O gün saat 4’e doğru Ayaz’ın canı sıkılmaya başlamıştı ve evde oturmak istemiyordu. Roman yazmaktan yeni kalktığı için yapacak bir şeyi yoktu. Abisi işteydi. Cenk sevgilisiyle birlikteydi. Göknur ve Melisa’da alışverişe çıkmışlardı. Yani Ayaz şu anda tamamen yalnızdı.
Evde yapacak bir şeyi de olmadığından hazırlandı ve arabayla turlamak adına evden çıktı.
Nereye gideceğini bilmeden öylece sürmeye başladı. Belki bir yerde durup yemek için mola verirdi.
(Ayaz)-Çokta aç hissetmiyorum gerçi. Neyse şimdilik sürelim bakalım. Gerisini acıkırsam düşünürüz.
Kendi kendine mırıldandıktan sonra gaza bastı ve evden iyice uzaklaştı. Aradan çok bir zaman geçmeden 10 dakika kadar sonra bir lisenin yanına vardı ve tam liseyi geçip gidecekken birini görerek durdu.
(Ayaz)-Elisa mıydı lan o? Harbiden o. Daha geçen andım kızı.
Arabayı durdurup dikkatli bakınca gerçekten de o olduğunu gördü. Hemen geri vitese takarak okulun kapısına döndü ve camı indirip…
(Ayaz)-Pişt ufaklık.
Elisa 1.51 boyunda tahminen 43 kilo mini minnacık bir kızdı. Tatlı yüz hatlarına sahipti ve kırılgan bir yapıya sahipti. Siyah saçları kurşun kalemle tutturulmuştu. Sanki bir rüzgarla uçacak gibi duruyordu.
Elisa kendine seslenen kişiye baktı ve Ayaz’ı görünce gözleri parlayarak…
(Elisa)-Ayaz abiii.
Diye seslenerek arabaya doğru koşmuştu. Cama yaslanıp Ayaz’a bakmıştı.
(Ayaz)-N’aber nasıl gidiyor?
(Elisa)-Bildiğin gibi Ayaz abi. Okulla cebelleşiyorum işte. Sen ne zaman döndün Japonya’dan?
Okulla uğraştığı için verebilecek daha iyi bir cevabı yoktu. Ayaz’ın ne zaman döndüğünü de merak etmişti. En son televizyonda onu gördüğünde şok olmuştu. Ayaz’ın röportajı bazı kanallarda canlı yayınlanmıştı.
(Ayaz)-Çok olmadı ya. Selamımı aldın umarım.
(Elisa)-Almaz olur muyum? Benim adım geçtiğinde nasıl sevindim bilemezsin.
(Ayaz)-Seninkiler yok mu? Niye hala okuldasın?
Elisa normalde bu saatte çoktan evde olurdu. En azından Ayaz’ın hatırladığı kadarıyla öyleydi.
(Elisa)-Annemler iş gezisi için yurt dışına çıktılar Ayaz abi. Otobüs bekliyorum.
(Ayaz)-Ne zaman gelecek annenler?
(Elisa)-Sanırım 1 haftaya.
(Ayaz)-Ee, o zamana kadar yalnız mı kalacaksın evde?
Ayaz’ın içi Elisa’yı 1 haftalığına yalnız bırakmaya el vermemişti.
(Elisa)-Mecburen Ayaz abi. Annemler gelene kadar tekim.
(Ayaz)-Atla arabaya. Ara anneni de.
Kapıya uzanıp kapıyı açan Ayaz Elisa’ya arabaya binmesini söyledi. Elisa’nın ailesiyle çok yakın olduğu için onlardan izin alacaktı.
(Elisa)-Ne konuşacaksın ki annemle?
(Ayaz)-Ver sen. 1 hafta tek başına ne yapacaksın evde? Bizimle kalman için izin alacağım. Hem Göknur ve Melisa ablan da orada. Yalnız kalmazsın.
(Elisa)-Gerçekten miii?
Elisa olduğu yerde zıplayarak bu söylemi sevinçle kutlamıştı. Küçüklüğünden beri Ayaz abisiyle olmayı sever ve onunla eğlenceli vakit geçirirdi. Diğerleriyle de arası çok iyiydi tabii ama Ayaz abisinin yeri ayrıydı.
Elisa arabaya bindi.
(Ayaz)-Aç mısın?
(Elisa)-Ne yalan söyleyeyim açım.
(Ayaz)-Ne yiyelim? Bende acıkmaya başladım.
(Elisa)-Sen her zaman açsın Ayaz abi.
(Ayaz)-Bak bak. Laflarından bir şey kaybetmemişsin bakıyorum.
(Elisa)-Hehe. Kimi örnek alıyorum.
Elisa tıpkı Ayaz’ın yaptığı gibi burnunu uzatmış ve gururla göğsünü germişti. Elisa’nın kişiliğinin eğlenceli olmasında Ayaz’ın rolü büyüktü.
(Ayaz)-Belli kimi örnek aldığın. Neyse neyse. Ne yiyelim sen onu söyle?
(Elisa)-Bilmem ki.
(Ayaz)-Hadi hadi. Çekinme. Vardır canının çektiği bir şey.
(Elisa)-O zaman hamburger diyorum.
(Ayaz)-Hay hay efenim. Bende ne zamandır yemiyordum zaten.
Ayaz arabayı çalıştırdı ve Elisa’yla yemek yemek adına yola çıktı. Yolda Elisa’nın annesinden izin aldı ve 1 haftalığına Elisa’yı tek başına sıkılıp durmaktan kurtardı.
(Ayaz)-Okul nasıl gidiyor peki? Arkadaşlarınla aran iyi mi?
(Elisa)-İyi Ayaz abi. Kimseyle bir sıkıntım yok.
(Ayaz)-Güzel güzel. Kendine iyi arkadaşlar edin. Ben niye yaşlı adam moduna bağladım gene ya? Boş ver okulu. Var mı sevdiğin biri? Varsa söyle bakalım şanslı arkadaşı bir tanıyalım.
Ayaz sevdiğin biri var mı sorusunu sorunca Elisa farkında olmadan başını eğdi ve kızardı. Bunu gören Ayaz hemen anladı ve gülümsedi.
(Ayaz)-Daha söylemedin sanırım çocuğa.
(Elisa)-Söylemedim Ayaz abi. Ne yapsam bilmiyorum. Reddedilmekten korkuyorum.
Elisa bu tür konulara çok aşina olmadığı için alacağı tepkiden korkuyordu. Ret yemezse sorun yoktu ama ret yerse ne yapardı bilmiyordu. Daha önce böyle bir şey yaşamadığı için kestiremiyordu.
(Ayaz)-Daha lise yıllarındasın. Birini seviyorsan söylemekten çekinme. Senin kadar güzel bir kızın ret yiyeceğini düşünmüyorum ben. Ama yine de sen bilirsin tabii.
Ayaz Elisa’yı çok cesaretlendirmek istemiyordu. Sonuçta güzel bir kızın ret yemeyeceğini düşündüğünü söylemiş olsa da ret yeme ihtimali vardı. Yani Elisa’yı bu işe cesaretlendirip sonra da üzülmesini istemezdi.
(Elisa)-Bilmiyorum Ayaz abi ama şimdilik söylemek istemiyorum. Derslerime odaklanmam daha önemli.
(Ayaz)-Sen bilirsin ufaklık. O zaman şimdi dans zamanı.
Ayaz çok alakasız bir şekilde konuyu dağıtmış ve arabada çalan müziğin sesini fulleyerek bir dans havası oluşturmuştu.
***
Akşam eve döndüklerinde Ayaz kapıdan girer girmez…
(Ayaz)-Bir misafirimiz var.
Diye bağırmış ve dikkatleri üzerine çekmişti. Göknur ve Melisa misafirin kim olduğunu öğrenmek için kapıya baktıklarında Elisa’yı görmüşlerdi.
Göknur bir anda ışınlanırcasına Elisa’nın üzerine atlamış ve onu sarıp saçlarıyla oynamaya başlamıştı.
(Göknur)-Yiaaa!!! Minik kedim gelmiiişşş!!!
Yavrusunu seven bir anne kedi gibi Elisa’yı sarmalamıştı ve yüzüyle oynuyordu.
(Göknur)-Aşkım kocaman olmuşsun! Özledin mi beni?
(Elisa)-Özlemez olur muyum Göknur abla. Hepinizi çok özledim.
(Ayaz)-Elisa 1 hafta bizimle kalacak. Annesinden izin aldım.
(Göknur)-Ciddi mi?
Elisa başını sallayarak onaylayınca Göknur’un kedi kulakları ortaya çıktı ve Elisa’nın suratına sürtünmeye başladı. Tıpkı bir kedi edasıyla onu seviyordu.
(Göknur)-Çok güzeeelll!!!
(Atakan)-Sesiniz niye bu kadar çok çıkıyor ya? Bugün yoğunum demiş… tim… ah, kedi.
Atakan’ın Elisa’yı görünce verdiği tepki bu olmuştu. “Kedi.” Atakan küçükken sürekli Elisa’yı bir kediye benzetirdi. O yüzden herkes Elisa’ya bir kedi gözüyle bakıyordu. Ataka’ın kedi lakabını vermesinin sebebi de Elisa’nın küçükken gerçekten bir kedi gibi olmasıydı. Büyük gözler, tatlı bir surat. Küçükken biraz da kilolu olduğu için tonton bir görüntüsü vardı.
Tabii Elisa büyüdükçe her şeyi yerli yerine oturmuştu.
(Elisa)-Merhaba Atakan abi.
(Atakan)-Hoş geldin ufaklık.
(Ayaz)-Pişt uykucu. Elisa 1 hafta bizimle haberin olsun.
(Atakan)-İsterse 1 sene kalsın. Sorun yok.
(Melisa)-Tamam. Bu kadar laf yeter. Mutfağa dönüyoruz Gök. Yemek hazırlamamız lazım.
(Ayaz)-Yardım lazım mı?
(Melisa)-Yok şekerim. Hallederiz biz.
(Elisa)-Ben yardım edebilirim.
(Melisa)-Sen gelebilirsin bebeğim. Kız kıza biraz laflarız.
Melisa bilerek Ayaz’ın yardım teklifini reddetmişti. Kız kıza biraz laflayıp Elisa’yı görmedikleri bu uzun zaman aralığında neler yaptığını konuşacaklardı.
(Atakan)-İsteseniz de Ayaz’ı veremem zaten. Bugün ani toplantılarım çıktığı için onunla görüşemedim.
(Ayaz)-İşimizi hallettin mi peki?
(Atakan)-Hallettim hallettim. Onu merak etme. Yarın benimle şirkete geliyorsun. Bugünün telafisini yapacağız.
(Ayaz)-Okey. O zaman şimdilik odama kaçtım ben. Yemekler olana kadar bir duş alayım.
Diyen Ayaz odasına fırladı. Atakan’da odasına çekildi ve yemek hazır olana kadar biraz uyuma kararı aldı. Kızlar da oradan mutfağa geri döndüler ve dedikoduya başladılar.
Odasına çıkan Ayaz duşa girmek için hazırlanırken bir şey fark etti.
(Ayaz)-Lan! Ben bu kızı 1 haftalığına eve aldım da 5 gün sonra Paris’e gidiyorum ya Göknur’la. Abim zaten çalışıyor. Artık Melisa ablayla 2 gün geçirecek. Neyse. Melisa ablam yeter ona ya. Zaten çocukluğundan beri Melisa ablaya düşkündü. Neyse. Yarın abimden ayrıldıktan sonra o işi de hallederim.
Ayaz kafasında birkaç şeyin planını kurup düşüncelerini sakinleştirdikten sonra duşa girdi. Bundan sonrası için genel planı hazırdı. Paris’e gidip geldikten sonra uzun bir süre evden çıkmayı planlamıyordu.
Bu süre boyunca kendini tamamen romanlarına adayacaktı. Yapmak istediği birkaç şey vardı. Kendisini mental açıdan biraz yoracaktı ama devamında uzun bir süre dinlenebilecekti. Tabii işler sadece romanlarıyla dolu olmayacaktı. Paris’ten döndükten sonrası için farklı planları da mevcuttu. Ama şimdilik sadece Paris’e odaklanmak istiyordu. Önce sevdiğiyle baş başa kalarak mutluluğu dibine kadar yaşayacaktı. Sonra da kendisini yorabildiği kadar yoracaktı.
Her şey gelecek içindi.
Sadece gelecek için.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..