Arya ejderhasında heyecanlı bir şekilde bekliyordu. Dışarıdan çok sert ve sakin gibi durmaya çalışsada tatlılığı buna izin vermiyordu. Rakipleri bu küçük kızın yarışları düzenleyen kralı rezil edeceğine o kadar emindi ki aralarında gülüyorlardı. Bilmedikleri şey o kız o kralın kızıydı yani sıradan olması beklenemezdi. "Yarış başlasın." 1.imparator şahsen ayağa kalkarak yarışı başlatmıştı. Arya, Brian ve Yeku hariç herkes şaşkınlıktan kalakalmıştı. Arya bu fırsatı kullanarak hızlı bir çıkış yaptı. Diğer yarışmacılar o an kendine gelip Arya'ya hızla yetiştiler. 12 kişinin yarıştığı yarışmada 8 kişi arkada birbirlerini geçip dururken Arya öndeki 4 kişi arasındaydı. Önce başlamış olsa bile önündeki imparatorun kızını bir türlü geçemiyordu. İmparatorun kızı Arya'ya dönüp aşağılayıcı bir gülüş attıktan sonra birden hızlandı. Aradaki fark hızla açılıyordu. Arya buna izin verirse kaybedecekti. Bağırarak "Ktaryu" dedi. Koca ejder havada takla attı ve dönmeye başladı. birkaç kişi daha Arya'yı o an geçmişti. "Yap hadi." Arya'nın sesi hiç bu kadar kararlı çıkmamıştı. Ağızından mor alevler püskürten ejderha aynı anda havada dönerken havayı delerek ilerlediği için o kadar hızlanmıştı ki onu geçen yarışmacıları hızla geride bırakmıştı. İmparatorun kızı bitiş çizgisine çok yaklaşmıştı. Zamanın daraldığının farkında olan Arya havada 360 derece dönüşleri zaten yeterince hızlıyken bunu dahada hızlandırmak için kendi ağırlığınıda verdi. Bu çok az bir hızlandırma vermiş olsada kazanmaları artık daha olasıydı.
Ejderha kızın acele etmeye çalıştığını hissetmişti. Bu yüzden çıkardığı ateşi nefesini keserek güçlendirmişti. Zaten bu kadar yorucu olan bir işi yaparken nefesini de kesince hızla yorulmaya başlamıştı. Hızı neredeyse 2 kat artmıştı öylesine hızlı dönüyorlardı ki seyircilerin çoğu bu sahneyi çok bulanık görüyordu. Bitiş çizgisi imparatorun kızının hemen önündeyken kız çok rahatlamıştı fakat birden yanından dönüşü yüzünden çok zor ne olduğu seçilen bir cisim geçti ve yarışı kazandı. Ejderha bitiş çizgisini çok zor da olsa görünce tüm bedenini durdurdu. Yere hızla düştü ve havadaki oksijeni bitirecekmişçesine solumaya başladı. Arya'da farklı değildi çok kısa bir süre sonra kupa onlara ulaşmak üzereyken ikiside bir delik bulup kafalarını sokarak kusmaya başladı. kendilerine dantianlarından enerjilerini kullanarak geldiklerinde ödüllerini almak için havalandılar. Tüm seyirciler bu kusma sahnesini görünce kızın ve ejderin sınırını gerçekten aştığını anladıkları için mideleri bile bulanmamıştı. Kupa kıza çok gösterişli bir şekilde verildiğinde alkışları her yerden duyulan seyirciler daha da şevkle alkışlamaya başlamışlardı.
Brian amacına ulaşmıştı artık büyük bir üne sahipti. 1.imparator Arya'nın yanına gururla giden Brian'ın yanına bizzat geldi ve sancağını verdi. "Sen Brian, artık toprakların benim imparatorluğumun koruması altında." Dedi kükrer gibi çıkan sesiyle. Bu imparatorun sancağını ilk verişiydi. Brian'ın içindeki potansiyeli gerçekten çok büyük görmüştü. Herkesin sesi bir defa daha kesilmişti. Brian minnetle teşekkür ettikten sonra Arya'yı alıp topraklarına doğru yola çıktı. "Çok iyiydin." Brian gördüklerinden sonra o kadar yapması gereken şeyden emin olmuştu ki büyük bir samimiyet ve gurur ile "Kızım" dedi. Arya birden Brian'ın ağızından çıkan o ton ile havada kalakaldı. Birden geçmişte bebek iken onu kendi çocuğu gibi gören canavarı gördü. Canavar tıpkı Brian'ın ağızından çıkan "kızım" sözcüğünün tonu ile konuşuyordu. Sanki her an hayatına girdiği için büyük bir minnet duyuyor gibiydi. Brian korku ile Arya'nın yanına gittiğinde birden etraf sanki 2.bir güneş dünyada aniden var olmuş gibi parıldadı. Arya'nın vücudundan çıkan bu ışık etrafı öyle aydınlatıyordu ki karanlık auralı insanlar bile bundan şifa alıyordu. İmparatorlukta bulunan az sayıda aydınlık auraya sahip insan bu aydınlık ile çok büyük kavrayışlar kazanıyordu. Gezegenin neredeyse 3'te 1'ini kaplayan ışık geldiği hızla yok oldu ve Arya'nın bedeni yere düşüşe geçti.
Brian hızla kızı havada tuttu ve yere yavaşça bıraktı. Ardından onu biraz inceledikten sonra içinde kendi 5.düzey aydınlık aurasını bir hiçmiş gibi gösteren büyük bir ışık gördü. Brian'ın gururu bu sefer katlarca artmıştı. Bu sırada Yeku geldi "Kızın az önce aydınlık yolu seçti. Onun özel biri olduğunu söylemiştim eğer karanlığı seçseydi neler olabileceğini düşünemiyorum." Dedi soğuk bir ses ile. Düşüncesi bile korkutucuydu. Arya'yı kucaklayan Brian Yeku ve ejderhayla yollarına devam etti. Bu sırada imparatorluktan binlerce kişi havalanmıştı. Havalananlar arasında imparatorlukta en yüksek rütbelerde çalışan kişilerden basit demircilere kadar her aydınlık auralı herkes vardı. Hepsi Brian'ın arkasından ilerliyordu. Brian Arya için endişeleniyor Yeku ise Arya'nın karanlığı seçseydi neler olabileceğini dehşet içinde düşünüyordu. Bu yüzden ikiside arkadaki binlerce kişiyi hissedememişti. Krallığa ulaştıklarında Brian elindeki en kaliteli yatağı yere koydu üzerinede dünyalar tatlısı kızını yatırdı. Biraz dinlenmesi gerekiyordu. Ardından içindeki huzursuzluk ile arkasını döndüğünde gördüğü karşısında şok olmuştu. Bu kadar büyük bir aydınlığın herkesi çekmesi doğaldı fakat Brian tüm imparatorluktaki aydınlık auralıların geleceğini düşünmemişti.
"Ne istiyorsunuz?" Sorusunu o kadar büyük bir öfke ile söylemişti ki kızını korumak için kendini feda edebilecek bir babanın öfkesini ilk defa hisseden herkesin içi ürpermişti. Önde bulunan yüksek rütbeli biri çıktı ve sakince açıklamaya çalıştı. "Biz kızına veya sana zarar vermek için gelmedik. Sadece kızının yaşadığı topraklarda kalmamıza izin ver. O büyük imparatorluk değil yıldızlar bile kızının kaldığı topraklardan değersiz kalır. İstediğin şeyi yaparız lütfen kabul et." Bu kadar aydınlık auralı çaresizce yalvarınca Brian hızla yumuşadı ardından aydınlık aurasını kuvvetle etrafa yaydı. Daha yeni kral olmuş birinin 5.düzey aydınlık aurasına sahip olması oradaki herkesi şaşkına çevirmişti. "Gidip krallığıma yerleşebilirsiniz. Bildiğiniz üzere vergi almıyorum elinizden geldiğince topraklarımı geliştirin. Kızım iyileştiğinde sizden bir şey daha isteyeceğim." Sorgusuz kabul eden binlerce kişi hızla krallığa yerleşmeye gitti.
"En kısa sürede uyan kızım." Brian'ın sesi Arya'yı besleyen o canavarın sesine benzemeye başlamıştı. Kızının yanında meditasyona başlayan Brian kızı uyanana kadar hiç hareket etmedi. Bu süreçte kız o canavarla yaşadığı anıları sanki o an yaşıyor gibi gerçekçi hissediyordu. Canavar çekirdek emerek güçlenemediği için çok güçsüz olsada kızını doyurmak için büyük savaşlardan ağır yaralarla çıkarak mağarasına yemek getiriyordu. Kızı yemekleri bitirene kadar yaralarını iyileştiriyor ve tekrar aynı şeyleri yapıyordu fakat 4 yıl sonra bir gün bir şey değişmişti. Arya ve aslan vücudundaki canavar mağarada gecenin karanlığında uyumaya hazırlanırken uzun ulumalar başladı. tam o sırada yerinden sıçrayan Arya'yı Brian karşıladı. "İyi misin?" Dedi hâla içindeki korkunun tonu ile. Arya artık Brian'ın sesini duydukça sanki o aslan yanında onu her an koruyormuş gibi hissediyor içi huzur ile doluyordu. "İyiyim sadece kısa süreliğine eskiye döndüm." Bunu çok merak eden Brian "Ben de izleyebilir miyim?" dedi. Kız kafasını sallamakla yetinirken Brian hızla kızın zihnine girdi fakat bir şey değişikti. O ulumalardan sonrasını da izlemişti. Gözleri bir an dolmuş daha sonra kızını üzmemek için hızla eski durumuna dönmüştü.
"Tamam hazırsan gidelim." Kız bir şey söylemeden ayağı kalkmıştı. O son ulumalar içini titretmişti fakat sonrasını bir türlü hatırlayamıyordu. Babasını izledi ve krallığının başkentine geldi. "Üst düzey aydınlık büyücüler beni takip etsin." Sesini yükseltmemişti bile fakat hepsi bunu gelişmiş duyularıyla hissederek oraya gelmişti. Krallığın boş kalan toprakları pek fazla yoktu. Bu yüzden kimsenin yaşamadığı bağımsız bir toprağa giden 90 üst rütbede güçlü kişi, Brian ve Arya sakin bir toprak bulduklarında yere indiler. Brian kızına her döndüğünde ses tonu garip bir şekilde değişiyordu. "Arya ormana git ve gelişimine önem ver. Ben birkaç yıl olmayacağım. Dikkatli ol ve sakın boyundan büyük hedeflere karşı gelme." Arya reddedemeyeceği bu ses tonuna karşı gelmemiş kabul ederek uzaklaşmıştı. "Başlayın." Brian etrafında yuvarlak çizmiş kişilere emrini kızı daha ormana girmeden vermişti. Kızının bunu duymasını ve birazda olsa görmesini istemişti. Ona ne kadar değer verdiğini göstermeliydi.
Tüm aydınlık auralı kişiler beyaz ve saydamlığı yoğunluğundan anlaşılan bir renge sahip saldırılarını göndermeye başlamıştı. Aynı anda acı ile kıvranarak bağırmaya başlayan Brian Tüm ormanı sesi ile boğuyordu. Bu anda ses tellerini bilinçli olarak parçaladı ve acı ile her an daha çok kıvranmaya başladı fakat kıvranması sadece parmaklarının milimlik hareketlerinden anlaşılıyordu. Yüksek rütbedeki kişiler Brian'ın tüm çakralarını açıyordu. Bu çok uzun büyük acılar veren bir işlemdi. Arya ormana giremeden gördüğü bu sahne karşısında kalakalmıştı. Aslanın onun için çektiği uzun acıları birden hatırlamaya başlamıştı. Artık Brian'a olan sevgisi ve saygısı aslana duyduğundan az değildi. Onun için saniyeler günler gibi gelirken yavaş yavaş ormana giriyordu. Kendini Brian'ın çektiği acılardan sorumlu tutuyordu.
-----------------------------------------------------
4 yıl Brian'ın topraklarında yaşayanlar için hızla refah içinde geçmişken Brian ve Arya için acı dolu asırlar gibi geçmişti. Sonunda Brian çektiği büyük acıdan kurtulmuş sakinleşmişti. Sakinleşmesi o kadar kısa bir süre almıştı ki kendi bile inanamıyordu. Etrafındaki her toprak tanesinin hislerini görüyordu. Havanın akışını hissediyor duygularını anlıyordu. Bir süre daha yerde bağdaş kurarak oturduktan sonra dinlenmiş bir şekilde ayağı kalktı ve Arya'yı bulmaya gitti. Ormanda kazandığı yüksek huzur ile yavaşça yol alıyordu. Arya'yı bir süre sonra kolayca bulduğunda içindeki azmi hissetmişti. Kız sanki kendini göstermek istiyormuşçasına önüne gelen büyük küçük her canavarı öldürüyor çekirdeklerini içindeki aydınlık sayesinde uğraşmadan emip devam ediyordu. Şuan Brian resmen küçüklüğünü izliyordu. Kız sanki canavarlara karşı büyük bir kin besliyor gibi saldırıyordu. Her saldırısında yoruluyor kemiklerinin sesleri ormanı dolduruyordu fakat hiç durmadan daha büyük saldırılar kullanıp duruyordu. Brian sakince Arya'nın önüne indi. O kadar yavaş inmişti ki kız ona da bakmadan bir tane vurmuştu. Brian tepki vermeden gülümseyerek kızına bakıyordu. Arya ise vurduğu şeye baktığında hemen pişmanlıkla kızararak başını eğdi. Brian umursamadan eğilerek kızının başını okşadı. "Çok güçlenmişsin." Dedi huzura kavuşmuş sakin sesiyle. Ses tonunda bir değişiklik olmadığı için kız 4 yıl sonra tekrar kendini çok güvende hissetti ve Brian'ın boynuna tüm gücüyle sarıldı.
Brian artık canavar öldürmeyecekti. Buna ihtiyacı kalmamıştı. Sadece 3 imparatorun sahip olduğu çakralara sahipti. Şuan tek yapması gereken meditasyon yapmak ve kavrayış kazanmaktı. Bugüne kadar canlı öldürmekten zaten sıkılmıştı. Bu iyi bir etkiydi. Arya ile beraber şehre geri döndü. Yüksek rütbedeki kişiler Brian'ın yeni hali karşısında oldukları yere çivilenmişlerdi. Brian şu anda o kadar yüksek seviye bir duruma gelmişti ki imparatorların şuan ki aydınlanma durumunun yanında Brian'ın aydınlanması galaksiler kadar büyüktü. Brian şuan bu gezegendeki en yüksek sezgilere sahip kişiydi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..