Cilt 2 Bölüm 5: Gölge fare "Bebe"

avatar
6847 15

Coiling Dragon - Cilt 2 Bölüm 5: Gölge fare "Bebe"


“Ernst Enstitüsü dünyanın bir numarali büyücü akademisidir. Mezun olanlarin hepsi en az altinci seviye büyücü olur ve pek cok yedinci seviye bile vardir. Eğer bizim Baruch klani yedinci seviye bir büyücü çıkarabilirse, en azindan atalarimizin yadigarini geri almak için bir sansimiz olur.“

 

Konusurken Hogg hevesli bir sekilde Linley`e bakıyordu.

 

Linley Hogg`un ondan bir suru beklentisi oldugunu hissedebiliyordu.

 

“Atalarimzin yadigari… Atalarimizin yadigarini kaybederek yasadigimizi utanci silmemiz lazim.“ Linley kendi kalbinin de ağırlaştığını hissetti.

 

Erjderkan Savascisi klaninin bir üyesi olarak, kendi, antik ve güçlü soyundan gurur duyuyordu. Fakat güçlü Ejderkan Savascisi klani atalarinin yadigarini kaybetmişti. Nasil bir utanç! Hogg ve dünyayı çoktan terketmis olan sinirsiz atası, ne zaman bunu düşünse utançla doldu.

 

Maalesef atalarin yadigari `Slaughterer`i geri alabilecek aile siradan bir aile olmazdi ve Baruch klani suan cok zayifti.

 

“Ernst? Efsanevi Işığın Kilisesinin Kutsal İmparatoru?“ Doehring Cowart sasirdi.

 

“Ne oldu, Büyükbaba Doehring?“ Linley merakli bir sekilde sordu. “Bahse girerim Kutsal Birlikteki alti impartorluk ve on bes düklükteki yüzlerce milyon insanin tamami efsanevi Isigin Kilisesinin Kutsal Imparatoru Ernst`u taniyordur.“ Linley efsanevi Kutsal Imparator Ernst hakkında pek cok biliyordu.

 

Isigin Kilisesi`nin konumu tek basina inanilmaz yükseltti ve tek basina Kutsal Birligi yaratti.

 

“O velet, Ernst`un, bu kadar basarili olacagini tahmin etmemiştim. Isigin Kilisesinin efsanevi Kutsal Imparatoru ha…. “ Doehring Cowart bir ic cekti.

 

“Buyukbaba Doehring, Kutsal Imparator Ernst`i tanıyor muydun?“ Linley sasirmisti.

 

Fakat sonra Linley dikkatlice duşundu.

 

Dogru, geçmişte, Pouant Impartorlugu hala ayaktayken, Isigin Kilisesi, Golgelerin tarikati ve hatta Meleklerin Kosku bile imparatorluğun içinde pek cok kiliseye sahipti. Fakat bu kiliselerin hepsi Pouant Imparatorlugunun kontrolü altindaydi.

 

“Dogal olarak. Ernst ellili yaslarda aziz­seviyesine ulaşabilmiş bir dâhiydi. Fakat benim cagimda, sadece arkadan gelen umut verici biriydi, o kadar.“ Doehring Cowart sakince söyledi.

 

Doehring Cowart hayattayken Ernst hala kendini geliştirmekteydi. Sonunda Ernst Aziz seviyesine ulastiginda, Doehring Cowart çoktan Yulan kitasinin zirvesindeydi. Aziz seviye savascilar arasinda bile en iyilerden biri sayilirdi.

 

Doehring Cowart Pouant Imparatorlugunda Ernst`in yanina bile yaklasamayacagi kadar asiri yüksek bir statüye sahipti.

 

Eger Ernst olurda onla karsilassaydi, sagiyla eğilip selam vermek zorunda kalirdi.

 

“Ben öldükten sonra, Ernst`in bu kadar inanilmaz biri olacagini hic ummadım.“ Doehring Cowart hafifçe güldü.

 

Linley`nin elinde olmadan Doehring Cowart`a karsi olan hayranligi daha da artti. Pouant Imparatorlugunun ait Aziz seviye bir Grand Magus, hem de Yulan kitasinda en güçlülerinden biri. Ve simdi dikkatlice Linley`e büyü yapmayi öğretiyor. Linley ne kadar şanslı!

 

Baruch malikânesindeki aksam yemeği muhabbeti epey neşeli ilerledi.

 

“Linley, Hillman`e söyleyeceğim, magus testine katilman için bir hafta içinde seni Fenlai sehrine götürsün.“ Hogg gülerek Linley`e bakti.

 

“Tamam, baba.“

 

Linley kafa salladı.

 

“Genc efendi Linley, en iyi magus akademisine gireceğinizden eminim.“ Kâhya Hiri güldü.

 

“En iyisi, oh, en iyisi!“ kucuk Wharton yemekten sonra yağ içinde kalmis ellerini bir yandan salliyordu, bir yandan da bagiriyordu.

 

Hogg hafifçe güldü ve alçak sesle “Magus olmak kolay birsey değildir. On binde belki de bir kişide gereken yetenek olur. Ernst enstitüsüne girmenin sartlari hatta daha da zor. Sadece büyüye asiri yatkinligi olan kişiler kabul ediliyor. Fakat hangi akademi olursa olsun beni mutlu edecektir.“

 

“Seni hayal kırıklığına ugratmayacagim, baba.“ Linley`nin sesinden kendi olan güveni anlaşılıyordu.

 

Sonucta Linley zaten birinci seviye bir buyucuydu.

 

…..

 

Zaman hizla akti, göz acip kapayıncaya kadar yedi gün geçti.

 

Linley arka bahçede, çimlerin üstünde yatarken küçük Gölgefare de etrafında zipliyordu. Durmadan ciyakliyordu, Linley`se ona hic aldirmiyordu.

 

Küçük Gölgefare gözlerini yuvarladı, arka ayaklarinin üstüne kalktı ve on ayaklarini Linley`nin üstüne koydu.

 

“Ciyaaaaak.“ Gölgefare rahatsız bir şekilde bagirdi.

 

Linley onun küçük kafasini okşayarak. “Pekâlâ, yaygara çıkarma. Yarın evden ayrılıp, başkente gideceğim. Büyücülük kayıtları bittiğinde de, evden ayrılıp magus akademisine gideceğim. Korkarım ki bundan sonra görüşme fırsatı pek bulamayacağız.“

 

Küçük Gölgefare`yi magus akademisine götürmesine imkân yoktu.

 

Magus akademisinde siradan tek bir tane öğrenci bile yoktu ve pek cok güçlü büyücü de vardi. Eger küçük bir Gölgefare bulurlarsa, kesinlikle hemen ele geçirip, evcilleştirmeye calisirlar. Yedinci ve sekizinci seviye büyücüler bile oluyor orada. Küçük bir Gölgefare`yi yakalamak cok zor olmasa gerek.

 

Sonuçta küçük Gölgefare ile henüz bağ kurmamıştı, herhangi biri onu zorla evcilleştirebilirdi.

 

“Sniff, sniff…“(Koklama sesi) Linley`nin konuştuğunu duyunca küçük Gölgefare sessizce koklamaya basladi.

 

“Ne dediğimi bile bilmiyorsun, değil mi?“ Linley çaresizce kafasını salladı.

 

“Magus akademisinde ne kadar zaman harcamak zorunda olduğumu bilmiyorum veya kac yil orada kalacağımı. Bir daha görüşebilecek miyiz?“ Linley küçük Gölgefare`nin tüylerini oksadi, ondan ayrilmak istemiyordu. Bir ay boyunca bu küçük şirin Gölgefare ile oynadıktan sonra artik ona değer vermeye baslamisti.

 

Küçük Golgefare sevilmekten o kadar cok hoslaniyorduki, memnuniyetten gözlerini yariya kadar kapatir ve sessizce ciyaklardi.

 

…..

 

Sonraki gün, öğle yemeğinden sonra. Baruch malikânesinin on bahçesinde.

 

Hogg dimdik ayakta durmuş Linley`e bakıyordu. “Linley, Wushan sehri başkente epey yakin konumda, doksan kilometre, belki biraz daha fazla. Gece çökmeden oraya varmış olursunuz. Unutma, başkente gittiğinde başına

 

bela açma. Orada cok fazla zengin ve güçlü insan olacak.“

 

“Tamam, baba.“ Linley saygıyla eğildi.

 

“Hillman, oğlumu sana emanet ediyorum.“ Hogg yan taraftaki Hillman`e bakti.

 

Hillman gülerek “Lord Hogg, içiniz rahat olsun.“ dedi.

 

“Pekâlâ, gidebilirsiniz.“ Hogg güldü.

 

“Hoscakal, baba.“ Linley sayguyla söyledi ve gülerek Wharton`a “ Wharton, abin simdi gidiyor.“

 

Küçük Wharton hemen Linley`e doğru gözlerini kisarak. Hüzünlü bir sesle “Abi, bay bay“

 

Linley arka bahçeye doğru bir bakış atti, kendi kendine düşündü, “Korkarim ki önümüzdeki günlerde kimse bu küçük Golgefare`ye yemek getirmeyecek.“ Hemen yaninda duran Hillman “Linley, hadi gidelim.“ dedi.

 

“Evet. Hillman amca.“

 

Linley düşünmeyi birakti ve malikâneden ayrılırken Hillman amcayi takip etti.

 

“Cyaak“ Baruch malikânesinin oturma odasinin catisindan, küçük Golgefare Linley ve Hillman`in ayrilisini izledi. Küçük Golgefare`nin akli sorularla doluydu. Bu saatler Linley`nin vahşi tavsan öldürmeye gittiği saatler olmaliydi. Neden bir çanta almis, başka birisiyle gidiyor?

 

Küçük Golgefare Linley`den gerçekten hoşlanmıştı.

 

Gectigimiz ay boyunca, hic kimsesi olmayan küçük Golgefare artik Linley`i aile olarak görmeye baslamisti.

 

“Cyaak!“

 

Kucuk Golgefare`nin vücudu sallandi ve goz acip kapayıncaya kadar, Baruch malikânesinin sacaklarinin üstünden kayboldu, yakindaki çiftçilerin evinin catisinda yeniden ortaya cikti. Hâlâ Linley ve Hillman`i izliyordu. Linley`i izlemeye devam etti ve kisa sure içinde Wushan Sehri`nden cikti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr