Against The God - Bölüm 1442: Kin

---

 

Bölüm 1442: Kin

Çevirmen: Sefix

Editör: Extacy12

 

Dört yıl önce, Yun Che Ebedi Cennet Tanrı Alemine geldiğinde heyecan ve beklentiyle doluydu. Bugün sadece kalbine tarif edilemez bir ağırlık oturmuştu.

 

Geçen sefer Mu Bingyun'la gelmişti. Bu sefer, Mu Xuanyin ile geldi.

 

Dört yıl önceki tecrübesine kıyasla büyük bir fark daha vardı. İlk geldiğinde attığı her adım gerginlik ve saygı doluydu, diğer tüm Buz Ankası öğrencileri gibi nefesi kesiliyordu.

 

Ama bugün, Mu Xuanyin yanındayken hissedebileceği tek şey, tarif edilemez bir barış ve güvenlik duygusuydu.

 

“Haydi gidelim.”

 

Mu Xuanyin Ebedi Cennet Kapısına giderken Yun Che'yi yönlendirdi.

 

Ebedi Cennet Genel Kurulu'nun açılmasına daha üç gün vardı. Birçok yüce hükümdar ve ilahi usta çoktan gelmiş olmalıydı.

 

Teknik olarak, bu sadece yüksek seviye uzmanlar arasında bir toplantıydı. Yun Che bir istisnaydı.. ama tabii ki tek istisna o değildi.

 

Her İlahi Usta sayısız canlıya üstten varlıklar ya da üst seviye alemlerin krallarıydı. Doğu İlahi Bölgesinde, Ebedi Cennet Tanrı Alemi muhtemelen Doğu İlahi Bölgesinin her köşesinden tüm İlahi Ustaları çekebilecek kadar güçlü ve saygın olan tek yıldız diyarıydı.

 

Ebedi Cennet Tanrı Alemi'ndeki herkes cennetin yüce bir sarayına ayak basıyormuş gibi hissediyordu ve hava bile bir çeşit kutsallıkla doluydu. Ebedi Cennet Kapısına yaklaştıkça, onu koruyan öğrenciler görülebiliyordu.

 

O anda Yun Che sağ tarafa baktı ve iki figürün görüntüsünü farketti. Ondan ve Mu Xuanyin'den çok daha hızlı hareket ediyorlardı.

 

Yun Che'nin şaşkınlığının sebebi, ikisinden birinin tanıdık bir yüz olduğunu farketmesinden kaynaklanıyordu.

 

Zamanın geçmesine rağmen inanılmaz derece yakışıklı görünüşü değişmemiş genç bir adamdı. Göz kamaştırıcı olduğu kadar görkemli bir altın kıyafetle kaplıydı, ama taşıdığı şeytani havayı gizlemek için hiçbir şey yapmamıştı. Gözleri, Ebedi Cennet Alemi'ne ayak basıyor olsa bile sakin ve kibirliydi.

 

Onu ve göz kamaştırıcı parlak altın kıyafetini gördüğü andan beri, kişinin adı ve kimliği hemen Yun Che'nin zihninde parladı.

 

İlahi Savaş Alemi'nden Wu Guike!

 

Geçmişte bu soylu genç efendiyle pek fazla tanışmamıştı, ama ikisi bir şekilde birbirleriyle derinden bağlıydı. Sonuçta, Wu Guike, Kaynak Tanrı Toplantısı'nın ilk iki ön turunda hayatta kalmasına yardımcı olan büyük “hayırsever” idi!

 

İyiliğini geri ödemek için, Yun Che onu Sunulmuş Tanrı Sahnesi'nden yedi hızlı hareketle atmıştı.

 

Eğer yanılmıyorsa, Wu Guike'nin hemen yanında kartal gibi gözleri olan onur dolu görünümlü orta yaşlı adam muhtemelen babası, İlahi Dövüş Alemi'nin Kralı, Wu Sanzundu!

 

Bekle bir saniye!

 

Wu Guike Ebedi Cennet Genel Kuruluna katılıyor muydu?

 

Bu... onun Ebedi Cennet Alemi'nde ki üç bin yıllık gelişiminden sonra bir İlahi Usta olduğu anlamına mı geliyordu?!

 

Yun Che suskunluğunu gizlemeye çalıştı... Bunun sebebinin Ebedi Cennet İncisinin çok şaşırtıcı olması mı yoksa İlahi Dövüş Aleminin atalarının göklerden bir şans mı elde ettiğini bilmiyordu ama asla İlahi Savaş Alemi'nin tek bir dönemde aynı anda iki İlahi Usta tarafından süsleneceğini düşünmezdi!

 

Yun Che Wu Guike'yi gördüğünde, Wu Guike de onu hemen fark etmişti. İfadesi aniden karardı fakat kısa bir süre sonra yine gururlu ve rahat Wu Guike'ye döndü.

 

“Bu,Dokuz Aşamalı Yıldırım Musibeyi çeken , Kutsal Tanrı Savaşı şampiyonu Yun Che değil mi? Hala hayatta olduğunu düşününce.” Wu Guike'nin sesi sakindi, ancak gözleri daralmıştı, yüzünde çirkin ve düzensiz bir gülümsemeyle beraber kibirle dolup taşıyordu.

 

Açıkça, düşük bir yaşam biçimine bakıyormuş gibi davranıyordu.

 

Wu Sanzunda o tarafa baktı ve Yun Che'yi gördü. Yüzünde ufak bir kaş çatma hemen ortaya çıktı.

 

“Oh?” Yun Che, Wu Guike ona gülümserken onu yeni farketmiş gibi davrandı. “Bu İlahi Dövüş Alemi'nden genç usta Wu değil mi?” Birbirimizi görmeyeli bir kaç yıl oldu. Bu aralar nasılsın?”

 

“O çoktan bir İlahi Kral mı?!” Wu Sanzunun kalbi bu keşfiyle beraber sarsılırken kendi kendine mırıldandı.

 

Wu Guike'nin kaşlarının köşesi seğirdi, ancak üstün bir gülümsemeyle hızla toparlandı, “Kötü değil, kötü değil. Çoktan bir İlahi Kralsın? Sana verilen Kutsal Tanrı Savaşı Şampiyonu unvanını kesinlikle hakediyorsun, ama... Ne yazık… Ne kadar yazık.”

 

İç çekerken başını iki yana salladı, “Benim şuan hangi alemde olduğumu biliyor musun?”

 

Yun Che cevapladı, “Ebedi Cennet Genel Kurulu'na katıldığını düşünürsek,bu çoktan bir İlahi Usta olduğunuz anlamına gelir- haklı mıyım Genç Usta Wu?”

 

“Hahahaha!” Wu Guike yüksek sesle kahkaha atmadan önce kibirli bir tonda cevap verdi, “En azından hala fikirlerin var.” Şu anda ne kadar güçlü olduğumu biliyor musun?”

 

Bir kolunu kaldırdı ve avucunda küçük, altın bir hortum toplandı. Hortum, son derece parlak ve ağırdı, tıpkı bir güneş gibi.  Alan bozuldu ve havayı o kadar çok itti ki, genç ustanın etrafında büyük bir vakum alanı ortaya çıktı.

 

“Bu sizin gibilerin şu an olduğunuz durumda, asla hayal edemeyeceğiniz bir güçtür.” dedi. “Kutsal Tanrı Savaşı'nın Şampiyonu? İtiraf ediyorum, bu etkileyici bir başarı! Ama ne yazık ki, benim için parmağımın yarısıyla ezebileceğim çöpten başka bir şey değilsin, anlayabiliyor musun?”

 

Yüce bir İlahi Usta, bir İlahi Kralla uğraşır mıydı?

 

Tabii ki hayır.

 

Ancak, Yun Che'nin Wu Guike'de bıraktığı travma çok büyüktü. Wu Guike için üç bin yıl geçmiş olmasın rağmen Yun Che'yle  tekar karşılaştığı gibi ruhuna kazınmış olan utanç işareti hızla patlak verdi.

 

Yun Che ona bakarken gözlerini yuvarladı... Bu aptal şaşırtıcı derecede yetenekliydi, ama bu onun karakteriyle gelebileceği son noktaydı.

 

Wu Guike iktidar gösterisinden sonra aradığı korku, kıskançlık ve itaat gibi herhangi bir şey bulamadığında hızla oldukça hoşnutsuz hissetti. Aslında, “her neyse” kelimesi açıkca Yun Che'nin suratına baskılanmıştı. Ancak, onlar ayrıca Ebedi Cennet Alemindelerdi. Şuan bir İlahi Usta olsa bile, asla sorun çıkarmaya cüret edemezdi.

 

O anda Wu Guike, Mu Xuanyin'i fark etti. Sadece onun yanında olmasına rağmen, bakışları üç uzun nefes süresi boyunca ona sabitlendi.

 

“Hehe, hahahaha!” Wu Guike aniden yüksek sesle güldü. “Sonunda neden iki Tanrı İmparatorunu reddettiğini ve o zamanlar aptalca sıska bir orta yıldız alemine kenetlendiğini anlıyorum. Çünkü ustan bir tanrıça kadar güzel!”

 

“Kar Şarkısı Diyarı Alem Kralı Mu Xuanyin'in uzun zaman önce Doğu İlahi Bölgesinin kuzey tarafındaki en güzel kadın olduğunu duydum ve şimdi itibarının haklı olduğunu görüyorum. Ben de gece gündüz böyle güzel bir ustaya bu kadar yakın kalabilseydim, onun tarafını bırakmak istemezdim, hahahahah!”

 

“...” Yun Che'nin gözlerine biraz acıma dolarken nefes verdi.

 

Sigh, yaşamak güzel değil mi? Neden aptalların bu kadar korkunç bir ağızları var... Eminim kısa süre önce Luo Guxie'nin kolunun ustam tarafından koparıldığından haberleri yoktur.

 

Ama Yun Che şaşırmıştı, çünkü Mu Xuanyin, Wu Guike'nin alaylarına hiç tepki vermedi. Onlara yandan bir bakış bile atmadı.

 

“Guike, Ebedi Cennet Alemindeyiz. Soruna sebep olma.” Wu Sanzun'un bakışları oldukça uzun bir süre Mu Xuanyin'in üstünde durmadan önce Yun Che'ye bir bakış attı. Sonunda, arkasını döndü ve konuştu, “Hadi gidelim.”

 

Wu Guike nihayet küçümseyen bakışlarını Yun Che'nin üzerinden kaldırmadan önce hafifçe güldü. Ardından, Yun Che'nin onun altında olduğunu düşünerek bir bakış daha attı ve Wu Sanzun ile beraber Ebedi Cennet Kapısına doğru yürüdü.

 

“Ebedi Cennet İlahi Alemi cidden şaşırtıcı. Böyle bir aptalın bile İlahi Usta olabileceğini düşünmek...” Yun Che, Wu Guike'nin inanılmaz derecede kibirli gidişine bakarken iç çekti... onu biraz kıskandığını itiraf etmek zorunda kaldı.

 

“Ebedi Cennet İlahi Alemi'nin aurası Tanrı Alemini oldukça aşıyor, bu yüzden kişinin yetişim hızının yanı sıra küçük ve büyük atılımlar, Tanrı Alemi'ndeki gibi değil.” Mu Xuanyin soğukça konuştu. “İlahi Usta olmayanlar arasında bile, yarısından fazlası İlahi Egemenlere dönüştü.”

 

Yun Che'ye aniden sormadan önce bir bakış attı, “Hiç Ebedi Cennet İlahi Alemine girmen mümkün olmadığı için pişman oldun mı?”

 

“Hayır.” Ama Yun Che tereddüt etmeden başını salladı, “Hiç de bile!” Aksine Ebedi Cennet İlahi Alemini kaçırmayı başardığım için inanılmaz minnettarım.”

 

“...” Mu Xuanyin, Yun Che'nin sözlerinin ardındaki nedeni iyi biliyordu.

 

Bu dünyada, bir İlahi Usta dünyanın zirvesindeydi. Doğal olarak, Wu Guike'nin İlahi Savaş Alemi'ndeki statüsü ve dünya görüşü daha öncekinden tamamen farklı olacaktı.

 

Hem Wu Sanzun hem de Wu Guike'nin baba oğul olarak aynı kökleri paylaştığını söylemiyordu bile... Aynı anda iki İlahi Ustaya sahip olmak herhangi bir üst yıldız alemi için kesinlikle kral alemleri arasında bile kibirli olmaya hak ediyordu

 

Sonuçta, Tanrılar Alemindeki üst seviye alemlerin zirvesindeki Sırlanmış Işık Alemi'nin bile sadece üç tane İlahi Ustası vardı.

 

Baba oğul çifti, Wu Sanzun ve Wu Guike, ardından Usta öğrenci çifti, Mu Xuanyin ve Yun Che, hızla Ebedi Cennet Kapısına ulaştılar.

 

Kapıyı korumaktan ve misafirleri almaktan sorumlu olan öğrenci, ileriye doğru havalı bir adım attı ve iki Wu'ya doğru hafifçe eğildi. “Hoşgeldiniz, İlahi Savaş Alemi'nin onur konukları...”

 

Ama daha lafını bitirmeden aniden ikilinin arkasında ki Mu Xuanyin ve Yun Che'nin görüntüsünü farketti ve cümlenin ortasında dondu. Sonra, İlahi Savaş Aleminden gelen iki büyük İlahi Ustayı görmezden gelerek aralarındaki boşluğu kesti ve hemen Mu Xuanyinle Yun Che'nin önünde durdu. Saygıyla dolu bir şekilde eğildi ve sordu;

 

“Siz Kar Şarkısı Diyarının saygıdeğer konukları Alem Kralı Xuanyin ve Genç Usta Yun Che misiniz?”

 

Wu Sanzun ve Wu Guike kafa karışıklığıyla onlara bakmak için döndü.

 

Mu Xuanyin hafifçe başını salladı ve cevapladı, “Biziz.”

 

Ebedi Cennet Öğrencisinın sırtı hızla büküldü. “Ben misafirleri almaktan sorumlu olanlardan biri, Kong Lingzi. İkinizi bekliyordum. Lütfen lordumun karşılamasını kabul etmek için hemen ana salona gidelim.”

 

“Bu yoldan.” Daha sonra Mu Xuanyin ve Yun Che'ye yürümeleri için yol açarken sırtı hala doksan derece bükülmüş durumdaydı.

 

Mu Xuanyin yola çıkmadan önce kafasını biraz salladı. İkisi şok olmuş Wu Sanzun ve Wu Guike'yi geçerek Ebedi Cennet Kapısına girdiler.

 

Kong Lingzi hızla iki onur konuğunun arkasından ana salona kadar takip etti. O Ebedi Cennet Kapısından geçtikten sonra Wu baba-oğul çiftini hatırladı. Döndü ve dedi ki, “lütfen içeri gelin, İlahi Savaş Alemi onur konukları.”

 

Ardından, ikisini tamamen görmezden gelerek Mu Xuanyin ve Yun Che'yi yakaladı.

 

Davetiyeye rağmeni Wu Sanzun ve Wu Guike çok uzun bir süre yerinde şaşkına dönmüş bir şekilde kaldı. Sanki güpegündüz bir hayalet görmüş gibiydiler.

 

Ebedi Cennet Alemi'ne girdikten sonra, Mu Xuanyin ve Yun Che, Kong Lingzi tarafından ana salona kadar yönlendirildi. Orada Ebedi Cennet Tanrı İmparatoruyla karşılaştılar.

 

“Kar Şarkısı Alem Kralı, Yun Che, hoş geldiniz.” Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru koltuğundan kalktı ve onları gördüğünde bir gülümsemeyle onları karşıladı.

 

Bir selam sonra, Yun Che sordu, “İçinizdeki şeytani aurayı arındırmak için bu küçüğü çağırdınız değil mi, kıdemli?”

 

“Hehe, bu benim orjinal planımdı.” Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru devam etmeden önce gülümsedi, “Ancak, Genel Kurul sadece üç gün içinde başlayacak. Tedavinizden zevk almak için zamanım olacağından şüpheliyim ve şeytani enerji şuana kadar herhangi bir ortaya çıkmak belirtisi göstermedi. Bu, Ebedi Cennet Genel Kurulundan sonrasına kadar bekleyebilir.”

 

Bunu söyledikten sonra küçük bir iç çekmeyi serbest bıraktı.

 

Geçte olsa, Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru kötümserli ve umutsuzlukla korkunç miktarda yüklenmişti. Kalbinde oturan ağırlık kimsenin anlayamayacağı bir şeydi.

 

“Ancak,” Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru devam etti, “ Brahma Hükümdar Tanrı Aleminin İlahi Ustaları dün çoktan gelmişlerdi. Qianye Fantian'a derin ışık enerjini ve şeytani enerjiyi arındırma yeteneğini anlattım. Senin geldiğin haberini duyunca senden yardım isteyecektir ve bu kez size büyük bir iyilik borçlu olacaktır. Ne demek istediğimi anladıysan, bu senin geleceğin için çok yararlı olacaktır.”

 

Yun Che şiddetle başını salladı ve cevap verdi, “Bu küçük anladı. Nezaketiniz için çok teşekkürler kidemli.”

 

“Mn.” Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru bağırmadan önce başını salladı, “Su Liu!”

 

Bir kadın çağrısına cevap verdi ve saygıyla eğildi, “Asil babam.”

 

Ebedi Cennet Tanrı İmparatoruna hitap etme şekli, Yun Che'nin ona yandan bir bakış atmasına neden oldu... o Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru'nun çocuklarından biriydi.

 

“Lütfen Kar Şarkısı Alem Kralı ve Yun Che'nin yerleşmesine yardım et,” Ebedi Cennet Tanrı İmparatoru yönlendirdi. Ardından ikiliye döndü ve konuştu, “Lütfen, Ebedi Cennet Tanrı Alemi'nde iken istediğiniz gibi davranın. Eğer bir şey için herhangi bir ihtiyacınız olursa, sadece hizmetçilere söyleyin.”

 

“Tamam, baba.” Sul Liu adlı Ebedi Cennetin kızı şaşırmış görünüyordu ama herhangi bir soru olmadan onun emrini kabul etti.,

 

Yun Che ana salondan ayrılırken içinden gizlice iç çekti. Şeytani enerjiyi arındırma yeteneğinin, Ebedi Cennet Tanrı İmparatorunun onlara böylesine ayrıcalıklı muamele etmesinin nedenlerinden sadece biri olduğunu çok iyi biliyordu. Davranışlarının değişikliğinin gerçek sebebi, Mu Xuanyin'in kısa süre önceki şok edici güç gösterisiydi.

 

Bu hayattaki en temel gerçekliğin ve hukukun bir temsiliydi.

 

Ana salondan çıktıktan kısa bir süre sonra, iki tanıdık figürü onların yolundan giderken görülebiliyordu.

 

Ön taraftaki yaşlı adamın temiz bir yüzü, kar beyazı bir sakalı ve nazik bir yüzü vardı. Mavi bir kıyafet giymişti, gözleri binlerce yıl boyunca yerinde duran bir kuyu kadar sevimliydi. Elleri sırtının arkasında, sakalı ve kıyafetleri rüzgarda hafifçe dans ederken, ara sıra fani dünyayı ziyaret eden eski bir ölümsüz gibi görünüyordu.

 

Yanındaki kadının güzel kaşları ve bir çift yıldız gibi gözleri vardı. Beyaz giyinmişti ve yanında antik bir kılıç taşıyordu, ölümsüz bir tablodan çıkmış birine benziyordu Kadın Yun Che'yi gördüğünde, aniden durdu ve hafifçe kaşlarını çattı. “Yun Che!”

 

Ardından bir kılıç niyeti sessiz bir gelgit dalgası gibi şişti ve etraflarındaki dev alanı tamamen doldurdu.