"Anka Yeşimi Salonu'ndan kaybolan eşyaları kontrol ettin mi?" Feng Hengkong örülmüş kaşları ile birlikte sordu.
Feng Xicheng saygılı bir şekilde yanıtladı: "Hua Minghai'nin çaldığı şeyler genellikle Mor Damarlı Cennet Kristalleri ve Mor Damarlı İlahi Kristaller olur ancak Anka Yeşim Salonu'nda bu eşyaların sayısı hiç azalmamış, ama... yarım kullanılmış Anka Ayçiçeği kaybımız var. Koruyucu kaynak formasyonuna dokunduktan sonra panik içinde rastgele bir eşya alıp kaçtığını tahmin ediyorum."
"Yarım bir Anka Ayçiçeği mi?" Anka Ayçiçekleri nadir olsa da İlahi Anka Tarikatı için onlar değerli bir eşya olarak nitelendirilemezdi. Feng Hengkong soğuk bir şekilde burnundan soludu. "Her ne kadar gerçekten eksik bir şey olmasa da İlahi Anka Tarikatı'mıza girmeye cüret etmesi bile onun sonunu getirecek. Bugünden itibaren tüm imparatorlukta Hua Minghai'nin izini arayın. Onu canlı getirmeniz en iyisi olur ama canlı yakalayamayacaksanız oracıkta öldürün!"
"Emredersiniz! Bu evlat hemen emri verecektir. Hua Minghai cennetsel bir yeteneğe sahip olsa bile bizim İlahi Anka Tarikatı'mızın avuçlarından kaçmayı düşünmemeli." Feng Xichen söz verdi.
"O zaman bu meseleyi halletme görevi sana verilecek. Ne olursa olsun Hua Minghai bizim İlahi Anka'mıza güvenli bir şekilde girip çıkabiliyor, bu senin testin olmaya layık! Bizim beklentimizi boşa çıkarma."
"Emredersiniz, asil babam, bu evlat kesinlikle beklentilerinizi boşa çıkarmayacak."
Feng Hengkong ayrılmak için döndüğünde adımları kapı aralığında durdu ve gelişigüzel bir şekilde konuştu. "Sıralama turnuvası başlamadan önce Xue'er, Anka Tüneme Ovası'nda inzivaya çekilerek gelişim yapacak. Kim olursa olsun, devasa bir öneme sahip bir mesele için bile ovanın çevresindeki yirmi beş kilometrelik alana yarım adım bile atmayacak! Ancak ben yine de biraz endişeleniyorum. Hua Minghai'yi araştırdığında Anka Tüneme Ovası'nın doğusuna, batısına ve güneyine birkaç koruma yerleştir. Kimsenin yaklaşmasına izin verme. Birisi Xue'er'i rahatsız etmeye cüret ederse kim olursa olsun öldürün!"
"Emredersiniz, bu evlat hemen emrinizi yerine getirecek."
Feng Hengkong gittikten sonra Feng Xichen derin bir rahatlama nefesi aldı. Uzun bir sessizliğin ardından yeniden telaşlandı. Sonunda durup alçak sesle konuşmadan önce birkaç kere volta attı. "Chihuo, içeri gel!"
Bir alev parladı ve ellili yaşlarda bir orta yaşlı adam sanki ışınlanmış gibi Feng Xichen'in önünde ortaya çıktı. Diz çöktü. "Ekselansları, talimatlarınız nedir?"
"Saraydan ayrıl ve gizlice 'Yun Che' olarak adlandırılan bir kişiyi İlahi Anka Şehri'nde ara! Sıralama turnuvasına katılacak bu yüzden de yarım ay içinde burada ortaya çıkması gerek... Aslına bakarsan çoktan buraya gelmiş bile olabilir. Eğer onu bulursan hemen onu öldür... Unutma ne kadar gizlice yaparsan o kadar iyi olur. Onu öldürdükten sonra cesedini hemen yok et. Hiç iz bırakmaman en iyisi olacaktır!" Feng Xichen son derece kötücül bir ifade ile konuştu.
"Emredersiniz, Ekselansları." Feng Chihuo başıyla onaylayarak cevapladı.
"Unutma, sen ve ben hariç, kimse bu konuyu bilmeyecek! Buna babam da dahil." Feng Xichen'in ifadesi ciddileşti.
Feng Chihuo'in yüzünde bir şok parladı, ardından, tereddütsüz bir şekilde başıyla onayladı. "Bu yaşlı hizmetkar Ekselanslarını hayal kırıklığına uğratmayacak... Müsadenizle bu yaşlı hizmetkar şimdi gidiyor."
Feng Chihuo gittiğinde Feng Xichen'in gözlerinde kötücül bir nefret ışığı parlarken ellerini sıktı. Alçak sesle konuştu. "Yun Che... Seni bizzat öldüremeyecek olmam gerçekten nefretimin zor geçmesine neden olacak! Ama sıralama turnuvasından önce ölmen gerek! Mavi Rüzgar Ülkesi yok edildiğinde o zaman yaşadığım aşağılanma da ayaklarımın altında sonsuza kadar gömülecek!"
——————————————
Ertesi gün, Yun Che Zi Ji'nin tarif ettiği gibi Düşen Alev Tüccar Loncası'na geldi.
Sadece buraya geldikten sonra tıpkı Zi Ji'nin tarif ettiği gibi bir yer olduğunu anladı. Her ne kadar 'Tüccar Loncası' olarak adlandırılsa da buranın normal tüccar loncaları ile uzaktan yakından alakası yoktu. Dürüst bir şekilde konuşulursa, burası bir yeraltı marketine benziyordu! Ve o kadar büyük de değildi. Bölgedeki alanlar birçok benzer tipte yeraltı marketini kapsıyordu ve hepsi birlikte 'Tüccar Loncası' olarak adlandırılıyordu.
Ancak bir Anka Ayçiçeği satın alabildiği sürece burasının bir tüccar loncası veya bir kara borsa olup olmadığı gerçekten önemli değildi.
Karanlık ve sapa bir sokak ağzında Yun Che üzerinde 'Düşen Alev Tüccar Loncası' yazan bir tabela gördü. Bu tabelanın altında gençliğinin baharında genç bir kadın duruyordu. Yun Che'nin yaklaştığını gördüğünde hemen onu karşıladı. "Bayım, Düşen Alev'in açık arttırmasına katılmak için mi buradasınız?"
"Evet, hanımefendiden yolu göstermesini isteyeceğim." Yun Che doğal bir şekilde konuştu. Masmavi Bulut Kıtasındayken birçok kara borsaya katılmıştı. Bu tür kara borsaların hepsi alış yapmak için insanları çekerdi ve aynı zamanda insanların buradan bir şey almak için yüksek bir 'kabul bedeli' ödemesi gerekirdi.
Eşlikçi genç kadın baktı. "Bugünkü Düşen Alev Açık Arttırmasında birçok nadir hazine satılacak bu yüzden de kabul bedeli normalden biraz daha yüksek. Yirmi mor kaynak parası bir ücret söz konusu."
Yirmi kulağa büyük gelmiyordu... ama bu yirmi bin mor kaynak parasıydı, yani iki yüz bin sarı kaynak parası anlamına geliyordu! Ve bu sadece 'kabul bedeli' idi!
Yun Che daha fazla bir şey vermeden mutlu bir şekilde yirmi mor kaynak parasını verdi... Önündeki kadın kesinlikle Yun Che'nin göğsünde milyonlarca sarı kaynak parası olduğunu düşünemezdi.
"Bayım, lütfen beni takip edin."
Genç kadın mor kaynak paralarını kabul etti ardından Yun Che'yi karanlık sokağa götürdü. Birkaç farklı yoldan gittikten sonra gizlenmiş bir yeraltı bölgesine girdiler. Burası çok geniş değildi ve orada toplam otuz, kırk kadar sandalye vardı. O anda yaklaşık yirmi kadar insan dağınık bir şekilde oturuyordu. Bu yer uzak ve gizli olsa bile buradaki insanlar arasında elbiseleri son derece lüks olmayan kimse yoktu... Yirmi mor kaynak parasını kabul bedeli olarak veren kişilerin basit bir aileden gelmesinin bir yolu yoktu.
Yun Che içeri girdiğinde oradaki herkes ona birbiri ardına baktı. Yeryüzü Kaynak Alemi'nde olduğunu anladıklarında ifadelerinde bir küçümseme oluştu. Ardından ona başka bir bakış atmaya tenezzül etmeden kafalarını çevirdiler. Yirmi yaşında olmayan Yeryüzü Kaynak Uygulayıcıları Mavi Rüzgar Ülkesi'nde nadiren görülen dahiler olabilirdi ama İlahi Anka İmparatorluğu içinde sadece düşük sınıf bireylerdi. Bu üst sınıftan gelen insanların gözünde böyle bir seviye bahsedilmeye bile değmezdi.
Yun Che açıkça buradaki insanlarla ilgilenmediği için rastgele bir yer seçerek oturdu.
Yun Che'den sonra başka kimse içeri girmedi. Kısa süre sonra büyüleyici bir ses duyuldu. "Baylar, sizi uzun bir süre beklettik."
Gizli bir kapı açıldı ve zarif bir kadın yavaşça dışarı çıktı. Onun arkasında gri saçlı yaşlı bir adam bulunuyordu. Kadın üzerine oturan siyah bir elbise giyerek tüm vücut hatlarını sergilerken şeftali çiçeğine benzeyen gözleri parlak bir şekilde insanlara bakarak onların neredeyse ruhlarını çalıyordu.
"Yo... benim küçük Qi Qi'm, sonunda geldin. Endişeyle seni bekliyordum." Mavi kıyafetli genç bir adam ayağa kalktı. Gözleri genç kadında sabitlendi, şehvetli bir şekilde ona baktı.
"Hehe, hehe..." Genç kadın dudaklarını kapadı ve kıkırdadı, ardından çekici bir şekilde konuştu. "Bay Gongsun her zaman bu kadar sabırsız. Bendeniz buradaki herkese bugünkü hazinelerin kimseyi pişman etmeyeceğine söz veriyorum. Baylar, hepiniz gözlerinizi iyice açıp beni dikkatlice izleyin. Açık arttırmaya başladığımızda merhamet göstermeyin! Oh, doğru, buraya ilk kez gelen baylar için bendeniz Xiao Qi, Düşen Alev Açık arttırma sunucusu. Gelecekte daha sık ziyaret etmeli ve beni görmeye gelmelisiniz, tamam mı?"
Xiao Qi'nin sözleri cilveliydi ve duruşu da baştan çıkarıcıydı. Her ne kadar oradaki erkeklerin yüzlerinde ifadesiz bakışlar olsa da parmakları durmadan kımıldıyor ve gizlice ağızları sulanıyordu. Eğer birisi burada bulunanlar arasında eskisi kadar sakin olan biri hakkında konuşacak olsaydı bu kişi sadece Yun Che olabilirdi... Çünkü iki karısı ile bu kadın arasındaki fark basitçe çok fazlaydı. Bu kadın onun ilgilenmeyeceği biriydi.
"Bu lord hiç Qi Qi'yi hayal kırıklığına uğrattı mı?" 'Bay Gongsun' ismindeki genç adam şehvetli bir şekilde Xiao Qi'ye baktı. "Ben sadece senin, küçük Qi Qİ'nin, bugünkü açık arttırmadaki hazinelerden biri olup olmadığını bilmiyorum. Eğer öyleysen bu lordun tüm servetini harcaması gerekse bile memnuniyetle bunu yapacaktır."
"Hehe, Bay Gongsun çok kötü." Xiao Qi elleri ile ağzını kapadı ve Bay Gongsun'a son derece cilveli bir bakış atarak onun tüm bedenini doğrudan gevşetti.
(Ç.N: Bu Gongsun'un felsefeyi buldum. Nefes alsa yeter diyor. Başka yolu yok yani.)
On bin çim çamuru atı Yun Che'nin kalbinde dört nala koştu.
(Ç.N: Biraz araştırdım da bu siktiri boktan şey... Yani 'Çim Çamuru Atı' (草泥马) aslında nette sansür yememek için Çin de orospu çocuğu (操你妈) ile sesteş bir şeymiş. Benim beynim yandı hadi okumaya devam edin siz :D)
Açık arttırma sonunda ana konusuna geri döndü. Xiao Qi arkasındaki yaşlı adamdan koyu yeşil yeşim bir kasa aldı. Yeşim kasanın üzerinde elleri dururken çekici gözleri ile herkese baktı. Gülerek konuştu. "Bu kasanın içinde devasa bir mor kristal madeninin en saf özünü içeren iki Mor Kristal Yeşim İliği bulunuyor. Eğer bir kaynak ark'ı kullanıyorsanız bir Mor Kristal Yeşim İliği iki yüz saat boyunca elli bin kilogramlık bir kaynak ark'ın hareket etmesini sağlayabilir. Eğer ruhsal bilinçli bir silahın içine eritirseniz silahınızın zekasını büyük ölçüde arttıracaktır."
Mor Kristal Yeşim İliği... bir silahın ruhsal bilincini arttırabilir mi?
Yun Che'nin kalbi aniden heyecanlandı. Ejderha Kusuru ruhsal bilince sahip bir İmparator Kaynak Silahı idi ama zekası çok yüksek değildi. Şu anda sadece otomatik olarak sol eline geri dönüyor ve kızdığı zaman bir ejderha kükreyişi çıkarıyordu. Eğer daha güçlü bir ruhsal bilince sahip olursa sağladığı faydalar hiç şüphesiz daha büyük olurdu.
Buraya sadece Anka Ayçiçeği'ni almak için gelmişti ve asla bu yerde Mor Kristal Yeşim İliği ile karşılaşacağını beklememmişti. Bu yer altı açık arttırması küçük olsa da satılan şeyler son derece dikkate değerdi, kabul bedelinin bu kadar yüksek olmasına şaşmamak gerekliydi.
"Oh! Bu aslında Mor Kristal Yeşim İliği imiş!" Soy adı Gongsun olan genç adam heyecanlı bir ifade ortaya çıkardı. "Bu lord bu eşyayı uzun süredir arıyordu, onun küçük Qi Qi'nin elinde olmasını beklemezdim ve bir değil iki taneler... Küçük Qi Qi'mden beklendiği gibi! Çabuk, söyle. İki Mor Kristal Yeşim İliği için en düşük fiyat nedir?"
Xiao Qi yeşim kutuyu tutarken çekici gözleri daraldı. "Altı yüz mor kaynak parası. Bay Gongsun Mor Kristal Yeşim İliğinin değerliliğini anlıyor olmalı bu nedenle bu fiyat pahalı olarak düşünülemez, değil mi?"
"Altı yüz... Mn, bu fiyat gerçekten etkileyici." Gongsun soyadındaki genç adamın yüzü parladı, ardından yumrukları çevreyi selamlarken yarım tur attı. "Dostlarım, bendeniz Kutsal Kılıç Tarikatından Gongsun Yu, sevgili kılıcımın ruhsal bilincini arttırmak için bu Mor Kristal Yeşim İliğine acilen ihtiyacım var ve buradaki her bir arkadaşımın bunu bendenizin elde etmesine izin verecek kadar cömert olacağını umuyorum."
