Bölüm 300: Prensesin Düğünü

avatar
16987 30

Against The God - Bölüm 300: Prensesin Düğünü


 

Şafak yeni gelmişti ve Mavi Rüzgar İmparatorluk Şehrinin her yeri çoktan kalabalık bir haldeydi. Birçok farklı boyuttaki sokakların hepsi çenelerini kaldırıp uzağa bakan insanlar ile doluydu. Çünkü bugün İmparatorluk Ailesinin tek prensesinin evlilik günüydü. Ve o anda Yanan Cennet Klanının gelin eskort grubu çoktan şehir kapısından girerek görkemli bir formasyon içinde Mavi Rüzgar İmparatorluk Sarayına doğru ilerliyordu.

 

Bu doğru... Yanan Cennet Klanının gelin geçiti gerçekten de "Kudretli" kelimesine layıktı. Yüzünde bir gülümseme taşıyan Fen Juecheng devasa ateş gibi yeleli bir atın üzerindeydi ve uysal bir şekilde ileriye bakıyordu. Onun arkasında ateşle dans eden ankalarla işlenmiş büyük sekiz direkli tahtırevan vardı. Onların çevresinde alev kırmızısı elbiseler giyen iki binden fazla Yanan Cennet Klanı öğrencisi bulunuyordu. Yüksek bir yerden bakıldığında onlar İmparatorluk Sarayına doğru yavaşça ilerleyen bir ateş ejderhası gibi gözüküyorlardı. Tüm Yanan Cennet Klanı öğrencileri titizlikle seçilmişti ve herbiri olağanüstü kişlerdi. Aralarında en düşük kaynak gücüne sahip olan kişi bile Ruhsal Kaynak Alemindeydi. En yüksek kaynak gücüne sahip olanlar ise Yeryüzü Kaynak Aleminin ortalarındaydılar. Böyle bir düzen tüm Mavi Rüzgar İmparatorluğunda bile son derece nadirdi ve hatta korkutucu olduğu kabul edilebilirdi. Yanan Cennet Klanı açıkça Mavi Rüzgar Sıralama Turnuvasında kaybettikleri saygınlıktan sonra bu fırsatı kullanarak güçlerini yeniden göstermeye çalışıyorlardı.

 

Geleneklere uygun olarak, Fen Juecheng'in babası Fen Duanhun doğal olarak gelmedi ama ünü tüm ülkede yayılan büyük seviye uzmanlar gelmişti. Sadece Gökyüzü Kaynak Aleminde olan uzmanların sayısı sekiz taneydi. Bununla beraber onlara öncülük eden iki tanesi çoktan Gökyüzü Kaynak Aleminin son seviyelerine girmişlerdi ve ikisi Yanan Cennet Klanının en güçlü on uzmanı arasındaydılar. Bu sekiz kişi daha göz alıcı alev kırmızısı elbiseler giyiyorlardı ve gelin eskortu grubunun üzerindeki gökyüzünden yavaşça süzülüyorlardı....Tüm diziliş birisinin kalbini hızlandıracak kadar heybetli bir hava yayıyordu. Çok uzaktan bile birisi boğucu baskıyı hissedebiliyordu.

 

Bu dizilişin tüm Mavi Rüzgar İmparatorluk Şehrini dümdüz edebileceğini söylemek bile abartı olmazdı.

 

"Bakın! Yanan Cennet Klanının gelin eskort grubu burada!"

 

Birisinin yüksek sesli bağırmasının ardından kalabalık hareketlenmeye başladı. Herkes parmak uçlarına kalkarak uzaktan yavaşça yaklaşan Yanan Cennet Klanının gelin eskort grubuna doğru baktı.

