Bölüm 326: Aşılan Sınırlar

Xia İmparatoru, Hükümdar Hao ve diğerleri gökyüzünde duran Diyagram’a odaklanmış durumdaydı. O pasaklı görünen şişman genç adama bakıyorlardı. Şüphesiz ki Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneği, bir kitaba kaydedilebilecek bir şey değildi. Özel yollardan aktarılması gerekiyordu ve bu aktarmayı yapan kişinin bizzat Büyük İmparator Xuanwu olması şarttı!

“Büyük İmparator Xuanwu’nun onayını almayı başaran biri… Basit biri olamaz.” Kuzeydiyarı’nın Ölümsüz Üstadı konuştu. “Xiamang, kim bu çocuk? Nereli?”

Diğerleri de Xia İmparatoru’na bakıyordu.

Xia İmparatoru Toplantı’ya katılan yüz bini aşkın katılımcının detaylarını biliyordu. Gizlemeye çalışmadı ve konuştu. “Bu genç Siyah Beyaz Okulu’ndan, yani Büyük Xia Hanedanlığı’ndaki Sakinsu Eyaleti’nden geliyor. İsmi Zhang Qi ve Taoist lakabı “Üçyağ”, ancak pasaklı giyindiği ve miskin takıldığı için ona Üstat Üçyağ diyen pek fazla kişi yok. Çoğu insan bu gence Miskin Taoist diyor.”

“Miskin Taoist mi? Taoist lakabı Üçyağ mı? Bu genç dostumuz enteresan biriymiş.” Lu Dongbin gülümsedi. “Rastgele bir Taoist lakabı seçmiş. Görünüşe göre Büyük İmparator Xuanwu’nun dikkatini çeken bu genç adamın da özel noktaları var.”

“Büyük İmparator Xuanwu heybetli bir figürdür, ancak buna rağmen böyle miskin ve pasaklı bir çocuğu öğrencisi olarak mı seçmiş?”

“Miskin Taoist mi?”

Hepsi bu ismi akıllarına kazımıştı.

Bu genç adam şu anda Büyük İmparator Xuanwu’nun onursal öğrencilerinden biri olsa da Kutsal Ölümsüz olduğuna muhtemelen kişisel öğrencilerinden biri olacaktı! Bu kadar genç ve zayıf olmasına rağmen Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneğini öğrenmiş olması, Büyük İmparator Xuanwu’nun ona ne kadar değer verdiğini gösteriyordu. Büyük bir gücün verdiği bu değere bakılırsa… Gelecekte bu çocuk normal biri olmayacaktı.

Saf Yang Gerçek Ölümsüzleri’nin yüksek standartları vardı. Bu yüz bini aşkın dehanın arasından çıkacak Kutsal Ölümsüz sayısı belki de bir elin parmağını bile geçmeyecekti ve bu yüzden onları fazla umursadıkları da söylenemezdi; ancak Miskin Taoist’in Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi olduğu ortaya çıkınca, artık ona dikkat edeceklerini belirtmeye gerek bile yoktu.

………..

“Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneği mi?” Dongyan Atası’nın suratında şaşkın bir ifade vardı. “Bu… Toplantı’da ciddi ciddi Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi mi var?”

“Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneği!” Patrik Arcanum’un suratında da şaşkın bir ifade vardı. “O pasaklı çocuk… Kim?! Büyük Xia dünyamızda Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi olabilecek kadar etkileyici biri mi varmış yani?!’

Bin Kutsal Ölümsüz’ün kimisi diğer büyük dünyaları gezmiş ve kimisi de Cennet Alemi’ne gitmişti. Bu yüzden tecrübeleri genişti. Üstelik, Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneği hemen tanınabiliyordu; devasa Kaplumbağa Yılan illüzyonunu ve vücutta beliren kaplumbağa kabuğuvari dövmeleri Miskin Taoist’in kullandığı yeteneği gözler önüne sermişti. Burada bulunan Kutsal Ölümsüzler’den çoğu bu yeteneği biliyordu.

Hepsi şaşkına dönmüştü!

Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneği… Kişinin Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi olduğunu gösteriyordu! Büyük İmparator Xuanwu Üç Alem’deki hükümdarlardan biriydi. Kadim Çağ’dan beri hükümdarlığını sürdürüyordu ve büyük güçlerden en kadim olanları arasındaydı! Kutsal Ölümsüzler bile onun kişisel öğrencisi olma hayallerini taşıyordu… Ancak, çoğunluğu en fazla onursal öğrenci olabiliyordu.

Onursal öğrenci olmakla kişisel öğrenci olmak arasında büyük farklar vardı. Kişisel öğrenciler… Bizzat büyük güçler tarafından eğitiliyordu.

 Lakin, onursal öğrenciler sadece onursaldı, yani sadece kâğıt üzerindeydi; büyük gücün Tao’ya dair konuşmalarını dinleyebiliyorlardı, ancak onlarla tek bir kelime etmeleri bile mümkün değildi!

Kutsal Ölümsüzler Üç Alem’in zincirlerinden kurtulan kaygısız figürlerdi ve yerel bölgelere hükmedebiliyorlardı. Büyük Güçlerin onlar için bazı işleri yapacak figürlere ihtiyacı vardı, bu yüzden bazı Kutsal Ölümsüzler’e “onursal öğrenci” ünvanını veriyorlardı.

Lakin Miskin Taoist farklıydı. Kendisine daha Wanxiang seviyesindeyken Büyük Siyah Kaplumbağa ilahi yeteneği öğretilmişti. Bu durum onun kişisel öğrencilere denk bir muamele gördüğünü gösteriyordu! Şu anda onursal bir öğrenci olsa da bu sadece yeterince güçlü olmadığı için geçerliydi; Kutsal Ölümsüz olduktan sonra hemen kişisel öğrenci konumuna yükselecekti.

……

Aşağıdaki avluda…

“Patrik derhal o pasaklı görünen şişmanı araştırmamızı söyledi.” Mavi bir Dalga Ejderi yukarıya işaret ediyordu.

“Hemen başlayalım.”

…….

“Yüce olan o pasaklı şişmanı araştırmamızı emretti.”

……

Kutsal Ölümsüzler çok güçlü figürlerdi ve bu yüzden Toplantı’daki figürlere dair pek fazla bilgileri yoktu. En azından Miskin Taoist’i biri bile tanımıyordu. Merkezhisleri’ni yaymaya cüret edemiyorlardı; sonuçta, Xia İmparatoru ve diğer sekiz Saf Yang Gerçek Ölümsüzler hemen yanlarındaydı. Yapabilecekleri tek şey adamlarına haber vermekti.

3600 eyalet ve dört denizden gelen delegelerin çoğu araştırmaya başladı.

Çok geçmeden… Bu insanın Zhan Qi isimli, Üçyağ Taoist lakaplı ve Miskin Taoist olarak anılan biri olduğunu öğrenmişlerdi. Kendisi Siyah Beyaz Okulu’nun bir üyesiydi, yani Sakinsu Eyaleti’nden geliyordu!

“Sakinsu Eyaleti… Siyah Beyaz Okulu?”

“Öyle ufacık bir okuldan Büyük İmparator Xuanwu’nun öğrencisi mi çıkmış yani?”

Gökışık Sarayı’nın ana salonunda oturan Kutsal Ölümsüzler bilgileri almıştı. Akılları karmakarışık durumdaydı… Ancak içten içe Miskin Taoist’i onlara denk bir figür olarak görmeye başlamışlardı. Büyük İmparator Xuanwu’nun ona ilgi göstermiş olması bile Miskin Taoist’i denk bir figür olarak görmelerine yeterliydi.

Siyah Beyaz Okulu’nun lideri Ölümsüz Beşçılgın keyifle kahkaha atıyordu. “Ufak Miskin’in etkileyici olduğunu hep söylemişimdir. Tao Kalbi’ni uzun zaman önce anlamıştım… Ve Siyah Beyaz Okulu’ndaki Toprak Ölümsüzü olanların ya da Kayıp Ölümsüzler’in bile Tao Kalbi konusunda onunla aşık atamayacağını söylemiştim. Gerçekten etkileyici! Ama o ilahi yetenek de neydi öyle? Hiç görmemiştim. Yine de güçlü görünüyordu; ufak Miskin’in şanslı bir karşılaşma yaşadığına şüphe yok.”

“Heh heh heh… Ufak Miskin’in gücüne bakılırsa belki bu Toplantı’da… Üç Alem’in Kutsal Ölümsüzleri ya da Saf Yang Gerçek Ölümsüzleri onu öğrencileri olarak alabilir.” Ölümsüz Beşçılgın hayal kuruyordu.

…….

Zaman akıp geçiyordu. Bir aydan fazla bir süre geride kalmıştı.

Dağların ve Nehirlerin Parlakay Diyagramı’ndaki savaşlar vahşiydi, acımasızdı, ancak herkes Ölümsüz Kader için verilen bu mücadelenin böyle geçeceğini biliyordu.

Lakin, Xia İmparatoru’nun ve diğer sekiz Gerçek Ölümsüz’ün gözünde, onları şaşırtan Miskin Taoist’den başka… Kimse yoktu. Üstelik, büyük güçlerin öğrencilerinden birinin böyle bir yerde ortaya çıkması çok nadirdi; bu durumun bir daha yaşanacağına inançları yoktu!

Tırırım…

Diyagram dünyasında. Bir şelale dalgalar halinde akıyor ve aktığı havuzdan dört bir yana sular saçılıyordu.

Havuzun yanında mor cübbeli, kalın kaşlı, büyük gözlü, geniş omuzlu bir genç vardı. Kendisi bağdaş kurmuş oturuyordu. Hemen yanında bağdaş kurmuş bir genç daha vardı; bu gencin saçları salıktı, karmaşıktı ve neredeyse bir barbarı andırıyordu. Bakışları gökleri turlayan kartallarınkilere benziyordu, insanın kalbini titretecek bir vahşiliğe sahipti.

“Xiamang Zishan, dinlenmeyi bitirdin mi? Gitme zamanımız geldi. Daha yeterli tılsım toplayamadık!”

(ÇN: Zishan “Mor Dağ” anlamına geliyormuş, yani mor cübbe giymesi bundan sebep.)

“Hey, kime diyorum!” Karmaşık saçlı barbar genç sinirleniyordu; lakin tam o esnada…

 Aniden mor cübbeli genç adamın etrafında esrarengiz semboller ve güç dalgaları belirmeye başladı. Bunlar Tao’nun dalgalarıydı. Su ve sis genç adamın vücudunu turluyor ve suyun orta yerinde bir de yıldırım seçilebiliyordu.

“…yok artık? Öylece sınırlarını aştın mı yani?” Barbar genç ne diyeceğini bilemiyordu.

Mor cübbeli genç adam yavaş yavaş gözlerini açtı. Eğer barbar genç göklerin kartalı olarak gösterilecek olursa, o zaman bu mor cübbeli genç adam heybetli aurasıyla grubun hükümdarı olarak gösterilebilirdi. Heybetli ve baskıcı auralar konusunda Kuzeydağ Baiwei’nin babası “Kuzeydağ Karakaplan” bile ondan zayıftı.

“Cangwu Jiu.” Mor cübbeli genç gülümsedi, beyaz dişleri görünüyordu. “Dördüncü Tao Yolu’nu kavradım! Seni yakalamayı başardım!”

(ÇN: Jiu = Kartal. Bu yüzden adamı kartal olarak tasvir ediyor.)

“Daha önceleri, zaten güç bakımından denktik… Şimdiyse, seni gidi seni, benden daha mı güçlüsün yani?” Cangwu Jiu şaşkındı.

İkili Diyagram’ın dünyasına girdikten hemen sonra birbiriyle karşılaşmıştı. Savaşsalar da kazanan bir türlü belirli olmamıştı. İmparatorluk başkentinde de birlikte büyüdükleri düşünülürse ve zaten başlı başına arkadaşçıl bir ilişkileri olduğu söylenirse… Diyagram’a girdikten sonra çok sayıda insanın saldırısına uğradıkları için… Güç birliği yapmaya karar vermişlerdi!

“Çok hızlı kaçıyorsun. Eğer saldırılarımı direkt karşılamaz da atlatmaya odaklanırsan sana hiçbir şey yapamam.” Xiamang Zishan’ın gözlerinde özgüven ışıkları yanıyordu. “Ancak benimle kafa kafaya savaşacak olursan… Artık seni yenebileceğim. Büyük Yıldırım Taosu’na entegre ettiğin dört Tao Yolu’yla birlikte… Sanırım bu Diyagram dünyasında, iki numarayım dersem bir numarayım diyecek tek bir kişi bile olmayacaktır!”

“Hemen gaza gelme.” Cangwu Jiu gülümsedi. “Ve havalara girme. Bu Diyagram’da sayısız deha var ve her gün ne kadar savaş yaşandığı düşünülürse… Bu savaşlar kişileri törpüleyerek onlara muazzam bir hızda ilerleme fırsatı da veriyor. Yani sınırlarını sadece sen değil, diğer insanlar da aşıyor!”

“Mm. Bu konuya dikkat etmek lazım.” Xiamang Zishan başını öne salladı. “Kendime fazla güvenemem. Bu Toplantı’daki amacım bir numara olmak!”

Cangwu Jiu başını iki yana salladı. “Hadi gidelim.”

Svoosh! Svoosh!

Xiamang ve Cangwu Jiu ikilisi uçmaya başladı.

……

Miskin Taoist gölün yanında duruyordu. Ay ışığının altında, göl illüzyonvari ve hayal dünyasından fırlamışa benziyordu. Gözleri kapalıydı. Dış dünyada, dokuz Gerçek Ölümsüz’ün ve çok sayıda Kutsal Ölümsüz’ün ona odaklandığını ve şu anda Diyagram’ın en dikkat çeken figürü olduğunu bilmiyordu.

“Ay…”

Miskin Taoist’in vücudu aniden titredi ve ardından etrafında bir ateş dalgası dönmeye başladı. Birbiri ardına ortaya çıkan ateş halkaları Miskin Taoist’i çevreliyordu. Tao’nun dalgaları da iniyordu.

Miskin Taoist gözlerini açtı. “Onca yıl çalıştıktan ve her gün Diyagram dünyasına onlarca kez savaştıktan sonra… Nihayet dördüncü ayda sınırlarımı aştım ve üçüncü Tao Yolu’mu kavramayı başardım. Şimdiyse bütün bu üç Tao Yolu’nu Büyük Taiji Taosu’na entegre etmem lazım.”

 (ÇN: Taiji=Yin Yang)

Miskin Taois de Büyük Taolar’dan birini kavramaya başlamıştı.

Ji Ning Büyük Kılıç Taosu’nu takip ediyordu ve Miskin Taoist de Büyük Taiji Taosu’nun yolunu izlemeye başlamıştı.

……..

 Aradan geçen birkaç ayın ardından, Diyagram’daki çoğu insan pes etti ve çoğu insan da can verdi! Peki ya hayatta kalan dehalar? Normalde, dış dünyada kendilerine denk dehalarla savaşma şansı bulmaları hiç kolay olmuyordu… Şimdiyse günde onlarca ve hatta yüzlerce kez bu dehalarla savaşabildikleri için hepsi sınırlarını alt üst ediyordu.

Sınırlara dayanan çoğu insan, artık bu sınırları yıkıp geçebiliyordu.

Dağların ve Nehirlerin Parlakay Diyagramı’ndaki altıncı ay…

Yabani doğada. Siyah cübbeli bir genç adam ve siyah cübbeli bir genç kadın çimlerin arasındaydı.

Ning bağdaş kurmuş oturuyordu, Yu Wei’yle arasında pek mesafe yoktu. Yu Wei de bağdaş kurmuş, sessizce Ning’i izliyordu. Daha önceleri, Ning’in ona şu sözleri söylediğini duymuştu. “Kıdemli öğrenci kardeşim, bir önceki savaştan birçok şey öğrendim. Etrafı gözleyebilir misin?” Ardından, genç adam basit bir “görüş aldatan” formasyon yerleştirmişti ve gözlerini kapayarak meditasyonuna başlamıştı.

Yu Wei gözleri hala daha kapalı olan Ning’e bakıyordu. Dikkatle gözlerine, burnuna, dudaklarına bakıyordu… Genç adamın bütün detaylarını aklına kazıyor gibiydi…

……..