Bölüm 1968 - Garip Ayna

SEFIX

Mo Beichen'in gözleri her zaman soğuk ve boştu sanki vücudu sadece Abis Şövalyesi olmanın ihtişamını taşıyordu.

Öyle ki, mevcut dünyadaki insanlar açısından, onun için herhangi bir merhamet hissetmek imkansızdı.

Bu noktada Yun Che, cevabını en çok bilmek istediği soruyu sordu, “Uçurumun güç alanı o kadar korkunç ki, Jie Yuan'ı bile yarı yolda durdurdu, Abis bu insanları güç alanından Tanrı Alemi'nin Mutlak Başlangıcına göndermek için hangi yöntemi kullanıyor?”

Chi Wuyao kısaca düşüncelerini topladı ve şöyle dedi, “Özünde, aslında bu mekansal taşınma.”

"Mekansal taşınma..." Yun Che anında anladı, "Demek böyleydi.”

Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru, İblis Tanrılarının üzerinde bir İblis İmparatoruydu ve o bile güç alanından korkuyordu, öyleyse Abisin Gerçek Tanrıları buna nasıl direnebilirdi?

Abisten Tanrı Alemi'nin Mutlak Başlangıcına gönderilenler, güç alanından geçmediler, bunun yerine uzayda taşındılar.

"Cennet Cezalandıran İblis İmparatorunun sana gösterdiği anıdan, Uçurumun şu anki durumunu iyi kavrıyor olmalısın. Mevcut varlığı yasaların ve sağduyunun dışındadır ve bu son derece güçlü kuvvet alanı, her türlü dış müdahaleyi kolayca çarpıtabilir ve yok edebilir."

"Uçurumun uzayını kırmak kesinlikle son derece zor olacaktır.”

Yun Che, Chi Wuyao'nun sözleriyle tamamen aynı fikirdeydi. Uçurumun uzayı, biraz gücü kalmış olan Jie Yuan'ın Evren Deleninin bile kolayca geçemeyeceği kadar büyüktü, aksi takdirde o sırada vücudunda Evren Delene sahip olan Jie Yuan, kararlı bir şekilde geri adım atmazdı.

"Öyleyse uçurum geçidinin güç alanını başarıyla kırmak için hangi yöntemi kullandılar?” Yun Che kaşlarını indirdi ve baktı.

Chi Wuyao yavaşça şöyle dedi, "Daha önce de söylediğim gibi, Abis Dünyası, Abis İmparatoru'nun ilk Yaşam Diyarını büyük bir güç ve gizemli bir kaynak eserle inşa etmesiyle başladı.”

"Bu gizemli kaynak eser, uzaysal bir kaynak eserdi.”

“O zamanlar, Uçurumdaki Abisal Toz o kadar yoğundu ki, Yaşam Diyarının muhafazası büyük ölçüde o uzaysal kaynak esere dayanmak zorunda kaldı ve sonunda üstesinden gelene kadar uzun enerji salınımı sonucu tükenmesine neden oldu.”

“Uçurumun birçok bölgesindeki Abisal Toz halihazırda büyük ölçüde zayıflamıştı ve Yaşam Diyarının muhafazasının artık o uzaysal kaynak esere bağlı kalmasına gerek yoktu. Bu kaynak eser uçurumda yavaş yavaş iyileşmeden önce, aşırı tüketim nedeniyle uzun bir sessizliğe gömüldü.”

"Öyleyse," Yun Che dedi ki, "Kullandıkları şey, Abis İmparatoru'nun uzaysal kaynak eseri.”

"Tam olarak öyle," Chi Wuyao hafifçe başını salladı, "Abis İmparatoru, uzun zamandır bununla uçurum geçidini kırmaya çalışıyor. O uzamsal kaynak eserin gücü ne zaman enerjisini yenilese, kendisinin ve tüm Uçurumdaki Gerçek Tanrıların gücünü, Tanrı Alemi'nin Mutlak Başlangıcına ulaşmaya çalıştığı bir uzay kanalı yaratmak için topladı.”

"Bu garip ve güçlü kaynak eser, tüm Uçurumun Gerçek Tanrılarının gücüyle birleşti ve sonunda Uçurumun güç alanına girdi. Ancak bu korkunç güç alanı, uzay geçişini de önemli ölçüde bozacaktı.”

"Böylece tekrar tekrar denediler, tekrar tekrar başarısız oldular ve tekrar tekrar uyum sağladılar.”

"Uçurumun güç alanı sabittir ve kişi bir kez başarılı olabildiği sürece, bir önceki adımları izleyerek, her seferinde başarılı olabilir.”

"......" Yun Che'nin içi çalkalandı.

"Her girişimde, o uzaysal kaynak eserin gücü tükenecek ve iyileşmesi olağanüstü derecede yavaş olacak. İlk başta, tamamen iyileşmesi birkaç bin yıl sürdü. Fakat daha sonra, Abis İmparatoru gücünü geri kazanmanın bir yolunu bulmuş gibi görünüyor ve böylece gittikçe daha hızlı iyileşti.

“Bu noktada, tamamen iyileşmesi sadece elli yıl alacak.”

"Başka bir deyişle..." Chi Wuyao'nun bakışları Yun Che'nin gözlerine kilitlendi, "Bundan elli yıl sonra, Uçurumdan Tanrı Alemi'nin Mutlak Başlangıcına giden kanal yeniden açılacak. O zaman, artık inen Öncüler olmayacak.”

"Elli yıl sonra..." Yun Che'nin elleri yavaşça sıkıldı ve hafifçe gülümsedi, "Bu gerçekten insanın kalbini soğutan bir sayı.”

"Hayır."

Chi Wuyao'nun sözleri Yun Che'nin donmuş kalbini bir buz havuzuna itti, “Uçurumun ‘Zamanın Kara Gelgiti’ döneminde olduğunu unuttun mu? .

"Şu anki zamanın bükülme oranı normal zamanın on katıdır. Yani, Uçurumdaki elli yıl, dünyamız için...”

"Sadece beş yıl!”

Tak...

Tak...

Yun Che, gayrı ihtiyari parmaklarını çıtlatırken yavaşça ayağa kalktı.

İfadesi kasvetli, kafası karışmış görünüyordu ve uzun süre tek kelime etmedi.

Elli yıl tarihte kısa bir zaman dilimiydi ve herhangi bir düzeyde bir şeyin değişmesi pek olası değildi.

Bugün Mo Beichen'e karşı oldukları kadar güçsüz ve çaresiz, elli yıl sonra da aynı çaresizlikle baş başa olacaklardı.

Ve beş yıl Dünya için sadece bir parmak çırpışıydı.

Chi Wuyao da ayağa kalktı ve yavaşça kolunu tuttu, yine konuşmadı, sadece sessizce onu izledi.

Sessiz uzay, Yun Che'nin kalbinin şaşkın ve şiddetli atışıyla yankılandı.

Uzun bir süre sonra Yun Che'nin dudakları nihayet yavaşça açılıp kapandı, "İnce İlkel Kaos aurası bu boyutun üst sınırını belirliyor. Ne beş bin yıl ne de elli bin yıl bu limiti niteliksel olarak değiştirebilir, bu yüzden elli ya da beş yılın ne önemi var?"

Sesi serinkanlıydı ve cümlesinin sonuna geldiğinde zihni sakinleşti.

Hızlı bir kararın verilmesi gerektiği barizdi.

Gözleri dönerken Yun Che sormaya devam etti, "Abis İmparatoru'nun mekansal kaynak eseri tam olarak nedir?"

"Bilmiyorum," Chi Wuyao başını salladı, "Ama Mo Beichen, Uçurum Geçidine gönderilirken belirsiz bir siluete bir göz atıyor gibiydi.”

"Garip şekilli bir Ayna gibiydi.”

Ayna...

Bu sözler düşerken, Chi Wuyao'nun gözleri aniden saptı ve Ruh Denizinin içine keskin bir sızı girdi.

Bir inilti çıkardı ve bilinçsizce alnına dokunmak için uzandı.

“!?” Yun Che aceleyle onu tuttu, "Sorun ne?"

“……” Chi Wuyao'nun kolu yavaşça alçaldı, şeytani gözleri hafifçe titredi, mırıldanırken düşüncelerinin arasında kayboldu, "Ayna... Ayna..."

Yun Che fısıldadı, "...Ne hakkında düşündün?"

Chi Wuyao gözlerini kapattı ve bir süre sonra yavaşça tekrar açtı, "Nirvana İblis Ruhum aniden anormal ve çok şiddetli tepki verdi.”

"Mekansal kaynak eseri... bir Ayna..." Mırıldandı, "Nirvana Şeytan Ruhu ile o Ayna arasında bir ilişki olmalı!”

Chi Wuyao'nun yüzünde bir acı ifadesi belirdi.

Taşıdığı Nirvana İblis Ruhu sadece küçük bir izdi ve içerdiği kadim anılar son derece parçalanmış ve belirsizdi.

Böylesine parçalanmış bir İblis Ruhunda böylesine şiddetli bir tepkiye neden olan Ayna şeklindeki mekansal eser, açıkça İblis İmparatoru Nirvana'nın anılarında son derece önemli bir şeydi.

Çaresizce peşinden koşmaya çalıştı ama iblis ruhunun yoğun acısı dışında hafızasında en ufak bir somutluğa bile ulaşamadı.

"Pekâlâ, daha fazla bunun üzerinde düşünme." Yun Che usulca dedi ki, "Mo Beichen tarafından yaralanan iblis ruhun henüz tam olarak iyileşmedi, pervasız hareket etmemelisin.”

"Evet," Chi Wuyao daha fazla ısrar etmedi, "Önce sana mevcut abisin genel düzenini bildireceğim.”

"Önce bunu yapmana gerek yok.” Yun Che dedi ki, "Bir süre dinlenmeli ve İblis Ruhunu stabil bir seviyeye getirmelisin.”

"Ne kadar çok bilirsem, aklımın huzur içinde olması o kadar zor olur.” Gözleri boş koridora baktı, "Bu sırada, yapmam gereken şeyleri yapmalıyım ve sonrasında... bundan sonra atacağım her adımı net bir şekilde düşün.”

…………

Soğuk hava hafif bir huzursuzluk ve kafa karışıklığı ile bükülmüştü.

Yun Che bakışlarını ayaklarının altındaki dünyadan uzaklaştırdı ve daha fazla o anda olan kargaşayı düşünmek istemedi.

Elini uzattı ve avucundaki kan lekesine hayretle baktı. Bu sessizlik günlerinde yaraları önemli ölçüde iyileşmişti ancak vücudu hala korkunç yara izleriyle kaplıydı.

Hayatının sonunda huzur ve sükunete döneceğini her düşündüğünde, her zaman daha büyük bir felaket geldi.

Belki de bu onun kaderinde olan hayattı.

"Baba..."

Yun Wuxin yumuşak adımlarla yürüdü ve endişeyle ona baktı.

Yun Che arkasına bakmadı ve usulca dedi ki, "Wuxin, yürüyüşe çıkmak istiyorum, bana eşlik eder misin?”

"Elbette," Yun Wuxin söz dinlercesine başını salladı, "Nereye gitmek istersin, baba?"

“……” Uzun bir sessizliğin ardından Yun Che sonunda konuştu, "Shuhe'nin evine."

Uzay kaynak formasyonunu Kıran Yun Che ve Yun Wuxin, Masmavi Deniz Alemine vardılar.

Masmavi Deniz İlahi İncisi ebediyen yok edildi. Sonuç olarak On Yön Masmavi Deniz Alemi, kıyaslanamayacak kadar donuk bir atmosferle sarıldı.

Gözün görebildiği kadarıyla, her yere dağılmış olan Masmavi Deniz Muhafızlarının bile ruhları onlardan çıkmış gibiydi, gözleri derinden boştu.

Aurasını hisseden Cang Shuhe, asla yanından ayrılmayan Rui Yi eşliğinde hızla yürüdü.

"Kocam, hala tam olarak iyileşmedin, bir şeye ihtiyacın olduysa beni çağırabilirdin, buraya nasıl bizzat gelebilirsin?”

Gözleri açlıkla Yun Che'nin vücudunu süzdü ve ancak aurasının iyi olduğundan emin olduğunda sonunda sakinleşti.

"Endişelenme Shuhe Teyze, babamın en iyi yanı onun dayanıklılığı.” Yun Wuxin gülümsedi ve rahatlayarak söyledi.

Yun Che, onu saklamak için çok uğraşmasına rağmen Cang Shuhe'nin kalbinde ve ruhunda taşan üzüntü ve acıyı tek bir bakışla gördü.

"Shuhe," Fısıldadı, "Ağabeyini gömdüğün yer nerede?"

Cang Shuhe yavaşça başını salladı, "Yaşamında, ölümünden sonra tek bir yerde sıkışıp kalmanın sıkıcı olacağını bir kereden fazla söyledi. Okyanusa dağılmayı ve dünyayı dalgalarla gezmeyi tercih ederdi.”

"Yani, Ağabeyim gömülmedi. Kemikleri şimdi dünyanın başlangıcında dolaşıyor. Geride bıraktığı şeyler de hayatta istediği gibi okyanusa dağıldı.”

"......" Yun Che'nin dudakları hafifçe kıpırdadı.

Cang Shuhe şöyle devam etti, “Ağabeyim ölmeden önce, sonunda Masmavi Deniz Soyunun affedilmez bir günahkarı olduğunu söyleyerek beni ve tüm Deniz Tanrılarını Ruhundan bir tutam bıraktı... daha fazla eşyalarını Masmavi Denizde bırakmasına gerek yoktu.”

Cang Shuhe gözlerini hafifçe eğdi ve düşmek üzere olan gözyaşlarını tutmak için elinden geleni yaptı, “Hepsi Ağabeyimin isteğine göre.”

Bir önceki Masmavi Deniz Tanrı İmparatoru olarak geride ne kemik ne mezar ne de mezar taşı bıraktı.

Ne kadar üzücü ama bir o kadar zarif ve pervasız.

Yun Che kısa bir süre şaşkına döndü ve sonra gülümsedi, "Adına yaraşır."

Cang Shuhe dedi ki, "Kocam bunu göz önünde bulundurarak ağabeyimi ziyaret etmek istiyorsa, bu onun için büyük bir nimet ve lütuftur.”

"Hayır," Yun Che hafifçe iç çekti, "Dünya ona, Cang Shitian'a sahip olduğu için şanslıydı. O olmasaydı, burada olamazdım.”

"......" Cang Shuhe yavaşça gözlerini kapattı, "Kocamdan gelen bu sözle ağabeyim... ölümünden pişman olmayacak.”

Yun Che başını salladı, "Başkalarının söylediklerini gerçekten nasıl umursardı? Benzer şekilde, sıradan dünyaya indirilen kült ritüelleri nasıl önemseyebilirdi.”

Cang Shuhe, Yun Che'nin gözlerine baktı ve fısıldadı, "Kocam, şu anda gözlerindeki bakış Shuhe'ye çok önemli bir karar verdiğini söylüyor.”

“Mmm.” Yun Che, dünyanın sonsuz yumuşaklığını barındıran güzel gözlerine baktı, “Gitmem gereken o yere... gitmeye karar verdim."

“…?” Yun Wuxin şaşkın bir bakışla gözlerini kaldırdı.

Cang Shuhe'nin dudakları hafifçe ayrıldı ve sanki rüya görüyormuş gibi yumuşak bir ses çıkardı, “...Uçurum?"

"Huh?" Yun Wuxin yumuşak bir çığlık attı ve küçük eli aniden babasının kolunu tuttu.

“Hmm.” Yun Che başını salladı, ağzının köşeleri hafif bir gülümsemeyle döndü, "Yeterince eminim, ne kadar zeki olduğuna bakarsak, kalbimdeki düşüncelerimin gözlerinden kaçması zor.”

--

SEFIX: Kısa bir aradan sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. Abis adeta uzayda bir solucan deliği yaratarak yukarıya çıkmaya çalışıyor. Ama öyle ki Evren Delen gibi bu mekânsal kaynak eserin de enerjisi tükenmiş durumda. Bu eserin Chi Wuyao’nun Nirvana İblis İmparatoru ruhu ile olan etkileşimi ve bir Ayna görüntüsüne sahip olması da epey ilginç. Yun Che bu bölümle birlikte dalışın ilk sinyalini verdi.

Sonraki bölüme geçmeden önce bana ve seriye olan desteği için Adem’e teşekkür ediyorum. Siz de seriyi ve beni desteklemek isterseniz Discord kanalından iletişime geçebilirsiniz.

Discord kullanıcı adım: Sefix#5272