"Gerçekten mi?" Yun Che'nin zihni sallandı ve bağırarak ayağa kalktı. "Onun seviye atlayıp atlamayacağı sadece ikincil olabilir. Eğer İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi gerçekten onu kısa sürede iyileştirebilirse o zaman neden bunu istemeyeceğim?"
"Bunu iyice düşünmek zorundasın." Jasmine uyardı. "İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi sizin Mavi Rüzgar İmparatorluğunda kutsal bir nesne olarak kabul ediliyor ve bu hiç abartı değil! Onu kullandıktan sonra önümüzde ki bin yıl boyunca onunla aynı seviyede bir eşya ortaya çıkmayabilir. Başka bir deyişle onun için bu eşyayı kullanırsan bu büyük fırsatı sonsuza kadar kaybedeceksin."
"Ayrıca! Senin bedeninin içinde ilahi hayvanların soyu ve ilkel bir tanrının sanatları var. Sen her seviye atladığında gücündeki artış normal insanlarla karşılaştırılamayacak bir şey değil! Eğer onu kendin kullanırsan onun sana kazandıracağı güç yükselişi o kıza göre çok fazla olacak! Benim gözümde eğer bu fırsattan gerçekten vaz geçersen bu gerçekten aptalca ve savurgan bir hareket olacak!"
Yun Che geriye iki adım attı ardından düşünmeden büyük İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferini iki elinin arasında tuttu. Her ne kadar İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi havada açıkta kalsa da Gökyüzü Zehir Sedefini güçlü aurası tarafından sarıldığından özü dışarı hiç sızmadı. Yun Che hiç tereddüt etmeden konuştu. "Gücümü yükseltmek tabi ki önemlidir ama o benim yasal bir şekilde evlendiğim karım. Onun daha çok iyileşmesini sağlamak benim kendi gücümden çok daha fazla önemli!"
"....Eğer önümde yatan kişi sen olsaydın ben yine aynı şeyi seçerdim!"
Jasmine aslında bir şey söylemek istiyordu ama Yun Che'nin lafını duyunca sessizleşti ve uzun bir süre başka bir şey söylemedi.
İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi hızlıca Gökyüzü Zehir Sedefinin yaydığı yeşil ışık tarafından sarıldı. İçinde bulunan tüm öz hızlıca arıtıldı. Soluk mavi pullar ve kırmızı toz aşağı süzüldü ve Yun Che'nin avucunun içine indi. Geriye kalan şey bir ejderhanın gözü boyutunda soluk mavi parlaklık yayan yuvarlak bir boncuktu.
Yun Che'nin burun deliklerini sarhoş edici bir koku işgal etti. Nazikçe nefes aldıktan sonra bedeninin rahatladığını ve hatta kan akışının sakince biraz hızlandığını hissetti. Kutsal eşya düzeyindeki bir varlık olan İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi inanılmaz derecede değerliydi ama aynı zamanda arıtması da inanılmaz derecede zordu. Bir başkasının ellerinde etkililiğinin yüzde otuzunun sürdürülmesi sınırken Yun Che'nin ellerinde mükemmel bir şekilde etkililiği %100dü.
Bu nedenle Yun Che'nin ellerinde 'İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi' kayıtlarda yazandan çok daha etkiliydi! Belki 2-3 kat belki de daha fazla!
Kayıtlarda onun Yeryüzü Kaynak Aleminin erken seviyelerinde olan birinin Gökyüzü Kaynak Alemine soktuğu kayıtlıydı ama Yun Che'nin elindekinin.....kendi bile uyandıktan sonra Xia Qingyue'nin gücünü ne kadar arttıracağını bilmiyordu!
(Ç.N: Ama ben biliyorum zaa :D Sizce ne olacak? :D )
Sadece kokusunu koklayarak birisi sanki vaftiz edilmiş gibi hissedecekti. Tüketildikten sonra nasıl bir değişim getireceğini hayal etmesi basitçe imkansızdı. Onun çekiciliği çok yüksek deneyimleri olan yaşlılarda dahil tüm kaynak uygulayıcılarının zorlukla karşı koyabileceği bir şeydi. Yun Che ona baktı ama ifadesi beklenmedik bir şekilde sıradandı. Bir tereddüt belirtisine bile sahip değildi. Eğer Xia Qingyue onun hayatını kurtarmasaydı çok uzun zaman önce ölü bir adam olacaktı bu yüzden nasıl onu kurtarmaya isteksiz olabilirdi!
Yun Che ilerledi ve Xia Qingyue'nin hassas dudaklarını nazikçe ayırdı. Ardından Mavi Rüzgar İmparatorluğunun titremesine neden olabilecek 'İmparator Uyandırıcı Kalp Hapını' onun ağzına koydu ve kaynak enerjisini nazikçe iterek hapa onun bedeninin içine gitmesi için rehberlik etti.
Jasmine onu durduracak bir şey söylemedi.
Clank… (Şakırdama- şıkırdama vs sesi.)
Yun Che'nin kaynak gücünü katalizör olarak kullanmasına gerek kalmadan İmparator Uyandırıcı Kalp Hapı neredeyse anında onun bedenine girdi. Xia Qingyue'nin bedeni görkemli ay beyazı parıltı tabakası ile serpildi. Bu tabaka inanılmaz derecede nazikti ve hatta hiç şiddetli enerji zerresine sahip değildi. Çoğu zaman çok fazla güç taşıyan bir tıbbi hap genellikle arıtılmak için çok uzun zaman alır ve bu işlem sırasında büyük bir tehlike taşır. Yutulduğunda genelde bedenin içinde bir alev gibi patlardı. Eğer dikkatli olunmazsa ve iyi arıtılmamışsa bu patlama tüm bedene zarar vermeye yeterli olacaktı veya ölümcül bile olabilirdi. Ancak bu 'İmparator Uyandırıcı Kalp Hapı' onun bedenine girdiğinde onun içinde bulundurduğu kuvvet bir dalgacık kadar hafifti. Yavaşça ve nazikçe bedenin her parçasının içine yayıldı ve içinde bulundurduğu tüm kuvveti Xia Qingyue'ye verdi.
Ay beyazı parıltının altında Xia Qingyue'nin nefes alışı giderek sakinleşti. Yun Che hızlıca ve hoş bir şekilde onun daha önce soğuk tarafından zarar görmüş meridyenlerinin hızlı bir tempoda iyileştiğini keşfetti. Onun kan dolaşımı da da hızlı bir şekilde sakinleşti. Ardından saf beyaz yüzünde hafif pembe bir kızarıklık ortaya çıkmaya başladı. Bunun sonrasında Yun Che'nin dikkatli bakışlarının altında Xia Qingyue yavaşça gözlerini açtı.
Xia Qingyue'nin hapı almasından uyanmasına kadar sadece 7.5 dakika geçmişti. Hapın mucizevi etkisi Yun Che'yi sanki rüyadaymış gibi hissettirdi.
"Neresi....burası?" Xia Qingyue afallamış bir şekilde etrafına baktı. Puslu ifadesi ile sanki bir rüyanın içindeymiş gibi hissetti. Anılarına göre onlar hala Cennet Havzasının muazzam canavarının karanlık ve soğuk içindeydiler.
O bedeninin içinde nazik bir güç kaynağı hissetti ve bir sıcak güç tabakası bedeninin her yerine sürekli olarak akın ediyordu.
"Kalkma." Yun Che derhal uzanıp onun omuzlarını aşağı bastırdı ve nazikçe konuştu. "Burası güvenli bir yer....merak etme sen rüya görmüyorsun. Biz çoktan kaçtık. Ben zaten iyiyim ve sende yakında daha iyi olacaksın."
Ardından Xia Qingyue'ye cennet havzasından kaçmalarından bu mekana gelmelerine kadar olan olaylar hakkında basit bir açıklama verdi. Ama anlattığı şeyler aslında olanlardan hafif bir sapmaya sahipti. O Xia Qingyue'ye canavarın midesinde yanlışlıkla uzay özellikli bir hazine bulduğunu ve buraya geldiklerini söyledi. Xia Qingyue'ye burasının aslında bir 'fantezi dünyası' olduğunu söylemedi.
Yun Che açıklama yaparken İmparator Uyandırıcı Kalp Hapı hala istikrarlı bir şekilde Xia Qingyue'nin bedeninin içinde gücünü serbest bırakmaya ve orijinalde tamamen tükenmiş olan kaynak gücünün şaşırtıcı bir hızla geri getirmeye devam ediyordu. Bu hızla belki de 2 saatten daha kısa sürede bedeni ve kaynak gücü tamamen iyileşecekti.
"Sen bana.....İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferini mi verdin?" Bedeninin içindeki sıcak gücü hissettiğinde Xia Qingyue'nin tek düşünebildiği olasılık buydu.
"Mn, ben önce yine de biraz endişelenmiştim. Ama Allah'tan söylediğin gibiymiş onun tıbbi kuvveti inanılmaz derecede sıcak (samimi-ılık vs o anlamlarda.). Hiç riski yok." Yun Che hafif bir gülümseme ile konuştu.
"Ama..."
"Aması yok." Yun Che onun sözünü kesti ve hafifçe elini salladı. Ardından uzandı ve onun narin ellerini yakaladı. "Sen benim hayatımı kurtarmak için her şeyini vermeye hazırdın. Bir İmparator Uyandırıcı Kalp Nilüferi neden önemli olsun ki. Ayrıca biz evli bir çiftiz birbirimizi tek tek ayırmamız gerekmez."
Birdenbire elleri Yun Che tarafından sıkıca kavranan Xia Qingyue'nin kalbi hafifçe titredi. O bilinçsizce ellerini serbest bırakmak için mücadele etmek istiyordu ama onlar Yun Che tarafından sımsıkı tutuluyorlardı. Aralıksız birkaç defa mücadele etti ama güçsüzlüğünden dolayı kaybetti. O sadece onun ellerini tutmasına izin verebilirdi ve kalp atış hızı yavaş yavaş arttı. Her ne kadar o gizlice Donmuş bulut Sanatlarını kullansa da bunu bastıramadı.
İkisi uzun zamandır evliydi ama bu onların ellerinin bu kadar belirsiz olarak birlikte tutulduğu ilk seferdi. Xia Qingyue'nin elleri buz gibi soğuk, yumuşak bir yeşim kadar hassas ve kemiksiz görünecek kadar yumuşaktı. Yun Che onu tuttuktan sonra bırakmak istemedi. İkisi uzun süre sessiz kaldı ve ikisi de bu özel havayı bozma korkusuyla bir şey söylemekten korktular.
Knock knock knock…
(Ç.N: Tüm ortam bozuldu :D Hep bu kapı çalmaları bozuyor işi arkadaş :( )
Dışarıdan zarif adım sesleri duyuldu ve ardından kapı çalma sesi geldi. Xia Qingyue'nin elini bırakmak istemeyen Yun Che sordu. "Kim o?"
"Büyük Kardeş Yun Che içeride misin? Ben Ling’er."
(Ç:N: Neyse sen istisna sayılırsın. Bu seferlik ortamı bozmana izin verdik bir daha olmasına am :D )
Su Ling’er'in özgür ruhlu sesi bir bülbül gibi yankılandı. Yun Che derhal kapıyı açtı ve hafif yeşil renkli şifon giyip cana yakın bir şekilde dışarıda duran Su Ling’er'i gördü. O Yun Che'yi gördüğünde mutlulukla gülümsedi. "Büyük Kardeş Yun Che!"
__________________
Yazar Notu: Bu bölüm biraz kısa olması....bir savaş için hazırlanmak için bana bir süre düşünce fırsatı verdi!!
Savaşmayan bir ana karakter ana karakter olamaz....Ana karakterin karısının ne kadar gelişebileceğini düşünüyorsunuz?
-----ÇEVİRMEN NOTU------
Çok düşünüyoruz reyiz. Karısı güçlü olsun. Herkesin karısı tek yiyor ana karakter kurtarmak için bir tarafını yırtıyor. Karısı güçlü olsun beraber savaşsınlar bence daha hoş bir görüntü olur. (Tabi ana karakter daha güçlü olacak :D ) + Cidden bu bölüm kısa hatta belki en kısa bölüm bu :D
Ling'er neden geldi? Xia Qingyue'yi uyanıp görünce ne yapacak? Xia Qİngyue hangi seviyeye yükseldi? Xia Qingyue neler yapacak? Yun Che neler yapacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman sonraki bölüme tıklayın ve öğrenin :D
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..