Bölüm 502

avatar
17598 44

Against The God - Bölüm 502


Çeviri: Useless Düzenleme: Fullbringer

Bölüm 502: Derde Ortak Olma

"Yun Xiao, sana biraz kaba olabilecek bir soru soracağım." Yun Che, Yun Xiao'ya baktı ve ciddi bir ifade ile konuştu: "Genellikle, Yedinci Kız Kardeş ile buluşurken bunu her zaman gizlice mi yaparsın?

"Ah..." Yun Xiao bu soruya karşı tamamen hazırlıksız yakalandı. Utanmış bir ifade ortaya çıkardı ki bu bir sonraki an keyifsiz hale dönüştü. Düşük bir iç çekme ile konuştu: "Kendin de görebilirsin. Göğün Altında Ailesi basitçe beni küçümsüyor ve Yedinci Kız Kardeş de Göğün Altında Ailesinin tek prensesi ve elf klanının en değerli incisi. Yedinci Kız Kardeşe layık olmadığımı hissediyorlar ve ben gerçekten Yedinci Kız Kardeş ile birlikte olursam bu onların tüm aile şerefini yok edecekmiş gibi davranıyorlar. Başlangıçta onlar gizlice buna karşı çıkmışlardı. Ancak Yedinci Kız Kardeşin kişiliği oldukça inatçı, daha sonraları, bizim buluşmamamız için sıkı bir emir verdiler. Bu nedenle, buluşmamız çok daha zorlaştı. Son birkaç yıldır sadece gizlice üç kere buluştuk. Her bir sefer onlar bizi bulmasın diye şehirden en azından yirmi beş kilometre ayrılmamız gerekiyordu... Üç aydan daha kısa sürede Küçük Şeytan İmparatoriçenin Yüz Yıl Saltanat Seremonisi olacak. On İki Koruyucu Ailenin hepsi bu olay için hazırlanmakla meşgul ve sonunda Yedinci Kız Kardeş ile buluşma şansı yakaladık ama biz asla böyle bir şeyin olacağını beklememiştik..."

Yun Che eli ile çenesini tuttu ve düşündü: "Yedinci Kız Kardeş ile buluşma olayını sizden başka bilen veya... Gören var mıydı?"

"Hayır, kesinlikle yoktu." Yun Xiao kafasını salladı: "Bunu başkasının bilmesine kesinlikle izin vermeye cüret edemem. Çünkü sadece Göğün Altında Ailesi değil benim ailem bile Yedinci Kız Kardeş İle birlikte olma fikrimi desteklemiyor ve hatta arkamdan alay ediyorlar. Kendimi umursamasam bile Yedinci Kız Kardeşi düşünmeliyim. Bu nedenle başkasının bilmesine izin veremem. Yedinci Kız Kardeş de kesinlikle birine bunu söylemez."

”Sen ve Yedinci Kız Kardeş saldırıya uğradığınızda onlar sadece mükemmel bir şekilde gizlenmekle kalmayıp hedefleri de özellikle netti. Besbelli, yeterli hazırlık yapmışlardı. "Yun Che yavaşça konuştu: "Eğer onlar sizin orada buluşacağınızı bilmeselerdi basitçe böyle yerinde hazırlık yapamazlardı... Siz ikiniz bunları bilenler olduğunuza göre en büyük olasılık... Yedinci Kız Kardeşe ses iletişimi gönderdiğinde yakınlardaki biri tarafından duyulmuş olması. Tıpkı Yedinci Kardeş de olduğu gibi; sana ses iletişimi gönderdiğinde altıncı kardeşi tarafından duyulmuş."

"Ah?"  Yun Xiao bir anlığına irkildi ve ardından kafasını çok daha zorlama bir şekilde salladı: "Bu çok daha imkânsız. Ses iletişimi gönderdiğimde kendi avlumdaydım, yani biri duymuş olamaz. Biri gerçekten bir şekilde duymuş olsa bile sadece Yun Ailesinden biri olabilir... Bizim Yun Ailemizin asla Göğün Altında Ailesi ile bir husumeti yok ve şu anki düşüş durumuzda başka aileleri kışkırtmaya istekli olmayız, böyle bir şey nasıl olabilir? Ve siyahlı kişiler kaynak sanatlarını saklamış olsa da eğer Yun ailesinin kaynak sanatlarını çalışıyor olsalardı yine de kolaylıkla bunu tanıyabilirdim."

"…" Yun Che onayladı ve bir anlığına sessizleşti. Derince düşündükten sonra sakin bir ifade ile konuştu: "Sanırım... Boşver, bu konuda düşünmeye gerek yok. Göğün Altında ailesi kesinlikle bizden daha çok endişe edecek şeye sahiptir. Onların araştırmasına izin verelim."

"Ama merak ettiğim... Yun Xiao, her ne kadar Yun ailesi düşüşte olsa da en azından bir ara zirvedeydi ve şu anda hala On İki Koruyucu Aileden biri. Senin isim olarak Yun Ailesinin Genç Patriği olmanı bile söylemiyorum, böyle bir aile tarihi ile, senin sadece kimliğin temel alınarak sen ve Yedinci Kız Kardeş açıkça mükemmel bir çift olmalısınız. Hayır, bekle! Senin statün Yedinci Kız Kardeşten daha yüksek olmalı. Her şekilde, baban bir Patrik olmasa ve sıradan bir büyük olsa da aile şereflerini etkileyebilecek bir problem olacak bir şey olarak görecek kadar yoğunca kabullenmemezlik yapmamalılar."

Yun Xiao'nun ifadesi anında kasıldı.

Yun Che onun ifadesine baktı ve devam etti: "Onu bırak, Yun Ailesinin üyelerinin sana olan tavrı bile biraz anormal. Daha önceki Yun Hao'yu örnek alalım. O sana aşırı saygısız davrandı. Sözleri basitçe kendini beğenmişlik ve aşağılama ile doluydu ama sana bakınca böyle bir şeye çoktan alışmış gibi duruyordun... Senin Genç Patrik olduğunu düşünmesek bile en azından anne tarafından büyükbaban hala Mu ailesinin lideri.  Ne olursa olsun Yun ailesi içinde böyle bir duruma düşmemelisin... Bunun arkasında gizli bir sebep mi var?"

Yun Xiao'nun adımları bir anda durdu. Kafasını eğerken yüzü derin bir ıstırap ortaya çıkardı.

Yun Che özür diler şekilde gülümsedi: "Sanırım sormamam gereken bir şey sordum... Özür dilerim, bunu ciddiye alma."

"Hayır." Ancak Yun Xiao nazikçe kafasını salladı. Kafasını kaldırdığında ifadesi çoktan sakinleşmişti: "Başkası olsa bile, benim durumumu görünce bunun gerçekten garip olduğunu hissederdi. Aslında benimle ilgili çeşitli söylentiler var ve görünüşe göre Şeytan İmparatorluk Şehrindeki herkes bunu biliyor. Kardeş Yun sen hayatımı kurtardın ve bana bir arkadaş gibi davrandın, senden saklamak için bir nedenim yok. İnsanlar tarafından sevilmememin sebebi... Küçüklüğümden beri başkalarının ağzında benim her zaman 'yoldan alınan bir piç çocuk' olmam."

Yun Che yana baktı: "Ne demek istiyorsun?"

Yun Xiao sefilce güldü: "Yun Ailesi Kaynak Kulpunun gücü ile gurur duyar ve On İki Koruyucu Ailenin en üstünü olmamızın nedeni de bu çekirdek yetenektir. Ben kolumdaki Kaynak Kulpunu asla aydınlatamadım. Kaynak gücüm Gökyüzü Kaynak Âlemine ulaştığında bile Kaynak Kulpunu uyandıramadım."

"Yun ailesi içinde soy gücünün yönlendirilmesiyle birlikte Kaynak Kulpunun İşareti her zaman beş yanında aydınlanır ve ardından Kaynak Kulpunun İşaretinin rengine göre kişinin doğuştan gelen yeteneğini belirlenir ve büyütülürken daha fazla ilgiye ihtiyacı var mı anlanır. Bizim kaynak güçlerimiz Gökyüzü Kaynak Âlemine ulaştığında Kaynak Kulpları uyanır ve o andan itibaren istediğin gibi kullanılabilir. Bu Yun Ailemizin soy gücüdür. Biri Yun Ailesinin soyunu taşıdığı sürece her zaman Kaynak Kulpu yeteneğine sahiptir... Bunun istisnası yoktur."

"Ancak ben asla buna sahip olmadım. Ve bu benim açıkça Yun Ailesinin soyuna sahip olmadığımı kanıtlıyor... Yun Ailesinin bilgisinde, tüm Şeytan İmparatorluk Şehrinde ve hatta tüm Hayali Şeytan Ülkesinde bu tartışmasız bir kanıttır."

Yun Che: “…”

"Kaynak Kulpu İşaretine sahip olmadığım ile ilgili haberler ben beş yaşındayken bilinmeyen biri tarafından yayılmıştı ve tüm şehir bunu öğrendi. Ardından Gökyüzü Kaynak Âlemine girdikten sonra bile Kaynak Kulpunu çağıramayınca bu haber daha da yayıldı. O sürede tüm şehir benim nasıl annem ve babamın çocuğu olmadığı hakkındaki söylentiler ile doluydu... Ve en ciddi sorun ise Kaynak Gökyüzü Kıtasında doğup annem ve babam tarafından buraya getirilmiş olmam... Şeytan İmparator ve Küçük Şeytan İmparator Kaynak Gökyüzü Kıtasının insanlarının elinde öldü. Şeytan İmparatorluk Şehri her zaman Kaynak Gökyüzü Kıtasına karşı kemiğine işlemiş bir nefret taşır, bu nedenle, ben bir 'Kaynak Gökyüzünden gelen piç çocuk' olarak nereye gidersem gideyim herkesin soğuk bakışlarına, küçümsemesin ve hor görmesine maruz kaldım..."

Yun Xiao daha fazla devam etmedi. Yun Che sessizce dinledi ve Yu Xiao'nun bu yıllarda yürümesi gereken yolu hissetti... On altı yaşından önce sakatlı kaynak damarları nedeniyle her zaman başkalarının küçümsemesi ile karşı karşıya kalmıştı. Ve Yun Xiao ondan bile daha kötüydü. Yun Xiao'nun katlandığı şeyler onunkinden çok daha ağırdı...

Ve bu nedenle, Yun Xiao'nun son birkaç yıldır nasıl bir düşünce yapısı olduğunu anlayabiliyordu... İkisi de kader tarafından oyun oynanmış kişilerdi.

Hayali Şeytan Ülkesindekilerin Kaynak Gökyüzü Kıtasından nefret etmemesinin bir nedeni yoktu. Ve Yun Xiao da muhtemelen Kaynak Gökyüzü Kıtasına ait biriydi ve Yun Ailesinin Genç Patriği unvanını taşısa da ondan nasıl hoşlanabilirlerdi? Ve onurlu Göğün Altında ailesi nasıl tek prenseslerini onun gibi birine verebilirlerdi? Bu sadece statü ile ilgili hiyerarşik bir sorun değildi; bu bir ailenin gururu ve şerefini ilgilendiriyordu...

Belki de, Yun Ailesi olmasaydı Yun Xiao'nun soyu ile ilgili meseleler saklanabilirdi ama Yun Ailesi olunca... Kaynak Kulpu sorgulanamaz bir kanıttı.

"Annen ve baban... Onlar sana karşı nasıllar?" Yun Che yavaşça sordu.

"Annem ile babam bana gerçekten iyi davranıyor." Yun Xiao hafifçe onayladı, gözlerinde bir sıcaklık parladı. "Kaynak Kulpu nedeniyle soyumdan şüphelensem de annem ve babam benim onların oğlu olduğumu söylüyor. Devasa şüpheler ile karşı karşıya kalsalar da asla bunu kabul etmiyorlar. Ve küçüklüğümden beri beni her zaman sevgi ile büyütüp asla yanlışlardan dolayı cezalanmama izin vermediler. Aksi halde Şeytan İmparatorluk Şehrinin Kaynak Gökyüzü Kıtasına olan nefreti ile birlikte bugüne kadar yaşamazdım."

"Yani, annen ve baban için bu kadar kararlıca çalışıp tüm kötü tavırlara ve muamelelere en ufak karşı koymadan dayanıyorsun." Yun Che konuştu.

Göğün Altında Yedi Numara daha önce Yun Xiao'nun küçüklüğünden beri asla büyük miktarda kaynak almadığını söylemişti. Ve onun ortalama yeteneği ve azıcık kaynağı ile Derebeyi olmaya yarım adım uzaklığa yirmi iki yaşında gelmesi Kaynak Gökyüzü Kıtasında çok üstün seviyeli bir başarıydı ve hatta Yedi Ulusun genç neslinin bir numarası olarak kendini adlandıran Feng Xiluo'yu bile aşmıştı!

Onun bu yıllarda nasıl sıkı bir şekilde çalıştığı söylenebilirdi... Ya da belki de gözü dönmüş olarak da söylenebilirdi.

"Mn." Yun Xiao hafifçe onayladı, biraz dişlerini sıktı ve konuştu: "Ben Şeytan Kralın torunu ve Yun Qİnghong ile Mu Yurou'nun oğluyum... Onların yüz kaybetmesine izin veremem veya onlara sorun çıkaramam. Gelecekte, eğer gerçekten zor bir durum ile karşılaşırsak hayatımı riske atmam gerekse bile annem ve babamı korumak için tüm gücümü kullanacağım!!"

Bun söyledikten sonra Yun Che'nin gözlerinin biraz garip olduğunu fark etti. İfadesi kasıldı ve endişelice konuştu: "Kardeş Yun bunlar yüzünden... Sende mi beni küçük göreceksin?"

"Tabii ki hayır." Yun Che tereddütsüz bir şekilde kafasını salladı: "Aksine sana daha fazla hayranlık duyuyorum ve... Gerçekten sana uygun bir teşekkür etmeliyim."

"Ah? Teşekkür mü?" Yun Xiao boş boş baktı.

"Haha." Yun Che hafifçe güldü, elini uzatıp Yun Xiao'nun omzuna hafifçe koydu: "Yun Xiao, Kıdemli Yun ile karşılaştıktan sonra neden yeminli kardeşler olmuyoruz?"

"Ah... Aaaaaah?" Yun Xiao ağzını genişçe açtı ve yüzü tamamen inançsızlık ile doluydu: "Yeminli... Yeminli kardeş mi? B-B-Ben... Ben ve Kardeş Yun mu?"

"Aynen öyle." Yun Che hafif bir gülümseme ile konuştu: "Pekâlâ, böyle bir şeyi aniden söylemek biraz absürt. Eğer istemiyorsan, unut gitsin."

"H-h-h-hayır, öyle değil... Öyle değil!" Yun Xiao hızlıca elini salladı. Titreyecek kadar heyecanlanmıştı: "Sadece, sadece... Kardeş Yun çok harika ancak ben... Bunu kendin de duydun, ben basitçe... Benim gibi biri nasıl Kardeş Yun ile yeminli kardeş olmaya layık olabilir..."

"Yani sen, kendinin Yedinci Kız Kardeşe layık olmadığını da düşündüğünü mü söylüyorsun?" Yun Che onu böldü ve konuştu.

"Ben..."

"Kendini böyle ucuza satma." Yun Che onun omuzuna sabit ve hevesli bir ifade ile vurdu: "Sen Yedinci Kız Kardeşe layıksın, Yun Ailesinin Genç Patriği olmaya layıksın ve dahası benimle yeminli kardeş olmaya da layıksın. Bu yıllarda her şeye sessizce dayanan sen oldun. Yeminli kardeş olduktan sonra doğal olarak zorluklara birlikte göğüs gereceğiz. Seninle birlikte her şeyi taşıyacağım. Eğer Yedinci Kardeş ile birlikte olmak istiyorsan her şeyimle sana yardım edeceğim. Annen ve babanı korumak istiyorsan seninle birlikte onları koruyacağım. Eğer sana, annene ve babana biri zorbalık yaparsa... O zaman senin yerine, eski veya yeni borç fark etmeksizin, onlara ödeteceğim!"

Yun Xiao'nun gözleri titreşti. Çarpışan duygularının ortasında uzun süre sakinleşemedi. Büyüdüğü sürede her gün başkalarının garip bakışlarının altında yaşamıştı. Kimliği büyük ve onurlu gözükse de diğer ailelerin genç efendileri şöyle dursun Yun Ailesinin hizmetçileri bile ona yaklaşmak istemiyordu. Yun Che'nin konuşması ve sabit ifadesi hiç şüphesiz onun ruhuna vuran devasa bir darbeydi. Konuşmayı deneyeceği sırada sesi çoktan boğuk hale gelmişti: "Kardeş Yun, ben..."

Yun Che bunun kendisinin ve Yun Xiao'nun tanıştığı ilk gün olduğunu anlayabiliyordu. Böyle sözleri aniden söylemek... Başka biri olsaydı yine de bunları bir anda hazmetmekte zorlanırdı. Bir gülümseme ile konuştu: "Beni şimdilik Kıdemli Yun'a götür. Diğer meseleleri sonra hallederiz."

---------------ÇEVİRMEN NOTU--------------

Yun Che'nin yeminli kardeşi neler yapacak? Baba-oğul arasında nasıl bir konuşma geçecek? Onu tanıyacaklar mı? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin  

 

Fullbringer Notu: Aklını aldı çocuğun :D






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr