Bölüm 1214: Bir Kaos Döngüsü

avatar
3531 27

Desolate Era - Bölüm 1214: Bir Kaos Döngüsü



Bölüm 1214: Bir Kaos Döngüsü

 

Planlamak kolaydı. Asıl iş, planı uygulama kısmındaydı.

 

Mavi Çiçek Malikanesi'nin efendisi olan Tiran Erk, Taolordları için on Şehir Efendisi Seviye teknik yaratmayı içeren bir imtihan hazırlamıştı. Bunu başarmak Ji Ning için kolay olmayacaktı. Taolordu Tüylibas bile kendi zamanında inanılmaz bir Kalpgücü Gelişimcisi ve Taolordu olmasına rağmen sadece tek bir üstün tekniğe sahipti; [Tüylibas'ın Ruhani Şarkısı]! Ning'in de aynı şeyi yapması gerekiyordu ama bunun için illüzyon sanatına dair derin bir öngörüye sahip olması şarttı. Yeterli tecrübe olmadan üstün bir teknik yaratması mümkün değildi.

 

“İllüzyonlar…” Beyaz cübbeli Ning taştan sunakta oturuyor, sunağın yüzeyinde beliren semboller sayesinde zaman, dış dünyadan yüz misli daha hızlı akıyordu. Gözleri kapalı bir şekilde meditasyon yapmaya devam ederken, aklından teknik üzerine teknik geçmekteydi. Bunlar gelişimci medeniyetlerinden ve Sithe ırkından gelen kalpgücü illüzyon teknikleriydi.

 

Kalpgücü yapısı gereği çok gizemliydi! Diğer enerji türleriyle birleşebiliyor ve kişinin gücünü patlayıcı denebilecek bir ölçüde artırabiliyordu! Ning aydınlanma konusunda yalnızca Şehir Efendileri'ne denkti ama [Kalpkılıç] sanatının on ikinci duruşu sayesinde, diğer Şehir Efendileri'nin üstünde yer alıyordu. Gücü Hükümdarlar'a çok yakındı. İşte kalpgücünü de gizemli ve mucizevi kılan şey buydu! Öte yandan, Kalpgücü illüzyonları yaygın karşılaşılan bir teknik türüydü.

 

Gelişimciler ve Sithe, kalpgücü illüzyonları konusunda oldukça çeşitli bir teknik havuzuna sahipti.

 

“Demek illüzyonlar böyle de kullanılabiliyor?” Ning durmak bilmeden farklı farklı illüzyon tekniklerini inceliyordu. En zayıfları Şehir Efendisi Seviyesi’nde olup, en güçlüleri Hükümdar Seviyesi’ne ve hatta ötesine kadar çıkıyordu. Daha önceleri onları yalnızca okuyup ezberleyen Ning, artık gerçek manada bir analiz işine girişmişti. Analizleri derinleştikçe, Ning illüzyon sanatına dair sağlam bir temel oluşturuyor ve dolayısıyla [Yıldızrüyası] da gitgide gelişiyordu.

 

…….

 

Her bir illüzyon sanatının içinde derin gizemler saklıydı. Taştan sunak sayesinde sürekli bir prajna transı halinde olsa da, Ning her tekniği incelemek ve analiz etmek için çok zaman harcıyordu. En kolayları milyonlarca yılını alırken, en zorları yüz milyonu aşkın yıl sürebiliyordu! Üstelik bunları sadece Şehir Efendisi Seviyesi’ne kadar inceliyordu; gizemlerin tamamına bulaşmış değildi.

 

 Ning, illüzyon sanatlarının tamamını incelemek için elli altı milyar yılını harcadı. Taştan sunak olmasaydı, muhtemelen bu sürenin on katı bile teknikleri incelemesine yeterli gelmezdi!

 

Ardından genç adam topladığı öngörüleri birleştirmeye ve ayarlamaya koyuldu. Sadece ve sadece kendisine ait olacak bir illüzyon sanatı yaratmak istiyordu! Yepyeni öngörüler elde ettikten sonra [Yıldızrüyası]'nın fazla basit ve kaba olduğu kanısına vardı; tekniğin en temellerinde birtakım zayıf noktalar mevcuttu. Dolayısıyla, onu geliştirmek yerine kendi illüzyonlarını yaratmaya karar verdi.

 

Üç milyar yıl daha geçtikten sonra Ning öngörülerini birleştirerek yeni bir illüzyon sanatı yaratmayı başardı. Sanatına [Özgür Rüyadiyarı] adını verdi.

 

……

 

Sarayın ikinci sarayında, sunağın üstünde…

 

Ning hala daha bağdaş kurmuş oturuyordu ama görünüşü ve aurası değişmişti. Geçmişte saklı ve dengeli bir auraya sahip olan bu genç, neredeyse kınında gizlenen ve her an ortaya çıkarak keskinliğini sergilemeye hazır bir kılıcı andırıyordu! Fakat artık Ning'in aurası daha gelip geçici ve hayaletvari bir hal almıştı. Süzülen bir bulut, esen bir rüzgar, titreyen bir yaprak ve karanlığı kırıp geçen bir gün ışığı gibiydi.

 

Onu gören gelişimcilerin kalbinde rahat bir hissiyat oluşacak ve Ning'e dair ilk izlenimleri pozitif yönde şekillenecekti. Daha önce gergin bir halde olanlar bile Ning'e bakarak rahatlayacaktı.

 

 “Özgür ve dizginsiz olmak… Gelişimciler için bu nadiren elde edilebilen bir özelliktir. Fakat illüzyonlarımda, mükemmel özgürlüğe erişebilirim.” Ning gülümsedi.

 

[Özgür Rüyadiyarı]… İsminden de anlaşılabileceği üzere, tekniğin kritik kısımları “Özgür” ve “Rüyadiyarı” sözcüklerinde gizliydi.

 

“Rüyadiyarı” sözcüğü, Ning'in illüzyonlarında yarattığı ve her karışını tek başına tasarladığı bir rüya dünyasını belirtiyordu! Hatta Ning kalpdünyası yansımasında özel bir bölge yaratabilir ve rüyadiyarının görüntüsünü burada da gösterebilirdi. Asıl hedefi rüyadiyarını olabildiğince gerçek ve aynı ölçüde ölümcül derecede cazibeli kılmaktı. Ardından hedefine göre dünyayı biraz değiştirecekti.

 

“Özgür” sözcüğü ise rakibin ister istemez illüzyonlara kapılmasını simgeliyordu. Bazı şeyleri zorlayamazdınız; rakibinizin Tao kalbindeki o doğal savunmayı zayıflatmayı başarırsanız, rakibiniz illüzyonlardan kolay kolay kurtulamazdı.

 

Bunu şöyle düşünebiliriz; Neden basit illüzyonlar bile insanların kalbindeki yaraları hedef alıyordu? Örneğin, Ning'in en büyük arzusu eşini diriltmekti ve bu nedenle karşılaştığı illüzyonlarda sürekli Yu Wei'yi görüyor ve onunla buluşuyordu! Bunun sebebi Ning'in en büyük arzusuyla ister istemez Tao kalbinin doğal direncini düşürmesiydi. Ning'in Tao kalbi zayıf olsaydı, illüzyonlara kapılarak oradan sonsuza dek çıkamayabilirdi.

 

Üstatların arasında gerçekleşen bir savaşta kısacık bir saniye bile ölümü getirebilirdi. Özgür ve rüyadiyarı sözleri, sayısız gizemli ve derin illüzyona gebe kalan bir sistematiğin temel parçalarıydı.

 

“Üstat.” dedi Ning.

 

“Hm?” Mesafedeki beyaz cübbeli üstat gözlerini açarak Ning'e baktı.

 

“İkinci tekniği tamamladım.” Ning henüz yarattığı [Özgür Rüyadiyarı]'nın kayıtlı olduğu yeşim parşömeni uzattı.

 

Beyaz cübbeli üstat parşömeni aldı ve onu dikkatlice inceledikten sonra başını salladı. “Yarım kaos döngüsünde bir Şehir Efendisi Seviye illüzyon sanatı yaratabildin. Fena değil, güzel. Görünüşe göre on tekniği de yaratabilecek kapasiteye sahipsin.”

 

Ning açıkladı. “Kalpgücünde yetenekli olduğum için o illüzyonları incelemekte pek zorlanmadım! Diğer Taolar'dan ise… Yetenekli olmadığım bazıları var. O konularda teknik yaratmak kolay olmayacak.”

 

En yetenekli olduğu Tao, Kılıç Taosu’ydu ve buraya gelmeden önce [Nihai Kılıç Taosu]’nun dördüncü aşamasına geçmişti.

 

Kalpgücündeki yeteneği de gayet yüksekti ve taştan sunak sayesinde tekniği sadece altmış milyar yılda yaratabilmişti. Fakat hızlandırılmış zamanı da hesaba katarsanız, yarım kaos döngüsü harcamış sayılırdı!

 

Gelişimciler kendi ömürlerini hesaplarken, harcadıkları asıl zamanı ölçüyorlardı ve buna hızlandırılmış zamanlar da dahildi. Artık Ning eğitiminde yarım kaos döngüsünü geride bırakmıştı.

 

Şimdiyse yapması gereken şey, Su ve Yıldırım Taoları'ndaki öngörülerini toplamaktı. Ardından sıra Ateş Taosu’na ve Uzay, Zaman, Toprak ve birkaç tane Tao'ya daha gelecekti.

 

Aslında gelişimciler genelde tek bir Tao'ya odaklanıyor ve diğer Taolar'da zaman harcamıyorlardı. Tek bir Tao'da yüksek bir seviyeye ulaşırsanız hareket tekniklerine, dokunulmaz formlara, savunma kabiliyetlerine, saldırılara ve daha fazlasına erişim sağlayabiliyordunuz. Her Tao için bu durum aynıydı ve bu yüzden çeşitliliğe gerek yoktu. Örneğin, Dokuztoz tamamen Su Taosu’na odaklanmıştı.

 

Fakat… Farklı bir açıdan bakıldığında, birden fazla Tao'ya çalışmanın da kendince artı yönleri vardı. Taolar arasındaki farklılıklar insana ilham verebilirdi; zira bütün Taolar birbirine bağlıydı!

 

“Taş sunağın desteğine sahip olduğun sürece üstesinden gelebilirsin.” Beyaz cübbeli üstat, Ning'e baktı. “On teknik yaratmak sana da yardımcı olacaktır. Nihai Taolar'ın Taobirleşimi çok zordur… Bu teknikleri yaratmak zarar değil, yarar getirecektir.”

 

“Anladım.” Ning başını salladı. Söyledikleri doğruydu.

 

………

 

Böylece Ning, Su Taosu’na geçti.

 

Su Taosu çok ama çok sayıda insanın çalıştığı engin bir Tao'ydu. Ning teknikleri incelemeye başladı. Su Taosu sayesinde üstün Taolordu olan çok sayıda büyük güç vardı. Bazısı Şehir Efendisi ve bazısı da Hükümdar olmayı başarmıştı! Fakat herkesin Su Taosu’na yaklaştığı açı farklıydı.

 

 Ne yazık ki sayısız teknik arasında bir “Nihai Su Taosu” yoktu.

 

Ning Su Taosu’na daha fazla vakit ayırmak zorundaydı. Böylece zaman akıp geçti.

 

Kaşla göz arasında Ning Mavi Çiçek Malikanesi'ndeki birinci kaos döngüsünü geride bıraktı ve hala pürdikkat çalışıyordu.

 

……..

 

Her şey sakin ve sessizdi. Alevejder Diyarıdüzlemi'ndeki kimse, son bir kaos döngüsünde dehşetengiz bir Kalpgücü Gelişimcisi'nin doğduğunu bilmiyordu.

 

 Alevejder Diyarıdüzlemi Kalpgücü Hükümdarı'nı kaybettiği günden beri, Kalpgücü Gelişimcisi olan bir başka Ebediyet İmparatoru'na sahip olamamıştı. Gerçekten de Ebediyet İmparatorları için Kalpgücü Gelişimcisi olma durumu çok nadirdi.

 

Ning'in kalpgücü dördüncü adıma geçmesiyle birlikte ciddi bir güç kazanmış ve genç adama İpeksikar savaşında birçok İmparator'u illüzyonlara hapsetme gücünü bahşetmişti. İllüzyon sanatında pek yetkin olmasa da, kalpgücüne bel bağlayarak zaferi almıştı ama Şehir Efendileri'ne karşı kalpgücü işe yaramıyordu.

 

Fakat artık… Ning illüzyonlardaki zayıflığını tamamen ortadan kaldırmıştı. Yepyeni bir seviyeye, Şehir Efendisi Seviyesi’ne çıkmış durumdaydı.

 

Nihai Kılıç Tao'sunun dengesi sayesinde muhtemelen Ning'in kalpdünyası, Kalpgücü Hükümdarları'nın dünyalarına çok yakındı! Bu sayede kalpgücü olağanüstü bir güce sahipti. Artık illüzyon sanatlarını da geliştirdiği için, Şehir Efendileri'ni bile illüzyonlarına hapsedebilirdi. Bir ölüm kalım savaşında kısacık bir süreliğine illüzyonlara kapılmak ve dokunulmaz formunuzu kaybetmek… Ölmenize yol açabilirdi.

 

…..

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44520 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr