Bölüm 750: Her Şey Tek Bir Çiçek İçin

Proofreader: Wias

“Subhuti, emin misin?”

“Formasyonu bir süreliğine aşmayı başarsak bile, Yaşlı Adam Yuan'ın yanında başkaları da var. Zaten adam kişisel bağlamda akılalmaz bir güce sahip.” Herkes şüpheliydi.

Subhuti Hilal Dünyası'na ait bulutlarda durmaya devam ediyordu. İlahi vücudu aniden ikiye ayrıldı ve yanında ikinci bir Subhuti belirdi. “Eminim.”

Kendine inandığından değildi.

Shennong'a inanıyordu! Shennong bu çiçeğin Üstün Tanrılar'ı katledeceğini söylemişti.

“Güzel.” Ebediodun zihinsel yoldan konuştu. “Subhuti, sana inanıyorum. Yan yana savaşma şansını elde edebileceğimi hiç düşünmezdim.”

“Sana inanıyorum.”

“Başka çaremiz yok.”

“Kara nilüfer formasyonunu nasıl aşacağız?”

Hükümdarlar birbirleriyle zihinsel yoldan konuşmaya başladılar.

Houyi bunca zamandır sessizdi. Aniden, zihinsel yoldan konuştu. “Yardımınıza ihtiyacım var. Hepiniz, kara nilüfer formasyonuna saldırın! Onu biraz baskı altına alın. Ben de okçuluğumu kullanarak tek bir darbede onu parçalayacağım.”

Ji Ning ve diğerleri bunu duyar duymaz şoke oldu.

Houyi'ye inanıyorlardı, zira Şeytankalp'i öldüren kişi Houyi'ydi! Lakin Houyi'nin ağır yaralar aldığı açıktı.

“Atacağım ok, bugüne kadarki en güçlü okum olacak. Şeytankalp'i öldürdüğüm oklardan bile daha güçlü olacak.” Houyi konuştu.

“Pekâlâ. Dediğin gibi yapacağız.”

“Tamam.”

Büyük güçler çabucak karara vardılar.

“Artık bu işten çıkışımız yok.” Tathagata hırladı ve etrafındaki Semavi Tanrılar kara nilüfer formasyonuna döndü. Formasyon Kusursuz Yol'a saldırıyordu. Herkes nefretle doluydu… Gökyüzü ile yeryüzünün doğal enerjisini çağırarak Tathagata'nın etrafında bir Pangu Yaratılış Formasyonu kuruyorlardı.

“Hahah… İşler artık bu raddeye kadar geldi. Taoist dostlarım, yanıma geldin!” Taoist Üç Saflık geniş bir kahkaha atarak Saf Yang Gerçek Ölümsüzleri topladı ve çabucak bir Nuwa Gökleri Yenileyen Formasyon kurdu.

“Yabaniyaratık kardeşlerim, gelin şu Yaşlı Adam Yuan'ı öldürelim! Onu öldürdükten sonra hep birlikte içecek ve ziyafet vereceğiz!” Sun Wukong kükrer kükremez etrafındaki Yabaniyaratık Tanrıları da ona katıldı ve grup, çabucak bir Pangu Yaratılış Formasyonu kurdu. Devasa Pangu Wukong saldırıya geçiyordu.

“Taoist Yuan… Bugün öleceksin.” Buda Amitabha, bir Nuwa Gökleri Yenileyen Formasyon kuruyordu.

Kuafu…

Taoist Yeşim Kazan…

Buda Maitreya…

Hükümdar seviyesine yakın olan bütün güçlü figürler de formasyonlar kuruyordu. Formasyonlardaki Semavi Tanrılar'dan ve Gerçek Ölümsüzler'den biri bile görevinden sapmamıştı. Hepsi korkusuzca büyük güçlerini takip ediyordu.

“Amitabha… Savaşta bunca dostla birlikte olmak gerçek bir lütuf.” Buda Jueming gülümseyerek konuştu ve kara nilüfer formasyonuna doğru atıldı.

“Parlakay.” O esnada… Ning'in zihni kızına ait görüntülerle doluydu.

“Kimse sana zarar veremeyecek.”

“Kimse.”

Siyah bir yıldırım yılanı boşluğu katediyor, kara nilüfer formasyonuna doğru ilerliyordu.

Tanrıhabisi Çürükdiken'in yapay vücudu savaşı uzaktan izlemekteydi. Üç Alem'e ait bütün üstatların kara nilüfer formasyonuna doğru atıldığını görür görmez şaşkına dönmüştü. Geçmişi anımsamadan edemedi ve hafifçe mırıldandı. “Zihin Efendisi, bu yerlilerin yenebileceği bir figür değil. Hepsi gerçekten aptal! Ancak… Manzarayı görünce, kazanmalarını istemeden edemiyorum. Aynı geçmişteki o savaş gibi. Evimde yaşanan o büyük savaş gibi… Ah… Nihayetinde, burası güçlünün hüküm sürdüğü bir dünya.”

