Bölüm 752

avatar
14554 35

Against The God - Bölüm 752


Düzenleyen: Kurogane



Bölüm 752: Antik İblis Sanatı



"Peki sonra? Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç ve Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı nereye gitti?" Yun Che sordu.

 

Jasmine yavaşça kafasını salladı: "Hiçbir iz yok. Kötülük Tanrısı ölen son tanrıydı, yani muhtemelen onların son yerlerini de o biliyor. Ancak bu bıraktığı hatıralarda yer almıyor. Belki de hayatının son anında onları saklamıştır... Tanrıların yok edilişinin kaynağını saklayarak başkasının elinde daha fazla felaketin oluşmasını önlemek istemiştir. Belki de gelecekteki nesillerin asla bulamayacağı bir yerde gizlemiştir."

 

"Ama İlkel Gök Mavisi Ejderha, kızının Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç içinde mühürlü olduğunu söyledi, yani neler oluyor? Benden o kılıcı ne olursa olsun bulmamı istedi." Yun Che kaşlarını çatarken Ejderha Tanrısının sözlerini düşündü... Bunlar bir istek olarak bile düşünülebilirdi.

 

"Sanki bilebilirim de." Jasmine dudaklarını hafifçe büktü: "Benim İlkel Tanrı klanının kayıtlarından veya aldığım hatıralardan bildiğim kadarıyla o kılıçtan çok az bahsediliyor. Senin aramana gelince... Hmph, gördüğüm kadarı ile bu tamamen gülünç!"

 

"Tanrıların yok olmasının üzerinden o kadar uzun süre geçmedi, muhtemelen bir milyon yıl kadar oldu. Bu milyon yılda sayısız yaratık ve ırk Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıcı aradı. Tanrılar yok edilse bile Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç kaybolamaz... Bu dünyada onu yok edebilecek bir şey yok. Ancak bu milyon yılda onun gölgesini bile görebilen olmadı."

 

"Bugün bile sayısız kişi onu arıyor. Onun ismini bilenler arasında ona sahip olmak istemeyen tek bir kişi bile yok. Mühürlenen Ejderha Tanrısı kızına gelince, ben böyle bir haberi daha önce duymadım. Kim bilir, her ne kadar bu işe yaramaz bir bilgi olsa bile... Bu dünyada bunu bilen sadece ikimiz olabiliriz."

 

"Peki... ya Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı?" Yun Che sordu.

 

"O kötü, şeytani silah da yok edilemez olsa da onu kimse aramadı. Hmph... Onu aramak zaman kaybı olmanın dışında birinin önünde ortaya çıksa bile o kişi korkudan ondan kaçınır. Ona sahip olmak ve kullanmak için birinin cehennemde sonsuza kadar lanetli olması gerek!"

 

Jasmine'nin sesi soğuktu, sanki hatıra kalıntılarındaki şeyler Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı'na karşı korku ve güçlü bir reddedişe sahip olmasına neden oluyor gibiydi: "Tanrıların yok edilmesinin ardından Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı da gizlendi ve milyon yıldır ortaya çıkmadı. Kesinlikle kaos içinde bir yerde gizli. Milyon yıl geçtiğinden... Tanrıları katletmek için kullanılmış ve uykuya dalmış o enerjinin bir kez daha uyanması gerek."

 

"Peki ya üçüncü sıradaki Ölüm Ve Yaşamın İlkel Mührü? O da milyon yıldır kayıp mı?" Yun Che sordu. Ölüm Ve Yaşamın İlkel Mührü... Bu Küçük Şeytan İmparatoriçeyi kurtarabilmek için tek umuduydu.

 

"Tabii ki!" Jasmine tereddütsüzce cevapladı: "Ölüm Ve Yaşamın İlkel Mührü hakkındaki kayıtlara göre o orijinalde üç Yaratıcı Tanrı arasındaki tek tanrıça olan Li Suo'ya aitmiş. O Ölüm ve Yaşamın İlkel Mührünü taşıyormuş ve bu sayede kazalar dışında ölümsüzlüğe sahipmiş. O yaşlılıktan ölmüyormuş ama İblisler ve Tanrılar arasındaki korkunç savaşta İblisler tarafından sarıldıktan sonra hayatını kaybetmiş. Ölüm Ve Yaşamın İlkel Mührü de İblis ırkının eline düşmüş. En sonunda İblis ırkı Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı'nı kullandığından, Tanrı ırkı Ölüm ve Yaşamın İlkel mührünü asla geri alamamış."

 

"Bu nedenle İblis ırkının yok oluşu ile birlikte o da kaybolmuş. Bu milyon sene içinde ona sahip olmak isteyen kişi sayısı Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıcı isteyenlerden az değil. Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç kullanıcısına emsalsiz bir güç bahşederken, Ölüm ve Yaşamın İlkel Mührü taşıyıcı öldürülmediği sürece ölümsüzlük bahşediyor."

 

"Eğer birisi ikisine de sahip olursa..." Jasmine gözlerini daralttı: "… O kişi kesinlikle ölümsüzlüğün ve kaosun efendisi olur."

 

"Ancak dediğim gibi Ölüm Ve Yaşamın İlkel Mührünün çoktan bulunmuş olması mümkün. Sonuçta ölümsüzlük gücünü kazanmak için birinin onu sadece taşıması gerek. Onu görülmeyecek bir yerde taşıdıktan sonra ve tabii ki sahip olan kişi de bunu kimsenin bilmemesini sağladıktan sonra gizlemek çok kolay.”

 

Yun Che bir süre düşündü ve ardından dişlerini sıkarak sordu: "Bana anlattığın tüm bu şeylerin.... Lanet olası Fen Juechen ile ne ilgisi var?!!!"

 

"Tabii ki ilgisi var!" Jasmine ona baktı ve ifadesi ciddileşti: "Onun kullandığı kaynak sanatı olan 'Sonsuz Gecenin Hayali İblis Cildi'… İlkel İblis ırkının İblis sanatlarından biri!"

 

//ÇN: OOo... İlginç bir şeyler geliyor.

 

"İlkel... İblis ırkı?”  Yun Che’nin kalbi yalpaladı: "İblis ırkının soyu tükenmedi mi?"

 

"İşte tam olarak bu yüzden senin provakasyonun sonucu Fen Juechen gücünü serbest bıraktığında şok olmuştum." Jasmine kaşlarını çatarken konuştu.

 

Yun Che de kaşlarını çattı: "Yoksa... O İlkel İblis ırkından bir miras mı elde etti? Eğer Tanrılar ruhlarını ve kanlarını miras olarak geride bırakabiliyorsa Tanrılar ile aynı seviyede varlıklar olan İblisler de bunu yapamaz mı?"

 

//DN: Mantıklı!!!



"Hayır!" Jasmine kafasını salladı: "Tanrılar ve İblisler aynı ilahi güç seviyesine sahip olsalar da ruhları ve güç kaynakları farklı. Aslında onlar tamamen zıtlar! Tanrılar yok olmadan önce bu şekilde yok oldukları için öfkelenmişlerdi. Bu nedenle güçleri ve ruhlarını birleştirip bir tür ruhsal varlık oluşturdular. Bu ruhsal varlık onların kanlarını ve arzularının son parçasını koruyarak kanları ile güçlerini başkalarına bahşetti ve İlkel Kaos Alemi içinde varlıklarının devam ettiğine emin oldu. Geride bırakılan ruh ve ilahi kan aşırı güçlüydü, o kadar güçlüydü ki onlar doğal olarak ortadan kaldırılamıyordu. Bu dünya ile yakınlıkları olduğundan dünyanın korumasını elde etmişlerdi."

 

"Ancak İblisler tamamen farklı! İblisler dünyanın lekesiz gücüne zıt olan bir tür güce sahip. Çoğu İblis ışıktan korkar. İblisler arkalarında ruh veya şeytani kan bıraksalar bile dünyanın gücü onları reddeder ve onlar hızlıca dağılır.  Bu bırak milyon yılı muhtemelen birkaç bin yıl bile sürmez. Tanrıların Çağı sona erdiğinde Tanrıların arkasında bıraktığı mirasların çoğu bulundu ve bu da yeni bir 'Tanrılar Alemi' oluşmasını sağladı. İblislerin miraslarına gelince, onlar gerçekten de ortaya çıkmış olsa da on nesilden daha kısa sürede dünyanın gücü onları tamamen arıttı. Sadece otuz bin yılda İblislerin mirasları yok oldu ve milyon yıl boyunca bir kez daha gözükmedi."

 

Yun Che, “…”

 

"Ve şimdi, milyon yıl geçtikten sonra, İlkel İblis ırkının gücü, ki bu güç Tanrılar Aleminde bile neredeyse unutulmuş bir şey, düşük seviyeli bir insanda ortaya çıktı. Bu gerçekten garip." Jasmine derince kaşlarını çattı. Onun Tanrılar, İblisler, Antik ırklar ve onların gücü hakkındaki bilgisi Yun Che'yi fazlasıyla aşıyordu. Juechen'in karmaşık kaynak enerjisinin ona yaptığı şok Yun Che'nin anlayamayacağı bir şeydi.