'Kutsal Kılıç Tarikatı' ismi duyulduğunda oradaki insanların çoğunun yüz ifadesi anında değişti ve onunla yarış yapmak isteyenler anında vazgeçti. Kutsal Kılıç Tarikatı, İlahi Anka Tarikatı ile kıyaslanamazdı ama yine de İlahi Anka İmparatorluğu içindeki ünlü tarikatlardan biriydi ve İlahi Anka Şehri'nin içinde kışkırtılmaması gereken bir lord idi. Ve bu Gongsun Yu ise Kutsal Kılıç Tarikatı'nın şu anki liderinin en genç oğluydu.
O anda tembel bir ses duyuldu. "Küçük kardeş Gongsun bu bir açık arttırma olduğundan açıkça en büyük fiyatı veren kazanacaktır. Eğer bu şekilde oynamak istiyorsan Bayan Xiao Qi nasıl iş yapacak? Her ne kadar Bayan Xiao Qi bir şey dememiş olsa da buna bakmaya dayanamıyorum."
Gongsun Yu bu sözleri duyduğunda sinirlenmemekle kalmamış üstelik içten bir şekilde gülüp konuşan insanı selamlamıştı. "Kardeş Nalan haklı, bu küçük kardeş sadece bir an için hoşnut ve fazla heyecanlı oldu. Bu kesinlikle bir daha olmayacak."
Nalan ismi duyulduğunda oradaki kişilerin yüz ifadeleri bir kez daha değişti... Nalan Ailesi İlahi Anka Şehri'nde ki büyük ailelerden biriydi ve Kutsal Kılıç Tarikatı ile bin yılı aşkın süredir süren bir dostlukları vardı. Konuşan kişinin adı Nalan Xiong idi ve Nalan Ailesi içindeki statüsü kıyaslanamayacak kadar büyüktü. O Gongsun Yu'yu azarlıyor gibi görülebilirdi ama aslında ailelerinin ismini kullanarak başkalarına baskı yapıp Gongsun Yu'ya karşı fiyat arttırmamalarını sağlıyorlardı.
"İki Mor Kristal Yeşim İliği için altı yüz mor kaynak parası, alıyorum." Gongsun Yu tamamen gülümseme ile dolu yüzüyle birlikte konuştu.
Ve o anda son derece sıradan ama yine de ahenksiz bir ses bir köşeden duyuldu. "Yedi yüz mor kaynak parası."
Gongsun Yu'nun kaşları anında çatıldı. Kafasını çevirdi ve bakışları Yun Che'nin bedenine indi. Onun kaynak gücü seviyesine göz gezdirdi, ardından gözlerinde derin bir küçümseme parladı... ama karşı taraf ona karşı fiyatı yükseltecek kadar cesur olduğundan şöhretli bir aileden gelme ihtimali vardı bu nedenle de düşüncesizce onu kışkırtmaya cüret etmeden, herhangi bir memnuniyetsiz içermeyen bir sesle konuştu. "Arkadaşım, görünüşe göre sen bana, Gongsun Yu'ya, bu yüzü vermeyeceksin."
Yun Che hafifçe güldü. "İstediğim şey Mor Kristal Yeşim İliği, bunun sana yüz vermekle ne ilgisi var?"
Gongsun Yu'nun ağzı seğirdi. Ten rengi açıkça kararırken burnundan soludu. "Söylediğin şey oldukça doğru, açık arttırma savaşı saygınlık değil güç ile olur. Madem bu Mor Kristal Yeşim İliğini istiyorsun o zaman yeteneğin olup olmadığını görelim... Bin mor kaynak parası!!"
----------------------ÇEVİRMEN NOTU-----------------
Ve Savaş başlar... Her zamankini aksine bu sefer para savaşı var :D Bu arada geçen hafta bölüm gelmedi biliyorum baya yoğunluk vardı. Gelmeyen bölümlerde bu hafta gelecek. Yani bu hafta 4-6 bölüm gelecek. Bu da ilkiydi :D
Fiyat ne kadar yükselecek? Mor Kristal Yeşim İliğini kim kazanacak? Yun Che neler yapacak? Bir dövüş patlak verecek mi? Başka ne gibi şeyler satılacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin :)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..