Olanların beklenmedik bir şekilde değişmesiyle Yun Che sonunda hayatında ilk defa kan bağı olduğu bir akrabasını bulmuştu. Hiç şüphesiz kader ona şaka yapıyordu....Ancak Yun Che bu şakanın iyi niyetle mi yoksa kötü niyetle mi dolu olduğunu anlayamıyordu.
Her ne kadar akrabasını bulsa da o 100 yıldır bir sefalet çekmişti. Eğer bu tür bir durumda bir yabancı olsaydı Yun Che ona sadece acıyacaktı ancak bu durumdaki kişi akrabası olunca hissettiği şey ruh delici bir kalp acısıydı. Orijinalde İblisi öldürmek buradan çıkmak için tek yoluydu. Ancak şimdi o İblisin büyükbabası olduğunu öğrenmişti bu yüzden nasıl sonunda bulduğu akrabasına karşı sadece kendi özgürlüğü uğruna harekete geçebilirdi?
Yun Che ayağa kalkıp Ejderha Kusurunu kavradı ve onu yükseltti. Yanan Kalp kapısını açtı ve tüm gücüyle yukarı doğru bir Anka Kırığı salladı.
Anka alevleri vızıldarken yukarı doğru yükseldi ve acımasızca yukarıya çarptı...Nazik bir “ding” sesinden sonra Anka Kırığı havada dağıldı ve yukarıda bırak herhangi bir hasarın gözükmesini bir kum yada kir zerresi bile düşmedi.
"Faydası yok." Yun Canghai başını salladı. "Cennetin Cezası Kılıcının bastırması senin hayal edebileceğinden çok daha güçlü. 10 kat daha güçlü olsan bile ona 1 santim bile zarar veremezsin." Yun Canghai nazik bir gülümseme ortaya çıkardı ve Yn Che'ye doğru elini salladı. "Gel. Yanıma gel. Biz dede torun sohbet edelim. Benim sana söylemek istediğim çok şey var."
(Ç.N: Arada büyükbaba yapıyorum arada dede yapıyorum ne yapsam sizce ikisi de olur. Dede daha Türkümsü geliyor Büyükbaba daha batı tarzı kalıyor gibi ne yapayım :D )
İkisi birbirlerini akrabaları olarak tanıdıktan sonra aralarında inşa ettikleri atmosfer tamamen alt üst oldu. Zamanın geçişi ve kalbindeki sakinlikle birlikte Yun Che bilincinde Yun Canghai'nin dedesi olması konusu daha netleşti. O Yun Canghai'nin önünde durdu ve her sözünü dinledi.
Hayali İblis Ülkesinin arazisi, yapısı ve adabı.....Yun Ailesinin yükselişi, şuan ki durumu ve İblis İmparatorunun Ailesinin kökeni....Onun ve İblis İmparatoru arasındaki dostluk....Hayali İblis Ülkesinin şuan ki yöneticisi olabilecek olan Küçük İblis İmparatoriçesi....12 Koruyucu aile arasındaki rekabet...Hayali İblis Ülkesi ve 4 Büyük Kutsal Bölge arasındaki kin....4 Büyük Kutsal Bölgenin şuan ki durumu ve onların güçleri...
(Ç.N: Biz niye bilmiyoruz? Yazar ibne çıktı rıza baba :D )
Yun Canghai sürekli Yun Che'ye açıkladı ve benzer şekilde o da Yun Che'nin birkaç yıldır deneyimlediği şeyleri ve onun refahını bilmek istiyordu. Yun Che ona çocukluğunu, alay edildiği zamanı, deneyimlediği aşağılanmayı ve düşük benlik saygısını anlattı. Ona çoktan evlendiğini söyledi...Ona 16 yaşında çok güçlü bir usta ile karşılaştığını ve o gün kaderinin değiştiğini söyledi...Yun Canghai bir sözü bile kaçırabileceğinden korkarak çok dikkatli bir şekilde dinledi. Zaman zaman ifadesinde mest olma ortaya çıkıyor zaman zaman üzüntü ortaya çıkıyordu. Bazen öfkeleniyor bazen de gülümseme ile doluyordu....Yun Che'nin sesinin içinde onun tüm duyguları tükenmiş gibi görünüyordu.
Yun Canghai onu aldı ve bildiği her şeyi anlatmak isterken 3 gün 3 gece sohbet ettiler.
"Dede merak etme. Bu dünyada belli bir ölüm yolu yok biz kesinlikle buradan çıkmak için bir yol bulacağız." Yun Che yukarıdaki kara deliğe baktı ve sıkı kaşları ile konuştu.
"Hoho, tabi ki." Yun Canghai sakince konuştu. Bu birkaç gün içinde onun ifadesi aşırı sevincin altında oldukça kırmızılaşmıştı ve maneviyatı da eskisine göre birkaç kat daha iyiydi. Özellikle gözleri artık durgun bir su gibi soğuk değil bunun yerine özellikle nazikti. O ellerini göğsüne koydu ve yavaşça konuştu. "Che’er sana vermek istediğim bir şey var"
Konuştuktan sonra eliyle güçlü bir kuvvet uyguladı. Kaynak enerjisi aniden yükseldi hemen ardından bastırılmış bir inilti çıkardı ve yüzünde acı parladı. Ağzından yumruk büyüklüğünde bir beyaz ışık kümesi çıktı ve Yun Canghai'nin eline indi.
Bu beyaz ışık kümesi bir koruyucu kaynak enerjiydi ve içindeki şeyi güvenli bir şekilde sarıyordu. Yun Che birkaç adım yaklaştı. Bu ışık kümesi son derece yoğundu ve Yun Che'nin idrak edemediği son derece yüksek seviyeli bir aura yayıyordu. Bu açıkça Yun Canghai bastırılmadan önce yaptığı bir şeydi. Yun Che sordu. "Bu daha önceden söylediğin....Hayali İblis Ülkesine teslim etmemi istediğin şey olabilir mi?"
O daha önce Yun Canghai'nin ona emanet etmek istediği şeyi nereye koyduğunu merak ediyordu....Demek ki Yun Canghai aslında onu koruyucu kaynak enerjisi ile sardıktan sonra yutmuştu!
"Doğru!" Yun Canghai derin bir nefes aldı. "Al bunu ve içindekini incelemeye çalışma. Eğer bir gün Hayali İblis Ülkesine gidebilecek yeteneğin olursa onu şuan ki yönetici olan....Küçük İblis İmparatoriçesinin ellerine ver. Kesinlikle bizzat vermen gerek başkasının ona dokunmasına izin verme."
Yun Che beyaz ışık kümesi tarafından sarılan şeyi alıp onu Gökyüzü Zehir Sedefinin içine koydu ve ardından dikkatlice başıyla onayladı. "Dede merak etme. Küçük İbis İmparatoriçesi ile karşılaşmadan önce ölsem bile bu başkalarının eline düşmeyecek."
"Güzel. Doğal olarak ben senin sözlerine inanıyorum." Yun Canghai rahatlatıcı bir gülümseme verdi ve ardından sağ kolunu uzattı. "Gel bana sol elini uzat."
Yun Che itaatkâr bir şekilde sol elini uzattı. "Dede sen?"
"Senin gücün hala çok zayıf. Ne yazık ki kaynak enerjisi başkasına devredilmiyor aksi halde tüm enerjimi hiç tereddüt etmeden sana verirdim. Benim gücüm burada büyük ölçüde bastırılmış benim şuan ki halim ile sana yardım etmek için tek yapabileceğim şey....Kaynak Kulpunu zamanından önce uyandırmak!"
Yun Canghai'nin sözleri kesildiğinde bir kaynak enerjisi dalgası azgın bir deniz gibi sol eline girdi ve beraberinde tüm kolunun patlayacağını düşündürten şiddetli bir ağrı getirdi. Aynı zamanda sol elinin arkasında beyaz kılıç şeklindeki işaret ortaya çıktı.
"Dede..." Yun Che tam bir şey soracakken Yun Canghai aniden gözlerini kapattı. Ardından ağzını da kapadı ve başka bir ses daha çıkarmadı. Aynı zamanda kaynak enerjisini yapabildiği kadar bastırarak bedenini tamamen savunmasız bir duruma soktu.
Yun Canghai daha önce Yun Ailesinin Kaynak Kulpunun birisi Gökyüzü Kaynak Alemine girdiğinde doğal olarak uyandığını söylemişti.
Şuan da Yun Che sadece 6.seviye Yeryüzü Kaynak Alemindeydi....Yun Canghai'nin sözlerinden onun Yun Che Yeryüzü Kaynak Aleminde iken doğrudan Kaynak Kulpunu uyandırmayı planladığı anlaşılıyordu.
Yun Canghai'nin Kaynak Kulpu serbest kaldı ve Yun Che'nin kolunu daire içine alıp etrafında dans eden uzun bir ışık ışınına dönüştü. Kolundaki acı hissi daha ağırlaştı ve sanki kolu her an patlayabilirmiş gibi hissediyordu. Yun Che dişlerini sıktı ve tek bir inilti bile çıkarmadı. Yun Canghai'ye bakılınca onun dişleri Yun Che'ninkin den daha çok sıkılıydı, alnı sıcak terlerle doluydu, tüm bedeni hafifçe titriyordu, sanki kaynak enerjisini açıkça tüketiyor gibiydi ve dayandığı acı Yun Che'ninkin den çok daha fazlaydı.
Yun Che'nin bilmediği şey Kaynak Kulpunu zamanından önce uyandırmanın çok zor bir şey olduğuydu. Yun Canghai'nin şuan ki gücüyle o sadece bunu zar zor yapabilirdi. Ve sonuca ulaştığında neredeyse tüm gücünü kullanmış olacaktı.
Camgöbeği Kaynak Kulpunun hareketleri hızlandı ve Yun Che'nin kolunda hissettiği genişleme hissi daha şiddetlendi ve sanki bir sonraki an patlayabilirmiş gibi hissediyordu. O anda un Canghai'nin iniltisine eşlik ederek Yun Che'nin sol elinin olduğu elbise kolu aniden patladı ve tüm sol kolunu açığa çıkardı. Kolunda 15 santimetre uzunluğunda koyu kırmızı bir ışık parlıyordu.
Işık ortaya çıktığında Yun Che'nin zihni ve kaynak damarları şiddetle sallandı sanki koluna yeni bir şey eklenmiş gibi hissediyordu. Bu şey yabancı olmasına rağmen kan damarlarına ve kaynak damarlarına sıkı bir şekilde bağlandı.
Yun Ailesinin kanını taşıdığı için ona ait olan kaynak Kulpu o anda zamanından erken uyandı.
“Urgh!”
Yun Canghai bir rahatlama iniltisi çıkardı ve tüm bedeni aşırı yorgunluktan titrerken Yun Che'nin kolunu kavramayı bıraktı. Bu sırada Yun Che'nin kolundaki yabancı his anında yok oldu ve o aceleyle Yun Cangha'ye yardım etmek için ilerledi. "Dede iyi misin?"
"Ben iyiyim....Ben iyiyim." Yun Canghai kolunu salladı ve derin bir nefes aldı. Kafasını kaldırıp Yun Che'nin kolundaki koyu kırmızı Kaynak Kulpu işaretini görünce aniden sersemledi. "Nasıl....kırmızı olabilir?"
(Ç.N: Başrol dediğin en ezik şeyi alır :D Diğer lnlerde başrol anca herkesten yüksek oluyor :D Burada başrol en düşüğü :D :D )
Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, camgöbeği, mavi, mor....Kaynak Kulpunun 7 rengi arasında kırmızı en zayıfıydı! Yun Ailesinde 10 kişiden 9 tanesi kırmızı, turuncu ve sarı aralığında Kaynak Kulplarına sahipti. Ve bunların arasında 10 kişiden 9 tanesi sarı ve turuncuya sahipken sadece kalan %10luk küçük kısımda kırmızı renk vardı ve onun gözükme olasılığı neredeyse yeşil Kaynak Kulpu ile aynıydı. Çünkü kırmızı Kaynak Kulpu Yun Ailesinin öğrencileri için bir utançtı kırmızı renge sahip olan birisi anında açıkça bir çöp olarak kabul edilirdi. Onlar Yun Ailesi için sadece tamirci yada hizmetçi olabilirlerdi. Yun Ailesi öyle dursun onlar dışarıya gitse bile başkaları tarafından yine de küçük görülürlerdi.
(Ç.N: Düşünsenize hizmetçi Yun Che :D Aklıma BU geldi :D Hizmetçiler Kralı Yun Che )
Yun Ailesinin ustası olan Yun Canghai ve onun oğlu Yun Qinghong ezici camgöbeği Kaynak Kulpu uyandırmıştı...Ve Yun Canghai'nin gözlerinde onların kanını miras alan Yun Che'nin yeteneği ile en az onunda camgöbeği hatta belki de mavi Kaynak Kulpu uyandıracağına sıkıca inanıyordu. Ve ne kadar kötü olursa olsun hala yeşil olmalıydı yine de onun uyandırdığı şeyin Yun Ailesi tarafından aşağılanma gören en değersiz kırmızı Kaynak Kulpu olacağını asla beklemiyordu!
Yun Canghai'nin yüzündeki şaşkınlık ve hayal kırıklığı açıkça Yun Che tarafından yakalandı. O kırmızı işarete baktı ve nazikçe konuştu. "Kırmızı Kaynak Kulpu en zayıfı olmalı değil mi? Üzgünüm dede seni hayal kırıklığına uğrattım."
O Yun Ailesinde büyümediği için Kaynak Kulpunun onlar için ne anlama geldiğini bilmiyordu bu yüzden bu en zayıf olan kırmızı olsa bile o çok hayal kırıklığına uğramamıştı. Sonuçta kırmızı Kaynak Kulpu onun için gücünü arttıran bir şey olacaktı ve kesinlikle bir kayıp olmayacaktı. O Yun Canghai'nin duygularını az çok anlayabiliyordu. O daha önce Kaynak Kulpunun Yun Ailesinin en büyük şanı olduğunu söylemişti ve tüm gücüyle onun Kaynak Kulpunu zamanından önce uyandırmaya çalışırken açıkça büyük bir umut taşıyordu. Kırmızı işaret onun büyük beklentilerini tamamen bir hayal kırıklığına dönüştürmüştü.
"Bu....Sorun değil." Yun Canghai kafasını salladı ve sıradan bir gülümseme verdi. "Senin başarılı bir şekilde Kaynak Kulpunu uyandırman bile yeterince iyi bu kırmızı Kaynak Kulpuysa ne olmuş? Benim torunum böyle heybetli bir yeteneğe sahip ve hatta İlahi Canavar Anka Kuşunun kanını miras almış. Bırak sadece kırmızıyı hiç Kaynak Kulpuna sahip olmasan bile sen yine de kesinlikle diğerlerinden kötü olmayacaksın."
Yun Canghai'nin hayal kırıklığı tamamen kaybolmadan önce sadece kısa bir süre devam etti. Onun sözleri çınlıyordu ve kalbinin derinliklerinden geliyordu. Bu biraz bile etkili olmadı daha doğrusu Yun Che'yi rahatlatan Yun Canghai olmuştu. Yun Che kalbinin ısındığını hissetti ve şiddetle başıyla onayladı. "Dede endişelenmene gerek yok. Ben kesinlikle diğerlerinden zayıf olmayacağım ve eğer gelecekte aileme geri dönersem aynı nesil içinde herkesi gölgede bırakacağım. Ben kesinlikle dedemin itibarını bozmayacağım."
"Güzel...güzel! Ben güzel torunuma inanıyorum!" Yun Canghai onun omzunu okşadı ve yüzünde memnun bir gülümseme ortaya çıktı. "Ama senin kırmızı Kaynak Kulpuna sahip olmanın nedeni kesinlikle yetenek eksikliğinden değil. Kaynak Kulpunun gücünün yarısı kişinin kan damarlarından diğer yarısı da kaynak damarlarından gelir. Sen daha önce doğumundan kısa bir süre sonra kaynak damarlarının sakatlandığını ve 16 yaşındayken senin gizemli ustanın kaynak damarlarını yeniden oluşturduğunu söylemiştin...Yeni doğmuş kaynak damarların neden olsa senin doğuştan gelen kaynak damarların değil bununda anlamı onların temelde güçlü bir Kaynak Kulpu ortaya çıkaramadıkları ve hatta senin Kaynak Kulpunun henüz ortaya çıkmamış olma olasılığı bile var. Aksi halde Yun’er, senin yeteneğin ile nasıl sadece kırmızı Kaynak Kulpu olabilir?"
"Ama önemi yok. Ben hala hayattayken torunumla bir araya geldiğim ve hatta uzun bir süre onunla birlikte yaşadığım zaten göklere karşı derinden minnettarım. Bunda tatmin olunmayacak ne var....Hahahaha!"
Yun Canghai yüksek sesle güldü. Onun kahkahası yorgunluk ile doluydu yine de eşsiz bir memnuniyet ile de doluydu.
----ÇEVİRMEN NOTU----
Çoook az kaldı. Bu arc son arc. Bundan sonraki arclar uzun onlara yetişemem. Aslında söyle 1 ay daha olsaydı tatil güncele gelirdim gibi :D hatta gibisini boşver gelirdim. Devam bakalım.
Yun Che'nin Kaynak Kulpu ile imtihanı nasıl olacak? Kaynak Kulpunu kullanmak zor mu? Jasmine neler diyecek? Toplunun gelme nedeni olan 3. Bölüm nerede? Yazarın yapacak dediğim ibneliği ne olacak? Merak mı ediyorsunuz? Hepsinin cevabı sıradaki bölümde özellikle yazarın yaptığı ağır ibnelik için sonraki bölüme tıklayın :D
(Dn: Bayanlar ve baylar ve bay olma yolunda ilerleyen ergenler :D üzülmeyin :D spo vermeyi sevmesemde ileride 40-50 bölüm sonra gelecek :D yun chenin kaynak kulpu kötülük tanrısının her aleminde renk değiştiriyor :D sizce kırmızı turuncu sarı yeşil mavi ve altın renklerini kötülük tanrısının her bir alemine bölersek :D yun che altın kaynak kulpuna sahip olabilecek mi? sadece bekleyin :D )
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..