Bölüm 1124: [Tao kalbi]

avatar
3201 30

Desolate Era - Bölüm 1124: [Tao kalbi]



Bölüm 1124: [Tao kalbi]

 

Vhoosh. Ji Ning'in önündeki derin boşlukta soğuk bir rüzgâr esiyordu fakat Ning oracıkta sadece boş boş duruyordu.

 

[Değişim] tekniği, kişiye gerçekruh aurasını değiştirme imkânı tanıyordu. Taobirleşimi'nde ya da gelişim bazında pek faydalı olmayacak nadir tekniklerden sadece biri sayılırdı. Öte yandan [Tao kalbi] tekniğinin gelişimcilere inanılmaz faydaları vardı!

 

Gelişimciler için asıl önemli olan şey Tao kalbiydi! Yeterince güçlü bir kalbiniz yoksa, bir Kutsal Ölümsüz bile olamazdınız. Tao kalbiniz çöktüğünde vücudunuzdaki Ölümsüz enerjiye yenik düşerek ölmeniz bile söz konusuydu! Bütün Taolordları, bilhassa üstün olanları, inanılmaz derecede sağlam Tao kalplerine sahipti.

 

Genelde kişinin Tao kalbi ne kadar güçlüyse, kişi de bir o kadar güçlü oluyordu. Yani genel ortalamada Ebediyet İmparatorları'nın Tao kalpleri Taolordları'na kıyasla daha güçlüydü. Tabii bazı nadir istisnalar da yok değildi.

 

Dokuztoz kızılsaçık zehrine maruz kaldığında öyle acı çekmişti ki, Ning'den kendisini öldürmesini bile istemişti. Kızılsaçık zehri normalde güçlü Ebediyet İmparatorları'na karşı kullanılmak için tasarlanmış bir zehirdi. Güçlü Tao kalplerine sahip olan bu insanların kalplerini zayıflatıyor, onları ölmek için yalvaracak raddeye getiriyordu. Bu bile Dokuztoz ve güçlü Ebediyet İmparatorları'nın arasındaki Tao kalbi farkını ortaya sermeye yeterdi.

 

Fakat zaman geçtikçe Dokuztoz'un Tao kalbi bu acı verici tecrübeyle birlikte güçlenmişti. Zehrin son aşamalarına geldiğinde, Dokuztoz bağırmayı bırakmıştı. Eğer kızılsaçık zehriyle bir kez daha karşı karşıya gelirse, bu kez zayıflayacak olmasına rağmen ölmek için yalvarmazdı. İşte bu durum Tao kalbinin geliştiğini gösteriyordu!

 

“Kızılsaçık zehri korkunç bir zehir olsa da, Tao kalbini geliştirmek için gayet iyi bir hazine. Ne yazık ki etkisi sadece on iki gün sürüyor.” diye düşündü Ning. Nihayetinde, on iki gün için kızılsaçık zehri gibi nadir ve bulunması zor bir hazineyi kullanmak pek mantıklı değildi. Ebediyet İmparatorları arasındaki bir düelloda doğru zamanda kullanılırsa karşı tarafı ölüm riskine sokabilecek bir hazineden bahsediliyordu! Yani kimse gidip de böyle bir hazineyi Tao kalbini geliştirmek için kullanmazdı.

 

“[Tao kalbi]… Kullandığında keşke kızılsaçık zehrine maruz kalsaydım dedirten bir acıyı tecrübe ediyorsun!” Ning gerçekten şaşkındı.

 

Kulağa gayet basit geliyordu; sadece insana acı çektiren bir teknikti, değil mi? Ama şunu unutmamak gerekiyordu; Üstün Taolordları'nın Tao kalpleri öyle güçlüydü ki, ölümün karşısında bile gülebiliyorlardı! Bu tür figürlere, zihinsel bir çöküş yaşayacak kadar acı çektirebilmek çok zordu. Kızılsaçık zehrinin değerine değer katan şey de buydu! Öte yandan bu teknik, acı seviyesini dehşet verici boyutlara çıkarabiliyordu. Sonsuz Diyarlar'da böyle bir teknik duyulmuş şey değildi.

 

Kayıtlara göre [Tao kalbi] tekniği yedi kalp cehennemine ayrılıyordu. İlk seviye bile bir üstün Taolordu'na korkunç acılar çektiriyordu ve seviye arttıkça olay da inanılmaz bir hal alıyordu. Yedinci cehennem öyle bir seviyeydi ki, üstün Taolordları'nın gerçekruhları acıya dayanamayarak anında paramparça oluyordu!

 

Ning önünde duran taştan sütuna baktı. “Taştan sütunda sadece ilk üç cehennem kayıtlı; dördüncü ve yedinci seviyeleri sadece Ebediyet İmparatorları öğrenebiliyor! Görünüşe göre Sithe, Taolordları'na bile sadece ilk üç seviyeyi öğrenme fırsatı tanınmış. Üç renkli zincirleri geçmek istiyorsam onları kavramam lazım.”

 

Üç renkli zincirler genç adamın vücudunu yoğun bir acıyla dolduracaktı. Kişi bu zincirleri güven içinde geçmek için önce ilk üç cehennemi kavramalıydı.

 

……

 

“Başlayalım!”

 

Soğuk bir rüzgârın eşliğinde beyaz cübbeli Ning elini salladı ve geçici zaman hızlandırma kabini çıkararak çalışmaya başladı.

 

“Mo… Ya… Ta…” Ning'in ruhu tekniğe ait sözleri okuyordu. Kullandığı şey garip bir edaya ve derin bire melodiye sahip olan ruh sesiydi. Ning yavaş yavaş acı miktarındaki değişliği fark ediyordu. Acı, vücudunun her bir hücresini kaplayarak gitgide artıyordu. Genç adamın ruh sesi sözleri okumaya devam ettikçe yaşadığı acı da artıyordu. Bir saat sonra Ning'in yüzü ekşidi ve gözlerinde keskin bakışlar belirdi.

 

“…Kong… La… Luo… Sithe.” Ning ilk cehennem yazıtını tamamladı ve gözlerini açtı; alnı ter damlalarıyla doluydu.

 

“Korkunç. Uzun zamandır böyle bir acı çekmemiştim… Ama yine de dayanabileceğim seviyede.” Ning gözlerini kapatarak ikinci cehenneme odaklandı.

 

Ning, Sonsuz Diyarlar'daki en güçlü Kalpgücü Gelişimcisi'ydi ve Nihai Kılıç Taosu’nun efendisiydi. Tao kalbi inanılmaz derecede güçlüydü!

 

Kalpgücü Gelişimcisi olmadığı zamanlarda bile olağanüstü bir Tao kalbi'ne sahipti. Uzun zamandır kalpgücünün dördüncü aşamasında takılıp kalan Ning, ebeveynleri için takındığı inatçı tavır nedeniyle bu sınırı aşamamış ve dolayısıyla beşinci seviyeye ulaşamamıştı. Fakat ebeveynlerini diriltmesi isteği o kadar yoğundu ki Tao kalbi o zamanlar bile inanılmaz derecede sağlamdı. Aynı şekilde, bazı Ebediyet İmparatorları ve Hükümdarlar da Kalpgücü Gelişimcileri olmamalarına rağmen güçlü Tao kalplerine sahipti.

 

Ancak tabii… Olağanüstü bir Tao kalbi denildiğinde akla gelen ilk figürler her daim Kalpgücü Gelişimcileri oluyordu fakat Kalpgücü Gelişimcileri arasında da güç farkı vardı. Ji Ning, Zamanırüya, Bulutyürüyen, Şarapbilgesi… Tao kalbi konusunda birinci sıradan dördüncü sıraya kadar bu isimleri söylemek mantıklıydı.

 

………

 

“… Tian… Fu… Can…Sithe.” Ning'in yüzü kıpkırmızıydı ve titreyen vücudundaki bütün damarlar belirginleşiyordu. Buna rağmen zar zor da olsa ikinci cehennemi tamamlamayı başardı.

 

“Başardım.” Ning pek mutlu değildi. Birinci ve ikinci cehennemleri kolayca tamamladıysa, bunlar pek işine yaramazdı.

 

“Sıra üçüncüde… Jinayi cehennemi.”

 

Ning derin bir nefes aldı ve kızaran suratı ile damarları eski, normal hallerine döndü. “Zi… Mi… Shi… Ya…” Ning üçüncü cehennemin sözlerini okumaya koyuldu.

 

Acı!

 

Adeta acıdan oluşan devasa bir dağ ufacık, zavallı vücuduna biniyordu. Neredeyse zihinsel bir çöküş yaşamak üzereydi. Ning güçlü bir Tao kalbine sahipti, ancak o esnada gerçekten kendisini çok zayıf hissediyordu. Sanki her an yıkılabilirdi.

 

Çat çat çat çat… Bağdaş kurmuş oturan Ning'in yüzünden terler akıyor ve vücudundaki kemiklerden sesler geliyordu. Kasları ve tendonları yırtılmak üzereydi, diş etlerinden kanlar akıyordu fakat Ning bunların hiçbirini fark etmiş gibi görünmüyordu.

 

Tao kalbi tamamen ruhunu ve inançlarını korurken, ruh sesi tekniğin sözlerini okumayı sürdürüyordu. Acı hala artmaktaydı! Önündeki her şey kapkaranlık bir manzaraya dönüştü ve dünyadaki bütün sesler hiçliğe karıştı. Orada sonsuz bir acıdan başka hiçbir şey yoktu!

 

“Ah…” Ning ansızın afalladı. Ruhu hızla tekniğin sözlerini kesti ve acı çabucak kaybolarak genç adamın bilincini geri kazanmasına fırsat verdi.

 

Başını eğerek kendine bakan Ning, vücudunun terle ve kanla kaplı olduğunu gördü.

 

“Yazıtı okumaya devam edemeyecek kadar acı içindeydim.” Ning bu keşfi fark edince ilginç bir şekilde gülümsedi. “Hahaha! Güzel, güzel! Yani Tao kalbim yeterince güçlü değil. [Tao Kalbi]'nin üçüncü cehennemini ilk denememde kavrayamadım. Sithe bunları üstün Taolordları'nı eğitmek için kullanıyorsa, o vakit benden de güçlü Taolordları'na sahip olsalar gerek. En azından Tao kalbi konusunda…”

 

“Hahah. [Tao Kalbi]'nin üçüncü cehennemi işime yaradı.” Ning keyifliydi. İlk denemesinde tekniği tamamlasaydı, üçüncü cehennem işine pek yaramazdı.

 

“Hadi baştan. Hissettiğim acı, Dokuztoz'un çektiği acıdan daha azdı.” diye düşündü Ning. [Tao Kalbi]'nin etkisi kızılsaçık zehriyle aşık atabilecek düzeydeydi; fakat Ning kızılsaçık zehrini tecrübe etmediği için tam bir yorum yapamıyordu. Yine de kızılsaçık zehrinin Dokuztoz'u intiharın eşiğine sürüklediği açıktı! Tabii zehre Hükümdar Parkıyı maruz kalsaydı, kendisi gülümseyerek sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilirdi! Yani acı, değişkenlik gösteren bir kavramdı. [Tao Kalbi]'nin üçüncü cehennemi şu an için sadece Ning'i yazıtı okuyamayacak hale getiriyordu.

 

Öte yandan kızılsaçık zehri, Dokuztoz'u sonsuz bir acıya boğmuş ve on iki gün boyunca sürmüştü.

 

“Devam.” Ning yazıta odaklandı. [Tao Kalbi]'nin yedi aşaması, kalbin yedi cehennemi olarak biliniyordu. Sithe türündeki en üstün Taolordları bile sadece ilk üç cehennemi kavrayabiliyordu.

 

İlk üç cehennem, üstün Sithe Taolordları için bile bir kabustan farksızdı! Genelde her boşlukta sayısız yıl çalışır, sonsuz bir zihinsel işkenceye maruz kalırlardı. Tekniği tek bir kaos döngüsünde kavrayamazlarsa, Sithe onları buradan zor kullanarak çıkarırdı. Sadece üstün Taolordları'ndan bazıları bu tekniğin ilk üç cehennemini kavrayabilirdi.

 

………

 

Birbiri ardına denemeler…

 

Ning'in ruhu durmaksızın tekniğin sözlerini okuyor, sonsuz bir acıya maruz kalıyordu. Her seferinde bu acı onu kedere boğarak bilincini yitirmesine sebep oluyordu. Acı, dayanabileceği miktarın çok üstündeydi ve tekrar tekrar başarısız oluyordu. Her seferinde tek amacı, dayanabileceği miktarı azar azar artırmaktı.

 

Eğitim sırasında Ning etrafına basit ve sıradan bariyerler yerleştirdi. Biri gelirse bu bariyerler Ning'i uyaracaktı. Böylece genç adam rahatça kendini eğitime kaptırabiliyordu.

 

……

 

Zaman akıp geçti. Ning işkencelere maruz kalarak dayanabildiği süre zarfını artırıyordu. Yirmi bir yıl sonra…

 

“… Qian… Fu… La… Jie… Na… Yi… Sithe.” Ning nihayet üçüncü cehennemin yazıtını okumayı bitirdi. Acıyla dolsa da, sonuna kadar bilincini korumayı başardı.

 

“Başardım.” Ning gözlerini açtı.

 

Vhoosh. Elini sallayan Ning, kabini kaldırdı ve önündeki üç renkli zincirlere yürüdü.

 

Artık ikinci dünyadaki üstün Taolordu sayısı ciddi ölçüde artmış ve son mühür için yapılan mücadele kıyasıya bir hal almıştı.

 

……

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44539 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr