Artık hatırlayan kimsenin yaşamadığı bu zamanlarda, eski dünyada hüküm sürüp yitmiş bir kıta kabilesinin sözü vardır:
'Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar..!'
İnsana yüreğine neyin hükmettiğini bilmeden atılacak her adım, sizi nereye götüreceğini bilmediğiniz bir yola çıkmaktır.. Ne güneş, ne de ay ışığı aydınlatamaz bu yolun karanlığını..
Çağlar yıkılıp yeni düzenler kurulur.. Gücü elinde tutanlar kanla iktidarlarını korur ama bilmedikleri şudur; 'sevgidir insana hükmeden..'
...Ve yanılıyorlar ki; elinden alındığında güçsüz düşürmez bu insanı..
...Ve anladıklarında gerçeği artık çok geçtir; bir adamın kararmış yüreğinde attıkları adımlarla yollarını kaybedişleri..
Gökyüzü Yıldırım kıtası, göğsünden söktüğü kalbini Tanrılara kaldırıp yemin eden bir adamın çığlıklarıyla yıkılırken; öfkesi zincirlerinden kurtulmuş, kini akılları zehirlemiş, aldığı her nefeste omuzlarında dünyayı taşıyan Atlas'a biçileni kabullenmiş..
Bu yıkımın öyküsüdür; güce tamah edenlerin..
Yeniden doğuşun öyküsüdür; Kayıpların ve yerine konulanların..
Başlangıcın öyküsüdür; kainat günleri devir edip sancıları dindirişinin..
Bazı yaralar asla kapanmaz ama eski günlerden bir tat her şeyi doğru kılar demiş bir bilge..
Bize düşen buna tanık olmak.. Çünkü yaşam tam olarak budur işte..
Fırtınadan geriye kalan nedir..?
Sessizlik ve huzur..
Kimbilir..?
Belki Harang için bile..
Epik Novel © 2020 | Tüm hakları saklıdır.