Bölüm 114: Geberin

avatar
4318 50

Desolate Era - Bölüm 114: Geberin



Bölüm 114: Geberin

 

Ji Dokuzateş konuştu, “Dong Ziqi ve Muse’la daha önce karşılaşmıştık. Yani Sekiz Diyagramın Kan Ejder Formasyonu ve büyüyen sarmaşıkları biliyoruz. Gördüğün kartal burunlu adam bölgeyi korumak için formasyon kullanıyor! Siyah cübbeli kadın da zehirli böceklerde ustalaşmış. Gri cübbeli herifin elinde tuttuğu kızıl bayraktan da yaratık hortlakları saçılıyor.”

 

“Toplamda beş kişi saydınız, peki ya altıncı?” Ji Ning sordu.

 

“Altıncı Zifu Öğrencisi henüz bir şey yapmadı.” Dokuzateş zihinsel yoldan mesaj yolluyordu, “Sana her şeyi söyledim. Ne zaman saldıracağın sana kalmış. Unutma, kendini tehlikeye atacak bir şey yapmayacaksın.”

 

“Merak etmeyin, Patrik.” Ning gülümsedi.

 

Ardından, genç adam düşünmeye başladı.

 

Daha önce sürpriz saldırı yaparak iki insanı öldürmeyi başarmıştı ve saldırı sonucunda herhangi bir büyülü hazine elde etmemişti. Bunun sebebi saldırısını yaptıktan hemen sonra karşı tarafın saldırıya geçmiş olmasıydı.

 

“Beş çeşit teknik yani?”

 

“Hmph!” Ning’in gözlerinde soğuk ışıklar beliriyordu, “Ne kadar debelenirseniz debelenin, öleceksiniz!”

 

Aniden…

 

“Kıdemli öğrenci kardeşim Yeşimçocuk, kıdemli öğrenci kardeşim Zidao.” Bir ses yankılandı, “Daha demin Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’nun Ejderkuyruğu tarafından saldırıya uğradık. Ji Klanı’nın dehası Ji Ning, Ejderkuyruğunu kontrol ediyor. Sahip olduğu güç olağanüstü! İki öğrenci kardeşimiz onun ellerinde can verdi! Şimdilik elimizden gelen tek şey bölgeyi korumak. Kıdemli öğrenci kardeşlerim, yağmura dikkat edin… Yağmura dikkat edin…”

 

“Siz de dikkatli olun. Onu olabildiğince oyalamanız lazım.” Diğer taraftan bir ses yankılandı.

 

İki grubunu birbirine seslendiğini duyan Ning’in suratı ekşimişti, “Altı kişilik grubu bir an önce parçalamam lazım.”

 

Nong Zidao formasyon konusunda geniş bilgilere sahipti!

 

Tek bakışta Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’nu tanıyabilmişti. Her ne kadar Ning Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’na güveniyor olsa da karşı tarafa formasyonu yeterince inceleme zamanı verirse Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu’nun gerçekten parçalanabileceğini düşünüyordu! Eğer Yeraltıyılanı Gökyüzükilit Formasyonu parçalanırsa Ji Klanı’nın üyeleri teker teker Karejderi Dağı’nın öğrencileri tarafından öldürülecekti.

 

“Geberin.” Ejderkuyruğunu kontrol eden Ning, bir kez daha altılıya atıldı.

 

……………

 

Zehirli böcekler kol geziyordu.

 

Işık hüzmelerinin oluşturduğu piramitte sekiz kan ejderi yüzüyordu. Ayrıca hayalete benzeyen yaratıkların ve kuşların süzüldüğünü de görmek zor değildi.

 

“Eğer bütün gücümüzle dayanmaya uğraşırsak savunmamızı kolay kolay kıramayacaklardır.” Siyah cübbeli kadın soğuk ses tonuyla konuştu.

 

“Evet.” Dong Ziqi onayladı.

 

 Savunma katmanları birbirinden farklı yapılara sahipti bu sayede her katman bir başka katmanın zayıf noktasını kapatabiliyordu. Yani geçilmesi zor bir duvar oluşturuyorlardı.

 

“Kılıç oyunu etkileyici olan bir Habistanrı Vücut Geliştirme Ustası olsa da buraya adım atmasına imkân yok.” Gri cübbeli adam kızıl bayrağını kavrayarak konuştu.

 

Tırırım…

 

Yağmur damlaları yağmaya başlamıştı. İpek işlemeleri kadar naif görünen yağmur damlaları insana soğuk ve keyifli dakikalar yaşatıyordu. Sağanak yağmur ve sis… Bu ikili normalde dış dünyada insanlar tarafından keyifle karşılanan şeylerdi ancak… Dong Ziqi’nin grubu yağan yağmuru görür görmez gerilmeye başlamıştı.

 

“Geliyor.”

 

“Yağmur başladı.” Dong Ziqi’nin altı kişilik grubu gergindi.

 

 Daha önce, yağmur suyu düşmeye başladığında ortamdaki sessizlik bozulmuş ve ani saldırıda iki öğrenci kardeşleri can vermişti.

 

“Şapşapşapşapşapşap…” Dış katmanda süzülen zehirli böcekler yağmur damlaları tarafından adeta katlediliyorlardı. İpek inceliğindeki yağmurun… Her damlası inanılmaz derecede keskinliğe sahip bıçaklardan farksızdı. Sayısız yağmur çizgisi bölgeye akıyor, böcekleri yerle bir ediyordu. Yağmur suyu her yerdeydi. Her ne kadar sayı bakımından böcekler korkutucu bir raddeye ulaşmış olsalar da çoğu yağmur suyu tarafından öldürülmüştü.

 

Her bir yağmur çizgisi… Tao’nun kırıntılarını barındırıyordu!

 

Bu teknik, Ning’in Tao konusunda yaptığı meditasyonda elde ettiği su ve ateş kontrolü sayesinde ortaya çıkmıştı.

 

Yağmur çizgileri de doğal suyun gebe kaldığı farklı bir formdu. Ning’in Tao konusundaki kavrayışı düşünüldüğünde, yağmur çizgilerinin de etki bakımından Suateş Nilüferleri’ne yaklaştığı anlaşılabilirdi! Evet, belki yağmur çizgileri formasyon katmanlarını aşarak Zifu Öğrencileri’ni öldürmek için pek de pratik bir yol sayılmazdı ancak… Zehirli böcek katliamı konusunda adeta biçilmiş kaftanlardı! Ning zamanında Bei Zishan’la mücadele ettiğinde, Suateş Nilüferi’yle sayısız böceği öldürmeyi başarmıştı. Böcekler, doğa bakımından zayıf canlılardı lakin sayı bakımından rakiplerine epeyi üstünlük sağlayabilen varlıklardı. Yine de aradan geçen beş yılın ardından Tao konusundaki bilgileri artan genç adamın gücü de ciddi bir artış yaşamıştı.

 

“Tırırım…” Yağmur durmaksızın yağıyordu.

 

“Şapşapşapşapşap…” Sayısız görünen zehirli böcek yığınından acı dolu çığlıklar duyuluyordu. Lakin çok geçmeden, dış katmandaki böceklerin hepsi katledilmişti.

 

Siyah cübbeli kadının suratı soluktu. Telaşla konuştu, “Neden böceklerimin dönmesine izin vermedin?” Daha önce, böcekleri ilk kez saldırıya uğradığında kadın çabucak böceklerini yanına çağırmaya çalışmıştı lakin bu çabası ışık hüzmelerinin oluşturduğu piramit tarafından engellenmişti.

 

“Piramit formasyonunu çoktan yerleştirdim. Sadece senin böceklerini kurtaracağız diye formasyonu kaldıracak halim yoktu ya?” Kartal burunlu adam kükredi, “Yağmur suyu yağmaya başladı bile. Ji Ning her an ortaya çıkabilir! Böyle bir anda benden piramidi kaldırmamı bekleme sakın! Ayrıca, kaldırmış olsam bile böceklerinin sadece ufak bir kısmı kurtulacaktı.”

 

Siyah cübbeli kadın öfkeyle dişlerini sıktı.

 

“Küçük öğrenci kardeşim Lu, sinirlenme. Piramit formasyonunu kaldırmamız gerçekten söz konusu olamaz.”

 

“Yağmurun olağanüstü bir gücü var! Sıradan görünen yağmur çizgileri bile saldırı yapabilecek kapasitede!”

 

“Yoksa bu yağmur suyu tekniği falan mı? Genel bağlamda, su tipi teknikler savunma için kullanılır. Bu tür bir yağmur… Direkt göklerden yağan doğal yağmur nasıl bir tekniğe alet olabiliyor ki?!” Grup yağmurun gücünden bir hayli etkilenmişti. Dış katmanda katliama uğrayan böcekler, aslen Zifu Öğrencileri’nin zırhlarını parçalayabilen yaratıklardı. Her ne kadar tek başlarına fazla güce sahip olmasalar da onları öldürmek de pek kolay sayılmazdı.

 

“Tao Bölgesi olmasın?” Gri cübbeli üstat konuştu.

 

“Tao Bölgesi mi?”

 

“Yağmursuyu Bölgesi??”

 

Grup şaşkına dönmüştü.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir? İmkânsız! Ji Ning daha on altı yaşında! Henüz Zifu Öğrencisi seviyesinde olan biri nasıl Tao Bölgesi’ni oluşturabilir ki? Çoğu Wanxiang Üstadı bile bunu yapamıyor.”

 

“İmkânsız!”

 

Zifu Öğrencileri duruma inanmak istemiyordu.

 

Tam o esnada…

 

Mesafedeki karanlık sis ayrılmaya başlamıştı. Devasa Ejderkuyruğu yavaşça süzülüyordu ve kuyruğun tam ortasında oturan genç adamın etrafında yedi yüzden fazla kılıç uçuyordu. Hafifçe gülümseyen genç adam adım adım ilerlemeye başladı.

 

“Ji Ning.”

 

“Ji Ning.” Dong Ziqi ve diğer beşli kürklere bürünmüş gence bakıyordu. Aynı esnada, Ji Ning’in bu kadar açık bir şekilde onlara doğru yürümesini de şaşkınlıkla karşılamışlardı.

 

Dong Ziqi kükredi, “Ji Ning, bize sürpriz saldırı yapman farklı bir nokta ancak böyle açık açık geliyorsan… Ölmek istiyorsun demektir.”

 

Ning yavaşça yürümeye devam ediyordu. Aniden, ayaklarının altında bir nilüfer belirdi. Muazzam, devasa Suateş Nilüferi açtıktan sonra Ning adeta çiçeğin kalbindeki tohuma bürünmüştü… Yapraklar etrafında dönüyor ve bu yapraklara da yedi yüzden fazla uçan kılıç eşlik ediyordu. Bu iki katmanın dışında da devasa Ejderkuyruğu vardı. Ejderkuyruğunaysa… Yağan yağmur eşlik ediyordu.

 

O esnada, Ning adeta dünyayla bir olmuştu.

 

Dong Ziqi ve diğerleri bile ruhlarının titreyişine engel olamıyordu.

 

“Küçük öğrenci kardeşim Muse, durdur şunu.” Dong Ziqi kükredi.

 

“Bana bırak.” Normalde soğuk ifadesiyle bilinen Muse’un suratında ölümcül bir ifade yer etmişti. Çok geçmeden çok sayıda sağlam, kalın sarmaşıklar Ning’e doğru atıldı. Sarmaşıklar daha önce Ning’in Muse’la mücadele ettiğinde karşılaştığı sarmaşıklara benzemiyordu. Zamanında karşılaştığı sarmaşıklar aniden büyümüştü lakin bu sarmaşıklar Muse tarafından epeyi bir zamandır büyütülen ve akılalmaz sertliğe sahip sarmaşıklardı.

 

Ning’in suratındaki gülümseme değişmemişti.

 

“Tırırım…” Devasa Suateş Nilüferi etrafında dönüyordu. Tao Bölgesi seviyesine adım atabilecek kavrayışa erişen Ning doğal olarak Suateş Nilüferi’ni de geliştirmişti.

 

Swish! Swish! Swish! Swish! Swish! Swish! Sayısız yağmur çizgisi, fırlayan kılıçlar gibi sarmaşıklara atıldı. İnce sarmaşıklar parçalanıyor, geriye yalnızca kalın sarmaşıklar kalıyordu. Yine de Suateş Nilüferi’ne dokunan kalın sarmaşıklar da çabucak parçalanmaya başlamıştı.

 

“Tırırım…”

 

 Merkezde Ning, etrafında birbiri ardına açan nilüferler… Nilüferler özgürce açıyor ve yaprakları bölgeyi kaplıyordu.

 

Yaprakların dönerek oluşturduğu baskı gitgide artıyordu.

 

Sarmaşıklardan Ning’e yaklaşmayı başaran biri bile yoktu.

 

“Parçalan.” Ning piramit ışığına bakarak konuştu.

 

ROA…

 

Hafif bir ejder kükremesi duyuldu. Devasa Ejderkuyruğu aniden ileriye savrularak ışık piramidine atılmıştı. Kuyruktaki ejder pulları gözle görülebilecek netlikteydi ve kuyruğun sahip olduğu güç muazzamdı. Patlama sesiyle birlikte kuyruk ışık piramidine saplanmış ve piramit anında parçalanmıştı. Parçalanan piramidin ardından yağmur suyu özgürce yere dikilen üç formasyon bayrağını yerle bir etmişti.

 

Ning çoktan beş katmanlık savunmanın üçüncü katmanına kadar ilerlemişti.

 

“Gidin. Ruhunu emin.” Gri cübbeli üstat elindeki kızıl bayrağı salladı. Bayrak, Bei Zishan’ınki gibi sayısız ölümlü ruhuyla rafine edilmemişti. Bunun yerine adam, heybetli yaratıkların ruhunu kullanmıştı. Bu yüzden, işlediği günahlar da Bei Zishan’a kıyasla daha az sayılabilirdi. Her ne kadar bu bayrağın gücü İllüzyon Hortlak Bayrağı’na meydan okuyabilecek raddeye ulaşamasa da Bei Zishan’ın yarı tamamlanmış bayrağından daha güçlüydü.

 

Yaratık hortlakları kükreyerek Ning’e atıldı hortlaklar yağmur suyunu ve Suateş Nilüferleri’ni umursamadan geçerek Ning’in vücuduna girmişti.

 

Ning gülümsüyordu.

 

 Bilincinde, Tanrıça Nuwa’nın ışık saçan figürü beliriyordu. Tanrıça’dan yayılan ışıklar yaratık hortlaklarına değer değmez başlangıçta vahşi, öfke dolu gözüken yaratıklar sakin, huzurlu birer ruh haline bürünüyorlardı. Hepsi Ning ve Tanrıça Nuwa’nın ilahi figürüne doğru minnetle eğildikten sonra bölgeyi terk ederek reenkarnasyon döngüsüne dönmüşlerdi.

 

…….

 

“Ne?!” Gri cübbeli yaşlı adamın elindeki bayrak rengini hızla kaybediyordu. Herifin suratı değişmişti, “Yaratık hortlakları öldürüldü mü yani?”

 

Dong Ziqi dahil, gruptaki herkes başlarda gri cübbeli üstada beklenti dolu gözlerle bakıyordu lakin bunu duydukları an herkesin surat ifadesi değişmişti.

 

Ning rahat tavırlarıyla yürüyordu…

 

Suateş Nilüferi dönmeye, yağmur suyu akmaya devam ediyordu…

 

“Geberin.” Ning’in hemen önünde beliren kılıç ışığı karanlık sise uygun bir manzara değildi. Işık savrulduğunda, yağmur çizgilerinden birine girerek ortadan kaybolmuştu. Ardından, bir kılıç ışığı daha belirdi. Ning birbiri ardına, durmaksızın kılıç ışığı salıyordu.

 

Bang!

 

Ning’in sahip olduğu kılıç ışığı ne kadar mı güçlenmişti? Artık genç adamın tek bir kılıç ışığı sekiz kan ejderini delip geçerek hepsini katledebilecek kadar güçlenmişti. Tabii kartal burunlu adam ve diğerleriyse öfke dolu kükremeler savuruyordu. Ölümün yaklaştığını çok iyi anlamışlardı. Hepsi de Tao mühürlerini ya da sahip oldukları büyülü hazineleri kullanmaya hazırlanıyordu.

 

“Bang…” “Boom…”

 

Etraflarını kaplayan yağmur suyu demirden yapılma bir duvar gibi grubu iki yandan sıkıştırıyordu. Suateş Nilüferleri katmanlar halinde büyüyerek gruba saldırmaya başlamıştı.

 

Ning sahip olduğu bütün her şeyini kullanarak Zifu Öğrencileri’ni ezmeye çalışıyordu.

 

“Bang!” Acı dolu bir çığlıkla birlikte grupta kellesini ilk kaybeden isim Muse oldu. Ning kaşla göz arasında [Düşük Bin Kılıç Formasyonu]’nun yarattığı kılıç ışığından dokuz tane savurmuştu. Onları yağmur çizgilerine çevirerek rakiplerini birer birer kolayca öldürebiliyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44522 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr