Biraderlerinin zorlu sorgulaması altında, Linley kendini tutamadı ve dürüst bir şekilde Alice`le arasında geçenlerin tamamını anlattı. Hikâye iki playboy Yale ve Reynolds`u bile biraz şaşırttı.

Linley, Alice`e açıldıktan sonra, okul zamanları ayrı olsalar da, her ay sonunda buluşmak üzere birbirlerine söz verdiler.

Göz açıp kapayıncaya kadar bir ay daha geçti. Aralık 28, Linley harika bir ruh hali içindeydi, çünkü Fenlai şehrinde Alice`le buluşacaktı.

“Hey, Linley.“

“Merhaba, David.“

Ernst Enstitüsünün içindeki yolda yürürken Linley sürekli tanıdık yüzlerle karşılaşıyor ve selamlıyordu.

“Patron, ne kadar mutlusun öyle, Alice`i bağladın diye mi?“ Linley`nin omuzlarında, Bebe burnunu oyanatarak, küçümser bir sekilde, “Su aptal gülüşe bak. Bütün ay yüzündeydi, salak gibi güldün durdun.“

Önceden Linley her ne kadar soguk ve duygusuz olmasa da, çokta arkadaşça bir tavrı yoktu. Fakat bu ay, Linley inanılmaz iyi bir ruh hali içindeydi. Sık sık kahkaha atıp, gülüyordu.

“Seni küçük serseri, sen ne anlarsın ki?“ Linley kütüphaneye doğru ilerledi. Rüzgar stili hakkında iki tane kitaba göz attıktan sonra, okuma kısmına geçti.

Okuma odası epey sessizdi ve bütün odada, birbirinden uzakta oturan yirmi otuz kişi anca vardi.

Linley köşelerde bir yer seçti ve oturup okumaya başladı. Ernst Enstitüsünün kütüphanesinde Linley neredeyse her şeyi okurdu; tarih, büyülü yaratıklar, politika, büyü… fakat zamanının cogunu yinede ruzgar büyüsüne ayirirdi.

Sonucta Linley`nin en cok guvendigi iki büyü ruzgar ve toprak stiliydi. Toprak stilinde Doehring Cowart gibi Aziz seviye Grand Magus bir öğretmeni vardı ama rüzgâr stili için aynisi söylenemezdi.

Okurken, Linley surekli öğrenip kendini geliştiriyordu. Farkinda olmadan da surekli, sanki anladığını gösterir gibi kafasını sallıyordu.

Okuma odasında iki saat hemen geçti. Linley önündeki kitabi kapattı. “Büyükbaba Doehring, ruzgar­stili büyünün bütün temellerini anlamak bile bu kadar zorken, nasıl olacak da kendi başıma yeni bir büyü üreteceğim.“

Büyüyü yaparken, yapan kisi büyüyü dengelemek ve fırlatmak icin buyulu sozlerden yardim alirdi. Genel olarak insanlar büyülü sozleri ogrendigi sekilde, anlamaya ihtiyaç olmadan soyler. Fakat eger kendini geliştirir ve büyünün otesindeki anlami anlarsa veya belkide sozleri geliştirirse, o kisi büyünün, gücünün ve kullanışlılığının yeni bir seviyeye çıkmasını sağlayabilirdi.

“Ne oldu! Sen büyülerin kolay mı yaratıldığını sandın?“ Doehring Coward`in sesi Linley`nin direk zihnine gidiyordu.

 “Şimdilik icat etmeyi unut gitsin. Keşke, en azından yedinci seviye büyüleri görebilsem veya bir kaçını öğrenebilsem. Maalesef ki Enstitü cok cimri. Yedi, sekiz ve dokuzuncu seviye buyuler tamamen kapali ve halkin gormesi yasak.“ Linley bu konudan hic memnun degildi ama o da biliyordu ki Ernst Enstitüsünün arkasında Işığın Kilisesi vardı. Isigin Kilisesi en guclu büyülerinin diger rakip ulkerin eline gecmesini istemiyordu.

Linley bu konuda şanslıydı. Büyükbaba Doehring sağ olsun, toprak­stili konusunda hic endişelenmesine gerek yoktu.

Linley ruzgar­stili kitabinin sayfalarını çevirmeye devam etti…

“Özetle, bütün büyüler, ruzgar­stilide dahil olmak uzere, ortak bir şekilde büyü­gücüyle ortaya cikar. Örneğin, bizim ruzgar­stilinin `Rüzgar kılıçları`, bir üst seviyesi `Ruzgar­Kiliclari Zinciri`, hatta daha da üstü `Rüzgar Kılıçlarının Vahşi Dansı` , hepsi birbirini takip eden büyülerdir. Fakat tabii ki `Rüzgar Kılıçları` büyüsü farklı bir yönde icat edilip, geliştirildi. Yolun en sonunda, `Boyutsal Kesişim` büyüsüne dönüştü. O meşhur yasak büyü…“

`Rüzgâr Kılıçları` ile ilgili bilgi veren kısmı Linley`nin dikkatini çekmişti.

Bu kitap en yüksek seviye büyülerin bakış açısından yazılmıştı ve sistemli bir şekilde sınıflandırmaya çalışıyordu. Temelleri tam kavrayamamış biri icin mükemmel bir kitaptı. Büyüleri daha sağlam, ayrıntılı anlamalarını sağlayabilirdi.

“Süzülme Teknigi aslında cok basit bir teknik ama kullanması cok zordur. Çünkü kişinin rüzgâr esansı yatkınlığı ile aşırı bağlantılıdır. Birinin ruzgar esansina yatkinligi ne kadar yuksekse, ruzgar büyü – gücünü ve elemental esansını o kadar kolay kontrol eder. Bu da Süzülme Tekniğini cok daha kolay kullanmasını sağlar. Fakat karşılaştırırsak `Uçma Teknigi` bu teknikten bir seviye yukarıdadır. Süzülme tekniği birinin ancak yukarı aşağı inip çıkmasını sağlar. Ucma Teknigi ise gökyüzünde sizi dolandırır. Birbirinden uzak görünseler de, Uçma tekniği Süzülme tekniğine göre sadece bir kac ekstra bileşene daha sahiptir. Kişinin ileri, geri, sağa, sola gitmesini sağlamak gibi. Açık konuşmak gerekirse bu yönde eğitim yaparken, prensipte Süzülme Büyüsünün sözlerine bakarak, Uçma Tekniginin büyülü sözleri de kolayca bulunabilir.“

Sözleri okuyunca Linley`nin zihninde anında bir ışık oluştu.

Doğru. Ucma tekniği, Süzülme tekniğine sadece ekstra ileri geri gibi yon ekliyordu. Özünde yine rüzgâr elemental esansıyla insanın vücudunu sararak çeşitli yönlerde iten bir büyüydü.

“Gercekten, sadece bir kaç parça daha ekliyor. Eğer hipotez doğruysa, Uçma Tekniğinin büyülü sözlerini bulmak zor olmamalı.“ Linley hemen büyülü sözlerin ne olabileceği konusunda kafa patlatmaya basladi.

Tabi yürüttüğü tahminlerin doğru olup olmadığını ancak deneyerek anlayabilirdi.

Önceden, Liney Uçma tekniği gibi etkili bir büyünün aşırı karışık olacağını düşünüyordu.

Fakat simdi Süzülme Tekniğine göre sadece dört yön daha eklendiğini öğrenmişti ve Uçma Tekniginin büyülü sözleri cok zor olmamalıydı.

Linley heyecanla okumaya devam etti.

“Tabii ki tahmin edilebilir yüksek seviye büyüler azınlıktadır. Örneğin, Uçma tekniğinin üst seviyesi Hava­ kanatları, insanin etrafında rüzgâr elemental esansından devasa görünmez kanatlar oluşmasını sağlar. Vu bu büyü cok daha zordur, büyülü sözleri ise aşırı farklıdır. Tahmin etmenin imkânı yoktur.“

Buna Linley`de katılıyordu.

Linley okudukça kitabin yazarının büyüler konusunda tam bir uzman olduğuna daha da emin oluyordu, çünkü kitabin verdiği açıklamaların neredeyse sağlam temellere dayanan, kati büyü teorileriydi. Elemental esansı kontrol edebilmenin arkasındaki mekanizmayı nasıl tam anlayacağınızı ve büyülü sözleri nasil tam kavrayacağınız hakkında öğütler veriyordu. Fakat büyülerin güçlerini nasıl artıracağınız hakkında hic bir sey demiyordu.

Çoğu insan bu kitabin ne denli derin ve büyü teorileri konusunda ağır olduğunu görünce, okumaya bile tenezzül etmiyordu.

Fakat Linley farkındaydı ki, eğer her büyünün arkasındaki nedeni öğrenebilirse, doğal olarak büyülerini daha iyi kontrol edebilirdi. Sonuçta da büyüleri daha güçlü olurdu.

“Linley.“ tam Linley kendini kitaba kaptırmıştı ki, yandan net bir ses geldi.

Kafasını çevirip sesin geldiği yöne baktı. Zayıf, uzunca, güzel bir kız yanında duruyordu. Bu Delia`ydi. Fakat Delia`nin yüzündeki ifade hic mutlu sayılmazdı.

“Merhaba. Delia, nasılsın?“ Linley güldü.

Delia alt dudağını ısırdı. Epey bir sessiz kaldı. Sonra konuştu, “Linley, Duydum ki… bir kız arkadaş bulmuşsun?“ Delia`nin büyük, güzel gözleri Linley`e sabitlenmişti.