BÖLÜM 852 - AYNI ESKİ NUMARAYI TEKRARLAMAK
“Ah…” Xue’er bu soru karşısında şaşkına döndü ve nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.
“Bu asilin sorusunu cevapla, hâlâ bakire misin?” Altın Karga Ruhu, ciddi bir ses tonuyla dedi ki, “Bu sorunun cevabı, direkt olarak Yun Che’nin kurtarılıp kurtarılmayacağını belirleyecek.” (TKN: Sapık teemo is başında.)
Son umut ışıltılarını kaybetmiş olan iki hatun, Altın Karga Ruhunun şüphesiz bir şekilde söylediği son kelime, onların umutlarını tekrarda yeşertti. İmparatoriçe aniden etrafını döndü ve kafası karışmış olan Xue’er de geçirdiği şok ile hassas bir şekilde arkasına döndü. utanç içerisinde telaşlı bir şekilde kafasını sallarken, narin dudaklarını açarak dedi ki, “B… be… ben…”
Xue’er, bir erkek ile kadın arasında yaşanan bir ilişki bakımından tamamen tertemiz bir sayfa gibi olmasına rağmen, “bakire” kelimesinin anlamını çok iyi biliyordu. (TKN: Hmm, nasıl olurda anlamını bilebilir(!))
“Hahahahaha…” Xue’er’in cevabı, Altın Karga Ruhunu garip bir şekilde güldürmeyi başarmıştı. Dahası, bu kahkaha gittikçe artıyordu. Önceki ağır ve kasvetli atmosfer tamamen yok olmuştu, “Yun Che, Ejderha Tanrısının soyuna sahip. Altın Karganın alevleriyle birleştiğinde, kıyaslanamaz bir şekilde zengin ve coşkulu bir erkek enerjisi ortaya çıkıyor. Dahası, eşsiz bir güzelliğe sahipsin ve ona karşı derinden duygular besliyorsun. Sana hâlâ dokunmadığını düşünmek, bu gerçekten nadir rastlanan bir durum!”
İmparatoriçe, “...”
“Ben…” Xue’er’in yanakları kızardı ve kem küm etmeye başladı, “Benim soyumdan gelen güç hâlâ… tamamen uyanmadı… bu yüzden yapamam… Büyük Kardeş Yun Che beni her zaman el üstünde tuttu ve bir hazine gibi korudu… bu yüzden… bu yüzden…”
“Hmph, bu çok saçma!” Altın Karga Ruhu, duygusal bir ses tonuyla dedi ki, “Eğer yaşamsal anka kadınlık gücünü başka bir erkekte kaybedersen, bu gerçekten ciddi bir şekilde, soyundan gelen gücünü bastırır. Fakat Yun Che’nin bünyesi, diğer sıradan erkeklerle kıyaslanabilir mi!? Onun Ejderha Tanrısı soyunun erdemi, sadece senin görünüşünü değiştirmez, aynı zamanda muhteşem bir şekilde senin Anka soyunu uyandırmana yardım eder.”
“Anka soyunun sadece yüzde kırk kadarını uyandırmış vaziyettesin. Eğer tamamen uyandırma sürecini düşünecek olursak, en az on beş yıl geçmesi gerekecek. Fakat, eğer onunla birlikte Ejderha Anka Çifte Kültüründe pratik yaparsan, üç aydan daha kısa bir sürede gücünün yüzde doksanını uyandırabilirsin! Yarım sene içerisinde ise gücünün tamamını uyandırabilirsin. İşte o zaman, senin gücün Huan Caiyi’nin gücünü geride bırakacak. Üç yıl sonra kutsallığa adım atacaksın ve yeni bir görüş keşfedeceksin!”
“Gücünün tamamını uyandırmayı hak ediyorsun, haberin olmasa bile senin yanın en üst düzeyde bir erkek var. Bunun yerine yakınındakini reddedip, gözünü uzaklara dikiyorsun. Bu çok komik.”
“Ah…?” Altın Karga Ruhunun yaptığı bu taşkınlık, Xue’er’i şaşkına çevirip kendisini kaybetmesine neden oldu.
“Altın Karga İlahi Tanrısı, Yun Che’yi kurtarmanın bir yolu olduğunu söyledin. Bu doğru mu?” dedi İmparatoriçe endişeli bir ses tonuyla.
“Hmph, bu çocuk oldukça şanslı birisi.” dedi Altın Karga Ruhu ilgisizce ve şöyle devam etti, “Eğer geçmişte anka kızına dokunmuş olsaydı, hiç şüphesiz şu ana kadar ölmüş olurdu. Anka kızının sadece onu derinden sevmesi değil, ayrıca bir ülkeyi yok edecek güzelliğe sahip olmasıdır. Ağır bir erkeklik enerjisi taşıyan birisinin yanında böylesine bir hatun varken kendisini kontrol edebilmesi hiçte kolay bir iş değil. Fakat böyle yaparak kendisine yeni bir hayat yarattı.”
Koyu kırmızı altn gözler, gökyüzünde genişçe açıldı, “Elbette, onu kurtarmak için bir yol var. Fakat bu yok onu tamamen iyileştirmese de kısa bir süre boyunca muhteşem derecede artmış bir enerji içerisinde tutacak.”
“Nasıl bir yol!?” Xue’er ve İmparatoriçe aynı zaman sordu. Cehennemin dibine kadar gömülmüş olan umutlar tekrardan cennete ulaştı ve vücutlarından akan kanın kaynamasına neden oldu.
“Bu soylu çok fazla şey söyledi fakat siz ikiniz hâlâ hiç bir şey anlamadınız mı?” Elbette senin anka kadın vücudun!” diye bağırdı Altın Karga Ruhu, Xue’er’e bakarak, “Yok edici güç olarak kıyaslandığında, Anka alevlerinin gücü, Altın Karga alevlerinin yanından bile geçemez fakat, Ankanın sahip olduğu bir güç daha var, o da arındırma gücü. Yun Che’nin iyileşememesinin tek sebebi, Cennetsel Zehir Yıldız Tanrısının gücünün hâlâ vücudunda dolaşmasından dolayı. Senin şu an ki sahip olduğun Anka gücüyle bu arındırmayı başarman zor. Bununla birlikte, senin anka vücudun sayesinde, onun vücudunda bir kerelik de olsa Anka’nın ‘ilkel alev’ denilen arındırma yeteneğini kullanabilirsin.”
“Diğer ismiyle — Nirvana Alevi!”
“Nirvana Alevi… Efendi Anka Tanrısı bu kelimeyi bir kere söylemişti,” dedi Xue’er sersemlemiş bir şekilde.
“Nirvana Alevi, evrendeki en kutsal, eşsiz ve nihai arındırma gücüdür. Dahası, bu gücü Ankanın kendisi bile hayatında sadece iki kere yakabilir. İlk seferi doğduğu zaman, diğeri ise tekrar doğduğunda. Üstelik, bu alevleri yeniden doğmadan önce zorla yakılmaya çalışılırsa, işte o zaman hayatını kaybeder ve hiç bir zaman Nirvana geri doğuşu yapamaz.”
“Nirvana Alevini yakmak normal bir kişi için imkansız olsa da sen farklısın.” Altın Karga Ruhu, Anka alevleri tarafından püskürtülmüş olmasına rağmen, Xue’er’e karşı derin bir ilgi ve şaşkınlıkla, “Sen sadece Ankanın soyunun mirasçısı değilsin, Anka Ruhuna da sahipsin! Bu yüzden anka vücudun, bir kerelikte olsa sönük ve zayıf Nirvana Alevi yakman için yeterli.” (TKN: Sönük ve zayıf Nirvana Alevini ancak Lê Pompa yoluyla geliştirebilirsin evlat.)
“Sönük ve zayıf olmasına rağmen, Cennetsel Zehir Yıldız Tanrısının gücünü vücudundan atmasına yeter!” Altın Karga Ruhunun ses tonu birden bire değişti, “Fakat bunu yaparsan, ankanın sahip olduğu yeniden hayata dönme yeteneğini kaybeder ve normal bir insan gibi öldüğünde yok olursun.”
“Öyleyse… ne yapmam gerekiyor? Büyük Kardeş Yun Che’yi kurtarmak için ne yapabilirim?” Xue’er için kaybedeceği şeyin bir önemi yoktu. Eğer Yun Che’yi kurtaracaksa, her şeyini vermeye hazırdı. Yapacağı şey hakkında bir şeyler tahmin ediyordu fakat bir erkek ile bir kadın arasında nasıl bir şey gerçekleştiği hakkında hiç bir bilgisi yoktu.
“Pekâla, ne yapman gerektiği hakkında bir şey bilmiyor olabilirsin. Yanında sana bu işi öğretebilecek birisi yok mu!?” Altın Karga Ruhu, söylediği her kelimede kesindi.
“Ah?” diye hafif bir haykırış çıkardı Xue’er, İmparatoriçe hafif bir şaşkınlık içerisindeyken.
“Bu işlerde deneyimsiz olabilirsin, doğal olarak ne yapacağın hakkında bir bilgin yok. Fakat Huan Caiyi, o zaman senin yanında bir öğretmen yoktu ama her şeyi çok hızlı bir şekilde öğrendin. Yun Che ile evlendikten sonra da bu işi sabah akşam yaptınız. Bu yüzden sen artık bir uzman sayılırsın. Xue’er’in neler yapması gerektiği hakkında ona rehberlik edeceksin… Nede olsa, kurtarmak istediği kişi senin erkeğin!”
“~!@#¥%...” İmparatoriçe’nin ağzı hafifçe açıldı. Yun Che’nin bile görmediği, paniklemiş ve kızışmış bir ifade takınıyordu.
İki hatun tarafından kasvetli ve boğucu atmosfer, bir anda fark etmeden yok olmaya başlamıştı. Altın Karga Ruhu, gözünü kırpmadan önce küçümser gibi bir ifadeyle dedi ki, “Hmph, ne kadar zahmetli!”
Whoosh!!
Halka şeklindeki alev kümesi, bir anda üçünün etrafını çevirdi, ve merkeze hapsetti. Aniden büyüyen alevler, devasa büyüklükte bir alev bariyerine dönüşerek üçünü de içinde bıraktı.
Bu olay, İmparatoriçenin başına ilk defa gelmiyordu… Altın Karga Ruhu, geçen sefer Yun Che ile kendisini yine bu şekilde mühürlemişti… Onun gücünü yeniden kazanması için iki ay gibi bir zaman limiti koyduysa, buradan çıkmaları için en az beşşüz posta atmaları gerekecek.
“Huan Caiyi, beni iyi dinle.” Altın Karga Ruhunun karanlık ve kasvetli sesi, kulaklarında yankılanıyordu, “Eğer Yun Che’yi gerçekten kurtarmak istiyorsan, Xue’er’in Nivana Alevlerini kullanarak, Cennetsel Zehir Yıldız Tanrısının etkisini kaldırmasını sağla. Ondan sonra Yun Che, yeniden mükemmel güçte olan yenilenme yeteneğini tekrardan kullanarak bir kaç gün içerisinde tekrardan eski haline geri dönecek. Fakat Xue’er normal bir anka soyu bedenine sahip değil, o kesinlikle Anka Tanrısının bedenine sahip. Bu yüzden onun anka bedeni, kıyaslanamayacak derecede değerli. Eğer bedenindeki anka gücünden birazcık bile kaybetse bile bu oldukça hâlâ yüksek bir güç, bir daha asla geri döndürülemeyecek derecede olacak.”
“Eğer Yun Che, onun anka bedenine mükemmel bir şekilde sahip olursa, kaynak gücünü kısa bir süre içerisinde geri kazanacak. Bu sürede, seni geçme ihtimali de var.”
“Karşılaştığınız düşman, senin köken kanını yakmaya zorlamış. Yun Che’ye verilen güçle, tamamen yenilenmiş bile olsa, o düşmanla tekrar karşılaştığında şüphesiz ölecek. Onun böyle bir acı çekerek ölmesini istemiyorsan, Xue’er’e yardım ederek onun bedenine sahip olmasını sağla. Aynı zamanda bu olay, Xue’er’in de soyunu uyandırma hızı artarak onu da güçlendirecek.”
“Kurduğum bariyer üç ay boyunca duracak. Anka Tanrısının bedenine sahip olan Xue’er, üç ay içerisinde tamamen anka bedenini kullanmayı öğrenecek. Böylece Yun Che, onun Anka Tanrısı bedenine tamamen sahip olabilecek… Heh, bu işte, bu asilden çok daha tecrübelisin. Bu üç ay sonunda varılacak olan sonuçlar tamamen sana bağlı. Bu yüzden kesinlikle bu asili hâyâl kırıklığına uğratma.”
“Hahahahaha…” Altın Karga Ruhu sesli kahkaha attı, sanki zevkli bir şey yapmış gibiydi. Ondan sonra, gözler altın bir ışık eşliğinde kayboldu ve tamamen bariyerin içerisine mühürlendiler.
Zamanında İmparatoriçe ve Yun Che bu bariyere beraber mühürlenmişlerdi ve verilen hedef sadece ikisi arasında geçiyordu.
İki yıl bile geçmeden, tekrardan aynı şey yaşanmıştı. Fakat farklı olan iki şey vardı, bu sefer üç kişilerdi ve “sayı limiti” yoktu, zamanın kendisi vardı. (TKN: Zaman limiti mi? Pompa sayısı mı? Hömmm.)
Daha da farklı olan şey onun akıl durumuydu.
Kendi Altın Karga kanını ve kendi ruhunu Yun Che’ye bağışladıktan sonra, Altın Karga Ruhu, varlığını arka plana aldı. Bundan önce ruhsal görüşünü, Hayali Şeytan Ülkesini izlemek için kullanıyordu fakat böyle yaptığı zaman, yok olma hızını düşürmek için zamanının çoğunu uyuyarak harcıyordu.
Fakat böyle yapsa bile, sonsuza dek kaybolması on yıldan kısa sürecekti… Ölüm Denizi ve bütün Altın Karga Yıldırım Alev Ovasıyla birlikte yok olacaktı.
“Ah.”
Üç kişiyi de bariyere mühürledikten sonra, Altın Karga Ruhu direkt olarak uykusuna dönmedi. Ağır bir şekilde iç çekmeden önce uzun bir süre boyunca sessizce beklemeye geçti.
“Anka tarafından bırakılmış bir ruh parçası gibi bir ayağı çukurda bile olsa, kutsal bir canavar olan Altın Karga, itibarını görmezden gelerek, kendi güçlerini bir insana verdi. Bu çok garip. Onunla aynı türden bir varlık olsaydım, ruhum dört bir yana dağılacak bile olsa, yine de onunla aynı şeyi yapmazdım…”
“Fakat öyle görünüyor ki, bu dehşet verici aurayı hissetti ve sonuç olarak bunu yapmayı seçti. Bu dünyanın başına ne geleceğini önemsemeden bütün gücünü ona verdi. Bu dünyaya verilen sönük ve zayıf umut, bir kum tanesi kadar bile değil…”
“İlkel Kaosun Çatlak Duvarı… Arkasında ne duruyor acaba…”
TKN: Diğer bölümde, diğer bölümde. Bu bölüm değilmiş :D o bölümü okuyun bence
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..