“Geber! Geber! Geberin!!”

Yaşlı Adam Yuan merhamet nedir bilmiyordu. Kara nilüfer yaprakları bir et öğütücüsü gibi rakiplerine saldırıyor, büyük güçleri öldürüyor ve çok sayıda formasyonu parçalıyordu.

Ji Ning, Buda Jueming, Ebediodun ve Her Şeytanın Efendisi en öndeydi, büyük güçlere ellerinden geldiğince yardım ediyorlardı. Sahip oldukları ilahi vücutlara ve güce bel bağlayarak en tehlikeli durumlara atlıyorlar, böylece taraflarının olabildiğince az kayıp vermesini sağlamaya çalışıyorlardı.

Üçay Kılıçları, Ölümsüz Katleden Kılıçları ve diğer yeşim, kanlı, kılıç ışıkları ile çeşit çeşit Kaos silahı büyük formasyona saldırıyordu.

İki ittifak da bütün gücüyle saldırmaktaydı.

Houyi uzaktan yaşananları izliyordu. “Sizleri… Hayal kırıklığına uğratmayacağım.” Yayını gerdi.

Yaşlı Adam Yuan sakince etrafında yaşananları izliyordu. Houyi'nin yayını gerdiğini görünce suratı biraz değişti. Bir Kalpgücü Gelişimcisi'nin ne denli etkileyici olabileceğini çok iyi biliyordu. Houyi sadece kendi yarattığı tekniklere sahipti, ancak o tekniklerle Şeytankalp'i öldürmeyi başarmıştı! Yaşlı Adam Yuan onu hafife almaya cüret edemiyordu. Bu yüzden yıllar önce Chang'e'yi kontrolü altına almıştı; böylece Houyi'yi etkilemeyi ve engellemeyi umuyordu.

“Houyi.” Yaşlı Adam Yuan sessizce emir verdi ve Chang'e hemen önüne fırladı.

“Eğer bana bir şey yapmak istiyorsan, o vakit önce Chang'e'yi öldürmen gerekecek.” Yaşlı Adam Yuan ona doğrultulan okla başa çıkabileceğini düşünüyordu, ancak yine de dikkati elden bırakmamıştı.

“Houyi.” Houyi yayını gerdiği sırada, adeta yitip giden o günlere dönmüş gibiydi. Hayatının en mutlu günlerine…

“Houyi, tadına bak. Güzel mi?”

“Yaptığın her şey çok güzel, Chang'e.”

Ardından kalbini kıran bazı şeyler yaşanmıştı, ancak o eski günlerin güzeller güzeli anısı hiçbir zaman solmayacaktı.

Gülümseyen Houyi yayını sonuna kadar gerdi.

Tırırırım… Boşluk, Houyi'nin ilahi yayına çekilen kaos enerjisiyle titriyordu.

Tırırım… Yay titremeye başladı.

Houyi'nin ilahi vücudu akılalmaz parlaklığa sahip bir ışığa dönüştü… Ardından bütün o ışık, oka büründü.

Kaos enerjisi yayıydı. Kalpgücü yay teliydi. Kendi vücudu, hayatının ta kendisi ise, oktan başka hiçbir şey değildi.

 Bu ok Houyi'nin yıllar yılı yaşadığı hüzün ve ruhani acıdan sonra geliştirdiği bir teknikti. Bir ok ki okçunun canını gerektiriyordu…

Tang.

Yay teli kükredi.

Ok uçtu.

Boşlukta geriye kalan tek şey Houyi'nin ilahi yayıydı ve o yay, adeta acı içerisinde ağlıyordu.

Ok gökleri deldi, kaos enerjisini ve doğal enerjiyi toplayarak yutuyordu. Ok bir meteor gibi boşluğa uzandı, uçtukça parlaklığı artıyordu. Ok, boşluğu tamamen sessizliğe sürdü. Bütün büyük güçler, Semavi Tanrılar ve Gerçek Ölümsüzler o oka bakıyorlardı. Telaşla kara nilüfer formasyonuna saldırıyorlardı, her şey o oka bir şans tanımak içindi.

Houyi'nin o ok için hayatını feda ettiğini anlamışlardı.

Hüzün doluydular, ama umutlanıyorlardı. O okun başaracağına dair bir umut ışığı doğuyordu. Gerekirse, onlar da aynı fedakarlığı yapmaya razıydı.

“İntihar oku.” Kara nilüfer formasyonu tarafından korunan Yaşlı Adam Yuan'ın yüzü ekşidi. “Bu Houyi gerçekten manyağın teki. Kalpgücünde o kadar yeteneğe sahip, ancak geliştirdiği bütün teknikler intihara meyilli olduğunu gösteriyor. Şeytankalp'i çaresizlik eseri gibi görünen bir saldırıyla öldürmüştü, ancak bu ok? Bu ok resmen intihar!”

Ok çok hızlıydı. Atlatmak mümkün değildi.

“Kafayı yemişler.” Yaşlı Adam Yuan'ın yüzü ekşidi. Büyük formasyon iki ittifak tarafından da saldırı yağmuruna tutuluyordu. Figürler tek başlarına zayıflardı, ancak güç birliği yaptıklarında Şeytankalp'in bile zorlanacağı bir güce erişiyorlardı. Kara nilüfer formasyonu gerçekten ciddi bir baskı altındaydı.

Boom!

Ok yükselerek devasa bir kuyruklu yıldıza dönüştü ve direkt kara nilüfer formasyonuna çakılarak patladı. Formasyon halihazırda ciddi bir baskı altındaydı… Şimdiyse, daha fazlasına dayanamıyordu. Bir patlama sesiyle birlikte parçalandı ve dağıldı, ancak nilüfer yaprakları parçalanırken kuyruklu yıldız da soluyordu. Yaşlı Adam Yuan'a doğru giden ok, artık gözle görülebiliyordu.

Elinde püskül, Yaşlı Adam Yuan oradaydı. Püsküle ait ipekler etrafını sarıyor, koruma katmanları oluşturuyordu. Ayrıca Chang'e'ye de önünde durmasını emretmişti.

Boom!

Ok yön değiştirmeden ilerliyordu.

Chang'e'nin vücudunu ve püskül katmanlarını deldi. Yaşlı Adam Yuan'ın önünde belirdiğinde, Yaşlı Adam Yuan okun ucuna karşı elini savurdu.

 BOOOM!!

Yaşlı Adam Yuan birkaç adım geriye çekildi. Ağzından kanlar akıyor olsa da gülüyordu. “Formasyonumu aşabildin, ancak bunun bedelini hayatınla ödedin. Yaptığın onca şeye rağmen ilahi gücümün yalnızca ufak bir kısmını harcadım.” Endişe ettiği tek şey Houyi ve onun oklarıydı.

Chang'e diz çöktü, eliyle göğsünü tutuyordu.

Vhoosh. Önlerinde bir bulanık gölge belirdi, o gölge Houyi'nin figürüne sahipti. O gölge Houyi'nin gerçekruhuydu.

“Chang'e.” Houyi'nin figürü Chang'e'ye baktı. Elini nazikçe uzatarak kadının yüzüne dokundu. Hafif sesiyle konuştu. “Senden… Hiç… Nefret etmedim.”

Chang'e sadece ona baktı, gözleri buz kadar soğuktu.

Buna rağmen… Gözlerinden yaşlar akıyordu.

Kalbi acıyordu. Neler yaşandığını biliyordu, ancak yapabilecek bir şeyi yoktu.

Chang'e'nin göz yaşlarını gören Houyi gülümsedi. Ardından… Kaybolup gitti.

“İntihar saldırısı yaptıktan sonra bile sadece irade gücünü kullanarak bir süreliğine gerçekruhunu açığa çıkarabildi demek?” Yaşlı Adam Yuan soğuk figürüyle Chang'e'ye baktı. Kadın yere düşmüştü ve aurası zayıflıyordu. Vücudu o dehşet verici ok tarafından delinmişti; nasıl hayatta kalabilirdi ki?

“Hmph.” Yaşlı Adam Yuan'ın yüzü değişti… Çünkü hemen arkasında, Taoist cübbelerine bürünmüş yaşlı bir adam vardı.

Subhuti'nin elinden parlak bir çiçek fırladı ve fırlarken açmaya da başladı. Çiçeğin yaprakları birer birer açılıyordu. Belki de o çiçek, bugüne kadar Üç Alem'e bakan en güzel, en muazzam çiçekti.

Ji Ning, Buda Jueming, Üç Saflık, Buda Tathagata, Her Şeytanın Efendisi, Ebediodun, Kuafu, Sun Wukong, Çılgın Ji, Yeşim Kazan, Buda Maitreya, Buda Amitavha ve diğer büyük güçler izliyordu. Hepsi açan çiçeği izliyordu. Yaptıkları her şey… Houyi'nin fedakarlığı... Hepsi o çiçeğin açması içindi.

…………