Bölüm 1225: Diyarefendisi Zarifrüzgar

avatar
3286 31

Desolate Era - Bölüm 1225: Diyarefendisi Zarifrüzgar



Bölüm 1225: Diyarefendisi Zarifrüzgar

 

Alevejder Diyarıdüzlemi'nden çok ama çok uzak bir yerde, Saklıhabis Diyarıdüzlemi adı altında bir diyarıdüzlem vardı. Sayısız gelişimcinin yaşadığı bu yerde, Alevejder Diyarıdüzlemi gibi gelişimci medeniyetleri bulunuyordu.

 

Saklıhais Diyarıdüzlemi'nde Karagüneş adı altında özel bir yıldız mevcuttu.

 

Karagüneş, bir milyarı aşkın çapa sahip olup tamamen siyahtı. İsmi Karagüneş olsa da aslında bu, Sithe'nin zamanında akılalmaz eforlar sarf ederek yarattığı bir savaş makinesiydi. Bir diyargemisinden kat be kat daha değerliydi! Sithe savaşı kaybettiğinde bu devasa savaş makinesi Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın ellerine geçmişti.

 

Vhooosh.

 

Arada sırada Karagüneş'in yüzeyinden ışık hüzmeleri fırlıyordu. Karagüneş'in etrafındaki on milyar kilometrelik alan görünmez bir baskı ve engellerle doluydu; uzay zaman teknikleriyle buraya ışınlanamazdınız. Tek çare uçmaktı!

 

Vhoosh. Karagüneş'e doğru bir ışık hüzmesi uçtu, yere indi ve beyaz cübbeli yaşlı bir adamın formuna büründü.

 

Yaşlı üstat başını kaldırarak uzaklardaki bir dağ tepesine baktı ve birkaç evin bulunduğu dağa doğru adımlar atarak ilerlemeye koyuldu. Dağın eteklerine ulaştığında garip bir hayvan heykeline doğru seslendi. “İkinci öğrenci kardeşim, ustayla buluşmak istiyorum! Lütfen ona haber ver!”

 

“Yedinci öğrenci kardeşim, sen mi geldin?” Heykelin gözleri titredi ve dudaklarından sözler çıktı: “Şu anda ustamla birlikte oturuyorum. Bir şeyler içiyorduk. Ah, senin de gelmeni söyledi.”

 

Beyaz cübbeli üstat gülümsedi ve hızla ilerlemeye koyuldu. Dağın etrafına bahçeler yerleştirilmiş, bölge sıradan ölümlülerin yaşadığı bir köye benzetilmişti. Çok geçmeden adam zirveye ulaştı ve içeriden bir ses duydu: “İçeri gel, Işıksema.”

 

“Tamam.” Beyaz cübbeli yaşlı adam kapıyı açarak içeri girdi. Bu saklı, sessiz bahçede bir masa ve masanın iki tarafında da birer insan vardı. Biri yaşlı, diğeriyse gençti. Yaşlı adam kıvırcık saçlara, pis bir sakala sahipti ve kaşlarına pek de iyi baktığı söylenemezdi. Genç olan ise tek eliyle et yerken diğeriyle ağzına şarap kadehini sokuşturan balık etli biriydi. Suratı yağlar içerisindeydi.

 

“Usta. İkinci öğrenci kardeşim.” Beyaz cübbeli yaşlı adam saygıyla seslendi. Önündeki bu iki sıradan görünen figür, aslında Saklıhabis Diyarıdüzlemi'nin en yüce güçleriydi.

 

Miskin görünen yaşlı adam On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nın üstün lideri olarak kabul görmüş… Diyarefendisi Zarifrüzgar'dı!

 

Diyarefendisi Zarifrüzgar olağanüstü denebilecek bir Ötekidiyar Efendisi'ydi. Şafak Savaşı'nda yaşanan kritik bir anda büyük işler başarmış, olayın gidişatını tamamen değiştirmişti. Şafak Savaşı'ndan sağ çıkarak Karagüneş adlı dehşetengiz bir Sithe savaş makinesini kendi saflarına kazandırmıştı. Sahip olduğu güç nedeniyle kimse onu hafife alamıyordu ve bu nedenle kendisi On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nın lideriydi.

 

Genel güç konusunda da on altı diyarıdüzlemdeki en yüce şahıstı! Muhtemelen sadece Tiranlar onu alt edebilirdi.

 

Peki ya balık etli çocuk? Kendisi Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın Hükümdarlık’a ulaşmayı başaran tek öğrencisiydi! Taoist lakabı Wuye'ydi.

 

Diyarefendisi Zarifrüzgar çok sayıda öğrencisi olan yüce bir figürdü, fakat öğrencilerinden sadece bir tanesi Hükümdar olabilmişti; zamanında “Taolordu Wuye” adıyla tanınan bu balık etli genç, bütün odağını yapılara veren biriydi. Hükümdar Wuye… Güç konusunda hiçbir arzusu ve isteği olmayan bu adam zamanının tamamını ustasının yanında geçiriyor; basit bir hayat yaşayarak Sithe'nin garip, ilginç yapılarını inceliyordu. Neyse ki Diyarefendisi Zarifrüzgar'ın ona verecek çok sayıda hazinesi vardı; savaşı kazandıktan sonra Zarifrüzgar birkaç Sithe golemi ele geçirmiş ve onları öğrencisine vermişti.

 

Hükümdar Wuye kafayı golemlerle bozmuş bir adam gibi görünse de… Ateş Taosu’nu kullanarak Hükümdarlık’a ulaşmıştı. Bunu duyan gelişimcilerin ne kadar şaşırdığını anlatmaya kelimeler yetmezdi. Hatta bu adam Taobirleşimi'ne bile hazırlanmış değildi! Günün birinde, golem parçaları üzerine yaptığı bir meditasyon sırasında, öylece Taobirleşimi'ni tamamlamıştı.

 

Hükümdar Wuye yaşananları şöyle açıklıyordu. “Aniden içime bir his doğdu; Taobirleşimi'nde kesinlikle başarılı olacağımı hissettim ve tereddüt etmeden olaya daldım… Ve işe yaradı.”

 

Bunu duyan gelişimcilerin onu kıskandıklarını söylemeye gerek yoktu.

 

“Yedinci öğrenci kardeşim, ne vardı?” Hükümdar Wuye içtiği sırada rastgele sordu.

 

“İlla bir şey olması mı gerekiyor? Sizi özlediğim için gelmiş olamaz mıyım?” Beyaz cübbeli yaşlı adam çaresizce başını salladı.

 

“Sen mi? Peh. İşin düşmese buraya uğramazsın.” Hükümdar Wuye sırıttı.

 

Diyarefendisi Zarifrüzgar gülümsedi. “Gel bakayım, Işıksema. Otur, otur da konuşalım.”

 

“Anlaşıldı, usta.” Beyaz cübbeli adam oturdu ve ustasına eşlik ederek birkaç kadeh içtikten sonra söze girdi. “Usta, buraya gerçekten de iş için geldim. On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nı izlemem için beni görevlendirmiştiniz, hatırlıyor musunuz?”

 

İki adam da ona baktı. İkisi de dünyevi olaylara karışmak istemeyen üstün figürlerdi, bu yüzden genel işleri İmparator Işıksema gibi figürlere bırakıyorlardı.

 

“Alevejder Diyarıdüzlemi'nden gelen bilgilere göre, Taolordu Karakuzey adlı bir adam bir diyargemisini ele geçirmeyi başarmış.” dedi beyaz cübbeli adam.

 

“Diyargemisi mi?” Diyarefendisi Zarifrüzgar ve Hükümdar Wuye ikilisi şaşırdı.

 

“Benim bile bir diyargemim yok! O Taolordu nasıl alabiliyor?” Hükümdar Wuye'nin gözleri fıldır fıldır açıldı. “Doğru mu bu haber? Alevejder Diyarıdüzlemi'ndeki üç Hükümdar ve o İmparatorlar ne yapıyor? Öylece izleyecek ve gemiyi almaya çalışmayacaklar mı?”

 

“Haberlerin doğruluğu kesin. Zaten haberler, doğruluğu konusunda hayatözü yemini eden güçlü bir İmparator'dan geliyor.” dedi üstat ve ekledi. “Taolordu Karakuzey kolay bir rakip değil; sadece bir Taolordu olduğuna bakmayın, inanılmaz bir güce sahip. Muhtemelen Alevejder Diyarıdüzlemi'ndeki Tao İttifakı'nın bir numaralı adamı. Belki sadece Taoist Mavitaş'tan güçsüzdür. Söylentilere göre, ‘Şehir Efendisi İpeksikar’ bile Karakuzey tarafından intihar etmeye zorlanmış. Hükümdarlar için bile kolay bir rakip değil.”

 

“Saklı Şehirler'in efendilerinden birini mi öldürmüş?” Hükümdar Wuye şaşırdı.

 

“Bir Taolordu mu?” Diyarefendisi Zarifrüzgar mırıldandı. “Yoksa Nihai Tao mu?”

 

“Nihai Tao?”

 

“Nihai Tao da neyin nesi?” İki öğrenci birbirine bakıyordu; bu terimi ilk defa duymuşlardı.

 

“Daha önce bundan kimseye bahsetmedim, çünkü ben bile Nihai Tao'ya sahip bir Taolordu'yla karşılaşmamıştım.” dedi Diyarefendisi Zarifrüzgar. “Fakat bir Tiran'la yaptığım muhabbet sırasında, kendisi bana ‘Nihai Taolar'dan bahsetmişti.” Diyarefendisi Zarifrüzgar, Nihai Taolar'ın ne kadar etkileyici olduğunu anlattıktan sonra Hükümdar Wuye ve İmparator Işıksema ikilisi afalladı.

 

“Taolordu Karakuzey'in güç konusunda Taoist Mavitaş'a yaklaşmış olması, Nihai Tao dışında bel bağlayabileceği başka şeylere de sahip olduğunu gösteriyor.” Diyarefendisi Zarifrüzgar gülümsedi. “On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'ndan böyle bir dehanın çıkacağını düşünmemiştim.”

 

“Bilgi yayıldı mı?” Diyarefendisi Zarifrüzgar sordu.

 

“Usta, On Altı Diyarıdüzlem İttifakı'nın kurallarını onaylamıştınız. Alevejder Diyarıdüzlemi'nden gelen bu haberi biz duyduysak, diğerleri de duymuştur. Muhtemelen kontrol ettiğiniz alternatif evrenler bile duruma hakimdir.” dedi beyaz cübbeli adam. “Buraya gelmemin asıl sebebi, olaya bizim de dahil olup olmayacağımızı sormaktı. Sonuçta, burada bir diyargemisinden bahsediyoruz.”

 

“Wuye, ne diyorsun?” Diyarefendisi Zarifrüzgar sordu.

 

 Wuye başını iki yana salladı. “Dikkatimi golemlere vermiş durumdayım. Diyargemisiyle ne yapacağım? Ayrıca… Sizde zaten bir diyargemisi var, usta. Onu kullanmak istesem sadece ödünç almam yeterli, değil mi?”

 

“Seni tembel domuz seni.” Diyarefendisi Zarifrüzgar gülümsedi. Aslında öğrencisinin bu obsesif doğasını çok seviyordu. Diyarefendisi Zarifrüzgar zamanında çok sayıda büyük güçle karşılaşmıştı ve genelde olağanüstü şeyler yapabilen herkesin obsesif insanlar olduğunu biliyordu. Öğrencisinin sürekli yanında yaşamasından ötürü, Diyarefendisi Zarifrüzgar onu neredeyse kendi çocuğu olarak görüyordu. Wuye diyargemisini ödünç almak isteseydi bunu reddetmezdi.

 

“Usta, ne yapacağız?” diye sordu beyaz cübbeli yaşlı adam.

 

“Böyle bir şeye bulaşmamıza gerek yok. Kaosdiyarı'ndaki her şey bir döngü halinde gelir ve gider; diyargemisini elinde tutacak gücü varsa, gemi onundur. Yoksa, gemiyi kaptıracağı için kendinden başkasını suçlayamaz.” Diyarefendisi Zarifrüzgar güldü.

 

“Usta, diğer Hükümdarlar ya da İmparatorlar buraya gelip sizden Karagüneş'i aktif ederek onları Alevejder Diyarıdüzlemi'ne göndermeniz için izin isteyebilirler mi?” Hükümdar Wuye aniden sordu.

 

Diyarıdüzlemler arası yolculuk çok zor ve çok uzun bir süreçti. Normal yolculukla Büyük Karanlık'ta yavaş yavaş ışınlanarak ilerlemek zorundaydınız ve bu da çok zaman alıyordu.

 

Daha iyi bir seçenek olarak diyargemisi tercih edilebilirdi; fakat tabii… Bir Ötekidiyar Efendisi'nin ötekidiyar özlerini kullanarak size bir yol açması daha hızlıydı! Ama genel bağlamda Ötekidiyar Efendileri böyle yorucu bir işlemi uygulamıyorlardı.

 

En hızlı seçenek ise Karagüneş'in gücünü kullanmaktı; bu hazine kişileri direkt başka diyarıdüzlemlere ışınlayabiliyordu. Karagüneş aktifleşince uzak yerlerle bağ kuruyor ve uzunca bir süre devamlılığını sağladığı bir uzaylar arası geçit açıyordu! Fakat Karagüneş'i aktif etmek için gereken enerji miktarı çok fazlaydı. Böyle bir şeyi karşılamak, sıradan bir Hükümdar'ı dilencinin tekine çevirebilirdi.

 

Karagüneş'in başka özellikleri de vardı. Diyarıdüzlemler arasında bir uzaylar arası kanal açmanın yanında, dehşet verici saldırılar da yapabiliyordu. Gerçekten de Sithe'nin zamanında sahip olduğu en ölümcül makinelerden biriydi.

 

“Sırf bir diyargemisi için mi? Rekabet sert geçecektir ve sonunda bir kazananın bile olacağı belli değil… Bana kalırsa, Karagüneş'i aktif etmemi isteyecek kadar kararlı insan sayısı fazla olmayacaktır.” Diyarefendisi Zarifrüzgar gülümsedi. Kendisi bile Karagüneş'i nadiren kullanıyordu.

 

……

 

Alevejder Diyarıdüzlemi'nden gelen haberler diğer on beş diyarıdüzleme de hızla yayıldı. Duyan bütün büyük güçler Karakuzey'in heybetine şaşıp kalıyor ve diyargemisinin düşüncesiyle heyecanlanıyordu!

 

“Bir Taolordu en fazla ne kadar güçlü olabilir ki?”

 

“Sayısız yıl önce Hükümdarlık’a geçiş yaptım; bir Taolordu'nu mu öldüremeyeceğim?”

 

Haberler, Hükümdarlar'ı ve İmparatorlar’ı saklandıkları yerlerden çıkarıyordu. Diyargemisi çok çekiciydi ve ona sahip olan Taolordu'nu kimse gerçek bir tehdit olarak görmüyordu.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44536 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr