ile cevapladı.

 

“Mm…” Yun Che bir süre düşündü ve gülümseyerek konuştu. "Benim ustam gerçekten fevkalade göze çarpan biri ama sen kesinlikle neden onun tam olarak 'göze çarpan' olduğunu tahmin edemezsin. O senin hayal edebileceğinden çok daha inanılmaz ve ayrıca benim kaderimi değiştirdi. Ancak o kesinlikle iyi bir usta değil. Çünkü kesin konuşmak gerekirse o bana hiçbir şey öğretmedi ve her zaman doğrudan kafamın içini bir sürü şeyle doldurdu. Ardından kendim kavramamı ve çalışmamı sağladı. Ama ben onun öğrencisi olarak onu asla hayal kırıklığına uğratmadım tamam mı? Benim içimi doldurduğu her şeyi ben her zaman çok kısa bir sürede kavradım ve böylece şuan ki ben oluştum."

 

"Hmph! Seni narsist!" Zihninde Jasmine'nin tamamen aşağılama dolu sesi yankılandı.

 

Tam o anda aniden sol elinin avucundan eksantrik bir his geldi. Sol elini kaldırdı ve şok edici bir şekilde elinde Gökyüzü Zehir Sedefine ait olan yeşil parlaklığın parladığını fark etti.

 

Bu....

 

Gökyüzü Zehir Sedefi'nin hazinelere doğru olan tepkisi!!!

 

Ve Gökyüzü Zehir Sedefine bu tepkiyi verdiren bir hazine kesinlikle sıradan olamaz. En azından Yıldız Gizleme Otu seviyesinde bir hazine olmalı.

 

Mavi Rüzgar İmparatorluğuna geldiğinden beri Gökyüzü Kaynak Sedefi sadece 2 kere algılama tepkisini göstermişti. İlki Yıldız Gizleme Otu içinken ikincisi Kötülük Tanrısının Ateş Tohumu içindi. Ve bu üçüncü seferdi....Onun tepkisinin gösterdiği yön tam olarak önleriydi.

 

"Ne oldu?" Xia Qingyue onun durduğunu görünce kafasını arkaya çevirirken sordu.

 

"Çok yakında muazzam bir ödül ile karşılaşacağımızı tahmin ediyorum!" Yun Che avuçlarını birbirine kenetledi. "İleriye doğru devam edelim."

 

Kar fırtınası durma belirtisi göstermiyordu ve ne kadar daha devam edeceği bilinmiyordu. Ayaklarının altındaki buz ve karda düşünülemeyecek ölçüde kalınlaşmıştı. İkisi 4 saatten uzun süre ileriye yolculuk etmeye devam ettiler ama Gökyüzü Zehir Sedefinin tepkisi hala dursa da hiçbir şey elde edemediler. Ama bu Yun Che'yi hayal kırıklığına uğratmadı hatta tam aksine çok daha heyecanlandırdı....Gökyüzü Zehir Sedefine bu kadar uzak bir mesafeden tepki verdiren bir şey kesinlikle önemsiz bir şey değildi! En azından Yıldız Gizleme Otundan çok daha nadirdi!

 

Ne olabilir ki?

 

Bu yerin sıcaklığı korkutucu derecede düşüktü. Bu kadar uzun süre buzul yeryüzünde ve bu gökyüzünün altında yürüdükten sonra şiddetli soğuktan korunmak amacıyla kaynak enerjisi tüketimi de son derece hızlı olmuştu. Bedeni gerçek bir ejderhada aşağı olmayan Yun Che için bile bu biraz dayanılmaz gelmeye başladığından kaynak gücü biraz zayıf başka genç kaynak uygulayıcıları için ne kadar dayanılmaz olacağı hayal edilebilirdi. Ardından dikkatle ileriye bakarken bir hevesle sordu. "Qingyue eşim senin Ustan ve Kıdemli Ustan buraya bir çok kez gelmiş olmalı genellikle ne tür ödüller elde ettiler?"

 

Xia Qingyue bir süre düşündü ve konuştu. "Ustam buraya daha önce 2 kere gelmiş ve her gelişinde bolca ödüllendirilmiş. İlk seferinde 3 adet Saf Bulut Yeşimi ve 2 tane On Bin Yıllık Reishi elde etmiş. İkinci seferinde bir yığın Mor Damarlı Cennet Kristali, 3 damla Kaynak Ruhu Yeşim Çiyi ve bir muazzam canavarın bir yığın kemiğini elde etmiş. Ustam buranın 3 tane mevsimi olduğunu ve her mevsimin özelliklerini aşırı derecede sergilediğini söyledi. Onların arasında en şanssız olanı kış ile karşılaşmak. Çünkü kar fırtınası her şeyi sıkıca kaplıyor ve dikkate değer bir şey ile karşılaşmak çok zor oluyor."

 

Çok yazık ki Yun Che ve Xia Qingyue Cennet Havzası Gizli Bölgesine ilk girdiklerinde ezici uçan karlı soğuk kış mevsimi ile karşılaşmışlardı. Bu doğruydu her şey kar ve buz tarafından sıkıca kaplanmıştı ve bırak hazineyi bir taş yığını bile gözükmüyordu.

 

"Bu Cennet Havzası Gizli Alemi'ne giren birisinin bulduğu en iyi şey ne?" Yun Che buraya kadar konuşurken aniden adımlarını durdurdu.

 

Xia Qingyue de ardından durdu ve biraz başını salladı. "Bilmiyorum. Eğer birisi büyük bir şey bulursa genelde bunun hakkında sessiz kalır. Ancak ben Ustamdan 400 yıldan daha uzun zaman önce birisinin bu Cennet Havzası Gizli Bölgesinden İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi getirdiğini duydum."

 

"İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi mi?" Yun Che'nin şaşırmış bir yüzü oluştu. Bu dünyadaki bitkiler ve şifalı otlar arasında Yun Che'nin bilmedikleri bir el ile sayılabilirdi. Yine de o İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferini ustasından duymamıştı. Bugün aslında onu ilk duyuşuydu.

 

Xia Qingyue bakışlarını biraz kaldırdı ve yavaşça konuştu. "İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi benim tarikatımın Donmuş Bulut Kutsal Kitabı'nda kaydedilmiş kutsal bir tür nesnedir ve diğer en üst seviye tarikatlarında bununla ilgili kaydı vardır. Kayıtlarda onun gökler tarafından armağan edilmiş kutsal bir nesne olduğu ve onun göklere karşı geldiği için ölümlü dünyada var olmaması gereken bir şey olduğu yazıyor. Efsaneler onun çok uzun süre önce ortaya çıktığını ve ardından bir daha gözükmediğini söyler. O sadece onun hakkında konuşan bir çok kayıtta mevcut. 400 yıl önce Xiao Tarikatından bir Kıdemli Ruhsal Ses İletişimini kullandı ve Cennet Havzası Gizli Bölgesinde kayıtlardaki ile tam olarak aynı olan İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi bulduğunu söyledi...Ancak bu onun son sözleriydi. O sözleri söyledikten sonra ondan bir daha haber alınamadı ve Gizli Alemden bir daha çıkamadı."

 

"Gökler tarafından armağan edilmiş bir nesne", "göklere karşı gelen bir nesne". Xia Qingyue'nin açıkladığı tüm bu sözler İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferinin ne kadar şok edici bir şey olduğunu ima ediyordu. Yun Che takip etti ve sordu. "Peki bu İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi tam olarak nasıl doğal kanunlara karşı geliyor? Sakın bana yiyen kişinin ölümsüz yada öyle bir şey olduğunu söyleme."

 

".....Onu aslında kimse görmedi bu yüzden onun hakkındaki her şey kayıtlardan geliyor." Xia Qingyue alçak bir sesle konuştu. "Ben Ustamdan onu tüketen hiç kaynak gücü olmayan birinin bir günlük sürede Yeryüzü Kaynak Alemine girebileceğini duydum....Eğer ben şuan ki halimle onu tüketirsem tek bir adımda Gökyüzü Kaynak Aleminin içine adım atabilirim. Ayrıca o son derece naziktir ve tüketen kişinin değişime dayanamadığı yada yaralandığı durumlara kesinlikle yol açmaz."

 

(Ç.N: Baya mükemmel bir şey gibi geldi bana. Bir Ateş tohumu vs değil ama yine de baya iyi.)

 

"...Bu kadar inanılmaz mı!?" Yun Che'nin ağzı açıldı. Kaynak gücü olmayan birini Yeryüzü Kaynak Alemine sokabilen ve Yeryüzü Kaynak Alemindeki birini tek bir adımda Gökyüzü Kaynak Alemine sokabilen bir nesnenin bu dünyada var olduğuna inanması zordu.

 

Eğer birisi bunu elde edebilirse diğerlerinin hayatları boyunca sıkı çalışarak ulaşamadığı yüksekliğe tırmanabilirdi. Ve "Göklere karşı gelen nesne" sözü bunun için abartı değildi. Bunun gibi dengeyi bu derece bozan bir şey gerçekten de bu dünyada var olmamalıydı.

 

"Lafı açılmışken bu İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi tam olarak neye benziyor?" Yun Che'nin yüzünde garip bir ten rengi ortaya çıkarken elini çenesine koydu ve ayrıca bakışları da düzensizdi.

 

Xia Qingyue'nin pembe dudakları biraz açıldı ve canlı bir şekilde konuştu. "Ben onunla ilgili kayıtları daha önce gördüm. O normal bir nilüfer çiçeğinden daha uzun ve çiçek çatığındaki çapı 5 adım (1.5m) kadar uzun ayrıca taç yapraklarının üzerinde biraz eksantrik açık mavi renkli...."

 

"...O mavi kristal gibi mavi renk mi? Her bir taç yaprağı kristaller gibi sırlı cam parıltısına sahip. Çiçeğinin merkezindeki erkeklik organı kızıl-kırmızı ve ayrıca parıldıyor. Desteklediği çiçek sapları da ayrıca mavi ve bu mavi taç yaprakların mavisinden daha derin bir tür hayali mavi...." Yun Che, Xia Qingyue'ye baktı ve garip bir ifade ile cümle cümle konuştu.

 

Xia Qingyue'nin büyüleyici gözlerinde bir şaşkınlık yoğunlaştı. "Yani daha önce kayıtları gördün."

 

"Hayır hayır kesinlikle hayır!" Yun Che parmağını uzattı ve araştırıcı bir şekilde onun arkasını gösterdi. "Benim bahsettiğim şey tam arkandaki nilüfer çiçeği!"

 

(Ç.N: Yok artık :D )

 

Xia Qingyue aniden arkasını döndü. Ardından kokulu dudakları biraz açıldı ve tüm bedeni donakaldı.

 

Onlara 50 adımdan daha az bir mesafede bir silüet gözüktü. Bu doğru o bir nilüferdi ve muazzam büyüklükte bir nilüfer çiçeğiydi. Onun hayali mavi yeşim gibi çiçek sapları, yaklaşık 5 adım çapı ve floresan parlaklıkla akan açık mavi renkli taç yaprakları vardı. Yİne de erkeklik organı bir araya gelmiş kırmızı renkli yıldızlı bir gökyüzü gibiydi ayrıca gizemli ve eksantrik bir ışıkla parlıyordu.

 

Nilüferin kavurucu sıcak bir yazda çiçek açması gerekliydi ama bu nilüfer kar fırtınasının içinde yüce bir şekilde çiçek açmıştı. Rüzgar uluyordu ve düşen karlar hızlıca uçuyordu yani sıradan bir insanın bu kar fırtınasının altında dik durması bile zordu. Yine de bu nilüfer boyun eğmez bir şekilde orada duruyordu ve ne taç yaprakları nede erkeklik organı kar fırtınasının atında oynuyordu. Sanki taç yapraklarının hiç biri kar fırtınası 10 kat daha güçlü olsa bile düşmez gibiydi.

 

Karın altında tüm arazi batmıştı yine de bu nilüfer kapanmamıştı. Taç yapraklarının üzerinde savrulan karın izi bile gözükmüyordu. Bu ezici kar fırtınası ve karın dünyasında o tek ve en kör edici varlık olmuştu.

----------ÇEVİRMEN NOTU----------

Nilüferi de buldular oh mis gibi :D Burada bıraksam ne güzel olur dimi tam bitecek yer :D :D Acaba bitti mi ^^

Yun Che şimdi ne yapacak? Nilüferi kullanacaklar mı? Kullanacaksa kim kullanacak? Bölüm başlığındaki muazzam canavar ne alaka? Merak mı ediyorsunuz? O zaman sonraki bölüme tıklayın varsa okuyun yoksa bekleyin :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr