Cilt 2 Bölüm 16: Rüzgâr Stili Büyü

avatar
6810 14

Coiling Dragon - Cilt 2 Bölüm 16: Rüzgâr Stili Büyü


 

Ernst Enstitüsünün akademik takvimine göre, her ayin ilk 28 günü ders islenirdi. Kalan iki gün ise tatil olurdu.

                                                        

Toprak büyüsü dersleri sabah 8:00 ­10:00 arası veriliyordu. Ateş büyüsü 10:30­ 12:30. Su büyüsü öğleden sonra 2:00 ­4:00. Rüzgar büyüsü 4:30 ­6:30. Simsek büyüleri 7:00­9:00 ve Işık büyüleri gece 9:30 ­11:30 arasında veriliyordu.

 

Fakat öğrencilerin çoğunluğu tekil büyülere sahip olduğu için, günde sadece iki saat ders alıyorlardı. Linley dual­elementti, bu yüzden onun dört saatlik dersi var demek oluyordu. Fakat dersler gönüllülük esasına dayandığı için, isteyen gidiyor, istemeyen gitmiyordu. Zorlayan kimse yoktu.

 

Toprak stili büyü dersleri alti sınıfa ayrilmisti. Her sinifin kendi binasi vardi. Yeni öğrenciler ve birinci seviye büyücüler birinci derece sinifa, ikinci seviye büyücüler ikinci derece sinifa, üçüncü seviye büyücüler üçüncü derece sinifa…. Diye gidiyordu. En son altinci seviye büyücüler altinci derece sinifa gidiyordu.

 

Altinci seviye büyücüler istediği an mezun olmayı tercih edebilirler. Fakat eğer kalmayi tercih ederlerse, çalışmaya devam edebilirler.

 

10 Şubat. Birinci derece öğrencilerin sınıfında…

 

Birinci derece sinifi aşırı genişti ve yüzlerce öğrenciyi alabilecek kapasitesi vardi. Yirmi öğrenci çoktan gelmişti. Linley biraz önlere doğru bir sıra seçti ve oturdu. Saat 8:00`da yaklasik elli öğrenci gelmişti.

 

“Sanirim öğrencilerin sadece bir kısmı yeni. Acaba diğerleri burada ne kadar zaman harcadı.“ Linley merak etmişti.

 

Sonuçta yeni öğrencilerin ikinci seviyeye ulaşmaları için, genellikle yıllarca eğitim yapmalari gerekiyordu.

 

“Herkese merhaba.“ Cana yakın, nazik görünüşlü, kahverengi saclı, orta yasli bir adam sinifin önünde durdu. “Benim ismim Wendi ve toprak stili öğretmeniniz ben olacağım. Bugün, yaklasik yirmi yeni öğrenciye sahibiz. Bu yüzden her zaman yaptığımız gibi once yeni gelen öğrencilerin kendilerini tanıtmalarına izin vereceğiz, bu sayede herkes birbirini taniyabillir.“

 

Aninda bir öğrencinin pesine bir diğeri kendini tanıtmaya basladi.

 

“Benim ismim Gerhans. Uzak doğudaki büyük cayirlardan geliyorum.“

 

Gerhans`in kendini tanitmasini duyan Linley sok oldu, “Gerçekten de buradaki öğrenciler Yulan`in her yerinden geliyor. Yulan`in uzak doğusunda kalan büyük otlaklardan gelen biri bile var.

 

Yulan kitasinin devasa haritasinda…

 

Kutsal Birlik ve Kara Ittifak Büyülü Yaratik Sıradağlarının batisinda kaliyordu. Siradaglarin dogusunda Dört Büyük Imparatorluk vardi, fakat daha da doğuda uçsuz bucaksız cayirlar vardi. Buralar da kendi krallıklarına sahipti. Büyük Cayirlarla Ernst Enstitüsünün arasindaki mesafe dehşet verici şekilde fazlaydı. Tek yönlü bir yolculuk en az üç yil alirdi.

 

“Benim ismim Linley. Kutsal Birlik`ten geliyorum.“ Linley`de sinifin önüne geçti ve kendini tanitti.

 

Tanisma fasli bittikten sonra, toprak­stili magus Wendi, toprak­stili büyünün gücünü övmeğe başladı. Ancak, dersin ikinci saatinde gerçekten ders islemeye başladılar.

 

Linley ve diğer öğrenciler dikkatlice dinlediler, Linley`nin yaninda Doehring Cowart`ta disariya cikmis durumdaydı.

 

“Bu arkadasin temelleri sağlam. O kadar güçlü olmasa da, birinci seviye büyücülere ders verme konusunda sekizinci ya da dokuzuncu seviye büyücülerin bundan daha iyi olacağını sanmam.“ Doehring Cowart öğretmeni övüyordu.

 

Linley zaten toprak­stili hakkında pek cok sey biliyordu, bu yüzden ders onun için baya kolay geçiyordu.

 

“Fakat Büyük Baba Doehring, temelleri sağlam olsada, bilgileri senin gibi basit kelimelere dökemiyor. Durumu cok karmasik bir hale getirdi.“ Linley Doehring Cowart`la konuşuyordu.

 

Doehring Cowart kendinden emin bir kahkaha atti. Beyaz sakalını okşayarak. “Dogal olarak, Aziz­seviye bir grand magus, sekizinci veya dokuzuncu seviye bir büyücüden büyü anlayisi olarak cok daha ilerdedir. Aziz­ seviye tamamen yeni bir dunyadir. Dolayisiyla, benim büyüye dair öğretilerim, daha direkt ve büyünün doğasına dair ifadelerim daha sade oluyor.“

 

Linley dersi dinledikten sonra bir karar verdi.

 

“Bu günden itibaren, toprak­stili derslerine sadece ayda bir gireceğim.“ Linley zamanini boşa harcamak istemiyordu.

 

Linley herseyin planini yapmisti. Her gün, dışarıda zamaninin bir kısmını büyü eğitimine ayıracaktı. Egitimin nerede geçeceğine gelecek olursak… Linley çoktan bir yer seçmişti, Ernst Enstitüsünün hemen arkasında bir dağ. Yerleşke sıradağların hemen yanında olduğu için doğal olarak cevrede pek cok dağ vardi.

 

Öğleden sonra saat dörtte…

 

Linley sinifta, dikkatle rüzgâr­stili öğretmenini dinliyordu.

 

“Herkese merhaba.“ yakisikli, sari sacli, genç gülerek selam verdi. “Ben altinci derece bir öğrenciyim. İsmim Trey. Bu günden itibaren size rüzgâr­stilini öğretmekle yükümlü olacağım. Yurt 0298`de yasiyorum. Siniftan sonra sorunuz olursa, beni gelip orada bulabilirsiniz.“

 

Altinci derece öğrenciler, altıncı seviyeye ulaştıkları için istettikleri zaman mezun olabilirlerdi, ayni zamanda birinci ve ikinci derece sınıfları öğretme haklarida vardi.

 

“Ama önce, hadi birbirimizi tanıyalım.“ Trey güldü,

 

Bu bütün sınıflarda başlangıç kuralı gibi birseydi. Yine bütün öğrenciler kendini tanitti.

 

“Hey, Linley, fark ettin mi? Rüzgar­stili öğrencileri arasinda ne kadar cok güzel kız var. Bir bak suna. O küçük sarisin kiz az once sana güldü.“ Doehring Cowart Linley`nin yaninda bir yandan konusuyor, bir yandan da eliyle bir yerleri işaret ediyordu. “Az once söylediklerine bakılırsa, ismi Delia`ymis. Delia. Ne kadar şirin bir isim. Linley sende gül ona, iyi bir baslangic yapmis olursun. Bu sayede gelecekte ilişkini ilerletebilirsin.“

 

Şuanda, Linley Doehrin Cowart sanki orada yokmuş davranıyordu.

 

Rüzgâr­stili öğretmeni Trey`in sözlerini odaklanmış, onu dikkatlice dinliyordu.

 

“Rüzgar stili büyücüler büyü dunyasindaki en hızlı, en cevik büyücülerdir. Ek olarak, aziz­seviyeye ulaşmadan önce uçabilen tek büyücü sinifiyiz. Tery`in sözlerinden rüzgâr stilini ne kadar sevdiği anlaşılıyordu. “Kendi gücünüzü gökyüzünde uçmak için kullanmak istiyor musunuz? Gökyüzünde süzülüp, sayısız dağlara üstten bakmak? Ne kadar harika bir duygu. Bunu ne kadar kişinin arzuladığını duşunun!“

 

Oturmuş izleyen pek cok öğrencinin gözleri parlamaya basladi.

 

Ucmak mi?

 

Bunu kim istemez ki?

 

“Aziz­seviye uçabilir, evet, ama Ernst Enstitüsü bir yuzyilda en cok bir tane çıkartabiliyor. Fakat biz rüzgâr­stili büyücüler, besinci seviyeye ulaştığımızda, hemen “Süzülme Teknigi“ yapabiliriz.“ Trey kendinden emin bir sekilde söyledi. “Ve ruzgar­stili büyücüler inanilmaz hızlıdır, `Supersonic` büyüsü yaptiklarinda, kendi hızlarını önemli ölçülerde artırabilirler.“

 

“Fakat tabii ki bunlar sadece sıradan teknikler. Efsanevi yasak büyüler `Mahveden Firtina`, butun büyüler içinde en güçlü yıkıcı büyüdür. Bir de efsanevi yasak teknik, `Boyutsal Kesisim` var. Bu da bire bir de en etkili büyüdür.“ Trey`in sesi saygi doluydu.

 

Pek cok çocuk gözlerini dört acmis bakıyordu.

 

“Hmph, nasil olurda Mahveden Firtina en yikici teknik oluyor? Peki benim ` Cennetler Yıkılır, Yer Çatırdar` büyüme ne diyecek o zaman? Ya da Cennetsel Meteor İnişi ?“ Doehring Cowart sözleri duyunca morali bozuldu.

 

“Büyük Baba Doehring, bu `Boyutsal Kesisim` tekniği ne oluyor?“ Linley sordu.

 

Büyük Baba Doehring `in bu büyüden bahsetmedigine bakilirsa, Linley bu büyünün belki de, gerçekten de bire bir de en etkili büyü olabileceğini düşündü.

 

“Boyutsal Kesisim büyüsü? Maddeyi ayiran boyutsal duvarlarin bizzat kendileri kesebilecek bir büyü. Bire bir de inanılmaz etkili olsada, yine de tek atışlık bir büyü. Nasil olurda düşmanla hic durmadan, sürekli savaşabilecek, bizim toprak­stili `Dünya Koruyucu` ile karsilastirilabilir?“ Doehring Cowart kaçamak ifadelerle, kelime oyunu yapiyordu.

 

Fakat Linley sunu söyleyebilirdi…

 

Boyutsal Kesisim büyüsü açıkça dehşet verici bir güce sahipti. Ve büyük ihtimalle, Büyük Baba Doehring`in söylediği kadarda basit bir şey değildi. Bir tek­atış tekniği? Eger düşmanın bundan kaçamazsa, tek atış bile yeterli olabilir.

 

“Eğer Ejderkan Savaşçısı olabilirsem ve ayni zamanda rüzgâr­stili buyu yapabilirsem, o zaman…“ Linley`nin kalp atislari hizlanmaya basladi.

 

Ve sonra, dersi dinlemeye devam etti. Linley`nin rüzgâr büyüsüne olan merakı git gide artıyordu. Dört element olan, toprak, ates, su ve rüzgârın temellerinde yatan sırlar bir deniz gibi derindi. Büyüsel bilginin okyanusunda sınır yoktu. Ve simdi Linley derinliklerine doğru ilerliyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr