Emir

Önceki ödüller de çok cömertçe de olsa,krallık vermeye kıyasla,bahsetmeye bile değmezlerdi. Yun Che hemen Xiao Yun'u çekti ve '' Çabuk Küçük Şeytan İmparatoriçe'sine teşekkür et...'  daha sonra sesini alçalttı ve ''Bunu reddedemezsin.'' dedi.

''Ah...'' Xiao Yun sanki bir rüyadan yeni uyanmış gibi;panik içinde kekeledi.''Xiao Yun... Küçük Şeytan İmparatoriçe'sine teşekkür eder... sizin...nezaketiniz...için.''

''Çok iyi,bunu kabul etmenden daha iyisi olamazdı.'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi memnun bir şekilde başını salladı.

Dikkatli bir gözle bakan herkes yüzeyde,Küçük Şeytan İmparatoriçesi Xiao Yun'a oldukça tatmin edici bir ödül veriyordu ama gerçekte aslında Yun Ailesi'ne yardım ediyordu.Helian Kuang'ın yüzü sıkıştı,sabrını sonunda tekrar kazanana kadar,sesli bir şekilde,''Küçük Şeytan İmparatoriçesi,krallık vermek önemsiz bir konu değil,nasıl...'' dedi.

''Konuşmayı şu an bırakabilirsin!'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi buz soğukluğundaki sesiyle Helian Kuang'ı cümlesini bitirmeden kesti.Helian Kuang'a bakmadı ve soğuk bir şekilde ''Hepiniz Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü ile ilgili meselelerin göklerden daha büyük olduğunu tekrar edip durmadınız mı? Ve Yun Ailesi Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nü kaybetti diye bütün ailesini yok etmek aşırıya kaçmıyordu... Öyleyse,Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nün dönüşü göklerden daha büyük katkı olmaz mı*?! Krallık vermek ve ödül vermek nasıl buna uygun olmaz !''

''Ama...''

''Ne 'ama'?!'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi'sin sesi daha da soğuk ve katıydı.''Patrik Helian,eğer o sıra hayatınızı tehlikeye atıp babamı kurtarmak için Gökyüzü Kaynak Kıtası'na gitseydiniz, sadece Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü geri getirmek için ailenizi mahvedip parçalasaydınız ve tek oğlunuzu bu dünyada öksüz bırakmış olsaydınız,imparatoriçe kesinlikle sizin oğlunuza krallık ve hayatı boyunca şan ve şeref verirdi! Yapmadığınıza göre çenenizi kapayın.''

Helian Kuang'ın yüzü anında kızardı ve tek bir kelime edemedi.Konuşmaya hazırlanan herkes kelimelerini yuttu ve o sıra kimse itiraz etmeye cüret edemedi.

Yun Che'nin ağzının kenarı hafifçe yukarı kalktı ve yumuşakça gülümseyerek ''Yun Che Küçük Şeytan İmparatoriçesi'ne dileğini yerine getirdiği için teşekkür ediyor...Ayrıca,Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nden Derebeyi Hapını da Xiao Yun'a vermesini isteyebilir miyim ? Şu anda,kaynak gücüm hala düşük ve hala Tiran Kaynak Bölgesi'ne ulaşmaktan çok uzağım.Kısa bir süre daha Derebeyi Hapına ihtiyaç duymayacağım. Ama Xiao Yun uzun zamandır Tiran Kaynak Bölgesi'nin yarı yolunda ve Derebeyi Hapını ona bağışlamaktan daha uygunu olamazdı.''

''Abi...'' Xiao Yun döndü,bütün yüzü minnettarlıkla doluydu ve duygulanmıştı.

Salondaki herkes afallamıştı... Derebeyi Hapı Koruyucu Aileler'in bile değerli bir parça olarak gördüğü bir şeydi ve Yun Che onu öylece vermişti! Nasıl geniş bir kalbi vardı ?

Küçük Şeytan İmparatoriçesi ''Derebeyi Hapının sana bağışlanmasının kararı verildi bile. Doğal olarak sen kimin ona sahip olacağı'na karar verecek hakka sahipsin.Eğer Xiao Yun'a vermek istiyorsan,o zaman istediğin gibi ver.''

''Dük Baoqing,Derebeyi Hapını şimdi Xiao Yun'a bağışla.''

Dük Baoqing hemen ayağa kalktı ve siyah yeşim taş kutusunu Xiao Yun'a doğru götürdü.Öne doğru ilerlerken, engelleyemediği güçlü bir kıskançlıkla dolu olan gözleri siyah yeşim kutusuna takılmışken, genç insanların çoğu da tükürüklerini yutmak zorunda kalmıştı.Hiç kimse Derebeyi Hapının sonunda, göze çarpmayan ve insanların dedikodu konusundan başka bir şey olmayan Yun Xiao'ya ait olacağını düşünmemişti.

Diğer insanların yaşadığı şoka kıyasla,bir kişinin neşesi gizlenememişti... Göğün Altında Yedi Numara yanındaki aileye doğru tam anlamıyla haykırdı '' Hepiniz bunu duydunuz mu! Kardeş Yun'a krallık verildi… Krallık verildi! Waaaah!Biliyordum... Kardeş Yun'un gelmiş geçmiş en inanılmaz kişi olacağını biliyordum!''

''Büyük Abi,İkinci Abi,Üçüncü Abi,Dördüncü Abi,Beşinci Abi,Altıncı Abi! Hepiniz Kardeş Yun'u kontrol altında tuttunuz... Ama şimdi Kardeş Yun'a Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin bizzat kendisi tarafından krallık verildi.Hepinizden yüz kat daha iyi,gelecekte onu hor görecek hangi niteliklere sahipsiniz!'' Göğün Altındaki Yedi Numara yumruklarını sıktı,yanaklarını şişirdi ve abilerine karşı en güçlü aksi delillerini kullandı.Peşi sıra,heyecanı geçti ve üzüldü,kendi kendine mırıldandı ''Ama,Kardeş Yun gerçekten acınacak halde,öz ebeveynleri çoktan ölmüş... çoktan...''

''Bu çocuk… Böyle bir geçmişe sahip olduğuna inanamıyorum...'' Göğün Altındaki Üç Numara çenesini kaşıdı ve kuru bir ağızla,'' Yedinci Kardeş,şimdiden bu kadar heyecanlanma.Artık bu adamın kimliğinin eskisi gibi olmadığı gibi, Yun Ailesinin hızlanmasının tersine çevrilmesine ek olarak, korkarım kendileri için ona giden birçok Dük Sarayı'nın prensesi olacak.O zamana seni rahatsız bile etmez.”

''Mantıksız konuşuyorsun!'' Göğün Altında Yedi Numara sertçe Göğün Altındaki Üç Numaraya vurdu ve kızgın bir şekilde ''Kardeş Yun öyle biri değil.Bütün hayatı boyunca sadece benden hoşlanacak.Hmph!'' dedi.

''Yun Xiao'nun geçmişinde bu kadar saklı minnet borcu olduğuna inanamıyorum,Yun Qinghong ve Mu Yurou'nun bunca yıl ona kendilerininmiş gibi davranmasına şaşmamak lazım.Yabancılar bile çok fazla dedikodu yapmışken onlar yine de onu sevdiler ve çok korudular.'' Göğün Altında En Büyük Hırs farkında olmadan konuştu.

Göğün Altında Emsalsiz, Göğün Altında Yedi Numaraya baktı ve gülümseyerek ''Gelecek nesilde Yun Che gibi biri,Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin herkesin önünde verdiği sözle,Yun Ailesinin yükselişinin kuvveti söz konusu olamaz.Şimdi kendisine verilen krallıkla Yun Xiao,Şeytan Kral'dan sonraki ikinci kral oldu.Artık asıl soru onun Yedinci Hazine için yeterince iyi olup olmadığı değil,Yedinci Hazine onun için yeterince iyi mi,hehehheh!''

Göğün Altında Emsalsiz inanılmaz fesat bir şekilde güldü.Göğün Altında En Büyük Hırs hafifçe dudak büktü ve hiçbir şey demedi.

Xiao Yun Derebeyi Hapını tutan Siyah Yeşim Mührü'nü aldığında,beyni hala pusluydu.Dük Baoqing geri adım attığında ve gittiğinde bile hala afallamış haldeydi ve konuşamıyordu.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi ''Xiao Yun,şu anda Kaynak Gücün Tiran Kaynak Bölgesi'nin yarı yolunda.Bu Derebeyi Hapını ele geçirerek bir gün bir atılım yapmana ve Derebeyi bölgesine adım atmana yardımcı olabilir.Krallığın verilme seremonisinin tarihi Büyük Seremoniden sonra kararlaştırılacak ve düzenlenecek.Artık çekilebilirsin.

''Evet...'' Xiao Yun cevapladı.Sonra kafasını kaldırdı ve birden ''Derebeyi Hapını bir başkasına... Verebilir miyim?''

Küçük Şeytan İmparatoriçesi duygusuz bir halde '' Sana bağışlandığından beri, her ne yapmak istiyorsan;kendin için kullanmak,başkasına vermek,yok etmek,uzağa fırlatmak,hepsi sana kalmış.''

''Xiao Yun Küçük Şeytan İmparatoriçesine teşekkür ediyor.'' Xiao Yun'un ifadesi artık daha rahat ve neşeli gözüküyordu.Dikkatli bir şekilde siyah yeşim kutusunu tuttu ve birbirinden farklı bakışların altında uzaklaştı.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi ''Yun Che,böyle memnun musun?'' Yun Che'ye sordu.

Yun Che içtenlikle başını salladı ve ''Tabii ki memnunum.Küçük Şeytan İmparatoriçesi'ne isteğimi yerine getirdiği için teşekkür ederim.''  dedi.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi ''Öyleyse,ikinci isteğin nedir?'' diye sordu.

Yun Che'nin ifadesi ciddileşti.Yun Canghaii'nin bedeninin yanında duruyordu, döndü ve doğu kanadındaki huzursuz yedi patrikle yüzleşti… Bakışlarını onlara çevirdiğinde, yedi patriğin de kalbi aynı anda sıkıştı. Daha önceden Yun Che tarafından sürekli etrafa atıldılar ve şu anda Yun Che'nin birden kararan ifadesiyle yüzleşince, neredeyse bir okçunun yayını görünce ürken kuşlar gibiydiler.

Onları hayal kırıklığına uğratmadan Yun Che kolunu kaldırdı ve parmağıyla yedisini gösterdi, yavaş ve kararlı bir ses ile ''Helian, Jiufang, Chiyang, Nangong, Xiao, Bai, ve Lin... Bu yedi ailenin Patriğini'nin ,bugün bu salonda, büyükbabamın bedeninin önünde, göğün altında izleyen herkesin önünde...Dizlerinin üstünde büyükbabama tövbe etmelerini istiyorum... Ve Küçük Şeytan İmparatoriçesi'ne bütün hayatları boyunca sadık kalacaklarına yemin etmelerini istiyorum! Yoksa on bin yıl boyunca soylarındaki insanlar köle ve fahişe olacaklar!!''

Bugün Yun Che'nin dediği sayısız şey zaten çok şaşırtıcıydı, ama bunları dediğinde, bir kez daha herkesi… Özellikle Şeytan İmparatorluğu Şehri'nden insanları oldukça şaşırttı.Yedi patriği işaret etti ve her sözü inanılmaz derecede güçlü ve emreden bir tonla söylemişti. Dahası, emrettiği kişiler... Büyük Koruyucu Ailelerin Patrikleriydi!

Ama Yun Che'nin önceden yaptığı hareketler ve söylediği sözlere istinaden, şu an böyle bir şey söylemesi insanlara çok şaşırtıcı gelmemişti. Herkes yedi ailenin Yun Ailesi'ne ve Yun Canghai'ye yaptıklarını biliyordu. Bunları kendileri de çoktan kabullenmişti, yani ahlaken konuşursak, özür dilemeli ve Yun Canghai'den af dilemeliydiler.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi'ne sadakat yeminine gelince, bu daha da tartışılmazdı.

Yedi patriğin hepsi içlerinden dişlerini gıcırdatıyordu ve yüreklerinde çok kızgındılar. Yun Che'nin dediği ve söylediği her şey ''ağır suçlarını'' sıralamaktı, itibarlarını ayaklarının altına almaktı, maskelerini çıkarmaktı, herkesin önünde soyunmuşlar gibi onları daha fazla inkar edemeyene kadar acımasızca azarlamak ve utançlarından saklayacak bir yer bırakmamaktı. Yüz yıldır ne yaptıklarını çok iyi biliyorlardı… Ama herkesin önünde onları dizlerinin üstüne çöktürmek ve Yun Canghai'ye tövbe ettirmek... Kendi Koruyucu Aile'lerinin patriği olarak,bunu nasıl yapmak isteyebilirlerdi!

Çünkü bu, bugün göğün altındaki herkesin önünde Yun Che'ye baş eğmekle eş olurdu!

Helian Kuang'ın yüzü karardı, kendisini soğukça gülmeye zorladı ve ''Yun Che, Yun Ailesi'nin küçük oğlu olarak, bizden böyle şeyler yapmamızı isteyecek niteliklere sahip değilsin...'' dedi.

''Patrik Helian, yanılıyorsun!'' Helian Kuang konuşmasını bitiremeden konuşması Yun Che tarafından kontrolsüz bir şekilde kesildi. Helian Kuang'dan daha katı ve derin bir ses bile kullanmıştı ve ''Sizden istemiyorum, size emrediyorum! İstek? Heh, bu yüz yılda hepinizin Yun Ailemizi yıkmak için iyi niyet gütmeden yaptığınız bütün kirli şeyler artık bitti, hepiniz bunu çok iyi biliyorsunuz. Büyükbabamın şerefine zara verenler kimdi? Bunu herkesten iyi biliyorsunuz! Yun Aileme bu şekilde davrandınız ve hala Yun Ailemin sizden bir şey 'istemesini' mi istiyorsunuz? Heh,Yun Ailem'in insanları ucuz değil... Bu bir emirdir! Çünkü bunu Yun Aileme borçlusunuz, büyükbabama borçlusunuz!'' dedi.

(Useless Notu: Adam yardırıyor lan resmen. Kim tutar lan seni :D )

''Ayrıca!'' Onların konuşması için beklemeden,Yun Che Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nü çoktan kaldırmıştı ve derin bir şekilde kükredi. ''Size emredecek niteliklere sahip olmadığımı söyleme, çünkü Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü benim ellerimde ve eğer bugün itaat etmezseniz bunu asla Küçük Şeytan İmparatoriçe'sine teslim etmeyeceğim!''

''Daha önce,Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nü kaybetmenin göklerden büyük bir suç olarak ve Yun Ailemizi, Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nü kaybeden kişiler olarak, bütün ailemizi yok edecek kadar büyük bir günah işlemiş olarak adlandırmamış mıydınız? Siz Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü için bütün kemiklerinizi ezerdiniz ve sadakat için kendi itibarınızdan ve onurunuzdan vazgeçebilirdiniz... Ve şimdi, Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nü geri almak için Kaynak Gökyüzü Kıtası'nda ölme riskine girmenize gerek yok,hiçbir şeyi riske atmanıza veya herhangi bir kaynak kullanmanıza gerek yok.Yapmanız gereken tek bir şey var. Birazcık onuru olanlar için, Şeytan İmparatorluğu'nun Mührü'nün Küçük Şeytan İmparatoriçe'sininin ellerine geri dönmesi ve bütün Hayali Şeytan Bölgesi'nin yeniden doğması için bu şeyi yapmalısınız... Bence Koruyucu Aileler'in yedi büyük Patriği'nin bunu reddetmesi için hiçbir neden yok, değil mi? Tabii ki eğer önceden söylediğiniz bütün şeyler, 'sadakat' ve 'onur' ağızlarınızdan çıkan boş bir osuruk değilse!''

Yedi patriğin yüzü hemen birkaç gündür havada kurumuş gibi gerginleşti ve berbatlaştı. Yun Che onlardan sadece herkesin önünde Yun Canghai'nin önünde eğilmelerini ve tövbe etmelerini istemiyordu, aynı zamanda çıkış yollarını tamamen mühürlüyordu… Ve çıkış yolunu mühürlemek için kullandığı şey...  Açıkça daha önceden Yun Ailesi'nin 'günahını' belirtmek için 'haklı olarak'  söyledikleri şeylerdi.