 

Normalde yaklaşan bir gelin alayı olduğunda kalabalık inanılmaz derecede gürültülü olurdu. Ama o anda kıyaslanamayacak kadar şok edici baskının altında kimse yüksek sesle bağırmaya cüret edemedi. Gelin alayı önlerinden geçtiğinde benzersiz bir baskı neredeyse kalplerinin yerinden çıkmasına neden olacaktı. Güçleri ile gurur duyanlar ve yeteri kadar cesareti olanlar bile sadece sessizce fısıldaşmaya cüret edebilmişlerdi.

 

"Efsanevi Kaynak Süzülme Tekniği...Ve onlardan sekiz tane var! Sakın bana onların hepsinin Gökyüzü Kaynak Aleminde olduğunu söyleme!"

 

"Tabii ki öyle. Liderlik eden iki kişide sol taraftaki kişi Yanan Cennet Klanının Klan Lideri Feng Duanhun'un aynı ana rahmini paylaştığı küçük kardeşi Feng Duancang. Onun kaynak gücünün çoktan Gökyüzü Kaynak Aleminin Sekizinci Seviyesine ulaştığı söyleniyor! Sağ taraftaki ise Yanan Cennet Klanının 13. Büyüğü. Onun da kaynak gücü 7.Seviye Gökyüzü Kaynak Aleminde! Yanan Cennet Klanınında bile onlar son derece yüksek seviyelerdeki kişiler. Ben Yanan Cennet Klanının Genç Klan Liderinin gelin alayına onların eşlik etmesini asla beklemezdim!"

 

"Fen Juecheng, Yanan Cennet Klanının gelecekteki lideri. Böyle bir diziliş hiç abartılı değil."

 

"Efsanelerdeki Gökyüzü Kaynak Alemi. Ben onlardan birisini tüm hayatımda sadece bir kere gördüm ve o da Mavi Rüzgar Kaynak Sarayının Saray Şefi Qin idi. Ama bugün onlardan sekiz tane birden geldi...Tam da Yanan Cennet Klanından beklenildiği gibi!"

 

"Fen Juecheng'in Mavi Ay Prensesine kur yaptığını birkaç yıl önce duymuştum. Ama Mavi Ay Prensesinin kalbi daha sonra Yun Che tarafından kazanılmadı mı...."

 

"Yun Che'nin ölmüş olması çok kötü aksi halde...aksi halde....Yun Che yine de Fen Juecheng'den üstün gelemezdi. Yun Che ne kadar harika olursa olsun o arkasında hiç destekleyici bir kuvvet olmayan birisi. Biliyorsunuz, Fen Juecheng'in arkasında devasa Yanan Cennet Klanı var."

 

(Ç.N: Siz hayırdır kardeşler? )

 

"Emin olamazsın! Fen Juecheng erkeklerin arasındaki ejderha olsa da Yun Che nasıl birisiydi? O ejderhaların arasındaki ejderhaydı! O bizim Mavi Rüzgarımızın efsanesiydi! Feng Juecheng'in babası Fen Duanhun da daha önce Chu Yuechan'ın peşinden koştu ama yine de yüzünü bile göremedi. Ama Yun Che onun kalbini kazandı! Eğer Yun Che ölmeseydi ve Feng Juecheng ondan daha üstün olmak isteseydi bunun tek yolu Yanan Cannet Klanının gücünü kullanarak ona suikast düzenlemek olurdu. Ama Yun Che'nin arkasında Donmuş Bulut Asgard var! Onun iki kadını da Donmuş Bulut Asgard'dan. İçlerinden birisi Donmuş Bulutun Yedi Perisinin lideri ve diğeri de gelecekteki Asgard Sahibesi. Yanan Cenent Klanı harekete geçmek istese bile ve %1000 ihtimalle başarılı olacaklarına emin olsalar bile sonuçlarının ağırlığına katlanacaklardır. Fen Juecheng buna cesaret etse bile Fen Duanhun'in bunu yapacak cesareti olmayabilirdi."

 

(Ç.N: Halkın içinde doğdu F5 Tarikatından oldu helal olsun sana Sıradan Başkentli 1!!!")

