Nefret Göklerden Üstündür

''Sadece Dük Ming ve Dük Huai'nin sana çoktan ulaştıklarını düşünmüştüm.'' dedi Yun Che masum bir yüz ifadesiyle.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi kızgınlıkla, ''Eğer Dük Ming olduğunu biliyorsan... Neden içeri daldın! Yeteneğinle, Dük Ming'den bahsetmeye bile gerek yok, Dük Huai'nin önünde bile karıncadan farkın yok...Gerçekten hayatına biraz bile değer vermiyor musun?'' dedi.

''...'' Eğer Yun Che'ye normalde böyle bağırsaydı, çoktan birkaç kat daha sert bir geri dönüş yapardı ama şu anda birazcık bile kızmamıştı. Küçük Şeytan İmparatoriçe'nin her bir sözü nefretle doluydu ama bu nefretin hiçbiri ona karşı değildi. Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin ona bağıran sesine karşı duyduğu, daha çok gönülsüzlük ve kendini suçlamasaydı.

''Eğer bugün benim yüzümden ölürsen... Öldükten sonra, nasıl Şeytan Kralı’nı görmeye yüzüm olur... Ugh!!'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin bedeni şiddetle titrerken konuştu ve bir kez daha ağız dolusu kan tükürdü, zaten solgun olan yüzü daha da solmuştu. Göğsünü tuttu ve bedeni yavaşça sallandı, neredeyse düşüyordu.

O anda, bir genç gibiydi, ciddi bir hastalığı olan, ölmenin eşiğinde zayıf bir kız! Normalde insanların direk bakmaya cesaret edemediği buz gölü gibi soğuk olan gözleri bile kararmıştı, sürekli dalgınlık hissi ortaya çıkıyordu...Şu anda onu gören kimse Küçük Şeytan İmparatoriçe'nin sahip olduğu görkem duygusunu hissedemezdi; sadece derin sempati hissedebilirlerdi.

''İyi... İyi misin ?'' Yun Che biraz sorgulayıcı bir tavırla öne doğru adım attı ve endişeyle sordu.

''Hayat çizgisi kesildi, yaşayacak çok vakti yok.'' Jasmine yumuşak bir sesle dedi.

''Ne!?'' Yun Che yüreğinden sarsılmıştı.

''Bu nasıl mümkün olabilir! Sadece Dük Ming'den gelen bir saldırıya dayandı... Dük Ming güçlü bile olsa, Küçük Şeytan İmparatoriçesi de öyle, ayrıca Egemen Kaynak Alemi’nin orta seviyesinde, bu nasıl mümkün olabilir...''

''Hmph,ne düşünmüştün?'' Jasmine küçümseyerek alay etti ''Hayali Şeytan Bölgesi'ne ulaştığında,küçük bir bölge dünyadaki tüm farklılıklar anlamına gelir.Dük Ming Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nden tümüyle yarım geniş bölge daha güçlü! Bunun yanı sıra,Dük Ming'in saldırısı sertti ve o darbe gücünün yüzde yüzü değilse bile,yüzde doksan beşiydi.Ayrıca Küçük Şeytan İmparatoriçesi aceleyle kendini önüne attı;sadece bütün gücüyle savunma şansı olmadığı gibi,hayatına da vurdu... nefes almayı ve biraz daha yaşamasını bırak,hemen orada ölseydi bile garip olmazdı!''

''...'' Yun Che yumruklarını sıkıca sıktı, kalbi ve ruhu kontrolsüzce titredi.

Dük Ming'in yapabilecekleri bu derece korkutucuydu.Güçlü Küçük Şeytan İmparatoriçesi bile tek bir darbeyle ciddi bir şekilde yaralandı...Küçük Şeytan İmparatoriçesi bile bu haldeyse,eğer Küçük Şeytan İmparatoriçesi Dük Ming'den darbeyi almasaydı,Yun Che çoktan ölmüş olurdu!

