Bölüm 349: Bir Numara!

.........

“Bu…?” Üstat Karataş ve Üstat Odungeçer aynı anda Ning’e bakmaya başladı. Oracıkta, bağdaş kurmuş oturan Ning’in etrafında rüzgâr dalgaları dolaşıyordu. Aynı esnada… Tao dalgaları da inmeye başlamıştı.

“Ne? Bir başka Tao Yolu mu?!” Üstat Odungeçer ve Üstat Karataş şoke olmuştu. Doğal olarak Ning’in rüzgâra dair bir Tao Yolu’nu tamamen kavradığını anlayabiliyorlardı.

“Bir başka Tao Yolu’nu daha, böyle kritik bir durumda kavramayı başardı. Ji Ning zaten etkileyici bir figürdü. Yakın dövüşte, Üstat Sabrekölesi ve Xiamang Zishan gibi figürleri alt etmeyi başarmıştı. Böyle bir durumda bir başka Tao Yolu’nu kavramış olması… Muhtemelen şu anda yakın dövüş konusunda beni bile geride bırakmıştır.” Üstat Karataş durumu düşüyordu. Gerilmeden edememişti.

 Diyagram dünyasındaki mücadelelerde, bir nevi avantaja sahipti. Çünkü bu mücadelenin asıl odağı hayatta kalarak yeterli sayıda tılsım toplamaktı! Doğal olarak, formasyon konusundaki ustalığını sergileyerek bütün avantajlarını kullanmıştı; lakin bire bir mücadelede dezavantajlı bir konuma düşüyordu; zira formasyonlardan aldığı destek yeterli gelmiyordu.

“Yine de Taobabası’nın birinci olan kişiyi seçeceği kesin değil.” Üstat Karataş kendi kendine konuştu. “Mücadele başladığında, formasyon sanatlarımı sonuna kadar kullanacağım ve Taobabası’na bütün potansiyelini göstereceğim… Böylece beni seçeceğine inanıyorum.”

Kendisi yakın dövüşte de Xiamang Zishan’ın seviyesine yakındı; lakin formasyon yeteneğine daha da güveniyordu! Formasyonlara çok ama çok ter ve kan dökmüştü.

…….

Ning etrafındaki Tao parçacıklarını hissedebiliyordu. Gözlerini açtı ve gülümsedi. Esinti Taosu’nu… Nihayet kavramayı başarmıştı.

Aslında, genç adam Yağmursuyu Taosu’nu kavradığında, Ateşfırtınası Taosu ve Esinti Taosu bir sınıra dayanmıştı. Bu iki Tao’da biraz eksikliği vardı… Ancak bir yıl boyunca yaptığı mücadelenin ardından, nihayet bu iki Tao’yu da kavramayı başarmıştı.

“Üç Tao. Yağmursuyu, Ateşfırtınası, Esinti. Hepsini kavradım.” Ning ana odağını bu üç Tao’ya vermişti ve hepsinde ciddi gelişmeler kaydetmişti. Bu Toplantı’da hepsini kavramayı bitirmesi şaşılacak bir durum değildi.

“Kılıç Taosu’nda da ciddi gelişmeler yaşadım.” Ning keyifliydi. Xiamang Zishan’la yaptığı mücadelede, Kılıç Taosu’na dair kavrayışı ciddi şekilde ilerlemişti. Lakin… [Yüz Santimlik Kılıç]’ın yedinci, sekizinci ve dokuzuncu duruşları arasındaki zorluk çok fazlaydı.

Sonuçta, sekizinci duruş sıradan bir Kutsal Ölümsüz’ün tekniğine denkti ve dokuzuncu duruş da Ölümsüz Kuzeyürüyen gibi bir Kayıp Ölümsüz’ün, bir Kutsal Ölümsüz’ün gücüne ulaşabilmesini sağlıyordu!

 Ning’in şu anki Kılıç Taosu bilgileri, yedinci duruş ile sekizinci duruş arasındaydı. Henüz sekizinci duruşu kavrayamamıştı… Ancak ciddi derecede geliştiğine şüphesi yoktu. Savaş gücü artmıştı.

“Xia İmparatoru bize bir ay verdi. Bu bir ayda Yağmursuyu, Ateşfırtınası ve Esinti Taoları’nı Kılıç Taosu’na entegre ederek kılıcımı daha da güçlendirmeliyim.” Ning kendi kendine konuştu, ardından sakinleşti ve meditasyon yapmaya başladı.

……

Gökışık Sarayı’nın ana salonu…

Herkes iki saatin geçmesini ve son üç mücadelenin başlamasını bekliyordu. Bu son mücadeleler su ekran tekniğiyle kayıt altına alınacak ve izlemesi için Taobabası Parlakızıl’a verilecekti.

“Xiamang Zishan’la yaptığı mücadelede Ji Ning ‘benlik’, yani düşüncenin olmadığı bir transa girmeyi başardı; ciddi derecede geliştiğini düşünüyorum. Bir aylık sürenin sonunda, Ji Ning’in gücü bir kez daha artacaktır. Saldırı gücü bakımından, Ji Ning’in Toplantı’daki en güçlü isim olması kuvvetle muhtemel. Üstat Odungeçer ise savunma konusunda bir numara olmalı. Üstat Karataş’ın durumu biraz daha kötü. Eğer bu mücadele dış dünyada yaşanıyor olsaydı formasyon yetenekleri rakiplerine sıkıntı çıkarabilirdi ancak burada, bu Toplantı mücadelelerinde kazanan tarafın belirlenmesi gerekiyor.” Gerçeklord Chiji sakince konuştu. “Bana kalırsa birinci sıra ya Ji Ning’in ya da Üstat Odungeçer’in olacaktır.”

“Mm.”

“Evet.”

“Üstat Karataş için işler zorlu olacak.”

Lu Dongbin ve diğerleri onayladı. Xia İmparatoru bile başını öne sallamıştı. “Ji Ning Diyagram dünyasında bir Tao Yolu daha kazandı. Sanırım Xiamang Zishan’la yaptığı mücadeledeki öngörülerini kullanarak bunu başardı.”

“Benlik, düşünce yok. Beklendiği gibi böyle bir ruh haline girdikten sonra epeyi ilerleme yaşadı.” Gerçek Ölümsüzler gayet rahattı.

………

Aslen son üç mücadelede, kimin kazandığı ve kimin kaybettiği pek de önemli değildi. Çünkü Taobabası’nın birinciyi seçeceği kesin değildi; lakin, şüphesiz ki… Birinci olan kişinin seçilme şansı yükselecekti. Sonuçta, tarih boyunca kahramanın kim olduğunu genelde zafer ve yenilgi belirlemişti.

İki saat kaşla göz arasında geçip gitti.

Svish! Svish! Svish! Diyagram dünyasından üç figür ana salonda belirdi.

“Majesteleri.” Ning ve diğer ikili hep bir ağızdan saygıyla konuştu.

“Son üç mücadelenin ilki, Ji Ning ve Üstat Karataş arasında olacak.” Xia İmparatoru konuştu. “Üç mücadeleden sonra, hepinizin Büyük Xia Hanedanlığı’nın imparatorluk hazinesine gitmeniz için gerekli ayarlamaları yapacağım ve oradan istediğiniz ilahi yeteneği seçebileceksiniz; ancak bir Taobabası’nın öğrencisi olmanın yanında, doğal olarak bir ilahi yetenek seçmek ufak kalacaktır.”

Ning ve diğer ikili sessizce dinliyordu.

“O zaman, başlayalım.” Xia İmparatoru talimat verdi.

“Anlaşıldı.” Ning ve Üstat Karataş birbirine baktıktan sonra salonun dışına yürümeye başladı.

…….

Artık Ning ve diğer iki kişinin gizli bir kozu kalmamıştı. Hepsi çoktan bütün yeteneklerini sergilemişti ve zaten bu yüzden Lu Dongbin ile diğerleri kimin kazanacağını tahmin edebilmişti!

Üstat Karataş’ın formasyon konusunda bir usta olduğu açıktı, ancak Ning oracıkta hareket etmeden duruyor, sadece Suateş Nilüferi’yle kendini koruyordu. Üstat Karataş ona yaklaştığı gibi Ning de hemen harekete geçiyordu… Ancak saldırıya uğramazsa tek bir adım bile atmıyordu.

Bu yüzden…

Üstat Karataş gücünü sergilemek zorunda kalmıştı, yeteneklerini ve formasyonlara dair bilgilerini kullanıyordu. Basit görünen Fuxi Asa Formasyonu birbiri ardına uyguladığı heybetli formasyonlarla insanları şaşırtıyordu. Kimisi illüzyon, kimisi öldürme amaçlı ve kimisi de mühür amaçlıydı. Hatta, formasyonlar üst üste binerek manzarayı illüzyonlarla ve öldürme isteğiyle kaplamıştı.

Ancak Ning, formasyonu kırmaya bile çalışmıyordu; yapması gereken tek şey oracıkta bekleyip Üstat Karataş’ın ona saldırıp saldırmayacağını izlemekti.

Üstat Karataş etkileyici formasyonlarını sergiledikten sonra Ning’le mücadeleye başlamıştı ve gerçekten de… Ning daha fazla geliştiği için Üstat Karataş’ı yenmekte zorlanmamıştı.

İlk mücadelenin kazananı… Ji Ning’di!

……

İkinci mücadeledeyse, Üstat Odungeçer ve Üstat Karataş birbirleriyle savaşıyordu. Üstat Odungeçer Ning’den bile daha utanmazdı! Ning oracıkta durup beklese de en azından Üstat Karataş’la mücadele etmişti.

Üstat Odungeçer ise oracıkta, kıpırdamayan devasa bir dağ gibi duruyordu. Adeta devasa, insan şeklindeki bir ağaca dönüşmüştü ve Üstat Karataş’ın ona saldırmasına izin veriyordu. Üstat Karataş ne kadar saldırırsa saldırsın, Üstat Odungeçer her hamleye dayanabiliyordu… Karşı saldırıya bile geçmemişti! Ve böylece… Üstat Karataş’ın ilahi gücü tükenmişti. Pes etmek zorunda kalmıştı!

İkinci mücadelenin kazananı… Üstat Odungeçer’di!

……….

Üçüncü mücadele Ning ve Üstat Odungeçer arasındaydı. Savaş ilk iki mücadeleden daha heyecanlı geçmişti. İlk iki mücadelede Ning ve Üstat Odungeçer, Üstat Karataş’ın formasyonunda fazla hareket etmemişti. Bu mücadele ise kafa kafaya kapışıyorlardı!

 Ji Ning güç konusunda bu Toplantı’nın bir numarasıydı! [Dokuz Gökler’in Parlakızıl Diyagramı]’nda on ikinci seviyedeydi, Kılıç Taosu muazzam bir raddeye ulaşmıştı ve genç adamın kavradığı üç Tao Yolu’na bir de [Yıldızkavrayan El] eşlik ediyordu!

Bu mücadelede…

Ning kılıç oyununu sergiliyor, vahşice saldırı yeteneklerini gösteriyordu. Başlangıçta, Üstat Odungeçer karşı koymaya kalkmıştı ancak çabucak Ning tarafından savunmaya çekilmek zorunda bırakılmıştı. Çünkü Ning Miskin Taoist’den farklıydı; Miskin Taoist’in dalgakatmanı tekniği elbet bir raddede bozuluyordu, ancak Ning’in kılıç oyunu sonsuzdu. Kılıç oyunu limitsiz bir silsileye dönüşerek Üstat Odungeçer’i yaralamaya bile başlamıştı. Her yarayı ilahi gücünü kullanarak iyileştirmek zorunda kalıyordu… Ve nihayetinde, Üstat Odungeçer pes etmişti!

“Pes ettirene kadar ilahi gücümün %70’ini kullandım.” Ning’in sırtından soğuk terler akıyordu. [Yıldızkavrayan El]’i çok ilahi tüketiyordu. Eğer Üstat Odungeçer biraz daha dayanabilseydi Ning’in ilahi gücü bitecekti.

…….

Üç mücadelenin ikisini Ning kazanmıştı! Üstat Odungeçer bir zafere sahipti ve Üstat Karataş’ın tek bir galibiyeti bile yoktu!

“Kazandı!”

“Ahaha, kazandı, kazandı, KAZANDI!!” Sakinsu Eyaleti’ne ait delege heyecandan çıldırmak üzereydi. Geniş kahkahalar patlatıyorlardı.

3600 eyaletten ve dört denizden gelen milyonlarca insan vardı, ancak aralarından bu Toplantı’da bir Taobabası’nın öğrenci alacağını sadece çok az kişi biliyordu. Onlar için… Toplantı’da birinci olmak bir zafer ve gurur meselesiydi.

“Birinci oldu, birinci oldu!” Mu Kuzeyoğul o kadar heyecanlıydı ki suratı kıpkırmızı kesilmişti. Keyifli keyifli konuştu. “Kıdemli öğrenci kardeşim Ji Ning birinci oldu!”

Üstat Genişnehir duygusal suratıyla iç çekti. “Geçmişte, küçük öğrenci kardeşim Ji Ning’in Gençateş Nong’u öldürdüğünü görünce çok endişelenmiştim; lakin beklenmedik bir şekilde aradan bu kadar kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, küçük öğrenci kardeşim Ji Ning ciddi ciddi Toplantı’nın birincisi oldu. Bu gerçekten de… Mucize. Gerçek bir mucize!”

“BİR NUMARA!” Ölümsüz Beşçılgın heyecandan elindeki şişeyi bile fırlatmıştı. Çılgına dönmüş durumdaydı ve heyecandan kafayı yemek üzereydi. “Ahahahaha! Siyah Beyaz Okulu’ma ait bir öğrenci Toplantı’nın birincisi oldu! Daha önce Siyah Beyaz Okulu’nun tarihinde böyle bir şey gerçekleşmemişti, bir kez bile! Hahaha, Toplantı’nın şampiyonluğu… Siyah Beyaz Okulu’mun öğrencisine ait! Hahaha, muazzam, fevkalade!”

“Efendim çok etkileyici.” Ufak Qing’in gözleri parlıyordu.

“Abi…” Beyazsu Tazısı geçmişteki hatıralarına dönmüştü. Ji Yichuan ve Yuchi Kar’ın Ji Ning’e kılıcı öğrettiği zamanları hatırlıyordu. “Bunu görebiliyor musunuz? Ona ayak oyununu öğrettiniz… Kılıç oyununu öğrettiniz… Şimdiyse elinde kılıç, kendisi koskoca Büyük Xia Hanedanlığı’nın Ölümsüz Kaderin Toplantısı’nda birinci oldu! Görebiliyor musunuz? Görebiliyor musunuz?”

Beyazsu Tazısı’nın göz yaşları akıyordu. Duygulanmıştı.

……….