Bölüm 673

avatar
15164 36

Against The God - Bölüm 673


Bölüm 673: Açığa Çıkmak??



"Bu... Bu... Asgard Efendisinin Ustası mı?" ASgard kadınları havadaki siyahlı adama bakarken afallamış şekilde konuştu. Güneş Ay İlahi Salonunun büyüklerinin bile dayanamadığı kudretli gücün onlara olan etkisi çok daha belirgindi.

 

Yun Che'nin gizemli bir ustası olduğu gerçeğini Asgard'daki herkes biliyordu. Çünkü üç sene önce Asgard'a girdiğinde Büyük Asgard Hanımı Feng Qianhui'ye zaten bir ustası olduğunu bu yüzden sadece tarikata girebileceğini ama kimsenin öğrencisi olmayacağını belirtmişti. Üstelik korkunç gelişim hızı ve akıl almaz tıbbi yeteneklerinin ustasından geldiği açtıktı. Ve Bugün de Yun Che'nin gizemli ustasının 'gerçek yüzüne' sonunda şahit olmuşlardı ve yaydığı kudretli aura onların hayal gücü ve anlayışlarını tamamen aşıyordu.

 

Yun Che'nin ustasının son derece dehşet verici bir birey olduğunu hayal etmişlerdi... Ama gerçeklik beklentilerini tamamen aşmıştı!

 

Güneş Ay İlahi Salonunun karşısında bu kadar sakin olmasına şaşmamalıydı... Bu kadar kibirli olmasına şaşmamalıydı.

 

"Yani siz bu yaşlı adamın öğrencisini öldürmek için gelenler misiniz?"

 

Siyahlı adam ağzını açtı ve sesi yumuşak olsa da her bir kelimesinin ağırlığı Güneş Ay İlahi Salonundakilerin kulaklarına devasa ve ağır kayalar gibi gelmişti.

 

Ye Guying sessizce nefes çekti ve kalbindeki korku ile paniği bastırdı. Sakince ellerini kenetledi ve ne yağcı ne de buyurucu bir tavır ile konuştu: "Ah, demek bu seçkin olan Yun Che'nin ustası. Biz Güneş Ay İlahi Salonunun üyeleriyiz. Dün öğrenciniz bize nedensiz olarak saldırdı ve tarikatımızdan on iki kişiyi öldürdü. Onların iki tanesi bizim Genç Efendimizin kişisel hizmetkarlarıydı. Bu nedenle bizim Güneş Ay İlahi Salonumuz da doğal olarak bunu telafi etmeye geldi. Ama sizin gibi seçkin birinin bu yeri gözeteceğini beklememiştik, bu yüzden saygımızı sunmakta başarısız olduk. Her ne kadar dikkatsizlik sonucu bu seçkin olanın gelişimini bölsek de görevimiz bir katile adalet getirmek ki bu yapılacak doğru olan şey... Bu seçkin olanın kaynak aurası emsalsiz olduğundan siz kesinlikle yanlışı doğrudan ayırt edebilecek ve kötülüğü örtmeyecek birisinizdir. "

 

Ye Guying'in yüzü dürüstlük ile doluydu ve sakin sesi haklı bir kızgınlık ile çevrelenirken Yun Che'yi bir günahkar olarak tanımlayan ve kendi tarikatlarını da 'adalet' arayan bir oluşum olarak sıfatlandıran bir senaryo oluşturmuştu. Üstelik 'Güneş Ay İlahi Salonu' derken sözlerini vurgulamıştı... Çünkü kıta içinde kimse Güneş Ay İlahi Salonunu gücendirmeye cüret edemezdi.

 

"Hahaha..." Siyahlı adam kibar bir gülüş attı: "Bu yaşlı adamın öğrencisinin öldürdüğü kişiler kesinlikle ölümü hak etmişlerdir. Öte yandan, sizin Güneş Ay İlahi Salonunuz nedensiz bir şekilde bu hanımların bölgesine saldırdı. Eğer burada bir suç varsa bu da odur."

 

"Hmph! Bir avuç saçmalık!" Ye Shi kafasını kaldırırken ilerledi ve soğuk bir şekilde karşılık verdi: "Genç efendimizin Donmuş Bulut Asgard'a karşı hareket etmesinin kesinlikle özel bir nedeni vardır! Ve eğer birisi misilleme yapmak istiyorsa bu sadece Donmuş Bulut Asgard'ı ilgilendirir! Bu velet Yun Che sadece bir yabancı. Bizim Güneş Ay İlahi Salonumuz ona karşı asla bir harekette bulunmadı ancak o on iki üyemizi öldürdü. Bu nedenle buraya gelip adalet aramamız doğru olan şeydir! Öğrencinizi korumak için gerçeği görmezden gelmeyi mi seçiyorsunuz..."

 

"Bu kadarı yeter Ye Shi, saygısız olma." Ye Guying elini kaldırdı ve gözünü kullanarak ona bir mesaj verdi. Siyahlı adamın aurası çok fazla korkutucuydu ve eğer onu gerçekten kızdırırlarsa sonuçları düşünmek için bile çok korkunç olacaktı. Kafasını kaldırdı ve dürüstlük ile dolu bir yüz ile konuştu: "Güneş Ay İlahi Salonumuz on bin yıldır vardır ve kıtamızı korumamız her zaman bizim görevimizdir. Bu on bin yıldır kıtamızı işgal etmek isteyen güçleri defalarca püskürttük! Bu nedenle kıtamızdaki kişiler bize 'Kutsal Bölge' unvanı verdi ve on bin yıllık değerli hizmetimiz kınanamaz! Biz 'Kutsal Bölge' ismini taşıyoruz ve kıtadaki tüm yaşayanların güvenliğini koruyoruz, yani bizim eylemlerimiz her zaman dürüst, içten ve eleştirilemeyecek kadar mükemmel! Belki de bu seçkin olanın kaynak aurası emsalsiz olduğundan bir günahkar damgasını taşımamız için bizi zorlamak istiyordur, ama her ne kadar biz bu seçkin olana denk olmasak da bunu yapmanıza yine de kesinlikle izin vermeyeceğiz!"

 

"Ama eğer bu seçkin olan harekete geçip öğrencisini korumak için bizi öldürürse..." Ye Guying ciddi gözler ile devam etti: "Bu dünyadaki hiçbir insan bunu kabul etmez!"

 

Ye Guying'in sözleri orada toplanan tüm Asgard kadınlarının yüzlerinde nefret ve içerleme oluşmasına neden oldu. Kendi kişisel kazançları için alçakça davranan şeytanlar onlarken şu anda kendilerini kıtanın koruyucuları olarak utanmaz bir şekilde gösteriyorlardı ve insanların arzusunu da bir tehdit olarak kullanmaya cüret ediyorlardı. Bu basitçe fazlasıyla alçakçaydı!

 

Ama onların yalanlayamadığı şey Dört Kutsal Bölgenin gerçekten kıtadaki insanlar arasında 'kutsal' olarak görülmeleriydi. Ve 'Kutsal Bölge'ler hakkındaki bilinen gerçek de kıtanın sınırlarını sürekli korumaları ve kıtayı tehdit eden sayısız tehdit ve işgali önledikleriydi.

 

SIradan kişilerin gözlerinde Dört Kutsal Bölgenin varlığı kıtadaki huzur ve refahı sağlıyordu.

 

Yani Ye Guying'in 'tehdit'i kesinlikle yanlış bir panik hamlesi veya saf bir gösteriş değildi.

 

"Haha." Siyahlı adam başka bir cansız gülüş daha attı ve öfke sergilemedi, ama gülüşü bir alay belirtisi içeriyordu: "Bu Kaynak Gökyüzü Kıtasında olan hiçbir şey bu aşlı adamın gözlerinden kaçmaz. Belki siz tüm dünyayı kandırabilirsiniz ama bu yaşlı adam bu yıllarda yaptığınız çirkin şeylerin hepsini biliyor. Sizin sözde Genç Efendinizin bu yıllarda zarar verdiği kadınların sayısı bile cennetin tolere etmeyeceği bir günah haline geldi!"

 

"Döndüğümüzde doğal olarak bu seçkin olanın sözlerini Salon Efendisine ileteceğiz." Ye Guying kaçınmadan konuştu: "Aslında bendeniz uzun süredir salonu terk etmemişti bu nedenle dünyevi meselelere geldiğinde her zaman bilgisiz ve cahil olmuşumdur, bu nedenle bu seçkin olanın nereden geldiğini bilmiyorum. Bu seçkin olanın nereden geldiğini soracak kadar cüretkar olabilir miyim?"

 

Ye Guying'in sözleri açıkça yoğun geri çekilme isteğini gösteriyordu... Böyle dehşet verici kaynak aruası olan bir birey karşısında kesinlikle genç efendileri ile birlikte mümkün olan en kısa sürede buradan gittiklerine emin olması gerekiyordu! Bu ölümcül auranın karşısında burada kaldıkları her bir saniyenin karşılarındaki tehlikeyi arttırdığını biliyordu.

 

"Bu yaşlı adamın ismi uzun üre önce toz oldu..." Siyahlı adam hafif bir duraksama ile konuştu. Ardından kafasını hafifçe kaldırdı ve uzun ve ağır bir iç çekti: "Ah, ölümlülerin dünyası geniş ve engin, aralarındaki çekişme de asla sona ermiyor. Ben dünyevi işlere kendimi asla bulaştırmayacağıma dair yemin etmiştim ve kesinlikle bu çekişmelere karışmak istemiyorum... Hepiniz gidebilirsiniz, bu yaşlı adam sizin yüzünüzden bir yaşam almama sözünü bozmak istemiyor."

 

Siyahlı adamın sözlerinden sonra Güneş Ay İlahi Salonunun üyelerinin tepkilerinde rahatlama olmamıştı. Bunun yerine garip ifadeler ile birbirine bakmışlardı ve bedenlerindeki baskı ve zihinlerini meşgul eden endişenin yok olduğunu hissediyorlardı.

 

Asgard kadınlarının yüzlerinde bile açık bir hayal kırıklığı... Ve endişe vardı.

 

Yun Che'nin ustası aşırı domine edici bir aura yayarak ortaya çıkmıştı ama karşı taraf ismini sorduğunda cevap vermemiş ve gitmelerini istemişti… Bu kişinin belki de Güneş Ay İlahi Salonundan korktuğunu herkes görebiliyordu!!

 

Güneş Ay İlahi Salonunun ismini bilmesine cüret etmiyordu ve aynı zamanda onlara karşı hamle de yapmaya cüret etmiyordu.

 

Ancak bu beklenen bir şeydi. Bu kıtada ne kadar güçlü biri olursa olsun Güneş Ay İlahi Salonunun önünde aceleci davranmaya cüret edemezdi. Ve eğer buna cüret ederse tek istediği kendi yok oluşu olurdu!!

 

"Ayrılmak?" Ye Juanyun yavan bir gülümseme ile ileri adım attı. İfadesi ve bakışı fark edilir bir şekilde değişmişti... Önlerindeki gizemli adam şok edici auraya sahip olsa da giderek... Yaydığı aura sahteymiş gibi geliyordu... Sanki bir tür özel kaynak eşyası tarafından yayılmış gibiydi! Çünkü eğer aurası böyle inanılmaz ve bu kadar sıra dışı ve akıl almaz boyutta güce sahip olsaydı nasıl olur da Güneş Ay İlahi salonu onu tanımazdı?! Ayrıca gözüktüğü kadar güçlü olsaydı neden ismini söylemeye cesareti olmazdı? Üstelik konuşmaya başlamadan bile önce aceleyle onları göndermeye çalışıyormuş gibiydi.

 

"Biz buraya Genç Efendimizin ölü hizmetçileri adına adalet aramak için geldik. Eğer bu seçkin olanın birkaç sözü nedeniyle gidersek nasıl olur da ölü hizmetçiler ve İlahi Salonumuzdaki kardeşlerimizin yüzüne bakabiliriz?!"

 

Ye Shuran gözlerini kıstı ve konuştu: "Aynen öyle, binlerce kilometre gelmek için Güneş Ay Kutsal Arkını kullanmakta bile tereddüt etmedik. Yun Che'yi bulmamız basitçe şanslı bir karşılaşma. Yani eğer onun bu şekilde gitmesine izin verirsek fazlasıyla yüz kaybetmiş olmaz mıyız? Ayrıca, eğer bu sözler yayılırsa Güneş Ay İlahi Salonumuz bu topraklar boyunca dalga geçilmez mi?"

 

Siyahlı adam hareket etmedi ve durgun bir su gibi sakin sesi ile konuştu: "Yani ne yapmak istiyorsunuz? Gerçekten bu yaşlı adamı bir kez daha öldürmesi için zorlamak mı istiyorsunuz?"

 

"Doğal olarak buna cüret etmeyiz. Buradaki herkes kendi canına değer veriyor." Ye Guying yavaşça konuşurken gözleri biraz öncekinden çok daha rahattı: "Bu seçkin olanın kaynak aurası hayatımda şahit olduklarım arasında en güçlüsü. Ve ben gerçekten içimizden birini kolaylıkla öldürebileceğinize inanıyorum. Ama sonuçta biz hala bu kıtanın bir Kutsal Bölgesiyiz... Hepimiz Güneş Ay İlahi Salonun üyesiyiz. Bu sefer Genç Efendimiz dört büyük ile beraber buraya geldi. Eğer bu seçkin olanın sözleri nedeniyle geri çekilirsek tarikatımızın sahip olduğu haysiyete ne olacak?! İlahi Salonun üyeleri olarak nasıl olur da tarikatımızın haysiyetini yok edecek bir şekilde davranabiliriz?!"

 

"Ancak, bu seçkin olanın rakipleri olamayacağımızı da kabul ediyoruz, bu nedenle Yun Che'yi öldürme görevi başarısızlık ile sonuçlanacak. Ancak bu şekilde gidemeyiz..." Ye Guying'in gözleri derin bir kurnazlık ile parlarken devam etti: "Bu teklif size nasıl geliyor: Bizim İlahi Salonumuzdan Büyük Ye Shi bu seçkin olan ile bir antrenman dövüşü yapsın ve bu seçkin olanın gücü ile Büyük Ye Shi'yi kolaylıkla yenebileceğinize inanıyorum. Durum böyle olduğunda gücümüzün sizden düşük olduğunu bileceğiz ve yenilgiyle birlikte geri çekileceğiz. Ama bu şekilde bu seçkin olanın sözlerinden dolayı geri çekilmiş olmayacağız ve böylece tarikatımızın haysiyeti de dokunulmamış olacak."

"Bu şekilde kimse yaralanmayacak ve ilişkilerimiz de etkilenmeyecek. Ayrıca bu seçkin olanın öldürmeme yeminini de bozmayacağız. Yani bu seçkin olanın bu mükemmel planı reddetmeyeceğine inanıyorum."

 

Ye Guying'in yavaş konuşmasının ardından Ye Xinghan, Ye Shuran, Ye Juanyun ve Ye Shi kalplerinde güldü... Bu gerçekten onların dikkatli ve titiz Dokuzuncu Büyükleri idi. Ne kadar da mükemmel bir plan yapmıştı! Bu şekilde gizemli adamı harekete geçirerek bir şeyler öğrenebileceklerdi. Eğer gerçekten Ye Shi'yi yenebilecek şok edici bir güce sahipse Güneş Ay İlahi salonuna karşı gösterdiği kendini tutma ve öldürmemeye dair verdiği yemini bozmak istememesi Ye Shi'nin hayatta kalmasını sağlarken onlar da kimseyi kaybetmeden gidebileceklerdi.

 

Ve eğer gücü düşükse ve bu aura da bir eşya tarafından oluşturulmuşsa... Burada olanlara istediklerini yapabileceklerdi.

 

Tabii ki eğer bu isteği reddederse... Bu sadece boş sözler söyleyen biri olduğunu tamamen kesinleştirecekti!!

 

Bu nedenle siyahlı adamın cevabını beklemeden Ye Shi onun önüne geldi. Yaşlı adama yaklaşırken bedenini kontrolsüzce kasan bu eşsiz ve korkunç aura olsa da hemen tüm gücü ile bu kasılmaları bastırdı. Gözüne ulaşmayan bir gülümseme ile konuştu: "Bendeniz Güneş Ay İlahi Salonunun on beşinci büyüğü Ye Shi ve buraya bu seçkin olanın emsalsiz kaynak gücünü bizzat deneyimlemek için geldim. Bu seçkin olanın sadece beni yenmesi gerek ve biz ardından bu yerden hemen ayrılacağız ve asla bu seçkin olanın önünde ortaya çıkmayacağız... Umarım bu seçkin olan bendenize karşı merhametli davranır."

 

"Hahahah." Siyahlı adam konuşurken sönük ve duygusuz bir gülüş attı: "Madem niyetiniz bu... O zaman ben kabul ediyorum."



-----------ÇEVİRMEN NOTU--------

 

Dövüşte neler olacak? Ne tepki verecekler? Nasıl ilerleme olacak? Yun Che neler yapacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin. :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47001 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr