Cilt 11 Bölüm 36 – Bir Milyona Karşı Bir

avatar
5333 10

Coiling Dragon - Cilt 11 Bölüm 36 – Bir Milyona Karşı Bir


Kitap 11 (Tanrıların Mezarlığı)  Bölüm  36  – Bir Milyona Karşı Bir

Çeviri: Gin   Düzenleme: Dr.Hiluluk

 

 

“Vızzz!”

Linley bir ışık huzmesi gibi tünelin içinde ilerlerken, hızı sınırlarına kadar ulaşmıştı.

Ancak hız konusunda Desri ve Bebe’ye denk olan Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri, Linley’den bir seviye daha hızlıydı ve ona yaklaşmaya başladılar.

Linley’in gözleri kan çanağı gibiydi ve sanki alev almaya başladı, Linley bir büyünün sözlerini fısıldamaya başlamıştı.

“Vızzz!” Linley’in uçuş yönü birden değişti.

Birden aşağı doğru kıvrılan başka bir tünele dalmıştı. Aslında o tünelde de onu arayan pek çok Cehennem Çukuru Kılıç İblisi vardı. Linley aşağı doğru yön değiştirince, tünelden yukarı doğru uçmakta olan Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri şu an doğruca ona yönelmiş oldu.

“Grraaaaavv!” Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri hemen yüksek sesle kükremeye başladılar.

Linley’in az önce gittiği yönde ilerleyen Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri hemen yön değiştirip aşağıya yöneldiler, ancak Linley altında kalan yüz civarı Cehennem Çukuru Kılıç İblisine doğru uçmaya devam ediyordu. Yüz Cehennem Çukuru Kılıç İblisi aynı anda ışık hızıyla ilerleyen kılıç enerjileriyle saldırırken, Linley’in gözlerinden soğuk bir ışık geçti.

Sayısız rüzgar elemental özü birden onun etrafında toplanmaya başladı.

“Geberin.”

“Çiiiiiiiiiiiiiii.” Linley’in önünde aniden dört beş metre genişliğinde, açık mavi bir ‘Boyutsal Yarık’ şekillendi ve ona doğru saldıran Cehennem Çukuru Kılıç İblislerine doğru fırladı.

‘Boyutsal Yarık’ı gören Cehennem Çukuru Kılıç İblislerinin hepsi dehşet içinde savuşturmaya çalıştı.

Ancak ‘Boyutsal Yarık’ inanılmaz hızlıydı.

“Çiiiiii.” Metalik vücutları paramparça oldu. Linley’in ruhsal enerjisinin kontrolü altında, ‘Boyutsal Yarık’ bir yay çizerek onlarca Cehennem Çukuru Kılıç İblisini metalik parçalara ayırdı, şansı olanlar ise dehşet içinde kaçışıyordu.

“Vızzzz!”

Fırsatı değerlendiren Linley hemen ‘Boyutsal Yarık’ tarafından açılan koridordan ileri atıldı.

‘Boyutsal Yarık’ yalnızca az sayıda Cehennem Çukuru Kılıç İblisi karşısında etkiliydi. Cehennem Çukuru Kılıç İblislerinin sayısı bini bulduğunda, ‘Boyutsal Yarık’ kaç tanesini öldürebilirdi ki? Linley’in birden aşağı doğru yön değiştirmeyi seçmesinin nedeni buydu.

Aniden yön değiştirmesi arkasındaki Cehennem Çukuru Kılıç İblislerinden bir süreliğine uzaklaşmasını sağlamıştı.

“Bir süre daha kaçabilirim, ancak sonsuza kadar kaçamam.” Aşağı doğru uçarken Linley bir yandan da kaçıp kurtulmanın bir yolunu düşünüyordu. “ Eğer ‘Boyutsal Yarık’ büyüsünü anlık olarak yapabilseydim bu harika olurdu. Kaç tane Cehennem Çukuru Kılıç İblisi olursa olsun hepsini öldürebilirdim.” Linley birden abartılı hayaller kurmaya başlamıştı.

‘Boyutsal Yarık’ büyüsünü anlık olarak yapabilmek mi?

Bu bir hayalden öteye geçemezdi. Linley gerçekçi düşünmediğini biliyordu.

“Hmm?” Linley aşağı doğru kaçarken birden aklına bir şey geldi. “Boyutsal Yarık?”

Linley gerçekte bu yasaklı seviye büyü, ‘Boyutsal Yarık’ın temelinde yatan prensipleri bilmiyordu. Yalnızca büyü gücünü kullanarak elemental özleri toplayıp, ‘Boyutsal Yarık’ı oluşturuyordu. Ancak ansızın, Linley ‘Boyutsal Yarık’ı kullandığı bir sahneyi düşündü.

‘Boyutsal Yarık’ gerçekte en üst sınıra ulaşmış bir ‘Rüzgar Kılıcı’ büyüsüydü.

Ruhsal enerjisini kullanarak ‘Boyutsal Yarık’ı az da olsa yönlendirmeye çalışırken, ‘Boyutsal Yarık’ın korkutucu ‘boyut kesici’ özelliğinin garip bir ritimde, yavaş ya da hızlı hareket eden sayısız küçük esintiden oluştuğunu fark etmişti.

“Hızlı… ya da yavaş?”

Linley bunu daha önce düşünmemişti ancak şimdi, birden enteresan bir şey fark etti. “Boyutsal Yarık ne kadar hızlı olursa o kadar güçlü olmalı. Bu durumda neden içinde yavaş görünen esintiler barındırıyor?”

“Bu doğru değil” Linley daha derin düşünmeye çalıştı.

Boyutsal Yarık’ın içindeki sayısız esinti aslında yavaş değildi; yalnızca ‘yavaş’ özelliğini uyguluyorlardı, yavaş gözükseler de aslında hızlıydılar. Farklı ‘Rüzgar Kılıçları’ farklı özellikler uygulayarak bütün ‘Boyutsal Yarık’ saldırısını oluşturuyorlardı. Bunun altında yatan gerçek neydi?

“ ‘Hızlı’ özelliği? ‘Yavaş’ özelliği? Boyutsal Yarık…”

Linley’in zihni istemsizce ‘Rüzgarın Ritmi’ni uyguladığı bir sahneye kaydı. Bu Kanlı Menekşe’nin aynı anda rüzgarın ‘Hızlı’ ve ‘Yavaş’ özelliklerini uygulamasıyla oluşuyordu. Bu iki zıt özellik, birleştiğinde, uzayın kendini bile titreştirip, Kanlı Menekşenin boyutsal bir kesik oluşturmasını sağlıyordu.

Linley bir kez daha ‘On Bin Kılıcın Odağı’ saldırısını gerçekleştirdiği bir sahneyi düşündü.

Linley bu tekniği geliştirirken şaşırmıştı. Neden on milyon ‘hızlı’ kılıç bir araya geldiğinde ‘boyutsal donuk’ etkisi yaratıyordu? ‘Hızlı’ ve ‘Yavaş’ özellikleri nasıl oluyor da birbirinin yerine geçebiliyordu? O sıralar, Linley bunun altında yatan gerçeği kavrayamamış, ancak Ana Kraliçe’nin saldırısını taklit ederek bu tekniği geliştirebilmişti.

Gerçekte, Linley hala neden ‘hızlı’ özelliğini kullanarak yarattığı on milyon kılıç saldırısı birleştiğinde ortaya çıkan ‘On Bin Kılıcın Odağı’ saldırısının uzay-donduran etki gösterdiğini anlamamıştı.

“Boyutsal Yarık… Rüzgarın Ritmi… On Bin Kılıcın Odağı…” Linley zihninde birbiri ardına farklı senaryolar çizdi. Linley’in zihninde, Rüzgarın Elemental Yasalarının engin gizemlerini saklayan sis tabakası yavaşça aralanmaya başlıyordu.”

Linley anlamaya başlıyordu.

Sanki bir ucundan yakalamıştı, ancak hala bütünü göremiyordu.

Linley arkasında iki Cehennem Çukuru Kılıç İblisinin giderek ona yaklaştığının farkında değildi. Şu anda, özel bir zihin haline bürünmüştü. İki Cehennem Çukuru Kılıç İblisi de şaşkınlardı. Normalde… daha ona yaklaşamadan, Linley kaçmanın bir yolunu bulurdu.

Ancak bu kez…

Linley düz bir hat üzerinde uçuyor, yön bile değiştirmiyordu. Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri ise Linley’den daha hızlı uçabiliyorlardı! Düz bir hat üzerinde, doğal olarak Linley’e yetişeceklerdi.

“Vızz!” Kulak tırmalayan, habis bir kılıç sesi, iki kılıç ona doğru savrulurken Linley’in birden irkilerek kendine gelmesine neden oldu.

Sırtından soğuk terler boşalırken düşünmeden Kanlı Menekşeyi savurdu. Linley bu saldırının ne ‘Rüzgarın Ritmi’ ne de ‘On Bin Kılıcın Odağı’ olmadığı fark etmemişti. Sıradan görünüşlü bir kılıç saldırısı gibiydi.

“Şlak!” Kılıç kağıdı keser gibi ilerlemişti.

Linley’in Kanlı Menekşesi iki Cehennem Çukuru Kılıç İblisinin içinden bir yıldırım gibi geçti, canavarların ikisi de doğruca ikiye ayrılmıştı.

“Ama bu…?” Linley şok olmuştu. Bu iki Cehennem Çukuru Kılıç İblisi ırklarının en güçlüleri olmasa bile, Linley onları ‘Rüzgarın Ritmi’ni kullanarak ikiye bölmek için tüm gücüyle vurmalıydı. Ancak az önce… iki Cehennem Çukuru Kılıç İblisini kolayca ortadan ikiye bölmüştü.

“Az önce…” Linley az önce bilinçsizce kullandığı kılıç saldırısını düşünmeden edemedi.

“Ah!” Linley’in gözleri birden kocaman açıldı.

Zihninde, Rüzgarın Elemental Yasalarının gizemlerini örten sis, aynı sisin gün ışığında dağılıp gitmesi gibi kaybolup gidiyordu. Birden anlamıştı.

“Rüzgarın Ritmi? On Bin Kılıcın Odağı? Boyutsal Yarık?” Linley yüksek sesle gülmeye başladı. “Hızlı özelliği? Yavaş özelliği? ‘Hızlı’ ve ‘Yavaş’ın birbirine zıt özellikler olması? Hahahaha… yanlış, hepsi yanlış. ‘Hızlı’ ve ‘Yavaş’ özellikleri birbirinin aynısı, aynısı!!!” Linley’in tüm vücudu heyecandan titriyordu.

Bir rüzgar esintisi yavaşça esiyor gibi gözükebilirdi, ancak ardından göz açıp kapayıncaya geçen sürede bin metre ilerleyebilirdi.

“Boyutsal Kıvrım? Boyutsal Kaos? Boyutsal Duraklatma? Boyutsal Durdurma?” Linley’in kahkahası neşeli bir haykırışa dönüşmüştü.

“Ejderhan!” Çok sayıda Cehennem Çukuru Kılıç İblisi Linley’i fark etti.

“Gebertin!” Öfkeyle haykıran Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri kılıçlarını savurarak enerji kılıçlarıyla Linley’e saldırdılar. Birbirinin üzerine binen enerji dalgaları yeri bile parçalıyordu. Pek çoğu Linley’e isabet etmese de, yine de birkaçı vücudunu hedeflemeyi başarmıştı.

“Boom!” Enerji kılıçlarının geçtiği her yer, zemin ve duvarlar bile tuzla buz oluyordu.

“Kesin ölmüştür!”

“Ha?” Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri birden bire şok oldular.

Binlerce metre uzaktaki Linley, birdenbire, iki sıradan hamleyle onların önünde belirmişti. Yalnızca garip, şeytani bir mor ışık görebildiler, bin an sonra kafaları yerinde değildi.

“ ‘Hızlı’ özelliği, ‘Yavaş’ özelliği… haha… bunlar yanlış anlayış yolları!” Linley yüksek sesle güldü. Kılıcının her basit hamlesinde, Cehennem Çukuru Kılıç İblislerini kolayca öldürebiliyordu, ve vücudunun sıradan bir hareketiyle Cehennem Çukuru Kılıç İblislerini geride bırakıp uzaklaşabiliyordu. Şu anda hız konusunda Cehennem Çukuru Kılıç İblislerinden tam üç kat daha hızlıydı!

Bu inanılmaz bir hızdı!

İki kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisi burada olsalar bile, Linley’in şu anki hızının yarısından daha hızlı hareket edemezlerdi.

“Geçmişte, ‘Hızlı’ özelliğinin sınırlarına ulaşabilirsem, bir İlah olabileceğimi düşünmüştüm. Eğer ‘yavaş’ özelliğinin zirvesine ulaşırsam da bir İlah olabilirdim. Evet İlah seviyeye ulaşabilirdim, ancak bu yanlış yola sapmak olurdu.” Linley sanki devasa bir projeyi tamamlamış gibi neşeyle dolmuştu. “ ‘Hızlı’ ve ‘Yavaş’ özellikleri sınırlarına ulaştıklarında, ikisi birleşiyor…”

“ Hem ‘Hızlı’ hem de ‘Yavaş’, bu ikisi önemli özellik, Rüzgarın Elemental Yasalarından…”

“Süratin Engin Gerçeklerinin birer parçası!”

Kanlı Menekşe Linley’in elinde sıradan hareketlerle çaktı. İlk bakışta, son derece yavaş ilerliyor gibi gözüküyordu, ancak ikinci sefer baktığınızda gerçekte yıldırım kadar hızlı olduğunu fark ediyordunuz. Farklı bakış açılarından, iki farklı özellik görmek mümkündü. Dahası, Kanlı Menekşenin ucunda, ‘Boyutsal Yarık’a benzeyen, solgun mavi bir ışıkla parlayan bir boyutsal kesik görülüyordu.

Linley neredeyse aynı anda pek çok yerde ortaya çıktı, o şeytani mor ışığın geçtiği her yerde Cehennem Çukuru Kılıç İblislerinin kafaları kopuyordu.

“Bu tekniğin adı… Süratin Engin Gerçekleri – Boyutsal Cellat olmalı!

“Vızzz!” Linley birden yer yüzüne çıktı.

“Haha, demek ortaya çıktı. Çocuklar, saldırın!” İki kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblis hemen heyecanla emir verdiler. Yüz binlerce Cehennem Çukuru Kılıç İblisi bir çekirge sürüsü gibi aşağıya atılıp, Linley’e doğru sayısız enerji kılıcı saldırısı gönderirken sayısız ‘uğuldama’ sesi duyuldu.

Ancak Linley’in vücudu çoktan onların ortalarında belirmişti.

Ansızın çıkan bir rüzgar gibi, Linley bir orada, bir burada ortaya çıkıyordu, ve nerede ortaya çıksa bir grup Cehennem Çukuru Kılıç İblisinin kafaları uçtu. Linley’in karşısında, bu Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri tamamen çaresizdi.

Acınası yakarışlar ve korku dolu kükremeler duyulmaya devam etti ve altın rengi kan her yere fırladı.

Kısa bir zaman diliminde, yaklaşık yüz bin Cehennem Çukuru Kılıç İblisi can vermişti. Geride kalan bütün Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri dehşete düşmüştü. Önceleri yine de saldıracak cesaretleri vardı, ancak şu an moralleri çökmüştü.

“İm…imkansız.” İki kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisi dehşetle haykırdı.

Kısa bir an sonra nazik bir esinti onlara doğru uçtu. İki kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisinden birinin kafası kesilmişti, Linley ise Kanlı Menekşe diğerinin boynuna dayalı şekilde ortaya çıktı. Koyu altın gözleri sakince kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisine bakıyordu. Sakin bir sesle, “Ne o, hala dövüşmek mi istiyorsun?” diye sordu.

“Lordum, merhamet edin.” Kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisi hemen korkuyla diz çöktü.

Zaten Linley karşısında dehşete düşmüş olan Cehennem Çukuru Kılıç İblisleri, liderlerinin diz çöktüğünü görünce hemen diz çökmeye başladılar.

Tanrıların Mezarlığı, on birinci kat. Geniş arazide sayısız ceset doluydu, sağ kalanlar ise şu an yerde diz çökmüşlerdi ve başlarını kaldıracak kadar bile cesaretleri yoktu. Az önceki korkunç katliam tüm cesaretlerini yok etmişti.

Sayısız Cehennem Çukuru Kılıç İblisi dizlerinin üzerinde kaldılar. Uçsuz bucaksız arazi altın rengi kanla lekelenmişti. Ayaktaki tek kişi Linley idi.

“Maalesef ‘hızlı’ ve ‘yavaş’ özellikleriyle ilgili yeterince şey anlamadım.” Linley yeni içgörü edindiği engin gerçeği düşündü. “ İki önemli özelliği birleştirip Rüzgarın Elemental Yasalarının ‘Süratin Engin Gerçeklerini’ geliştirsem de, bir İlah olmaktan tek adım uzaktayım.”

Linley şu anda İlah seviyenin kapısına dayandığını hissedebiliyordu.

Aslında hem ‘hızlı’ hem de ‘yavaş’ özellikleri en üst sınırına ulaşana kadar eğitim yapılırsa, birini Yarı Tanrı seviyesine ulaştırabilirdi. Ardından, bu iki özellik tamamen birleştirilip ‘Süratin Engin Gerçeklerine’ dönüştürülürse ve sınırına ulaşana kadar eğitim yapılırsa, aynı kişiyi ‘Tanrı’ seviyesine taşırdı.

Bu iki özellik birbirine zıt olarak görülürdü. İkisini birleştirebilmek zihinsel olarak hayal edilebilecek bir şey değildi; bunun için bir ilham anına ihtiyaç duyardınız.

Birinin bu iki özellikteki anlayış seviyesi ne kadar yüksekse, onları birleştirmek o kadar zorlaşırdı. Bu birinin farklı yönlere giden iki yolda uzun bir süre boyunca ilerlemesi gibiydi. Bir yolda ne kadar uzağa gittiyseniz, diğeriyle aranızdaki mesafe o kadar açılırdı.

Linley bu iki özellikte henüz çok yüksek anlayış seviyelerine ulaşmamıştı, bu yüzden ikisini birleştirmek için ihtiyacı olan ilham anını bulmak onun için biraz daha kolay olmuştu.

Geçmişte, ‘Rüzgarın Ritmi’ saldırısını geliştirirken, Linley bu iki özelliği nasıl birlikte kullanabileceğini anlamaya başlamıştı. ‘On Bin Kılıcın Odağı’nı geliştirdikten sonra bir kez daha ilerlemişti. ‘Boyutsal Yarık’ büyüsünü yaptıktan sonra ise ani bir iç görü sayesinde daha önceki  tecrübelerinin faydalarını toplayarak ‘Süratin Engin Gerçekleri’ni anlayabilmişti.

Bu sayede hareket hızı anında üç-dört kat artmıştı ve daha da güçlü bir kılıç tekniği geliştirebilmişti; ‘Boyutsal Cellat’!

“İlahi kıvılcımın nerede olduğunu biliyor musun?” Linley kafasını indirip diz çökmüş, korkuyla titreyen kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisine baktı.

“Biliyorum, biliyorum.” Kırmızı Cehennem Çukuru Kılıç İblisi Linley’in onu da öldürmesinden korkuyordu.

 “Düş önüme.” Linley karşılık verdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44262 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr