Bölüm 1146: İmparator Golemleri

Meydan okuma tamamlandıktan sonra Ning ile Dokuztoz ikilisi hızla Yükselenturna Dağları'na girdiler ve üç büyük klanın gelişini beklemeye başladılar. Aslında Ning dikkatli olmakta haklıydı. Bu gezegende gerçekten de çok sayıda sır gizliydi.

Gezegenin çekirdeğinde…

Fokurdayan lavların oluşturduğu bir gölün yanında üç figür oturuyordu. Hepsi gümüşi bir cilde ve normal gelişimcilerden farklı auralara sahiplerdi. Epey garip ve ilginç göründükleri söylenebilirdi.

Üçlüden kaslı olanı hırladı. “Üçümüze de aynı anda meydan okuyacak kadar cesur. Juwah ve Nonti klanlarından gelen kardeşlerim, daha önce bu ‘Karakuzey’ ismini hiç duydunuz mu?”

“Hiç duymadım.” “İlk defa duyuyorum.” Diğer iki gümüşi adam cevapladı.

“Kibirli olmasının yanında, heybetli bir kalpdünyası yansımasına sahip. En azından kalpgücü konusunda zirveye ulaşmış durumda.” Kaslı gümüşi adam konuştu. “Bana kalırsa bir üstün Taolordu'dur.”

“Üstün Taolordu mu? Hahaha, onca yılın ardından gezegenimizden nihayet bir üstün Taolordu daha çıktı.” Cılız adam dedi.

“Üstün Taolordları'nın ortaya çıkışı bizler için keyifli bir mesele sayılır...” Uzun gümüşi saçlara sahip olan adam konuştu. “Bu gezegende bize sorun çıkarabilecek hiçbir şey yok. Bu nedenle sıkıcı hayatlar yaşıyoruz. Diğer altı klanın ‘büyük’ olmalarının tek sebebi soyumuzdan ve kanımızdan ufak parçalar taşımalarıdır. Zaten onlara ‘büyük klan’ rütbesini vermemizin tek sebebi buydu. Aksi halde… Hmph.”

“O alçak klanların bizim gibi yüce Sithe'yle kıyaslanması mümkün dahi olamaz!” Kaslı adamın sesi soğuktu. “Madem bu üstün Taolordu bizlere meydan okudu… O vakit ne yapmamızı öneriyorsunuz?”

“Bizzat öldürmeme izin verin.” dedi cılız olan.

“Adak törenini tamamladığımız için bu gezegendeki tek gerçek Sitheler bizleriz.” dedi gümüşi saçlı adam ve başını salladı. “Bizim gibi yüce figürlerin böyle alçak bir türe karşı savaşacak kadar alçalması… Olacak iş değil. Golemleri göndersek yeter.”

“Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bence iki İmparator Seviye golem göndermemiz yeterli gelecektir. Ne diyorsunuz?” Kaslı adam sordu.

“Tamam.”

“Olur, hatta fazla bile.” Diğer ikili de teklifi onayladı. Klanları inanılmaz derecede güçlüydü. Güçlerinin ufak bir kısmı bile bu koca dünyayı domine etmeye yeterdi.

Aslında geride kalan sayısız yıllık süreçte bu dünyadan bir Ebediyet İmparatoru çıkmıştı. Fakat o şahıs gerçekten çok zayıftı. Öte yandan, bu dünyanın tarihinde ortaya çıkan üstün Taolordu sayısı epey fazlaydı. Genelde her nesilde en az bir tanesi yükselişe geçerdi! Kimisi üç büyük klana meydan okuyacak kadar ileri giderdi… Fakat en nihayetinde sonları ölümden başka hiçbir şey olmazdı!

Kimse bu klanlara karşı koyamıyordu! Onlar bu gezegenin gerçek, tartışmasız ve nihai hükümdarlarıydı. Öyleydiler ve öyle olmaya devam edeceklerdi! Aslında, bugüne kadar meydan okuyan figürlere karşı kullandıkları güç, sahip oldukları gücün çok az bir parçasıydı.

……

Fumo klanındaki karanlık bir odada…

Burada gözleri kapalı bir şekilde hareket etmeden oturan altı simsiyah figür vardı. Aniden, siyah figürlerden ikisinin gözleri açıldı. Gözleri yeşil, kristal bir ışıkla parlıyordu.

“Efendim.” İki golem de saygıyla seslendi.

“Dışarıda Karakuzey isimli bir Kalpgücü Gelişimcisi var. Bir üstün Taolordu olduğunu düşünüyoruz ve Sithe'ye meydan okumaya cüret eden bu ahlaksızı öldürmeye gideceksiniz. Mekân Yükselenturna Dağları.” Kaslı gümüşi adamın sesi heybetle yankılandı.

“Anlaşıldı.” İki figür de saygıyla yanıtladı. Diğer dört siyah figür de gözlerini açmıştı.

“Biraz eğlenmeye gidiyoruz, kardeşlerim. Hahaha…” İki golem de kendilerinin beğenmiş bir edayla konuştular.

“Elinizi çabuk tutun. Daha sonra yaşananları duymak için sabırsızlanıyorum.”

“Evet, burada sıkıntıdan geberip gideceğiz.”

Svoosh! Svoosh!

İki İmparator Seviye golem hızla yola koyuldu.

……..

Yükselenturna Dağları. Tianello, Maji ve diğerleri gergin gergin yaşananları izliyordu. Öte yandan Ning ve Dokuztoz sakince beklemekteydi.

“Eh?” Mesafeye odaklanan Ning'in yüzü hafiften kasıldı.

“Ne oldu?” Dokuztoz duruma anlam veremedi.

“Adamlarını buraya yollamışlar.” Ning ekledi. “Ama… Hepsi sadece bir çift golem göndermiş. Toplamda altı golem geliyor.”

“Altı golem mi?” Dokuztoz da duruma anlam veremiyordu. “Karakuzey, kalpdünyası yansımanı görünce muhtemelen bir üstün Taolordu olduğunu düşündüler. Ama neden yalnızca altı golem gönderdiklerini çözemedim. Bildiğim kadarıyla, çoğu golem en fazla Dördüncü Adımın Taolordları kadar güçlü oluyor.”

“Ama onlardan daha güçlü bazı golemler de var.” dedi Ning.

“Doğru diyorsun.” Dokuztoz başını salladı. Sonsuz Diyarlar'daki büyük güçler en fazla Dördüncü Adımın Taolordları'na denk golemler üretebiliyorlardı. Fakat… Bazı tehlike bölgelerinde Şafak Savaşı'ndan kalma golemler vardı ve bunlar daha güçlüydü. Ning, Parkıyı İmparatorluk Sarayı'nın önünde duran o iki golemi hiç unutamıyordu. Biri insanımsı ve diğeri yaratığımsıydı, fakat ikisi de Ebediyet İmparatorları'na denk golemlerdi. Hükümdar Parkıyı’nın onları nasıl bulduğunu kimse bilmiyordu.

“İmparator Seviye golemlerden bahsediyorsun.” dedi Dokuztoz. “Antik gelişimcilerde birkaç tane var ama onları uzun upuzun zaman önce almışız. Sonsuz Diyarlar'daki İmparator Seviye golem sayısının da yüksek olmadığına eminim. Ama sen gelmiş bana, bize doğru gelen altı golemin de İmparator Seviye olduğunu mu söylüyorsun?”

“Ben de inanmakta güçlük çekiyorum.” Ning iç geçirdi. İmparator Seviye golemler… Sadece Şafak Savaşı'nın yaşandığı savaş alanı gibi tehlikeli yerlerde bulunabilen şeylerdi. İnanılmaz derecede nadir oldukları biliniyordu… Ama o sırada, karşılarında bu golemlerden altı tanesi mi vardı?

“Yani İmparator Seviye değillerse, bize karşı niye altı golem göndersinler ki?” Ning başını iki yana salladı. “Bir üstün Taolordu'nun gücünü iyi bildiklerini sanıyorum; bana karşı Taolordu seviye golemler yollamak, onları kapımın önüne hediye diye bırakmaktan farklı değil. Dolayısıyla… İnanmakta zorlansam da, bunların İmparator Seviye golemler olduklarını düşünüyorum.”

“Altı İmparator Seviye golem.” Dokuztoz temkinliydi. “Başa çıkabilir miyiz?”

“İmparator Seviye golemler arasında da güç farklılıkları oluyor; bazısı güçlü, bazısı zayıf. Onlarla başa çıkabileceğimizi düşünüyorum.” dedi Ning.

İmparator Seviye golemlerin üretimi çok zordu. Sonsuz Diyarlar bile bunları üretmeyi başaramıyordu! Bu nedenle, her İmparator Seviye golem kendine has özelliklere sahipti. Dokunulmaz vücutları vardı ve onları üreten kişilerin arzuları ışığında bir takım nihai saldırılar yapabiliyorlardı! Ning bile altı tanesine karşı olacağını bildiği için gergindi.

Eğer genç adam yalnızca üstün Taolordu seviyesinde olsaydı, muhtemelen daha da gerilirdi. Fakat Kuzeykuşak Kılıçları ve [Kalpkılıç] sanatı genç adamı Saklı Şehirler'in sekiz efendisine yakın bir seviyeye çıkarıyordu. Dolayısıyla kendine olan güveni tamdı.

“Neler oluyor?”

“Bunlar… Bir olay dönüyor gibi.” Tianello, Maji ve diğerleri Ning ile Dokuztoz'un ansızın ciddileştiğini görebiliyorlardı.

Tianello başını iki yana sallayarak iç geçirdi. “O üç büyük klanın her biri çok güçlüdür. Tarihi kayıtlarda bu gezegeni birlikte yönettikleri yazıyor. Daha önce onları kimse yerlerinden edememiş. Ah… Bu ikili güçlü, ama kendilerine fazla güveniyorlar. Bu gidişle ölecekler.”

Ning ve Dokuztoz arkalarında duran figürlerle konuşmaya bile yeltenmediler. Sadece göklere bakıyorlardı.

Boom! Boom! Boom! Boom! Boom! Boom!

Yükselen golemler inanılmaz auralarıyla birlikte Ning ile Dokuztoz'a yaklaşmaktaydı.

“Bu güç seviyesi…” Dokuztoz mırıldandı. “Kesinlikle İmparator Seviye golemler. Karakuzey, başımız belada. Üç büyük klanın bu kadar güçlü olmasını beklemiyordum.”

İmparator Seviye golemlerle başa çıkmak, sıradan Ebediyet İmparatorları'yla mücadele etmekten daha zordu. Bunlar neredeyse parçalanması imkânsız varlıklardı! Ning vücudunu orta kademe Ebediyet Hazineleri’ne denk bir hale getirmek için yıllarını vermişti ama İmparator Seviye golemlerin vücutları üst kademe Ebediyet Hazineleri’ne denkti. Kullandıkları teknikler ise onları üreten kişilere bağlıydı.

“Sithe'yle bağlantıları var ve kendilerine bile Sithe diyorlar… Birkaç taktiğe sahip olmaları o kadar da şaşırtıcı değil.” Ning savaşma arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

……….