Hiç mahşer kalabalığında yalnızlığı iliklerinize kadar tattınız mı?
Yalnızlığın ve bilinmezliğin korkusunu yaşamaya bile vaktiniz olmadan yaşamınız için çırpındınız mı?
Gülen yüzlerin sakladığı kara kalpleri görmek mümkün müydü? Bilmiyorum ama öyle olmasını isterdim.. Gerçekten. Öyle olsaydı zaten öksüzlüğün çaresizliğiyle yoğrulmuş bizim acımız biraz daha hafifler miydi?
Tanrının bile bizi bir köşede unutacağını kim bilebilirdi ki? Hey yüce baba.. yüzüne tüküremesem bile kendimi hatırlatacağım yemin olsun ve siz bize tepeden bakanlar, sizi kölelerin çıbanlı ayakları altında ezdireceğim yemin olsun.
Gözlerini açtı.. Hiç bilmediği bir yerde, hiç bilmediği insanların arasında, hiçbir şey hatırlamıyordu. Gelecek neler getirecekti.?