Vın... Yun Che'nin kalbi şiddetle seğirdi,kalbinin ve ruhunun derinliklerinde bir yere sertçe dokunulmuştu ve şiddetli bir titremenin altında bunu durduramamıştı...Neden benim için darbeyi blokladı...Evet,bir şeyi bilmiyordun. Ben, Yun Che,bütün hayatım boyunca hayatımı bir kadına borçlu olmaya dayanamam…

Çünkü Ling'er bu şekilde kollarımda öldü... Ona sözümdü ve kendi ruhuma sözümdü…

Eğer Küçük Şeytan İmparatoriçesi ölürse ve sonunda kendi başıma kaçabilirsem o zaman kalbimde ve ruhumda bu hayatım boyunca çözemeyeceğim başka bir zincir katmanı olur... Ling'er ile nasıl yüzleşebilirim…

''Bundan sonra ne yapmaya hazırlanıyorsun? Ölümünü beklemeye mi?''

''... Asla ''ölümü beklemenin'' ne demek olduğunu bilmedim.'' Yun Che dişlerini sıkarak konuştu.''Buddha'nın Büyük Yolu'nda dördüncü seviyedeyim...Eğer buradan kaçabilirsek,hayat bağı çoktan kopmuş bile olsa,eğer on gün dayanabilirse,hayatını kurtarabileceğime yüzde altmış eminim!''

''Yun Che,sana soruyorum!'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi birden konuştu.Sesi çoktan zayıflamıştı ama hala derin ses tonunu ve  Küçük Şeytan İmparatoriçesi itibarını en iyi şekilde korumaya çalışıyordu.''O zamanlar,Şeytan Kralı ve Yun Ailesi'nin on kıdemlisi Gökyüzü Kaynak Kıtasında Dük Ming'in yaptıkları yüzünden mi öldü?!''

''Evet.'’ Yun Che başını sallayarak yanıtladı ''O zamanlar,büyükbabam ve diğerleri gittiğinde,uzaysal tünelin işaret ettiği yer ve varış süreleri açıkça Gökyüzü Kaynak Kıtası tarafına öğretilmişti... Gökyüzü Kaynak Kıtasına vardıkları gibi önceden hazırlanmış Göğün Güçlü Ruh Bastırılmış Biçimi'ne düştüler... Yoksa büyükbabam ve Yun Ailesi'nin on kıdemlisinin gücüyle nasıl hepsini ortadan kaldırabilirlerdi?''

Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin bedeni oldukça derin bir nefret yayıyordu,'' Göğün Güçlü Kılıç Bölgesi sana başka ne söyledi? Dük Ming başka ne yaptı !''

''Bu...''Yun Che derin bir nefes aldı ve ''Dük Ming'in yaptığı bütün bu şeyleri aslında Göğün Güçlü Kılıç Bölgesi 'den duymadım.''

'' ...O zaman nasıl öğrendin?'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi kaşlarını çattı.

''Bir tahmin... ve bu tahminler gerçeğe dönüştü.” Yun Che içini çekti ve dedi.

''Üç ay önce,Hayali Şeytan Bölgesi'ne ilk kez geldiğimde,gördüğüm ve duyduğum şeylere dayanarak,Şeytan İmparatorluğu Şehri'nin durumu,Gökyüzü Kaynak Kıtası'nın işgalinin nedeni ve süreciyle,Küçük Şeytan İmparatoru'nun mantıksız hareketleriyle,büyükbabamın Gökyüzü Kaynak Kıtası'na bir kez nasıl girdiği hakkında bana anlattıkları ile birleştirdim,tuzağa düştü, mantıken Gökyüzü Kaynak Kıtası ile Şeytan İmparatorluğu Şehrinin ve büyük olasılıkla Dük Huai Sarayı arasında gizli anlaşma olduğunu düşündüm.''

'' Bunu babamla büyükbabama söyledikten sonra,babam bunların hepsi doğruysa o zaman Dük Huai Sarayı'nın hırsı önceki Şeytan İmparatoru öldükten sonra büyümediğini,daha önce...ve sonra büyüdüğü fikrini ortaya koydu.Babam 'Dük Ming' adından bahsetti.Bunu biraz inceleyince,şüpheli her şey onu gösterdi... Hayali Şeytan Bölgesi bunca yıldır karmaşa içindeyken,bütün zaman boyunca tamamen ortadan kaybolmuştu,bu onu zaten çok büyük bir şüpheli nokta yapıyor.Gerçekte de olduğu gibi! Dük Huai'nin hırsı ve bazı hareketleri sadece şov içindi.Gerçek komplo Şeytan İmparatorluğu Şehri'nin insanlarının gördüğünden on bin kat daha korkutucuydu.''

Şeytan İmparatorluğu Şehri vatandaşlarının Şeytan İmparatoru soyunun Gökyüzü Kaynak Kıtası tarafından kesildikten sonra gördüğü,bir kadın olarak soyunu uyandırmasının imkansız olduğu ve daha fazla varisin olamayacağıydı.Sonuç olarak,Dük Huai hırslarıyla ortaya çıktı,kuvvetleri yanına çekerek onun yerine geçmek istedi.İnsanların gözünde hain bir davranışa rastlamasına rağmen "insanoğlunu ve tanrıları öfkelendiren" bir şey olarak görülmedi, pek çok uygulayıcı Dük Huai'nin hareketlerini kabul etmişti. Şeytan İmparatoru neslinin soyu tükenmişti,yalnızca Küçük Şeytan İmparatoriçesi kalmıştı.Başka bir klan eninde sonunda imparator olacaktı.Dük Huai'nin yeterli hırsı ve yeteneği vardı ve hatta yeterli kuvvetleri.İmparator olması,bir kadının imparator olmasından daha kabul edilebilirdi.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi tahtan çekildikten sonra,Hayali Şeytan Bölgesi'ni kontrol edebilecek nitelikle tek kuvvet yalnızca Dük Huai Sarayı olacaktı...Dük Huai'nin hareketleri,başka bir açıdan, aşırı acele içeren bir eylemdi.

Ayrıca, on binlerce yıl Şeytan İmparatorunun klanına sadık olan Koruyucu Aileler ve Dük Saraylarının yarısından fazlası Dük Huai'yi tercih etti.

Ama gerçek şuydu, Dük Huai Sarayı dış kuvvetlerle tezgah hazırlayıp ve Şeytan İmparatoru'nu öldürdü,Küçük Şeytan İmparatoru'nu öldürdü,birleşmiş Hayali Şeytan Bölgesini ve on bin yıldır dünya barışını sağlayan Şeytan İmparatoru'nun klanını ayırdı! Bu, insanlıktan yoksun, dünyada sıkıntı yaşayan ve hem insanı hem de tanrıyı öfkelendiren bir hareketti!

Eğer gerçek tüm dünya tarafından bilinseydi,o zaman,Koruyucu Aileler ve Dük Sarayları on bin yüreğe sahipte olsa,Dük Huai Sarayı'nın tarafına saldırmaya cesaret edemezdi.

Dük Huai Sarayı,halk eleştirilerinin hedefi  ve göğün altındaki herkesin düşmanı olurdu,herkes tarafından küçümsenir ve cezalandırılırdı.

Ama şimdi,Küçük Şeytan İmparatoriçesi ve Yun Che korkunç gerçeği bilse ve Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'nden bugün kaçabilseler de,dünyaya gerçeği gösteremezlerdi.Çünkü Dük Ming'in ölçümleri inanılmaz zekice olduğundan,bir dizi komplo ve cinayetin izi yoktu.Şeytan İmparatoru Gökyüzü Kaynak Kıtasında öldü,Küçük Şeytan İmparatoru Gökyüzü Kaynak Kıtasında öldü aynı zamanda Şeytan Kralı'da Gökyüzü Kaynak Kıtasında öldü... Her bir şey,hepsi Gökyüzü Kaynak Kıtasına işaret ediyor ve hiçbiri Dük Ming'i işaret etmiyordu.

Eğer gerçek şu anki dünyada ortaya çıkarsa,Dük Huai yerine suçlanırlardı.

Dük Huai gerçekten aşırı korkunç bir insandı.

Eğer Yun Che ve Yun Canghai kaderin tesadüfü ve cennetin düzenlemeleri altında tanışmasalardı ve büyükbabasına karşı Gökyüzü Kaynak Kıtasına girer girmez komplo yapıldığını öğrenmeseydi,o zaman şimdiye kadar,belki de bütün gerçeği bilemeyeceklerdi... Ve hala ''Dük Ming'' kişisinin varlığını görmezden geliyor olacaklardı.

Küçük Şeytan İmparatoriçesi gözlerinin derinliklerinden gelen tuhaf ışık parıltısıyla Yun Che'ye baktı,''O zaman bütün bunların arkasındaki Dük Ming'in buraya geleceğini nasıl biliyordun? Bunuda mı tahmin ettin?''

''Mn,tahmin ettim.'' Yun Che kafasını kaldırdı''En iyi durumundayken, Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü teslim aldıktan kısa bir süre sonra birden Büyük Seremoni'yi kestin.Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü teslim almandan sonra düşünebildiğim en mantıklı neden,ilk anda soyunu uyandıracağındı.Daha sonra,Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'nin mührünü zorla açmak için yola çıkabileceğini düşündüm,bu yüzden Dük Huai Sarayı'nın insanlarının da bunu bilebileceğinden ve sizi öldürmek için çok iyi olan bu şansı kaçırmayacaklarından endişelendim.”

“Bütün bunları babama ve büyükbabama anlattım,ama onlar endişelenmediler çünkü bütün bunlar doğru bile olsa,bir kere Altın Karga'nın Atalara Ait Alanı'na girdiğinizde,Dük Ming size kişisel olarak bile saldırsa sizi incitemezdi... Ama ben kendimi tahminlerim ve endişelerimden rahatlatamadım,bu yüzden kendimi tasdiklemek için Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'ne geldim.Girişte,mührü görmedim ama Dük Huai Sarayı'ndan Hui Ran'ı gördüm böylece bütün endişelerimin gerçeğe döndüğünü biliyordum!''

''Babamın konuştuğu Dük Huai ve Dük Ming'in Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'ne girdiğini Hui Ran tarafından doğrulattım ve aynı zamanda,Altın Karga'nın Atalara Ait Alanı'na bile girseniz,soyunu uyandıramamaya mahkum olduğunuzu öğrendim... Bugünkü eylemler sadece Dük Huai Sarayı'na sizi öldürme şansı veriyordu.Böylece,babamın ve diğerlerinin gelmesini bekleyemedim ve buraya ilk kendi başıma geldim.''

Yun Che birazcık yalan söyledi çünkü Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin soyunu uyandıramayacağını Jasmine'den öğrendiğini söyleyemezdi.

''Babanın önceden Dük Ming tarafından arkasından bıçaklandığını bilmiyordum.Küçük Şeytan İmparatoru'nun Dük Ming tarafından komploya uğramasına gelince,bunu sadece Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'ne girdikten sonra düşündüm.'' Yun Che istikrarlı bir yüzle söyledi.''Kendinizi Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'nin içine doğru zorlayabilirdiniz.Babam ve büyükbabam bunu bilmiyordu yani bu demektir ki bu Şeytan İmparatorluğu'nun klan sırrıydı ama Dük Ming bunun hakkında çok açıktı.Kadınların Altın Karga'nın ata kanına dayanamayacağını bilmemenize rağmen,Dük Ming belli ki bunu biliyordu.''

''Şeytan İmparatorluğu'nun klanının sırrını bu dünyada sizden daha iyi bilen insanlar muhtemelen önceki Şeytan İmparatoru ve Küçük Şeytan İmparatoru'dur.Bu yüzden bende tek olasılık hakkında düşündüm;yüz yıl önce,Küçük Şeytan İmparatoru Dük Ming tarafından saldırıya uğradığında,ölmenin eşiğindeyken,bilinci odaklanamıyordu,Dük Ming ruhunu aradı ve bütün hatıralarına el koydu... Dük Ming önceden ne demişti, soru sorulmaksızın bunun doğruluğu kanıtlandı.”

Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin kalbi bir kez daha yüreğinde şiddetle titredi.

“Bugün,Dük Ming kendinizi Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'ne getireceğinizi açıkça biliyordu ve bundan sonuç olarak hiçbir şey kazanamamıştı.Ayrıca,Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün kritik bir anda ''kan kaçışı''nı lanse edebileceğini bile açıkça biliyordu.”

Bu  tarz kurtarıcı koz kartı,hiçbir soydan kimsenin kesinlikle bilemeyeceği bir sırdı…

Ama Dük Ming açıkca bunu biliyordu.

Yun Che'nin sözleri... O zamanlar Küçük Şeytan İmparatoru'na karşı Dük Ming tarafından komplo yapılmıştı ve hatta ruhu bile aranmıştı... Bu tahmin kalbini o kadar acıttı ki neredeyse onu boğuyordu.... ama bu tek açıklama ve ihtimaldi!

Ve birinin ruhu bir kez arandığında,o kişi direk ruhsuz kabuk oluyordu...acınası,yaşayan ölü haline geliyordu…

''Ugh...'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin ağzının kenarında neredeyse siyah renkli kan akıyordu.İç yaralarından gelen bir kan değildi bu, kahrından ve aşırı kızgınlığından gelen bir kandı bu... Bütün bu yıllar, Dük Huai Sarayı'na karşı uyanıktı, ama kalbindeki aşırı nefret her zaman Gökyüzü Kaynak Kıtası'naydı ve hatta yaşadığı sürece,zamanı geldiğinde bu onu öldürse bile,Gökyüzü Kaynağı'nı kana bulayacağına ve kesinlikle uzlaşmaz intikamını alacağına yemin etmişti.

Bugün,bütün bu yıllar boyunca,yanlış kişiden nefret ettiğini öğrenmişti.

Babası Hayali Şeytan Bölgesi'ni avuçlarının içinde kontrol eden ve bütün dünyanın ona boyun eğdiği dünyevi biriydi.Ama onu öldüren asıl suçlu Gökyüzü Kaynak Kıtası değildi; en çok güvendiği insanlardan biri ona karşı komplo kurmuştu! Asil abisi,aynı zamanda kocası, babasını kurtarmaya çalışırken trajik bir şekilde ölmemişti, ona da aynı şekilde komplo kurulmuştu... ve çok trajik bir şekilde ölmüştü…

Bütün bu yıllar boyunca,gördüğü her şey yanılsamaydı.Ayrıca bütün Hayali Şeytan Bölgesi'nin de düşündüğü şeyler bir illüzyondu. Herkes, Küçük Şeytan İmparatoriçesi de dahil,Dük Ming'in parmağında oynatılmıştı; Gökyüzü Kaynak Kıtası'nın Dört Büyük Kutsal Yeri bile sadece Dük Ming'in kullandığı araçlardı.

''Dük...Ming...'' Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin nefreti kalbini ve ruhunu doldurmuştu.Göğsünden önceki üstündeki gri kıyafetleri sıkıca tuttu,titreyen on parmağı solmuştu ve kan rengi yoktu,''Dük...Ming...Dük...Ming...Hayalet...Bile...Olsam...Bunu...Senin...Yanında...Bırakmayacağım...''