 

Kalabalığın izleyişi ve fısıldaşmalarının ortasında Yanan Cennet Klanının gelin eskort gurubu giderek yaklaştı. Sabah yedi olduğunda Mavi Rüzgar İmparatorluk Sarayının saray kapısının önüne geldiler. Basit konuşmaları geçtikten sonra gelin eskort grubu davullar ve zurnalar (aslında çanlar) eşliğinde Prenses Cang Yue'nin kaldığı saraya doğru ilerledi.

 

İmparatorun Odası.

 

"Majesteleri. Yanan Cennet Klanının gelin eskort grubu saray kapısına girdi ve 15 dakika sonra Ay Kucaklayan Saray'a gelecekler." Cang Wanhe'nin kişisel harem ağası saygılı bir şekilde raporladı.

 

(Ç.N: Kişisel haremağası nasıl oluyor biri beni aydınlatabilir mi :D)

Dn:Harem ağaları hadım edilmiş olan erkeklerden oluşur.. ve haremdeki kadınlardan sorumludurlar genellikle türk sinemasında keloğlanın filmlerinde siyahii olarak karşımıza çıkan ve tıknaz sesiyle bizi güldüren kişi gibi)

Dn’ye Çn: Tamamda kişisel nasıl oluyor :D

 

Cang Wanhe'nin şuan ki ten rengi neredeyse bir insan belirtisi gözükmeyecek kadar kötüydü. Gözleri boşluklarının derinliklerine gömülüydü, saçının yarısı beyazlamıştı ve yüzü kırışıklar ile dolmuştu. Eğer Yun Che onu şimdi görseydi kesinlikle onun iki yıl önce gördüğü Cang Wanghe olduğunu bilemezdi. İki yıllık süre içinde sanki onlarca yaş yaşlanmış gibiydi. Hatta her bir nefes alışı bile zordu ve her an nefes almayı kesebilecek ölmek üzere olan bir yaşlı gibiydi.

 

Hayat alevleri çoktan tamamen sönmenin eşiğine gelmişti. Cang Wanhe tüm gece uyanık kalmıştı. Harem ağasının sesini duyunca gözlerini zorlukla açtı ve boğuk sesiyle konuştu. "Kalkmama yardım et. İmparatorluk savaş arabasını hazırlayın. Ay Kucaklayan Saraya....bizzat gideceğiz...Öksürük, Öksürük, Öksürük, Öksürük, Öksürük, Öksürük, Öksürük..."

 

Birkaç kelime konuştuktan sonra Cang Wanhe korkunç bir şekilde öksürdü ve ten rengi daha korkutucu bir hal aldı.

 

"Bu..." Heremağası aceleyle Cang Wanhe'nin sırtına yavaşça urdu. Yüzünde acı dolu bir ifade oluştu. "Majesteleri saat hala erken ve rüzgar hala soğuk. Sizin onurlu bedenininz bu kadar hareketi kaldıramaz. Ekselansları bizzat talimat verip Yanan Cennet Klanının gelin eskort grubu geliğinde doğrudan tahtırevan ile gideceğini ve karışık seremonilere gerek olmadığını söyledi. Majestelerinin de orada olmasına gerek yok."

 

(Ç.N: Sen anlamazsın haremağası. Baba yüreği bu BABAAAAAA!!!)

 

"Hayır...Gitmeliyiz." Cang Wanhe kafasını salladı ve hafifçe mücadele ederek yataktan kalkmaya çalıştı. "Daha önce Fen Juecheng'den kurtulmak için Yue'er ne pahasına olursa olsun İmparatorluk Şehrinden kaçmayı denedi yani onun nasıl....Fen Juecheng ile evlenmeye gönlü olabilir....Yue'er her zaman itaatkar olmuştur ve sadece bu konu hakkında bize nedeni söylemek istemiyor....eğer bu sabah gitmezsek...belki de.....bir daha onu göremeyeceğimi hissediyorum....Çabuk....beni oraya götür."

 

"İç çekme!"

 

Yukarıdan uzun bir iç çekme geldi. Hemen ardından gri bir cübbe giyen orta yaşlı adam alçaldı. "Madem Majesteleri çoktan karar vermiş o zaman bu kulunuzun size eşlik etmesine izin verin."

 

"Saray Şefi Dongfang!" Aniden ortaya çıkan kişiyi görünce haremağası aceleyle iki adım geri çekildi ama şaşkın bir ifade ortaya çıkarmadı ve saygıyla konuştu. "Saray Şefi Dongfang'ın eşliği ile birlikte Majesteleri kesinlikle iyi olacaktır...Bu eski hizmetkarınız hemen savaş arabasını hazırlıyor."

 

 

Ay Kucaklayan Sarayı lambalar ile tamamen aydınlanmıştı. Çiçek lambaları ve kırmızı halı birisinin gözünü dolduruyordu. Göletin içinde bile her yerde kırmızı renkli kurdeleler bulunuyordu. Bunların hepsi yaklaşan insanlar için bizzat üçüncü prens Cang Shuo'nun hazırladığı şeylerdi. O, Fen Juecheng ve Cang Yue'nin evlenmesini istiyordu ve bu gün için yıllardır bekliyordu bu yüzden de doğal olarak bu konuya kendini adamıştı.

 

Bu seferki Yanan Cennet Klanının gelin alayınını Cang Shuo, Ay Kucaklayan Sarayın önünde uzun süre önce beklemeye başlamıştı. Yanan Cennet Klanının geldiğini grünce hemen onları karşılamaya gitti. Fen Juecheng'i karşıladıktan sonra grubun önünde bizzat onlara rehberlik etti.

 

Fen Juecheng tamamen kırmızılar içindeydi. Göğsünde kırmızı bir çiçek, cübbesinin omzunda alev işlemeleri ve kafasında kızıl alev tüylü bir taç bulunuyordu. Onun olağanüstü atmosfer ile birlikte son derece yakışıklı olduğu söylenebilirdi ve saray hizmetçilerinin kalplerini sadece bakmalarıyla bile prens olan Cang Shuo'dan daha fazla hızlandırmıştı.

 

Yanan Cennet Klanının gelin alayı Ay Kucaklayan Sarayı nünde ayrıldı ve Ay Kucaklayan Sarayın tüm konukları da orada mevcuttu. Ancak bu konuklar sayı olarak çok azdı. Bir bakışta birkaç düzüe saray hizmetçisi ve bir düzine haremağasının dışında Mavi Rüzgar Kaynak Sarayından birkaç kişi vardı....Qin Wushang ve Qin Wuyou da oradaydı. Ve Siyah Ay Tüccar Loncasından gelen ve soyadı Mu olup tıbbi eşyaların ticareti ile ilgilenen bir yaşlı da oradaydı.

 

(Ç.N: Yani onun özelliği ne :D Damata ne satmayı düşünüyor bu adam? )

 

 Cang Yue'nin talimatlarının altında Ay Kucaklayan Saray komplike bir karşılama töreni hazırlamadı. Yanan Cennet Klanının grubu geldi ve ardından hazırlıklar bitti. Artık sadece Prenses Cang Yue'yi beklemek kalmıştı.

 

"Majesteleri teşrif ediyor!"

 

Keskin ve yüksek sesli bir bağırışın ardından altın ejderha imparatorluk savaş arabası yavaşça çevresindeki birkaç düzine altın giyisili korumanın korumasında yavaşça ilerledi ve Yanan Cennet Klanı grubunun önünde durdu. Fen Juecheng hemen atlayarak öne çıktı ve tempolu adımlarla impartorluk savaş arabasının önüne geldikten sonra eğilerek konuştu. "Juecheng, babamı selamlar."

 

(Ç.N: Sen hayırdır?)

 

"Hmph!" Cang Wanhe hafifçe burnundan soludu. "Bugün sadece gelin alayı var. Sen ve Yue'er daha evlilik töreni yapmadınız. Baba kelimesini kullanmak için daha erken."

 

Fen Juecheng hiç kızmadı ve herhangi bir tahammülsüzlük içermeyen bir gülümseme ile konuştu. "Babamın sözleri doğrudur. Acele davranan kişi Juecheng'dir."

 

(Ç.N: Acele davrandım diyor ama yine baba diyor. Dövecen bu çocuğu. Tarikat üyeleri siz mi döversiniz yoksa ben mi halledeyim?"

 

Tam o anda Ay Kucaklayan Sarayın ana girişi yavaşça açıldı. Anka tacı ve aurora renkli bir şal giyen Prenses Cang Yue, onu ellerinden tutarak destekleyen iki saray hizmetçisinin ortasında yavaşça yürüyerek dışarı çıktı. O tamamen kırmızı giyinmişti ve sanki yeni yükselmiş bir ay gibi o anda tüm herkesin sersemlemiş bakışlarını üzerine çekerken dünyadaki tüm renkleri çalmış gibiydi.

 

"Hahahaha!" Cang Yue'nin ortaya çıktığını gören Cang Shuo önce güldü ve ardından elleri ile Fen Juecheng'e yön gösterdi. "Genç Klan Lideri Fen, lütfen."

 

Fen Juecheng başıyla onayladı. Yüzündeki gülümsemeyle birlikte yakışıklı bir duruşla Cang Yue'nin önüne yürüdü ve onun önünde durduktan sonra bir elini ona doğru uzattı.

 

Bu bir gelin alayı olduğundan Fen Juecheng'in kolları ile Cang Yue'yi destekleyerek arbaya götürmesi gerekiyordu. Yine de Cang Yue sanki onun elini hiç görmemiş gibi bir cevap vermedi ve soğukça sordu. "İstediğim Yanan Ruh Çiçeği nerede?"

 

Fen Juecheng hafif bir gülümsemeyle birlikte ellerini çırptı ve konuştu. "Nişan hediyesini sunun."

 

Otuzdan fazla Yanan Cennet Klanı öğrencisi aynı anda ileri çıktı. Her biri ellerinde büyük sandıklar taşıyorlardı. Sandıklar incelikle sıralandı ve aynı anda açıldı. Anında mücevherlerin harika parlaklıkları ve yüksek kaliteli tıbbi malzemelerin tıbbi kokusu tüm Ay Kucaklayan Sarayın üzerindeki hava sahasını doldurdu. Büyük haykırış dalgaları yankılandı ve Qin Wushang seviyesindeki birisi bile gözlerinde garip renkler ortaya çıkardı...Bu nişan hediyesinin birkaç şehir değerinde olduğu söylenebilirdi! Bu nişan hediyesi İmparatorluk Ailesinin prensesi ile evlenmek için olsa bile biraz abartılıydı.

 

( Bana selam verecek olan aleyküm selam :D )

--------------ÇEVİRMEN NOTU-------------

Bunlar ne anlar hediyeden. Size direk hediye söyliyim. F5 Tarikatının özel sandıklarından biri. Tek sandık. Ama büyük bir sandık olacak. İçini açtıklarında herkes şok olacak hemde bu kadar az falan da değil. Diyecek şey bulamayacaklar. Çünkü içinden Yun Che çıkacak :D Sonrası.....

Useless sandık yolladı mı? Yolladıysa içinde gerçekten Yun Che mi var? YuN Che sandığa nasıl girdi? Sandığın rengi ne? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...

Bugün İSSTH mi THİEF mi yoksa GADW mi istiyorsunuz söyleyin uyanınca onu çevirip atıyım.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr