Cilt 5 Bölüm 16: Sahibi Bulundu

avatar
7159 14

Coiling Dragon - Cilt 5 Bölüm 16: Sahibi Bulundu


 

“Kalan.“ Alice boğuk bir sesle, gözlerinde telaşla Kalan`a baktı.

 

Belki başkaları bir Büyükusta’nın heykeline ilham kaynağı oldukları için gurur duyardı. Ama Linley`nin Rüyadan Uyanış heykeli farklıydı. Heykelleri inceleyen herhangi biri, buna ilk baktığında bu beş figürün yaydığı aura sayesinde Linley ile Alice arasındaki romantik bir dönemi yansıttığını söyleyebilirdi.

 

Eğer Alice küçük bir klanla evlenseydi çok sorun olmazdı.

 

Fakat… Debs klanından Kalan ile evleniyordu.

 

Kalan Debs klanının varisiydi ve Debs klanı bütün Fenlai Krallığının ilk üç klanından biriydi.

 

“Sakinleş, sakinleş!“ Kalan rahatlatmak için Alice`in elini tuttu.

 

Fakat Alice Kalan’ın elinin ter içinde olduğunu hissedebiliyordu.

 

“Baba…“ Kalan babası Bernard`a döndü sonrada annesine baktı. İkisi de oğluna son derece değer veriyordu, bu yüzden Kalan için sekiz milyon harcamayı göze almışlardı. Sonuçta sekiz milyon, Debs klanı için hiç de küçük bir meblağ sayılmazdı.

 

Bernard yüzünde ciddi bir ifadeyle; “Kalan aklından bile geçirme! Klan sadece senin nişanlının hatırı için on milyon harcayacak değil.“

 

Kalan dondu kaldı. Alice bile dönüp Bernard`a baktı. Gözlerinde bir yalvarış ve endişe vardı.

 

“Önceki planlarımıza göre hareket edeceğiz.“ Bernard tamamen Alice`in bakışlarını yok saydı ve kararını söyledi.

 

Kalan uzun süre donmuş gibi öylece durdu. Alice ise yanında sıkıca elini tutarak gözlerine bakıyordu. Bu sonucu kesinlikle kabullenmek istemiyordu.

 

Kalan Alice`e bakıp çaresizce bir iç çekti ve kafasını salladı.

 

“Kalan, bunu istemiyorum… “ Alice`in sesi zar zor çıkıyordu.

 

Kalan Alice`in elini kavradı, “Başka yolu yok. Alice… ben klanın varisiyim. İlk olarak klanı düşünmeliyim. Umarım sende benim için biraz fedakârlık yapabilirsin. Sana olan duygularımın hiç değişmeyeceğine söz veriyorum.“

 

Alice sessizliğe büründü.

 

Klanın varisi!

 

Bu iki basit kelime Kalan’ın atacağı her adımın Debs klanının onur ve zaferi için olacağını garantiliyordu. Bernard oğlunu çok sevse de, üstüne çok düşse de, ne olursa olsun Alice`in Kalan’ın esas karısı olmasına izin veremezdi.

 

Doğru, Alice`in esas eş olmasına imkân yoktu.

 

Diğer bir deyişle Alice’den olacak herhangi bir çocuğun ilerde varis olmasına yada asıl aileden sayılmasına imkan yoktu.

 

Aslında Rüyadan Uyanış heykeli ortaya çıktığından beri Debs klanının ileri gelenleri Kalan`a Alice`i bırakması için sürekli baskı yapıyordu. Kalan onunla evlense bile Alice`in esas eş olmasını istemiyorlardı. Fakat Kalan geri adım atmamıştı.

 

Sonunda oğlunu çok seven Bernard, karar vermişti. Eğer Rüyadan Uyanış heykelini satın alabilirlerse, bu sorun aşağı yukarı kapanmış olacaktı.

 

Fakat şu anki durum…

 

“Kalan!“ Alice`in gözleri buğulanmaya başlamıştı. Dönüp klanın diğer üyelerine baktı. Fakat şu anda ne Kalan, ne Bernard, ne de Kalan’ın annesi Alice`e aldırış etmiyordu.

 

Alice kalbinde bir soğukluk hissetti.

 

Aniden Linley ile yaşadığı anılarını düşündü. Linley`nin nasıl onu sürekli koruyup, neşelendirdiği aklına geldi. Geçmişte sürekli onunla ilgilenen Linley vardı. Şuan o duyguya nasıl özlem duyuyordu!

 

Kafasını kaldırıp üçüncü seviyenin içine doğru baktı. Fakat bütün görebildiği siyah camlar oldu.

 

“On milyon altın! On milyon! Yok mu artıran?“ Altın saçlı adam platformdan bağırıyordu.

 

Bol elbiseli adam olağan bir şekilde etrafına bakındı. Ve sonra direkt açık artırmacıya baktı, “Boşa zaman harcamayı bırak. Acele ette, geri sayıma başla.“ Yakındaki asillerin hepsi gülmeye başladı.

 

Nasıl olurdu da açık artırmacı aşağıdaki katılımcılardan birinin sözünü dinlerdi.

 

Bilgilerine göre bu altın saçlı adam sürekli olarak fiyatı yükseltip, inanılmaz bir seviyeye varana kadar durmayacaktı.

 

Fakat açık artırmacı bu adamın sesini duyunca sanki hipnotize olmuştu. Son derece doğal bir şekilde konuşmaya başladı, “Pekala, o zaman saymaya başlıyorum,! Üç, iki…“

 

“10.1 Milyon altın para!“

 

İkinci seviyedeki kabinlerin birinden antik bir ses yükseldi.

 

Herkesin dikkati kabine yöneldi. Hatta geniş elbiseli adam bile şaşkınlıkla o yöne döndü. İkinci seviyede Debs Klanı hariç bütün klanlar Yulan kıtasının dünya çapında önemli klanlardı.

 

Bu klanların mal varlıkları Debs klanından çok daha fazlaydı.

 

“Demek az da olsa değerden anlayan birileri var. Fakat 100.000 artırmakta nasıl bir cimriliktir. 10.3 milyon.“ Geniş elbiseli adam olağan bir şekilde konuşarak biraz güldü.

 

Linley ve üçüncü seviyede ki diğer adamlarda bu adamı fark etmişlerdi. Fakat bulundukları noktadan adamı sadece yandan görebiliyorlardı, yüzünü göremiyorlardı.

 

“Hrm?“

 

Kardinal Guillermo ve Lampson aniden ayağa kalktı. Yüzlerini asarak camın sonuna yürüdüler ve aşağıdaki adama baktılar.

 

Tam o anda…

 

Geniş elbiseli adamda iki adamın varlığını hissetmiş gibi kafasını kaldırıp onlara doğru baktı.

 

“O?“

 

İki Kardinalin yüzü aniden bembeyaz oldu.

 

Guillermo ve Lampson birbirlerine baktı ve ikisi de kafasını salladı. Gerçekte Işığın Kilisesi bu açık artırma için çoktan bir karara varmıştı. Yüksek miktarda para harcayarak bu heykeli alacaklardı ve bu sayede Linley ile olan ilişkilerini iyileştireceklerdi.

 

Fakat bu adamı görünce Guillermo da, Lampson da planlarını değiştirmeye karar verdiler.

 

Kardinal Guillermo alçak bir sesle “En iyisi bu deli ile bahis yarışına tutuşmayalım.“ dedi.

 

“Bende kesinlikle o adamı sinirlendirmek istemiyorum.“ Kardinal Lampson da kafasını salladı.

 

Deli diye hitap etseler de, ikisi de onu görünce korkuyu kemiklerine kadar hissetmişlerdi. Ikisi de bu orta yaşlı adamın ne kadar korkunç olabileceğini biliyordu. Özelliklede Lampson…

 

Çünkü bu deli olmasaydı, Lampson büyük ihtimalle Kardinalliğe terfi etme şansı yakalayamayacaktı.

 

Işığın Kilisesinde sürekli olarak beş kardinal olurdu. Bu deli sıradan bir şekilde gidip kardinallerden birini öldürünce, tam olarak bu yüzden Lampson şu anki pozisyonuna yükselme fırsatı bulmuştu. Fakat bu adam bir kardinal öldürmüş olmasına rağmen, Kutsal İmparator hala bu deliyle düşman olmak istemiyordu.

 

“10.4 Milyon altın.“ O yaşlı ses tekrar ikinci seviyeden yükseldi.

 

Geniş elbiseli adam somurtarak yukarı baktı. “Gerçekten sinir bozucusun. 11 Milyon altın para.“

 

“11 Milyon, bu beyefendi 11 Milyon teklif ediyor. Artıran var mı?“ Altın saçlı adamın heyecanı iyice artmaya başlamıştı. Sonuçta On Başyapıtın en harikası `Kan­Gozlu Yeleli Aslan` heykeli bile 13 milyon değerindeydi.

 

Üçüncü seviyede Guillermo sessizce Lampson`a sordu. “Lampson, o kabinde hangi klan oturuyor, biliyor musun? Bu deliyle uğraşmaya cesaret ediyorlar? Canlarına mı susadılar?“

 

“Direktör Maia.“ Lampson çok ta uzakta oturmayan Maia`yı çağırdı.

 

Direktör Maia hemen geldi.

 

“Direktör Maia. O kabinde hangi klan olduğunu biliyor musunuz?“ Lampson sordu. “Sanırım liderleri genç kadın olan kabin.“ Lampson doğal olarak ikinci seviyedeki koltuklarda oturanları görebiliyordu.

 

O yaşlı adama gelirsek. Genç kadının hizmetçisi gibi görünüyordu.

 

Direktör Maia bir bakış attı ve gülmeye başladı. “Lord Lampson. Lord Guillermo. Bu genç hanımefendi Yulan İmparatorluğundan Leon klanının ana varislerinden biri. Kabin de Leon klanı adına ayrılmış.“

 

“Leon Klanı?“ Lampson Ve Guillermo bir anlık şaşırdı.

 

Yulan kıtasında en eski imparatorluk olan Yulan İmparatorluğunda, Leon klanı en önemli beş klandan biriydi. Yulan İmparatorluğunda ilk beste olan bir klan kolayca Debs klanını yok edebilecek güce sahipti.

 

Dahası varislerinin çoğu Yulan İmparatorluğunun içinde yaşıyordu ve bu yüzden Yulan İmparatorluğu içinde inanılmaz bir nüfuza sahiptiler.

 

“Guillermo, sanırım bizim Ernst Enstitüsünde, eskiden bir numaralı dahi olarak bilinen Dixie isimli biri vardı. O da Leon klanından değil miydi?“ Lampson sordu.

 

Guillermo Ernst Enstitüsüyle daha yakından ilgileniyordu.

 

“Doğru. Hatta sadece Dixie de değil. Kız kardeşi de var, ismini şu an hatırlayamıyorum. Gerçi Dixie bir kaç gün önce mezuniyet için başvurdu.“ Guillermo bildiklerini direk söyledi.

 

Lampson kabine doğru bakarak “Bu kız Dixie`nin kız kardeşi gibi görünüyor.“ dedi.

 

İkinci seviyede Leon klanının kabininde. Delia mavili, morlu elbisesinin içinde, yüzünde sakin bir ifadeyle oturuyordu. Pencereden aşağıdaki Rüyadan Uyanış heykeline bakıyordu.

 

“Hanımefendi, inat etmeyi bırakın. Aşağıdaki insan kızdırmayı göze alabileceğiniz biri değil.“ Yaşlı adam endişelenmeye başladı.

 

Yulan İmparatorluğunun elit bir klanı olarak pek çok uzman ve saklı güç hakkında bilgi sahibiydiler. Elit bir klan olsalar da, biliyorlardı ki karşılarına alamayacakları bazı kişiler vardı.

 

Örneğin… bu aşağıdaki otuz­kırk yaşlarında görünen adam.

 

Yaşlı adam çok iyi biliyordu ki kendisi çoktan dört yüz yaşında olmasına rağmen, o dogmadan önce bile bu geniş elbiseli adam su an göründüğü gibi görünüyordu.

 

“Endişelenme, Büyükbaba Shaw. Sadece su mektubu ona ulaştırmamda bana yardım et.“ Delia bir kalem çıkarttı ve hızlıca bir iki kelime yazdı ve yaşlı adama verdi.

 

Yaşlı adam kâğıdı aldı ama yazanları görünce donup kaldı.

 

“Küçük hanım… bu… “ Mektup yaşlı adamı şok etmişti.

 

“Sen endişelenme. Sadece ona ver.“ Delia en ufak bir şekilde tereddüt etmedi. Onun aksine yaşlı adam tereddüt etti ama yine de kabinden ayrılıp ilk kata gitti.

 

“12 Milyon altın para!“

 

Delia`nin sesi net bir şekilde salonda yankılandı.

 

Geniş elbiseli adam somurttu ve kaşlarını çatmış durumdaki yüzünde şeytani bir ifade oluşmaya başladı. Fakat tam bu anda `Shaw` isimli yaşlı adam yanına geldi. Saygıyla eğildi. “Lordum, ben Leon klanının bir hizmetçisiyim. Bu mektubu küçük hanim size gönderdi.“

 

Kaşlarını çatmış bir şekilde mektubu kabul etti.

 

“Uh…“ Yazanları görünce geniş elbiseli adamın gözleri parladı ve gülmeye başladı.

 

“Peki, peki. Pes ediyorum, pes.“ Adamın elindeki mektup bir anda toza döndü ve gülerek yerine oturdu. Kafasını kaldırıp ikinci seviyede kabininde oturan Delia`ya baktı.

 

Su anda salonun üçüncü seviyesinde…

 

“12 Milyon Altın“ diye yankılanan sesi duyunca Linley ve Yale bir anda dondu. Ses çok tanıdıktı. Linley bu sesin sahibini Ernst Enstitüsüne ilk girdiği günden beri tanıyordu.

 

“Bu Delia.“ Yale şaşkınlıkla söyledi.

 

Linley hemen cama doğru yürüdü, Delia`yi görebileceği bir yere geldi. Gerçekten de Delia morlu elbisesinin içinde, kabinde oturmuş heykele bakıyordu.

 

“Üç… iki… bir… “ “Pat!“

 

Altın saçlı adam çekici vurdu ve heyecanla bağırdı. “12 Milyon altın parayla bu artırmayı kazanıp Usta Linley`nin heykelini alan Leon ailesine tebrikler. Gurur duyarak açıklıyorum ki şuan bu Rüyadan Uyanış heykeli On Başyapıt arasında en yüksek üçüncü fiyata sahip heykel durumuna geldi. Sadece Usta Hoover`in Kan­ Gözlü Yeleli Aslan ve Usta Proulx`un `Umut` heykelinin değeri bu heykeli geçiyor.

 

Tüm salon çalkalanmaya başladı. Alkış sesleri yükseliyordu.

 

Fakat Linley üçüncü seviyede camın kenarında durup Delia`ya bakmaya devam etti. Ve sonra dönüp diğer kabinde oturan Alice`e baktı. İkisi de koltuklarında oturuyordu fakat Delia`nın yüzünde hafif bir gülümseme varken Alice`in yüzü tüm rengini kaybetmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr