1.BÖLÜM {DÜZENLENDİ}

avatar
535 5

ÇILGIN CANAVARLAR DİYARI - 1.BÖLÜM {DÜZENLENDİ}


                                                                   ZOMBİLER !!?

 

                                                                     <3.kişi pov>

Drrr..drrr..drrr..drrr..

Sabah güneşinin aydınlattığı küçük bir odada, yatağın üzerinde 15 yaşlarında küçük bir çocuk yatıyordu. Çocuğun parlak kısa beyaz saçları ve esmer bir teni vardı. Yüzü biraz yakışıklıydı, en azından ortalama bir yüzden daha iyiydi.

Odanın içinde; bir çalışma masası, dolap, yatak ve yatağın yanında bulunan küçük bir komodin vardı, komodinin üzerinde bulunan saatin alarmı susmadan çalıyordu.

Drrr..drrr..drrr..drrr..

Çocuk alarm sesinden dolayı yatakta kıpırdandı ve yavaşça gözlerini açtı. Gözleri, derin mavi renklerle oldukça hoş görünüyordu. Eliyle saate uzandı ve alarmı susturdu. Gerinerek yavaşça yataktan kalktı ve lavaboya doğru yürümeye başladı.

                                                                    <Loen pov>

“Haaaah. Dün antrenman yaparken çok yorulmuş olmalıyım. Her yerim ağrıyor.”

Banyoya elimi ve yüzümü yıkamak için giderken bir yandan da ağrıyan omuzlarıma masaj yapıtım. Banyoda işimi bitirdikten sonra odama geri dönüp üstümü değiştirdim ve yemek yapmak için mutfağa gittim. Mutfakta kahvaltımı yaptıktan sonra odaya gittim ve koltuğa oturdum.

Ailem çalışmak için şehir dışına çıkalı neredeyse 1 hafta oldu. Ben, arkadaşlarım ve okulumdan ayrılmak istemediğim için geride kaldım. Ailenin tek çocuğu olduğum için onlardan istediklerimi nadiren reddettiler. Ev işleriyle uğraşmak zor olsa da ev çok büyük olmadığı için sorun etmiyorum.

Koltuğun karşısında olan TV açtım, ama sinyal hatası verince sorunu anlamak için bir süre inceledim. Sorunun ne olduğunu bulamayınca dışarı çıkmaya karar verdim.

 “haah. bu gün şansım çok kötü, en iyisi akşam olmadan TV’ye bakması için birini çağırsam iyi olacak.”

Üstüme siyah renkli tişört, altıma siyah bir eşofman ve beyaz şeritleri olan siyah renkli bir spor ayakkabı giydikten sonra evden çıktım.

Evim ağaçlarla çevrili bir ormanda olduğu için tek bir yol var. Evime en yakın başka bir ev, yürümeyle yaklaşık 20 dk uzaklıkta yer alıyor. Yolun etrafı ağaçlarla çevrili olduğu için oldukça ürkütücü ama bir kere alışınca sorun olmuyor.

 Bir süre yol boyu yürüdükten sonra kendimi tuhaf hissettim ve etrafıma baktım. Baktıktan sonra nihayet sorunun yolda olduğunu anlıyorum, yol her gün kullandığım yoldan farklıydı. Kafam karıştı çünkü evime giden başka bir yol olduğunu hatırlamıyorum.

‘burada neler oluyor? Birine yolu sorsam daha iyi olur.’

Yol boyu yürüdükten sonra karşıma 3’lü bir yol ayrımı çıkınca ne yapacağımı düşünürken etrafıma baktım.

Bakarken bir adamın ağacın dibinde, ağaca yaslanarak oturduğunu gördüm. Bu yüzden adam yaklaştım.

Adam, 30’lu yaşlarda, siyah saçlı ve esmer tenliydi. Üstüne gri renkli bir takım elbise giymişti.

“günaydın bayım. Bana nasıl şehir merkezine gideceğimi söyler misin?” adamın önünde durdum ve cevap vermesini bekledim.

Ama adamdan hiç bir cevap gelmeyince içimde olan rahatsızlık hissi daha da güçlendi ve beni rahatsız etmeye başladı ‘n-ne yapmam lazım. Gitsem mi? Ama nereye gideceğimi bile bilmiyorum.’   

“bay-bayım!” adama tekrar seslendim ama tekrar cevap alamayınca, yavaşça adama yaklaştım ve başını kaldırdım. Ama bir sonraki an adamın yüzünü görünce gelen şok yüzünden dondum.  

Adamın yüzü korku filminden çıkmış gibi görünüyordu, gözleri olması gereken yerde iki  oyuk ve oyuklardan aşağı akan kan yolları vardı. Çenesi parçalanmıştı bu da yüzünü daha da korkunç gösteriyordu.

“aaaaaaaahhh”

Çığlık attım ve yol boyunca koşmaya başladım. O kadar korktum ki nereye koştuğumu bile bilmiyorum. Koşmaktan yorulunca durdum ve kendimi sakinleştirmek için derin derin nefes almaya başladım.

“ööööğğğğğkkkkk.”

Durunca kusmaya başladım ve aklımı toplamam uzun bir süremi aldı.

‘oda neydi öyle? O adama ne oldu? Aman tanrım polise haber vermem gerek.’

Telefonumu almak için elimi cebime attım, ama bulamayınca 3 gün önce antrenman sırasında telefonumu kırdığım ve zamanım olmadığı için tamir ettiremediğim aklıma geldi.

‘ahhh şimdi ne yapmalıyım? Geri dönemem. Yola devam etmekten başka yapabilecek bir şeyim yok gibi görünüyor.’

Yürürken önüme kırmızı renkli ve tek katlı bir ev çıktı. Bu yüzden hızla yardım için kapıya doğru koştum.

TAK...TAKK...TAKKK..

Kapıya sertçe vurdum  ve bir süre bekledim. Ama kimse cevap vermeyince içimdeki rahatsız edici bir his tüylerimi diken diken ediyor.

‘ne yapmam lazım? Ne yapmam lazım?’

Bir süre düşündükten sonra evde birilerinin olup olmadığını görmek için, içeriye bakmaya karar verdim.

Bir süre evin etrafına baktım ve sonunda içeriye bakabileceğim bir pencere buldum ‘şu anda yaptığımın bir şu olduğunu biliyorum. Ama yapabileceğim başka bir yok.’ Yavaşça pencere tırmandım.

Evin içinde; duvara yapıştırılmış LCD ekran bir TV ve TV'ye bakacak şekilde konulmuş koltuk var. Koltuğa baktığımda gözlerim büyüdü ve kısa süreli bir şok geçirdim. Şoktan çıkınca çığlık atarak pencereden düştüm.

Çünkü koltuğun üstende yatan bir adam ve onun göğsünü parçalayıp etini yiyen bir kadın gördüm.


yazar notu:

bölümleri bundan sonra daha uzun yazacağım. bu benim yazdığım ilk seri ve ilk bölüm olduğu için hatalar olabilir bu yüzden hatalar için özür dilerim, okuduğunuz için teşekkürler.

arkadaşlar okuduğunuz bölüm hakkında yorum yapmayı unutmayınız. 

keyifli okumalar.

twitter hesabımdan benimle iletişime geçebilir veya yeni seriler ve bölümler hakkında bilgi alabilirsiniz

https://twitter.com/BozKurT94567184 


patreonumdan bir sonraki bölümü daha hızlı okuya bilirsiniz.

https://www.patreon.com/user?u=47179871 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr