Çok zaman önce : "Ame Tsu Mara"
Ame Tsu Mara, güzelliği ile tamamen insanları büyülüyordu, burada devler ve insanlar için bir barış söz konusuydu. Halk huzur ve mutluluk içinde yaşarken, büyük savaşın etkisi, Devler imparatorluğuna kadar etkisini göstermişti. Bir adam dünyayı tamamen baştan değiştirmişti. Güç arzusu ile yanıp tutuşan bu adam, "Üç Yıldızlı Tanrı Sınıfı Tsuyoshi'di". Kendinden önceki imparatorları yenmek için tüm gücünü kullanıyordu daha 16 yaşında tahtına oturmuş, savaşın sebebiyet verdiği gücünün etkisi ile yayılan kuraklıklar doğa değişimleri her yeri etkisi altına sarmıştı. Bu yerlerden biri "Ame Tsu Mara'dı". 2 metreden uzun pelerin giymiş seyahat edenlere saldıran canavarlar için bir alan oluşmuştu, fırsatı değerlendirip buraya yerleşen "Yol cinleri Azıktılar" boş bularak mesken tutmuşlardır.
"Türk mitolojisinde. Balkarların kayıp cini veya yol cini. Azıtkı veya Azıktı olarak da bilinir. Tek başına seyahat edenlerin başına musallat oluyor. En sevdiği kişi kılığında görünerek insanları peşine takıyor; dağdan, uçurumdan, ırmaktan düşürüyor. "
Kaen : Bunlar da ne-
Kaen : Bunlar da nedir? Yoshio korkuyorum!
Yoshio : Ha!
İçeri doğru yavaş yavaş adımlarına atmaya başlayan bu canavarlar kendi bedenlerini kaplayan sisin içinde görüntüleri bulanık bir şekilde vagonun içine girerler.
(Sonraki Durak : "Amatsu Mikaboşi") |
Raijin yavaş yavaş hareket etmeye başlar, hareket ettikçe sisin içindeki varlıkların sisleri kaybolmaya başlamaktadır. Kayboldukça belerin bu yüzler...
Kaen : Yoshio, bunlar normal insanlar. Korkacak bir şey yokmuş. Ahahhaa! Çok rahatladım şimdi, yemeğimi yemeğe devam edebilirim.
Yoshio : Haklısın. Bunlar sadece sıradan insanlar, ama içimde bir şüphe var.
İnsan : Hay! Hay! Merhaba dostlar, buraya oturabilir miyim?
Kaen : Tabiki buyrun.
İnsan : Hay! Hay! Teşekkür ederim. Ben Sato.
Kaen : Memnun oldum. Bende Kaen buda arkadaşım Yoshio.
Yoshio : Memnun oldum.
Sato : Uzun zamandır bu tarafa doğru yolculuk yapan birini görmemiştim en son Oltalı bir adam görmüştüm ama çok eski zamanlarda. Aaa yani 2 yıl önce. Kusura bakmayın bazen ne diyeceğimi unutuyorum. Yaşlılık çok zor sizin gibi genç olmak vardı.
Kaen : Bize bu tarafda insanların olmadığını söylemişlerdi. Aslında sizi görünce biraz şaşırdık bu kadar insanın yaşadığını bilmiyorduk.
Yoshio : Evet.
Sato : Hay! Hay! Evet burada insanların canavarlar tarafından öldürüldüğünü düşünüyorlar, o yüzden insanlar korkup bu güzel şehrimize gelmiyorlar, ama bu tamamen bir efsane gördüğünüz gibi mutlu bir şekilde yaşıyoruz.
Yoshio : Ha!
Yoshio ve Kaen sato ile sohbet etmeye başlamışlardır, aniden masalarına oturan bu adam, onları şaşırtmıştı yıllarca buraya gelmeyen insanların efsanesi doğru muydu? Diye düşünmeye başladılar.
Sato : Hay! Hay! Biraz acıktım, Kondiktör yemek istiyorum.
Kondiktör : Yemeğiniz buyurun.
Kondiktörün getirdiği bu yemek tamamen insan yemeğinden farklıydı, iğrenç bir kokusu ile beraber garip bir görünümü de vardı Yoshio ve Kaen midesi bulanmış bir şekilde yemeğe bakıyorlardı.
Kaen : Yoshio, buda ne böyle? Çok kötü kokuyor.
Yoshio : Ha! Evet.
Kaen : Başka yere geçelim.
Kaenin kulağına bir sesler gelmeye başlıyordu, bu sesler arka koltukdan geliyordu ince ve korkutucu bir sesti aynı kelimeler tekrar tekrar yankılanıyordu.
Ses : Yemek.
Ses : Yemek.
Ses : Yemek.
Satoya doğru bakan Kaen, Sato'nun değiştiğini fark etti, yemek yedikçe vücudu hafif hafif değişmiş vücudu büyümüş, Yoshio sese doğru bakınca, kendilerine doğru bakan bir çok göz fark etti hepsinin ağzından salyalar Akmaya başlıyordu. Yoshio ve Kaen tedirgin bir şekilde geri doğru yer değiştirmk için adım atmaya başladılar. Sato yer değiştirdiklerini fark edince ayağa doğru yavaş yavaş kalkar ince bir zayıf ses ile seslenir, bu ses Kaene tanıdık gelir tekrar seslenir.
Ses. : Kaen, anneciğin geldi.
( Amatsu Mikaboşi Durağı ) |
Kondiktör : Amatsu Mikaboşi durağına gelmiş bulunmaktayız inmek istiyen yolcularımız bu durakta inebilirler.
Yoshio, Kaene doğru bakar tamamen kendinden geçmiş bir şekilde dona kalmıştır, bunun nedeninin Sato ile alakalı olduğunu anlayan Yoshio Kaeni uyandırmak için seslenmeye başlar.
Yoshio : Kaen! Kaen, uyan!
Kondiktör : Herkes binsin hareket saatimiz gelmiştir, sayın yolcularımız yerlerinize oturunuz, iyi yolculuklar dileriz. Sonraki durağımız "Akano Jewel" bu yol boyunca Amatsu Mikaboşi kurak topraklarının büyüleyen görselleri eşliğinde yolculuk edeceğiz, ama oraya gelmeden önce en uzun tünel olan "Mikaboşi Tüneli'nden" geçeceğiz. Tekrardan iyi yolculuklar.
Kaen : Anne! Anne, gerçekten sen misin.
Ses : Seni görmeyeli uzun zaman oldu kızım.
Kaen : Anne seni çok özledim sana tekrar sarılmak istiyorum. Anne An-
Kaen göz yaşları eşliğinde Satoya doğru bakmaya devam eder, Yoshio Kaenin tuzağa düştüğünü anlar, tekrar tekrar seslenir ama uyanmayan Kaen ağlamaya devam eder.
Ses : Buradayım Kaen. Bana sarılmıyacak mısın?
Kaen : Anne geliyorum, seni çok özledim.
Yoshio Kaenin, Sato' ya doğru koştuğunu fark eder onu durdurmak ister ama Yoshio bir ses gelir.
Ses : Yoshio.
Yoshio : Baba.
Ses : Buraya gel, seni çok özledim.
Yoshio, durur ve hafif gözü dolmuş bir şekilde sese doğru koşmaya başlar aniden ses kesilir. Gözlerini açan Kaen kendine gelmiştir, ortada annesi olmadığı görünce çok üzülür, göz yaşları silerek sese doğru bakar. Kaen şaşkın bir şekilde bakmaya devam eder.
Kaen : Yoshio!
Yoshio Sato'nun karnına doğru sert bir yumruk ile onu sersemletmiştir.
Yoshio : Artık bu oyuna bir daha kanmıyacam
Sato : Ama Nasıl? Ben olduğum nasıl anladın?
Yoshio : Sürpriz.
Daha önce Lanetli ormanda karşılaştığı canavar düşünen Yoshio benzer tür olduğunu fark eder ve o gün kazandığı bağışıklık ile bu durumun üstesinden gelir.
Kaen : Üzgünüm. Üzgünüm, Yoshio gerçek sanmıştım, annemi çok özledim.
Yoshio : üzülmene gerek yok, Kaen. Önce iblislerin işini bitirelim.
Kaen gözyaşlarını silerek vagonda ki iblislere doğru bakmaya başlar çok olduklarını görünce sırt sırta verip kendini savaşa hazırlarlar.
Kaen : Şimdi hazırım.. Yoshio, seni koruyacağım.
Yoshio : Ha! Bende seni.
İblisler Yoshio ve Kaenin üzerine doğru koşmaya başlar tam şekilleri olmadığı için sürekli farklı tiplerle saldırırlar. Yoshio iblise doğru kılıcını savurur iblisler geri doğru giderler, iblis ordusu bu sefer camdan dışarı çıkarak üstlerine doğru, başka camlardan fırlayarak girmeye başlarlar. Yoshio ve Kaen vagonda savaşmak zor olduğunu anlayarak ikisi birden vagon dan dışarı, Raijin'in üstüne çıkarlar iblisler'de arkalarından takip ederek çıkarlar. Vagonun üzerinde birbirlerine doğru bakarak kısa uzun bakış atarlar iblisler saldırmak için Yoshio ve Kaenin üzerine doğru tekrardan koşmaya başlarlar.
Kondiktör : Sayın yolcularımız "Mikaboşi Tüneline" yaklaşmış bulunmaktayız, iyi yolculuklar.
Yoshio tünelin ucunu doğru bakarak iblisleri kılıcı ile tünelin girişine fırlatarak onları yere düşürür.
Kaen : Bunlar ne kadar çok bitmiyor.
Yoshio : Ha!
O sırada yere düşen Sato tekrar ayağa kalkar sinirli ve öfkeli yüz ifadesi ile yavaş yavaş kalkmaya devam eder.
Sato : Bu çocuk benim sinirim bozdu. Onu öldüreceğim.
( Ruh yaratımı > Salgın Ordu ) |
Yoshio ve Kaen ayaklarının titrediğini fark eder aniden vagon sallanmaya başlar, sallantı gittikçe artınca aniden bir kırılma oluşur. Vagonun ortasında tuhaf yüz şekilleri ile oluşmuş yapışık bir sürü şeklinde beyaz bir ruh birikimi vagonu ortadan delerek yukarı doğru çıkar, tünelin içine doğru Raijin girdikçe hava kararır ruhlar korkunç görüntüleri ile vagonu sarmaya başlar.
Kaen : Bu korktucu şey de ne böyle. Yoshio yardım.
Yoshio : Ha!
Sato : Ruhlarınız benim olacak.
Sato Ruhları Kaen ve Yoshio doğru fırlatır önüne gelen diğer iblisleri'de yutarak büyümeye başlar, Kaen ve Yoshio kararsız bir şekilde saldırının gelmesini bekler.
Yoshio : Ne yapmam gerek bunu yenebilir miyim hala gücümü tam bilmiyorum ama saldıracağım. Gel bakalım!
Yoshio kılıcın gücünü kullanarak ruhları yavaş yavaş keser kestikçe daha çok iblis yiyerek büyümeye devam eder. Yoshio kılıcın savurur Sato bloke ederek, Yoshio geri doğru uçar.
Kaen : Yoshio.
Yoshio tekrar saldırır kılıcın gücü ile yavaş yavaş kesmeye başlar, Sato bu sefer farklı saldırıya geçer.
( Ruh Yaratımı> Yok Oluşun Eşiğindekiler ) |
Aniden tünelinin üstünden bir alan açılır, içinden korktucu eller yavaş yavaş iblislerin bir yerlerinden tutarak içine doğru çekerler geriye sadece kan ve vücut parçaları dökülmeye başlar. Yoshio tedirgin bir şekilde tek çaresi olan dövüş sanatları kullanmak ister kılıcını tutarak, Fleppden öğrendiği hafif Miyohi teknikleri ile onu yenmek ister, Kaen, Yoshio kazanması için Miyohisini aktarır,
Kaen : Bu senin için Yoshio. Bunu başarabilirsin.
Yoshio : Kaen! Teşekkür ederim. Kazanmak zorundayım.
Yoshio, Sato'nun üzerine doğru koşmaya hızlı bir şekilde başlar, birden zıplayarak ona tekme atmak ister, Sato kenara doğru çekilir ve tekrar ruhların gücü ile saldırır. Yoshio, hızlı şekilde saldırılardan kaçar bu sefer kılıcı fırlatarak, Sato'nun boynunu teğet geçer, arkasından tekrar anı saldırı ile suratına yumruk atar. Geri doğru uçan Sato takla atarak tekrar normale döner ve yeniden ruhla saldırır.
Sato : Bu sefer işin bitti küçük insan.
( Ruh Yaratımı > Ruhlar şehri ) |
Karanlık tünel daha birden kararmaya başlar, sessizlik çökmeye başlar, sadece tek bir kelime duyulmaya başlamaktadır.
Ses : Yemek!
Ses : Yemek!
Yoshio her yerden gelen ruhların saldırısı altında kalır ruhlar, Yoshio'yu kolundan ve bacağından tutarak onu yemeğe başlamışlardır.
Kaen : Yoshio! Ölme! BENİ BIRAKMA! YOSHİO...
Kaen ağlamaya başlar Sato hafif bir gülümseme ile Kaene döner,
Sato : Sıra sende!
Kaen : Yaklaşma!
Sato : Arkadaşının işi bitti artık onun ruhu bana ait, şimdi sıra sende.
Kaen : Yoshio!
Yavaş yavaş Kaene doğru ilerleyen Sato bir şeylerin ters gittiğini anlar ruhlar üst üste durmuş şekilde olduğu yerde sabit şekilde duruyorlardır.
Sato : Neler oluyor?
Ses : Daha işimiz bitmedi!
Kaen : Bu ses bu, Yoshio.
Sato : Sen nasıl- Sen nasıl hala hayattasın.
Ruhların içinden yürüyerek çıkan, Bu ses Yoshio'du Kaen sevinç içinde yüzü gülmeye başlamış, Sato şaşkın bir şekilde bakakalmıştır.
Yoshio : Neden bilmiyorum ama ruhların beni yemiyorlar.
Yoshio içinden konuşarak.
Yoshio (içinden) : Sanırım başka dünyadan geldiğim için.
Sato : Bu olamaz ölmen gerekiyordu.
Yoshio : Ama bugün değil. İşin bitti, Sato! Saldırıların artık işe yaramaz. Şunu fark ettim sen zayıfsın. Gücün sadece ruhlar kontrol etmek benim üzerimde işe yaramadığı için kılıcımın tadına bakacaksın.
Yoshio, Sato'nun üzerine doğru yürümeye başlar kılıcını çıkartarak vagonun üzerinde yavaş yavaş ilerler.
Sato : Hayır gelme! Dur orda!
( Ruh yaratımı> Çılgın ruhlar) |
Yoshio: Artık bunlar işe yaramaz.
Yoshio nefesini içine çekerek yavaş yavaş kılıcını yukarı doğru kaldırır, hızlı ve güçlü bir şekilde aşağı doğru savurur, ani bir sessizlik çöker ve Sato'nun başı gövdesinden ayrılmış şekilde Raijin'den yere düşer vücudu aniden eriyip yok olur. Diğer iblislerde korkarak kaçarlar.
Kaen : Aptal! Korktum öldün sandım.
Yoshio : Sana sözüm var yanında kalacağ-
Kondiktör : Mikaboşi Tüneli'nin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sayın yolcularımız Amatsu Mikaboşi kurak topraklarının büyüleyen Güzelliğini artık görebilirsiniz. İyi yolculuklar.
Kaen ve Yoshio vagonun üzerinden Sahra çölünün andıran bir güzelliğe doğru bakmaya başlarlar.
Kaen : Çok güzel, sonunda güneş.
Yoshio : Ha! Evet, kurak toprakların bu kadar büyüleyici olacağını tahmin etmemiştim.
Kaen : Evet! Çok güzel. Çok güzel.
Sonraki Durağımız : "Akano Jewel" |
Mesken Tutan bu toprakları, kurtarmak için bir kahraman belirdi sırtında oltasıyla güçlenme arzusu ile yarısını yok etmişti, ondan korkan yol cinleri kaçarak saklanmış ve bir daha insan giremeyen bu topraklarda görünmemişti. O, kaosu arzulayan bir melekti. Barış arayan bir şeytandı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..