 

"İlkel İblis ırkının gücü bu kadar uzun süre önce yok olduysa onu nasıl tanıyabiliyorsun?” Yun Che düşünceli şekilde sordu.

 

Jasmine doğrudan cevapladı: "Ben bu gücü miras aldığımda, İlkel ruhun hatıra parçalarını da miras aldım. Bu hatıralar şans eseri karanlık kaynak enerjisini içeriyor... Ya da belki de ona Karanlık İblis Sanatı demeliyiz. Fen Juechen'in sahip olduğu sanatı bu sayede tanıdım. Bu 'Sonsuz Gecenin Hayali İblis Cildi' isimli bir İblis sanatı ve 'Sonsuz Gece İblis Klanı' isimli yüksek seviyeli bir İblis klanına ait. Birinin bu İblis sanatını kullanabilmesi için İblis kanına ve İblis ruhuna ihtiyacı var... Aynı senin 'Ankanın Dünya Şiiri' kullanabilmen için Anka kanına ihtiyacın olduğu gibi."

 

"Yani 'Sonsuz Gecenin Hayali İblis Cildi'ne sahip olan Fen Juechen aynı zamanda ' Sonsuz Gece İblis Klanının' İblis kanı veya İblis ruhuna da sahip!"

 

"O İblis ruhu veya İblis kanı milyon yıldır dağılmamış!"

 

"Bu...." Yun Che yabancı hissederken konuşma ilerledikçe bunun kendi seviyesi ile kavrayamayacağı bir şey olduğunu düşünmeye başlamıştı. Juechen'in dünya sarsıcı değişimi kesinlikle sıra dışı bir neden barındırıyordu... Ama bu beklenmedik bir şekilde bu kadar sıra dışı bir neden çıkmıştı.

 

Jasmine'nin açıklamasını dinlerken bile başının ağrıdığını hissediyordu.

 

Yun Che Jasmine'nin tepkisini tarttı ve düşünürken konuştu: "Fen Juechen'in hatıralarını okumayı başarmıştın, yani gücü nasıl aldığını biliyor olmalısın, değil mi?"

 

"Biliyorum ve bu düşünebildiğim tüm yöntemlerden çok daha ilginç." Jasmine'nin yüzü soğudu: "İblis sanatının ve gücünün geldiği yer... Babası."

 

//ÇN: Ne alaka la?

 

"Babası mı?" Yun Che genişlemiş gözleri ile baktı ve yüzü inançsızlık ile doluydu: "Bu olamaz! Ben onun babası Fen Duanhun'u ellerimle öldürdüm. Hala hayatta olamaz. Olsa bile Fen Duanhun'un kaynak gücü sadece Gökyüzü Kaynak Aleminde. Ne olursa olsun..."

 

"Ben onun 'babası' Fen Duanhun demedim!" Jasmine'nin ifadesi düşünceliydi.

 

"..." Yun Che'nin ifadesi garipleşti ve tok bir sesle konuştu: "Yani Fen Juechen aslında Fen Duanhun'un oğlu değil mi? Fen Duanhun aldatılmış mı?"

 

“Fen Duanhun gerçekten de Fen Juechen'in öz babası ama Fen Juechen başka bir babaya daha sahip... Ve o da onun öz babası."

 

//ÇN: Burada beyin.dll hatası vermiş bulunmaktayım. Hangi seride iki babalı karakter var lan ???? Yedi kocalı hürmüz gibi bir şey mi bu ????

 

Yun Che: “~!@#¥%……*” (Mal olmuş yüz)

 

"İki erkek... Çocuk sahibi... Olabiliyor mu?" Yun Che'nin sesi sarsılırken işitilebilecek şekilde yutkundu.




---------------ÇEVİRMEN NOTU-------------

 

Keşke toplu burada bitseydi lan ???? Çok bomba olmaz mıydı. Düşünsenize 50 bölüm okuyorsunuz son bölüm de 2 babalı Juechen'i öğreniyorsunuz oıahsfıaufhasıf

 

Babalar neler yaptı? Fen Jeuchen babalara mı geldi? İki baba nasıl çocuk sahibi oldu? İblis baba ile insan baba arasında neler geçti? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr