Bölüm 10: Bir Kahramanla Aşk Yaşamayı Dileyen Grimoire Dükkanı Kızı 3

Çevirmen:Ratelnim

Editör:Kurogane / Extacy12

“Onun bir novel yazdığını biliyordum. Gizliden gizliye yazdığına emindim. O bir kitap kurduydu ve hiç arkadaşı yoktu¹. Yazmaması çok şaşırtıcı olurdu.”

¹ //«ÇN: Yazar burada Japon novel yazarlarına gömüyor? Üstüne alınmana gerek yok Deniz :D»

Handaki yatak odamda Liu’nun çaldığı Ruby’nin romanını okuyordum.

Küçük bir tahta kutuya doldurulmuş kağıtların üzerinde, rüyalarında yarattığı dünyayı betimlemişti.

Ağzına kadar detaylı tasvirlerle doluydu ve okuması zordu, ancak bir kitap kurdundan beklendiği gibi kitaplarla arası iyiydi.

“Uwaa, Motoki, bir kızın gizlice yazdıklarına bakıyorsun, adadaki en aşağılık yaratık sensin değil mi? Katiyen olmaz, sen en kötüsüsün, acele et ve onları benim de okumama izin ver!”

“Ne, yani sen de mi ilgileniyorsun?”

Liu ve ben yatağa yan yana oturduk ve Ruby’nin romanına beraber göz gezdirmeye başladık.

Ruby’nin romanı 5 cilt edecek uzunluktaydı, aynı zamanda ….

“Ghaa … ! Bu karakter tamamen Yuutarou çakması, öyle değil mi! Ve bu da Ruby’nin kendisi! Hikayesinde hoşlandığı erkekle flört ediyor, ha … çok değişik!”

Liu elini yatağa çarptı.

Komşuları rahatsız ediyorsun, lütfen dur.

Ruby kendini ve Yuutarou’yu model alan bir aşk hikayesi yazmıştı.

Utangaç bir hikikomori* kızı kahramansı bir oğlanla karşılaşıyor, kendine güven kazanıyor ve  birbirlerine aşık oluyorlar …. yaklaşık özeti bu şekilde.

2<<//ÇN: Dünya işlerinden elini eteğini çekmiş demek. Otakunun ölümcül hali gibi.>>

“Bekle, bekle, ÖPÜŞÜYORLAR! Sadece hikayede olsa da! Uwaah, sevişmeye başladılar! Waha, birbirlerini soymaya başladılar … ! Sadece hikayede olsa da!”

“Sesini alçalt …”

Liu önündeki cüretkâr hikayeye dalmış gibi gözüküyordu, hikayeyi tamamen yutana kadar sayfaları çevirmeye devam etti.

Liu soluk soluğaydı… alt yarısı kıpır kıpır ve çok sıcaktı.

Ruby’nin hiç bu kadar aşırı bir roman yazmış olmasını beklemiyordum.

Utangaç bir kızın hayal gücünü hafife almamalıydım.

Dışarıdan hanım hanımcık görünebilir ama içten içe bir canavar gibiydi.

Ruby’yi o muazzam göğüsleriyle darmadağınık ve nefes nefese bir vaziyette aklımda canlandırabiliyordum.

“Peki şimdi, Motoki, bu iffetsiz romanı, hayır, Ruby’nin karanlık hikayesi... Bununla ne yapmayı planlıyorsun?”

“Başka ne yapabilirim ki? Bu açık değil mi ...Bunlardan bir kitap çıkartacağım.”

***

“Öyleyse, ciltlemeyi size bırakıyorum.”

Luna’nın bana verdiği yolculuk parasını kullanarak, Ruby’nin kitabını kopyalanması ve ciltlenmesi için katiplere bıraktım.

Ciltlenmiş kitapları bir hafta sonra alabileceğimi söylediler.

Eminim Ruby, gizliden gizliye yazdığı romanının günün birinde ciltli bir kitaba dönüşeceğini hiç düşünmemiştir.

Çok yazık.

Kısa zaman içinde romanının odasından kaybolmuş olduğunu fark edecek.

“Geç kaldın!”

“Üzgünüm üzgünüm, seni beklettim!”

Yayıncılık loncasının istek odasını terk ettim ve dışarıda beni bekleyen Liu ile buluştum.

Bugün Liu’ya ona biraz lezzetli et vereceğime söz vermiştim.

//ÇN: ( ͡° ͜ʖ ͡°)

//PN: Şunu ne zaman görsem kahkaha atıyorum arkadaş sdgsdf

Bu dün başardığı iş için bir teşekkür niteliğindeydi.

Liu ile beraber Coura kasabasında dolaştım*.

3// ÇN:Liu’nun kasabada rahatça dolaşabilmesinin nedeni onu elf sanmalarıydı.

Bu sırada, rastgele bir adamın şekline bürünmüştüm.

“Peki, Motoki, neden Ruby’nin romanından bir kitap yaptırttın? Gerçek bir orospu çocuğusun değil mi, gidip başka birisinin karanlık öyküsünden bir kitap yaptırmak çok alçakça. Bana da bir kopya ver!”

“Şimdi de Ruby’nin hayranı mı oldun, anlıyorum … Bunu neden yaptığımı soruyorsan, bu Ruby’yi Yuutarou’dan ayırıp onu çalmak için. Hedefimiz bu.”

“Peki bunun Ruby’yi çalmakla ne alakası var? Hiçbir şey anlamıyorum,” dedi Liu, “Bu konuyu çok dolandırmıyor musun? Eğer Ruby’yi çalmak istiyorsan, sadece Yuutarou’ya dönüşüp onu yatağa atamaz mısın?”

“Bu yöntem kesinlikle başarısız olur, sana bunu söyleyebilirim.”

“Hah? Neden?”

“Çünkü bu yolla tanrıça bizimle eğlenemez.”

Dünyalı yeniden-doğanlara güçlerini veren tanrıça, bizim hileli yeteneklerimizi kullanıp ortaya çıkardığımız ilginç hikayeleri izleyerek keyif almak istiyordu.

Bir yanda kusursuz olmaya ve harem kurmaya çalışan klasik yeniden-doğan Yuutarou.

Diğer yanda benim gibi bunu yok etmeye çalışan az rastlanır bir çöp.

Göklerde bunları izlerken çok eğleniyor olmalı...

Tanrıçanın, hangimizin hikayesi daha güzelse onu desteklemesi bana daha doğru geliyor.

İşte bu yüzden Ruby’yi normal şekilde çalmak işe yaramaz bir yöntem.

Daha dolaylı gitmem ve Ruby’yi benim yapmam için daha büyük düşünmem lazım*.

4<<//ÇN: Bana biraz fazla varsayımsal geliyor…>>

//DN:Motokinin fikri: Hepsi benim olacakkkk

Tanrıçam, Yüzümü göğe çevirdim ve mırıldandım.

‘Ruby çok yetenekli bir kız, Yuutarou’nun hareminin bir parçası olmak için fazla iyi.

Benim yapacaklarım onun hayatını çok daha ilginç bir yola sokacak, lütfen benim yanımda ol.’

&&Motoki başarılı olacak mı?Tanrıça onun yanında olacak mı?Motoki harem kurabilecek mi?

&&Merak ediyorsanız Takipte kalın:)