"İlaç geçte olsa etkisini gösterdi. Çabuk yatağa koy hastayı. İlacın etkisi 6 saat, hastanın yaşı 14, cinsiyeti erkek, daha önceden mutasyon işlemlerine maruz kalmış...

Adamın yakasına yapıştıktan sonra Aaric ensesine aldığı sert darbe ile bayılmıştı. Yerden, tekerlekli yatağa 2 adam tarafından kaldırılıyordu. Bilinci hala tam olarak kapanmamıştı çünkü göremese de duyamasa da susuzluk hissini alabiliyordu. Yatağa koyulduktan sonra hızla koridorun sonunda ki büyük bir kapıya sahip olan odadan içeri sokuldu. İçeride, ağzında bir parça bez ile annesinin arkadaşı vardı. Ameliyatta kullanacakları malzemeleri hazırlıyordu.

Aaric’i içeriye bıraktıktan sonra ilgisini malzemelerden çekti ve elleriyle kısaca çocuğun bilinci tam olarak kapanmış mı, diye kontrol etti. Bilincinin kapandığından emin olduktan sonra oradakilere ‘teşekkür’ edip dışarı çıkmalarını istedi ve sıkı sıkıya tembihledi. " Ben dışarı çıkmadan, bina yansa bile, kimseyi içeri almayacaksınız! " Aaric şu an yatakta elleri ve ayakları ufak ama üzerine rün oyulmuş büyülü zincirlerle bağlı bilinci kapalı halde yatıyordu.

"Evet, artık senin için her şey hazır Aaric. Daha önceleri annen olacak o, manyak kadın zaten bazı şeyleri bedenine sokmuş ve nasıl olduysa hiç alerjik tepki vermemişsin. Hımmm... Anlıyorum bacağın da sakat demek. Sorun olmayacak, onu hızlıca aradan çıkartacağız. Kendine bu işlemleri yapacak kadar manyak sadece 5-10 insan tanıyorum evlat çünkü yaşam şansı aşırı az ama sen farklısın. Zaten ilk işlemlerden sonra hayatta kalmışsın, o yüzden sakın benim ellerimde öleyim deme! Oh! Stresimi de attım, başlayabilirim."

--------------------------------------

Ameliyattan yaklaşık 3 hafta kadar sonra Aaric, tüm yan etkilerini yatıştırmış ve yeni bedenine alışmıştı. İlk başlarda özellikle ameliyattan çıktıktan sonraki gün kafayı yemek üzereydi. Aşırı hassaslaşan duyuları yüzünden; ışıklar onu kör ediyor, en ufak ses kafasını tırmalıyor, kokular kusturuyor ve rüzgar hissi bile derisini aşındırıyormuş gibi hissetmesine neden oluyordu. Annesi de bu yollardan geçtiği için onu rahatlatmanın neyse ki bir yolunu biliyordu ve ona da gösterdi.

Elbette değişen tek şey duyuları değildi. Artık eskisinden en az 2 kat daha güçlü, hızlı ve çevik olması yetmezmiş gibi çoğu zehirlere, salgın hastalıklara karşı bağışıklığı da vardı. Üstelik bunlar yetmezmiş gibi bedeninin toparlanma hızı tam 4 kat artmıştı. Sıradan bir şifacıya göre 4 kat daha hızlı iyileşebilmek ve yukarıda sayılan diğer özellikler, onu özel kılmaya yeter, hatta artardı.

" Bilemiyorum Aurora, zaten 3 gün kadar okulu ekmek zorunda kaldım. Okul çıkışı eve gidip biraz ders çalışmam gerekli." Aslında gerekli filan değildi. Evde annesinin verdiği eğitimler ve kendi eğitimi sayesinde, zaten sınavlardan düşük not almayacağı konusunda kendine güveniyordu. Sorun, zihinsel olarak yorgun olmasıydı. Sabahları okula gidiyor, öğleden sonra evde ya kendini korumaya yönelik dövüş sanatları çalışıyor ya da düşmüş melekler hakkında atasının yazdığı kitabı okuyordu.

" Hadi ama Aaric... Hem gelirsen sana, ufak bir de sürprizim var." Aurora bunları söylerken diliyle dudaklarını yalayıp sevgilisinin yanağını öpmüştü. Her erkek gibi, bu mesajın ne olduğunu anlayacak kadar bilgili ve artık tecrübeli olan Aaric, direnmek için başka neden bulamayıp okul çıkışı Aurora’nın arkadaşları ile tavernaya gitmeye karar verdi. Dövüş sanatları ve daha kendisinin bile ne dediği belli olmayan o kitabın okunması, bu teklifin yanında hiç bir şeydi. "Tamam geleceğim. Lanet olsun... daha seninle tanışalı 1 ay bile olmadı ama her türlü zayıf noktamı biliyorsun; Alkol, güzel yemekler, para ve en önemlisi şehvet... " Okulun bahçesinde büyücülük bölümü alanında ağaç altında oturan ikilimiz özellikle de Aurora bu söylenenlere kendini tutmayarak gülmüş Aaric' de bu neşeye eksik olmayarak kendini kattı.

Not: Bölümlerin nasıl olduğunu belirtmeyi unutmayın. İyi okumalar