Bölüm 1221: Korkunç Luo Changsheng

Luo Changsheng'in sözleri Yun Che'nin kaşlarını kırıştırdı.

Vücudundaki küçük yaralar önemsiz olsa da, hâlâ tüm vücudunu kaplayan yara izleri vardı. Öte yandan, Luo Changsheng'in vücudunda tek bir çizik yoktu. Yoğun savaş nedeniyle, Yun Che'nin kolları ağrıyordu ve uyuşuyordu, solunumu karmakarışıktı. Ancak Luo Changsheng kıyaslanamayacak kadar sakindi. Yun Che, Luo Changsheng'in aurasında ve nefesinde genelde şiddetli savaşlardan gelen bir bozukluk hissedememişti.

En korkutucu kısım, sakince "ısınmak" kelimesini söylemesiydi.

Yun Che sadece "Gürleyen Cennet" durumunda Cennet Cezalandıran Kılıcı kullanabiliyordu ve bunu da çok uzun süre sürdürmek mümkün değildi. Bu tür bir gücü sadece ısınmak için nasıl kullanabilirdi? Daha önce uyguladığı her vuruş gücünün zirvesini içeriyordu, ancak Luo Changsheng aslında sadece "ısınıyordu"... Ve hâlâ tüm gücünü kullanmamıştı bile!

"Nasıl istersen."

Yun Che sol kolunu kaldırdı ve Altın Karga İlahi Ruh ile kaynaşmış kaynak kulpunu serbest bıraktı. Açık bir çığlığın ortasında büyük bir Altın Karga Görüntüsüne dönüşürken güçlü ateşli bir aura anında gökyüzünü doldurdu.

"Çok iyi." Luo Changsheng gülümsedi. Yun Che'nin göğsünü dikkatsizce süpüren bakışları anlık olarak durdu.

Garip... Açıkça yıldırımım tarafından çarpılmıştı. Neden sadece bu kadar küçük yaralar yaptı? Neden yıldırımla vurulma izleri yok?

Yıldırım yasalarına da yetkin olabilir mi?

Kaynak Kulpunun etkinleşmesi: Tanrı Tezahürü tartışmasız bir şekilde Yun Che'nin gücünün önemli bir parçasıydı  ama o orada durmadı. Cennet Cezalandıran Kılıç, şiddetli bir şekilde alevlerle ateşlendi ve Luo Changsheng'e Altın Karga Tanrı Tezahürü ile bir meteor gibi çarptı... O anda, tuhaf bir ışık aniden Luo Changsheng'in gözünde parladı.

"Haaah!!”

Ateşli bağırışın ardından, vücudundaki güçlü kaynak enerji yine keskin bir şekilde arttı. Bu ani patlama enerjisi dalgası, o kadar güçlüydü ki sanki yanı başında bomba patlamıştı, Yun Che'nin boğulmuş hissetmesine ve saldırısının momentumunu zorla engellemesine neden oldu.

Bu enerji patlamasının sesi, mevcut herkesin ruhlarında yankılanmış gibi görünüyordu ve onlara şiddetli bir şok vermişti. 

"Luo Changsheng'in aurası... Ah!?"

"Luo Changsheng şu an o kadar korkunçtu ki, yine de... Gücü anında bu kadar arttı!"

"Aslında tam gücünü bile kullanmıyordu. Bu aura gerçekten de korkutucu! Bu Luo Changsheng'in gerçek gücü mü!? Şimdiden Yun Che'yi bastırdı!"

"Bu 'Genç Usta Changsheng' ismi boşuna söylenmemiş!? Doğu Bölgesinin Önceki Dört Tanrı Çocukları arasında en üstte yer aldığı açıkça kabul ediliyordu. Yun Che güçlü olmasına rağmen, o bile Genç Usta Changsheng'in yanına yaklaşamaz. Yun Che'nin Luo Changsheng'i yenmesini görmek isteyen hayalperestler birer cahiller ve bir rüya yaşıyorlar."

"Luo Changsheng aslında... Aslında... Şimdi ne yapacağız?" Huo Poyun'un yüzü dişlerini sıkarken gerginleşti.

En düşük kaynak gücü olan olay yerindeki kişiler bile, Luo Changsheng'den gelen bu kaynak enerji patlamasının Yun Che'nin kaynak enerjisinin baskısını sürekli olarak aştığını... Ve onu da aştığını açıkça anlayabilirdi.

"... Biz sadece Yun Che'nin iz bırakmak için "Tanrı Tezahürü"nü kullanmasının yeterli olup olmadığını görebiliriz." Huo Rulie kaşlarını çattı. Yun Che'nin görünümünden yola çıkarak, Yun Che'nin daha önce hiçbir şey esirgemeden elinden gelen her şeyi yaptığını söyleyebilirdi.

Ama Luo Changsheng...

O zaman bile Luo Changsheng ile başa baş gitmeyi zar zor başardı. Serbest bıraktığı Tanrı Tezahürü, kaynak güçteki büyük eşitsizliği aşabilir mi? 

Luo Changsheng kollarını yaymıştı. Yıldırımın çatırtısı ve fırtınanın uluması büyük ölçüde sakinleşmişti ama atmosfer öncekinin iki katına yakın ağırlıkta bir basınç ile doluydu. Yun Che'ye baktı, yüzü hâlâ su kadar sakindi. "Bu benim 'normal' durumumun sınırları. Sunulmuş Tanrı Savaşında kaynak gücümü sınırlarıma kadar serbest bıraktıran tek kişisin. Bunu benim onaylamam olarak düşünebilirsin..."

Kutsal Yıldırım Kılıcını kaldırarak, bir esinti kadar nazik bir sesle konuştu, "Devam et ve beni tüm gücünle yenmeye çalış."

Luo Changsheng'in duruşu ve sözleri, açıkça ona olan güçlü bakışını sergiliyordu. Ancak bu, kasıtlı bir kibir değil, daha doğrusu... Ona değil, Yun Che temelde tüm gücünü kullanması durumunda bile aynı seviyede değildi.

Olağandışı bir "Tanrı Tezahürü" serbest bıraksa bile.

Hsss!

Açıklamasından sonra, Kutsal Yıldırım Kılıcı mor bir yay attı. Gökyüzündeki vahşi yıldırım anında patladı ve aniden aşağı doğru saldıran derin mor bir kurtun görüntüsü havada ortaya çıktı. Yun Che ve Altın Karga görüntüsünü saran geniş bir yıldırım alanına dönüştü.

"Dikkat et!" Huo Poyun elinde olmadan bağırdı. Bu yıldırım etki alanı kendiliğinden oluşmasına rağmen, ilk tepkisi Yun Che'yi uyarmak olmuştu, çünkü Luo Changsheng'in tüm gücünü serbest bıraktıktan sonraki kaynak aurası çok korkutucuydu.

Tereddüt etmeden Yun Che yıldırım alanına doğru hücum etti. Vücudundaki alevler daha yoğun bir şekilde yandı ve Altın Karga görüntüsü yıldırım bölgesine girerken iki farklı büyüklükte güneşe benziyordu.

"Ah!?” Seyirci sıraları Yun Che'nin yıldırım alanına hamle yaptığını görünce şaşkın bağırışlar patlattı, ancak hemen sonra bağırışları değişti.

Booom!!!!!

Bu patlamanın sesiyle birlikte, devasa yıldırım etki alanında kırmızı bir altın alev kalıntısı çizildi. Bu alev işaretinin altında, engin yıldırım etki alanı parçalanmış zayıf bir bez gibi görünüyordu. Yun Che ve Altın Karga Tanrı Tezahürü çıldırmış gibiydi. Bir kılıç azgın alevlerde sallanıyor olsa da, Luo Changsheng'i yukarıdan aşağı çarptı.

Luo Changsheng'in kaşının kenarları haifçe eğildi. Kutsal Yıldırım Kılıcının mor parlaklığı dağıldı, yerini yoğun bir sarı ışık tabakasına bıraktı. Kılıç ve balta kesişti ve bir fırtına sarıyı süpürdü. Farklı tür bir güç alanı yayıldı ve hafifçe Yun Che ile bir araya geldi.

Eşsiz, ağır bir basınç aniden indi ve Yun Che'nin hızını bir anda yavaşlattı. Yun Che, Luo Changsheng'e yaklaşırken basınç katlandı, sanki yavaş yavaş üzerinde büyük bir dağ bastırıyormuş gibi hissetmeye başladı. Kılıcının ve alevlerinin gücü de onunla büyük ölçüde bastırılıyordu ve Luo Changsheng'e yaklaşık otuz metre mesafeye ulaştığı anda tamamen engellendi. Onun gücü ya da Altın Karga Tanrı Tezahürünün gücü, ikisi de ilerleyemiyordu.

Hem adam hem de Tanrı Tezahürü, Luo Changsheng tarafından kolayca engellenmişti!

Bu sahne, Huo Rulie ve diğerlerinin kalplerindeki umudu acımasızca yok etmişti.

Dövüşçülerin bakışları karşılaştığında Yun Che'nin kaşları sertçe gerildi ve Luo Changsheng hâlâ eskisi kadar sakinken kolları hafifçe titriyordu. Anlamlı bir gülümseme Luo Changsheng'in yüzünü süslüyordu. "Yani gerçekten yıldırım yasalarına yetkinsin."

Yun Che "...”

Luo Changsheng'in yapısı göklerin üstündeydi ve kaynak gücü de korkunç olma noktasındaydı, aynı zamanda zihni de son derece açıktı.

Luo Changsheng elini salladı ve ağır savunma gücü alanı aniden şiddetli bir saldırı haline geldi, Yun Che ve Altın Karga Tanrı Tezahürünü sarsarak uzak mesafeye gönderdi. Luo Changsheng takla attı ve aynı anda hem kılıcını hem de baltasını salladı ve Sunulmuş Tanrı Sahnesinde çığlık atan bir fırtına yarattı. Sanki bir tanrı inmiş gibi, elli kilometre genişiliğinde dev bir şahin yok edici bir öfke uyandırdı... Yun Che'ye gitmek yerine, doğrudan Altın Karga Tanrı Tezahürüne yöneldi.

Altın Karga Tanrı Tezahürü Yun Che'nin gücünün sadece yüzde altmışını içeriyordu, bu yüzden Luo Changsheng'in tam gücü ile oluşturulan bir saldırıyı nasıl karşılayabilirdi? Dev şahin aşağı inerken son derece korkunç rüzgar bıçaklar, Sunulmuş Tanrı Sahnesi üzerinde sayısız ince kesik attı.. Altın Karga görüntüsünün vurulduğu an, alevleri ve hayaleti gökyüzünü kaplayan ateşli kıvılcımlar saçtı ve iki nefeslik sürede ortadan kayboldu.

"Senin Tanrı Tezahürün kesinlikle güçlü, ama aynı zamanda büyük bir zayıf noktası var." Luo Changsheng'in aurası, yavaş yavaş işaret ederken Yun Che'ye kilitlendi, "Çok zayıf!"

Sesi azalırken bir fırtına yarattı ve anında Yun Che'ye saldırdı.

Boom!

Yüksek ses, karşı tarafların gücü acımasızca bir kez daha çarpıştığında gökyüzünde patlayan cennetsel gök gürültüsüne benziyordu. Ancak bu sefer Yun Che'nin vücudu ciddi şekilde sallandı. Kollarındaki damarlar ve kaslar aynı anda vuruldu.

Tam gücünü kullanan Luo Changsheng'in önünde Yun Che, iş kaynak güce geldiğinde tam bir dezavantajdaydı.

Yun Che'nin vücudu düştü ama yere temas ettiğinde hemen geri sıçradı. Cennet Cezalandıran Kılıç hızla muazzam kılıç kuvveti yoğunlaştırdı ve bir kez daha vurdu.

Bang!!

Yun Che'nin ani karşı saldırısıyla karşı karşıya kalan Luo Changsheng'in sol eli yatay olarak kaydı. Donuk bir homurdanma ile, Cennet Cezalandıran Kılıcı sıkıca engelledi... Ve sadece İlahi Rüzgar Baltasını kullanarak bunu yapmıştı. Cennet Cezalandıran Kılıcı sadece tek elini kullanarak engellemişti!

Sağ eli indiğinde, Yun Che'nin göğsünde acımasızca bir sarı ışık saldırısı patladı.

Yun Che inledi. Kan tükürdü ve daha önce olduğundan daha hızlı çöktü... Luo Changsheng hafifçe boğulmuştu. Bir takip saldırısı yapmak üzereyken, ortaya çıkmaması gereken bir kriz duygusu aniden arkasından geldi.

Luo Changsheng bir şey hissetmişti, ancak sağ kolunda şiddetle patlayan kızıl aleve zamanında tepki veremedi.

"Ooooh!!"

Yun Che'nin vücudu ağır ağır yere düştü ve durmadan önce Cennet Cezalandıran Kılıcı birkaç adım geriye sürükledi. Kollarından kan sızıyordu ve yüzü bir an soluklaştı.

Luo Changsheng acı bir şekilde inledi. Sağ kolu tamamen parçalanmıştı ve uzun bir yanık iziyle mühürlenmişti. Altın Karga alevlerinden ne tür bir kavurucu bir acı hissetmişti? Söz konusu kişi Luo Changsheng gibi bir figür olsa da birkaç nefes süresi boyunca yüzünde çarpık bir ifade görünecekti.

Daha önce yok edilen Altın Karga Tanrı Tezahürü şimdi Yun Che'nin yanına geri dönmüştü.

"Görünüşe göre benim 'Tanrı Tezahürüm' senin bildiğinden çok farklı."

Yaralanmaların şiddeti açısından bakılırsa, Yun Che'nin durumu Luo Changsheng'den çok daha ciddiydi. Bununla birlikte, ağzının köşesindeki kan lekesini sildi ve garip bir gülümseme ortaya çıkardı.

Luo Changsheng'in yüzü, gözleri hayretle dolduğu için biraz değişti. Yun Che'nin Tanrı Tezahürünü açıkça yok etmiş ve tamamen bastırmıştı, bu yüzden Tanrı Tezahürünü tekrar serbest bırakma şansı yoktu... Ama aniden arkasında ortaya çıktı ve onu yaktı.

Tek olasılık... Bastırıldığı halde Tanrı Tezahürünü serbest bırakabilmesi olabilir miydi?

Luo Changsheng'in Tanrı Tezahürü anlayışı doğal olarak sadece İlahi Ustaların uygulayabileceği Tanrı Tezahürü Sanatından gelmişti. Tanrı Tezahürü Sanatı sadece bir ton kaynak enerji gerektirmekle kalmadı, aktivasyonu kişinin kaynak enerjisini ve zihnini bir araya getirmek için uzun bir süre gerektirdi. Yok edildiğinde kullanıcıda ciddi etki bile meydana getirirdi.

Bu aynı zamanda tüm Tanrı Aleminin "Tanrı Tezahürü Sanatı" hakkında sahip olduğu ortak bir varsayımdı.

Ama nasıl olur da Yun Che'nin "Kaynak Kulpu: Tanrı Tezahürü", bildikleri "Tanrı Tezahürü Sanatı" olabilirdi?

Gücü Yun Che'den gelse de, aktivasyonu kişinin zihninin ve kaynak kulpunun birleşimiydi. Kaynak güç ile alakası yoktu.

Luo Changsheng'in gözleri kısıldı. Bu, Yun Che'ye karşı yaptığı savaşta aldığı ilk yaraydı.

Altın Karga alevlerinin yakılmasıyla ortaya çıkan acı nihayet öfkesini biraz uyandırmıştı.

"Beni yaraladın... Aferin." Luo Changsheng başını kaldırdı. Hafif bir nefes verdikten sonra, övdü, "Jun Xilei'ye karşı çok fazla geri durduğumda ve bu yüzden yaralandığımda, bir yara daha almayacağımı düşünmüştüm. Beklendiği gibi, beni hayal kırıklığına uğratmadın."

Luo Changsheng'in sözleri açıkça kibirli geliyordu ama kendisi hiç kibirli değildi. Bunun nedeni, bunun onun için dürüst bir beyan olmasıydı, daha basit ve net olamayacak bir gerçekti.

"Ancak, ikinci bir tane olmayacak... Tabii eğer tüm gücün buysa!"