Bölüm 1322: Sonunda Bir İlahi Kral Olmak

Ç.N: dın dın dıınnnnnnnnnnnn :D

Shen Xi tarafından yaratılan bariyer ortadan kayboldu. Ondan sonra, Yun Che gökten indi ve heyecan içinde yanlışlıkla altındaki bir ruh çiçeği karığını ezdi.

Hemen çömeldi, elinde ışık kaynak enerjisi dolaşıyordu. Bunu takiben, bir beyaz ışık kümesi altındaki çiçek karığını sardı ve bu ezilmiş ruh çiçekleri uykularından uyanan canlılar gibi hızla düzeldiler. Ayrıca öncekinden daha canlılardı ve canlılıkla parlıyorlardı, başlangıçta yarı kapalı çiçek tomurcukları bile yavaşça açmaya başladı.

Çevredeki çiçekler ve bitkiler Yun Che yaklaşma çabasıyla hafif ve zarif bir şekilde sallanmaya başlamıştı.

Elindeki beyaz ışık kayboldu ve az önceki tamamen istemsiz hareketini düşündüğü zaman sessizce burnunun ucuna bir parmağını bastırdı: Ben ne zaman bu kadar kibar ve şefkatli oldum. Çiçekleri kurtarmak için hemen harekete geçeceğimi düşünmek...

Karanlık kaynak enerjisinin kişinin kişiliğini ve mizacını etkileyeceğini uzun zamandır biliyordu.

Ancak sadece karanlık kaynak enerjisi kadar benzersiz olmayan, aynı zamanda ona tamamen zıt olan bir varlık olan ışık kaynak enerjisinin de kişinin kişiliğini ve mizacını etkilediği çok açıktı. Ayrıca bu etki karanlık kaynak enerjininkinin tam karşıtıydı.

Yun Che doğal olarak Shen Xi'nin karanlık kaynak enerjiye sahip olduğunu bilmesine cesaret edemedi. Işık kaynak enerjiye sahip olan Shen Xi'yi bırak Doğu, Batı ve Güney İlahi Bölgesinde yaşayan canlıların tümü korkutucu bir tutkuyla karanlık kaynak enerjisinden nefret ediyordu.

Yun Che, eğer Shen Xi vücudundaki karanlık kaynak enerjisini bilseydi, ona bu kadar iyi davranmayacağına hatta onu tek bir tokatla öldürmüş olabileceği konusunda çok emindi.

Kalbindeki heyecan ve duyguyu bastırırken, Yun Che saygılı bir şekilde Shen Xi ve He Ling'in önüne geldi, "Kıdemli Shen Xi."

Son on ay boyunca, Kıdemli Shen Xi ile her gün altı saat boyunca çift yetişimi yapmıştı ve bu program hiçbir zaman kesintiye uğramamıştı.  Kimsenin dokunmayı ümit etmeye bile cesaret edemediği göksel bedenle her gün saatlerce sevişiyordu. Hatta Yun Che'nin, Shen Xi’nin yeşim bedenine eşlerinin bedenlerinden bile çok aşina olduğu söylenebilirdi.

Ç.N : P*ç :D

Ancak kulubenin dışında Shen Xi'ye karşı her zaman saygılı ve hürmetkardı. En ufak bir şekilde bile onu gücendirmeye cesaret edemedi.

Yun Che her zaman kadınların önünde pervasız ve cüretkar biri olmuştu. Hayali Şeytan Ülkesi'ndeyken bile, bütün bir klanı katletmeyi yeni bitirmiş olan Küçük Şeytan İmparatoriçesi'ni kışkırtmaya cesaret etti... Ve hatta bir kez daha bir araya geldikten hemen sonra şeytani ellerini Xia Qingyue'nin göğüslerine atmaya cesaret etti.

Ancak Shen Xi’nin uhrevi göksel görünümü ve kutsal ve görkemli varlığı göz önüne alındığında, Yun Che ile çift yetişimi yaptığı zamanlar dışında, ona hiçbir şekilde saygısızlıkta bulunmaya veya kirletmeye cesaret edemedi. Önünde dürüst ve iyi davranmakla kalmadı, doğrudan gözlerine bakmaya bile cesaret edemedi.

Shen Xi karımsı elini uzattı ve He Ling'in tuttuğu ruh sıvısını aldı. “Yun Che kan ve enerji akışını düzenle. Sonra bambu kulübenin merkezine ilerle.”

“Eh?” Yun Che bu kelimeler karşısında hayrete düştü. Ondan sonra beceriksizce konuşmayı başardı, “Uh, bu… Bugün zaten çift yetişimini yapmadık mı?”

Her ne kadar He Ling, Yun Che ve Shen Xi'nin her gün altı saat boyunca o bambu kulübede ne yaptığını iyi biliyor olsa da, Yun Che’nin “çift yetişimi” demesiyle hemen bakışlarını kaçırdı ve hassas yüzünde kırmızı bulutlar belirdi.

“Bunun çift yetişimi ile ilgisi yok.” Shen Xi’nin güzel gözleri her zamanki gibi berrak ve kutsal kaldı, “Bu on ayın sonunda, benim hayati yin'imi rafine etmeyi bitirdin. Bu zamanın geldiği anlamına gelir.”

“Bugün bir İlahi Kral olmana yardım edeceğim!”

——————————

Samsara'nın Yasaklı Diyarı'nı çevreleyen şeffaf bariyer şimdi çok zayıf bir beyaz ışık katmanı tarafından sarıldı. Sadece çok küçük bir değişiklik olmasına rağmen, her şeyi tamamen engelledi. Ejderha Hükümdar bile gelse, Shen Xi'nin yarıda kesilemeyecek önemli bir şeyin ortasında olduğunu ve bu yüzden kesinlikle zorla girilmemesi gerektiğini bilecekti.

He Ling çiçek denizinin ortasında durdu, uzaktaki o küçük bambu eve bakarken iki eli gergin bir şekilde birbirine kenetlendi.

Bambu kulübe tamamen aynı görünüyordu ama içinde büyük bir değişiklik oluyordu.

Parlayan beyaz ışıklı bir dünyaydı ve birbirlerinin karşısında oturan Yun Che ve Shen Xi dışında, başka hiçbir şey yoktu ve biri bu sınırsız dünyanın sonunu bile göremiyordu. Dahası bu soluk beyaz dünyada geniş bir aura yayan görünmez bir enerji akışı sanki bir kasırganın ilk belirtileriymiş gibi sessizce hareket ediyordu.

Ayrıca bu aura Shen Xi'den değil, Yun Che'den geliyordu.

Shen Xi’nin gücünün rehberliğinde, Yun Che’nin kaynak enerjisi durmadan aktı. Dahası vücudundan salınan kaynak enerji öylece dağılmamıştı, bunun yerine etrafındaki havada sarıldı ve kıvrıldı, sanki bir şey tarafından tutulup ve Yun Che'yi çevreleyen görünmez kaynak enerji bulutlarına dönüşüyordu.

Kısa bir süre içinde, kaynak enerjisinin tamamı çekilmişti ve kaynak damarlarının dünyası tamamen boşaltılmıştı.

Fakat bu kaynak enerjiyi çekme ve normal olarak kullanma biçimi arasında doğal bir fark vardı. Yun Che'nin yorgunluk hissetmesine neden olmazdı ve tam aksine onu daha da sakinleştirirdi.

Sessiz ve uzun süredir sakin kalan Shen Xi sonunda harekete geçti. Yeşim elinin dansa benzer hareketlerinin ardından, tüm kaynak enerji bulutları yavaşça aşağıya doğru çökmeye ve Yun Che’nin vücudunun etrafında toplanmaya başladı. Sonunda Yun Che’nin vücudunun tamamını içine alan görünmez bir koza oluşturana kadar yavaş yavaş sıkışmaya başladılar.

“Bu kaynak enerjinin tümü yaşamında biriktirdiğin kaynak enerjidir,” Shen Xi’nin sesi, bir rüya gibi hafif ve narin, Yun Che’nin kulağında yankılandı. “Bir kaynak enerji filizi yaratmayı ilk kez başardığın anı dikkatlice düşün, özellikle her seviyede meydana gelen değişimleri.”

“...” Yun Che konuşmadan sıkıca iki gözünü de kapattı.

“Ölümlü yoldan ilahi yola adım atmak, bu, senin kaynak enerjinin ölümlü alemi aşmış ve ilahi olanın içine adım attığın anlamına gelen temel bir değişiklikti. Ancak yalnızca İlahi Kral Alemi'ne adım atıldığında kaynak enerjisi ilahi yoldaki gerçek değişikliğe uğrar. Bir İlahi Kral olmak, bir yerin kahramanı, hatta bir alemin kralı olma niteliğini kazanarak, Tanrılar Aleminin üst seviyelerine gerçekten adım attığın gerçeğini simgeler."

“Her bir değişikliği dikkatlice deneyimle!”

İlahi Kral Alemi, birçok kaynak gelişimcinin tüm yaşamları boyunca bile girmeyi hayal bile etmedikleri bir alemdi. İmrenilecek, doğuştan yetenekli sayısız kaynak gelişimci vardı ve bir asırdan kısa bir sürede, hatta birkaç on yıl içinde çoktan İlahi Öz Alemi'ne ulaşırlardı. Yine de kendilerini bir İlahi Kral olma darboğazında buldular ve hayatları boyunca uğraşmalarına rağmen onu kıramadılar.

Ancak kaynak gücü İlahi Öz Aleminin zirvesine yeni ulaşmış olan Yun Che'nin yanındaki Shen Xi’nin tonu son derece kesin ve sakindi. Sanki Yun Che’nin bir sonraki aleme girmesi kaçınılmazdı.

Ç.N: Yapmasam olmaz xD.. I am inevitable!! (Ben kaçınılmazım) -Thanos-

Yun Che'yi çevreleyen kaynak enerji katmanı aniden şiddetli bir şekilde patlayıp Yun Che'nin boş kaynak damarlarına doğru yükselen sayısız kaynak enerji akımına dönüşürken Shen Xi’nin sesi yavaş yavaş azaldı.

BOOOOM————

Yun Che’nin kaynak damarlarındaki dünya, çok uzun süre devam eden patlayıcı bir ses yaydı.

Sanki dünyadaki bütün dağlar çöküyordu, sanki her tarafa zarar veren çok sayıda fırtına vardı, sanki sayısız volkan patlıyordu... Onun kaynak damarlarında normalde sakin olan dünya onlara giren kaynak enerji çarpılıp paramparça olurken kaos içine düştü Dahası bu kaos yavaş yavaş ortadan kalkmadı, onun yerine geçen her saniye ile gittikçe daha da yoğunlaşıyordu... Başlangıçta engin ve kabaran kaynak enerji, sonsuz miktarda kaynak ışığa yayılmadan önce sayısız parçalara bölünmüştü.

Sonunda kaynak damarları dünyasındaki alan tüm kaynak damarları kaplayana kadar çatlaklarla dolmaya başladı. Bu devam ederse, Yun Che’nin kaynak damarları dünyası her an çöküp parçalara ayrılabilirdi.

Yine de Yun Che’nin yüzü son derece sakindi.

Bazen patlayan bir volkanın ortasına atılmış gibi hissetti. Bazen en uğursuz ve yıkıcı bir yıldırım denizine gömülmüş gibi hissetti. Bazen sonsuz bir karanlık uçuruma düşmüş gibi hissetti… Ama kalbi ve ruhu tamamen sakindi ve içlerinde tek bir dalgalanma bile görülmedi. Kaynak enerjisindeki değişiklikleri, kaynak damarlarındaki değişiklikleri ve tüm dünyanın değişikliklerini sessizce hissetti.

BANG… CRACK!!

O anda kaynak damarları dünyası nihayet paramparça oldu.

Paramparça olmuş kaynak damarlar dünyasında, sayısız parçanın yaydığı kaynak ışık sanki gece gökyüzünü dolduran bir yıldız denizi gibiydi.

Aynı anda, Shen Xi’nin güzel gözleri açıldı ve yeşim parmağının hafifçe hareket etmesiyle, hafifçe hazırlamış olduğu bu ruh sıvı damlası vücuduna sessizce batmadan önce Yun Che’nin göğsüne temas etti.

Sanki göklerden bir çiy damlası düşmüş ve kurumak üzere olan bir sürü bitki ve ağaç üzerine serpilmişti. Kısa bir sessizlik ve durgunluk dönemine giren kaynak damarları dünyası garip ve fantastik bir canlılıkla aniden parladı... O anda cennet ve yeryüzü arasında var olan sayısız enerji, sayısız enerji akımını oluşturacak şekilde birleşirken kaynak damarlarındaki dünyada tüm yıldızlar dans etmeye başladı. Sanki dünyadaki bütün kuşlar, Yun Che’nin vücudunun içine doğru akarken bir anka kuşuna saygı duyuyor gibiydi.

Vahşi rüzgârlar aniden Samsara'nın Yasaklı Diyarı'nda belirdi ve bu vahşi rüzgârlar uzun bir süredir sessiz olan bambu kulübeye doğru yükseldi. Gittikçe daha şiddetli ve çılgınca büyüdüler ve uzun bir süre geçtikten sonra bile kaybolacakmış gibi görünmediler. Orman ruhu kız yüzünde şokla dilini yutmuş bir şekilde önünde bu açılan sahneyi izledi.

Beyaz dünyanın içinde, Yun Che’nin ifadesi sakin kaldı ve sürecin başlangıcından bu yana hiç değişmedi. Saçları başının üstünde dans ediyordu ve tüm vücudunun etrafında garip ve fantastik bir ışık akıyordu. Bu saf kaynak enerjinin ışığıydı, ancak Yun Che'nin daha önce serbest bıraktığı diğer kaynak enerjiden daha şaşaalı ve parlaktı.

Ruh enerjisi hâlâ kabarıyor ve vücudunu çevreleyen kaynak ışık giderek güçleniyordu. Sanki bütün bedeni gökte asılı kalan ve doğrudan ona bakmasını zorlaştıran yanan bir güneşe dönüşmüş gibiydi.

Yun Che’nin ifadesi nihayet değişmeye başlamıştı… Duyuları değişmişti. Kaynak enerjisine, bedenine ve etrafındaki dünyaya karşı duyuları değişmişti. Vücuduna yavaşça yayılmadan önce tüm damarlarına ve bedeninin her bir parçasına açıkça ulaşırken daha önce hiç sahip olmadığı bir aura kaynak damarlarında kabarmaya başladı.

Sonunda, tam o anda, gözlerini açtı.

BOOOOOM————

Azure Ejderha'nın kendisi gökyüzüne doğru kükrüyormuş gibi devasa bir patlama ile Yun Che'yi çevreleyen kaynak ışık koptu ve eşsiz derecede korkunç bir enerji dalgası vücudundan dışarı patladı. Soluk beyaz dünya, bu enerji dalgası tarafından şiddetle sarsıldı. Bozulmalar açıkça görülebiliyordu.

Shen Xi’nin ipeksi cüppesi ve uzun saçları bu enerji dalgası tarafından geri itildi ve güzel gözleri açıldı, Yun Che’yle bir süre bakıştılar. Mutlak güzellikteki dudaklarını hafifçe birbirine bastırdı ve o anda gösterdiği küçük gülüş, göksel bir rüya kadar muhteşemdi, Yun Che'nin kafasına balyoz yemiş gibi sersemlemesine neden oldu… Bundan sonra aniden ayağa kalktı ve Shen Xi'nin üstüne çöktü.

Zihinsel durumunun yeniden doğuşu ona normalde Shen Xi’nin kutsal aurasına karşı oluşturduğu savunmayı yeniden inşa etmek için yeterli zaman vermedi.

"Sen…"

Bu güzel illüzyondan uyanmak istemeyerek dudakları öne doğru bastırdı ve Shen Xi’nin hafifçe ayrılmış dudaklarını ezdi. Ondan sonra şiddetli bir şekilde onun giysilerini parçaladı, parçalar rüzgarda dans ediyordu, bu, zarif kıvrımlarını tamamen ortaya çıkardı… Durumunu ve davranışlarının herhangi bir sonucunu unutarak Shen Xi ile ilk kez bu kadar şiddetli ve zorba davranmıştı.

——————————

Ruh sıvısı damlası Yun Che’nin atılımına neden olmamıştı. Bunun yerine atılım sürecini hızlandırmıştı. Aksi takdirde, Yun Che’nin eşsiz kaynak damarları göz önüne alındığında, İlahi Öz Alemi'nden İlahi Kral Alemi'ne adım atmak on günden fazlaya, hatta onlarca güne ihtiyaç duyardı.

He Ling tüm bu süre boyunca sessizce bekledi ve enerji nihayet sakinleştikten sonra bakışları endişeyle beklediği sırada sabitlendi. Yine de uzun bir süre bekledikten sonra bile Yun Che ve Shen Xi hâlâ dışarı çıkmamıştı... Sıkıca kapalı bambu kapının tekrar açılması için iki saat daha geçmesi gerekti.

Yun Che yavaşça dışarı çıktı ve He Ling'den tarafa yürüdü.

Vücudu biraz tuhaf bir “uhrevi” aura yayarken, sanki yeni bir buz ankası cübbesi giyiyordu. Aura'sı geri çekilmişti ve He Ling vücudundaki kaynak enerjisinin varlığını zar zor algılayabiliyordu. Bakışları bile daha önceki keskinliğini yitirmişti, artık daha nazik bakıyordu... Ama bu nazikliğin ötesinde onun göremediği bir derinlik yatıyordu.

Yun Che'nin ortaya çıkmasından sonra Shen Xi de dışarı çıktı… Ve bu Shen Xi'nin Yun Che'den sonra bambu kulübesini terk ettiği ilk zamandı. Aslen giydiği beyaz ipeksi elbiseler şimdi saf beyaz karımsı bir elbiseyle değiştirilmişti, ancak He Ling bu garip ve belirgin değişiklikleri hemen fark etmedi. Yun Che'ye baktı, güzel gözlerinde garip bir ışık vardı, “Ba... Başardın mı?"

"Evet," Yun Che hafifçe gülümseyip, başını sallarken söyledi. Vücudunda akan gücü hissetti... O kadar kudretli ve büyük bir güçtü ki onun için hayal etmesi zordu. Aslında o kadar akıl almazdı ki derin bir merakla doluydu.

Dokuz aşamalı musibet yıldırımı eşliğinde İlahi Öz Alemi'ne adım attığı günden bu yana sadece bir yıl gibi bir zaman geçti.

Fakat bu bir yılda diğer insanların hayatlarını tükettikleri halde bile hayal bile edemeyecekleri bir seviyeye geldi… İlahi Kral Alemi'ne adımını attı!

Çeviri [ realistchildx ]