Düzenleme: LordVioleGrace

İkinci iblis Kralı Colladikus'u yenme konusundaki katkısından 100.000 başarı puanı kazanmıştı.

Kadiana'yı öldürmekten 20.000 puan kazanmıştı.

Ayrıca gelişmiş lordlar ve diğer çeteleri yenerek kazanmış olduğu 11.247 puan vardı. Ek olarak, onun klonundan gelen puanları vardı.

Toplam 131.247 puanı vardı.

[Şimdi, kırmızı ay başarıları için son tazminat zamanı.]

[17 seviye kazandınız.]

[Karizma daimi olarak 5 puan arttı.]

Onun seviyesi başarılardan dolayı keskin bir şekilde yükseldi. 130.000 puan için biraz düşüktü, fakat seviyesinin o kadar yüksek olmasından dolayı deneyim talebinin çok daha yüksek olmasıydı.

Lv.131 (% 90.00)

[Savaş] Yüce

Sağlık: 25890/25890

Kara Büyü Enerji: 24740/24740

Güç: 135 (+10)

Çeviklik: 136 (+10)

İstihbarat: 129

Şans: 13

Karizma: 30 (+4)

Karizma beş puanla 34 puana yükseldi.

Yani, belki de karizması bir ruh yöneticisinin evine katılması için yeterince yüksek miydi?

Tabii ki, bu sadece bir dilekti.

Uyandığında kanatlarında oturan iki ruh kraliçesinin kaybolması muhtemeldi.

[Hayun'un yetenekleri büyük ölçüde arttı.]

[Keirun'un yetenekleri büyük ölçüde arttı.]

······

[Driana'nın yetenekleri büyük ölçüde arttı.]

Hane halkı üyelerinin yetenekleri büyük ölçüde artmıştı. Daha fazla başarı puanı vardı, bu yüzden hane halkının gücü her zamankinden daha yüksek olurdu.

Vergiler yükseldi ve nadir öğeler bulma olasılığı keskin bir şekilde arttı.

Başka bir şey eklendi.

[Kırmızı ay başarı puanlarınız için bir ödül olarak, Boyutsal Barınak Aşama 2'ye yükseldi]

Boyutsal Barınak seviyesi iki Boyutsal Parça kullanılarak yükseltilebilir.

'Aşama 2 nerede dinlenme alanına bağlanır?'

Şimdi, daha fazla boyutsal tüccar, sığınağına gelirdi.

Sadece bu değil, boyutları seyahat eden gezginler de ziyaret edebilirdi. Bazılarının olağanüstü yetenekleri vardı.

Her kışladaki barakaların ve bariyerlerin kapasitesi de önemli ölçüde artmıştır.

Ek olarak, son tazminat vardı.

[İkincisi Kral Colladikus tarafından aldatılan ve kırmızı ayın kurallarını ihlal eden hükümdarların mülklerine el konuldu ve başarı puanlarınızın nakit ödülleri büyük ölçüde arttı.]

[Bir nokta başına ,￦120.000.000]

[131,247 puan nakit olarak otomatik değiştirilecek.]

Son ödül olarak, başarı puanları otomatik olarak nakit karşılığında değiştirildi.

Artık kırmızı ay ortadan kalkmıştı, gelecekte daha fazla tazminat olmayacaktı.

Bu arada, bir puan 120 milyon kazandı!

Peki, ne kadar alacaktır?

Aslında. Bir hesap makinesine bakmak zorunda kalacaktı, ama şimdi zekası o kadar yüksek ki zihinsel olarak çalışabiliyordu.

'₩ 15749640 ...'

Çevredeki alan bozulmaya başladı.

[Hwanmong kapısı kapandı.]

[Hwanmong dünyasındaki zamanınız bitti.]

"Günaydın."

Hayun, Kang-jun gerçeğe döndüğünde parlak bir şekilde gülümsedi.

Şimdi, onu bir melek gibi çağırmak daha doğruydu, kutsal bir aura onu kuşatıyordu.

Chiing.

Sonra Skia çaldı.

[￦ 15,749,640,000,000 yatırıldı.]

Para onun hesabına girdi.

Rüyadayken böyle büyük bir miktar para almayı kim istemezdi?

Herkes bunu isterdi.

Kang-jun için bir rüya değil, gerçekti.

Bu ne kadardı?

Toplamda 1574 trilyon kazanmıştı.

Tamamen zengin bir adam olmuştu.

Kara Ejderhaha Hukuk Bürosu'nun bu kadar büyük miktarda para biriktirme kabiliyetine sahip olması şaşırtıcıydı.

Hemen Han Yeon-soo'dan bir telefon aldı.

"Merhaba."

-Evet, bu Han Yeon-soo. Eline geçti mi?

“15 trilyon mu? Sadece kontrol ettim. ”

- Tam olarak 15,749,640,000,000 kazandı.

Doğru. Tam olarak, 15 trilyondan fazla vardı.

Ekstra 749,64 milyar kazandı.

Daha önce hiç görmediği bir miktardı.

Tabii ki, yeni çıkmıştı ve Kang-jun gülmesine engel olamadı.

-Tebrikler. Vay canına, ben çok kıskancım. Bütün bu parayla ne yapıyorsun?

“Bir bina almak istiyorum, Delta binası.”

- Kara Ejderhaha Hukuk Bürosu senin için Delta binasını alacak. Bu bir hediye.

"Hediye?"

Kara Ejderhaha Hukuk Bürosu'nun çok parası olduğunu biliyordu, o da bir trilyon kazanmış bir binayı hediye olarak alabileceğini düşünmüyordu.

-Neden nefret ediyorsun?

“Hayır, neden aniden bana hediye ediyorsun?”

-Huhu! Aslında, Dünya Hwanmong Savunma Ordusunun bir armağanı ve biz sadece onların temsilcileriyiz.

Yani böyleydi. Kara Ejderhaha Hukuk Bürosu, sebepsiz büyük bir hediye vermez.

‘Huhu, ölçek büyük. Bir trilyon kazanılan bina! '

Kang-jun gülümsedi.

"Anlıyorum. Çok teşekkür ederim."

-Teşekkür etmene gerek yok. Sadece yapmamız gereken şeyi yapıyoruz ve bu sefer bir hediyemiz var. Harika bir iş çıkardın, bu yüzden aralarından sadece izleyemeyiz.

“Bunu yapmak zorunda değilsin”

Kang-jun dedi, ama beklentileri doluydu. Daha önce, Kara Ejderha Hukuk Bürosundan Skia ve sihirli bisiklet gibi garip aletler almıştı.

-Şu an hediye yolluyorum.

Chiing.

Skia, uzay uygulamasına yeni bir öğenin ulaştığını belirten bir mesajla çaldı.

'Lutra?'

Simgenin görünümü büyük bir otomobildi.

'Araba?'

Neden o kadar çok olduğu zaman bir araba vermişti? Ancak, açıklamayı görmek için üzerine tıkladığında inanılmaz bir şey oldu.

Uzay uygulamasındaki araç simgesi kayboldu ve Kang-jun'un etrafını bilinmeyen bir ışık sardı.

[Lutra’ya binmek sana bağlı.]

[Lutra aradığınızda ve Hwanmong dünyasında çağrılabildiğinizde görünecektir.]

[Lutra]

Boyutsal güce sahip küçük bir tahta. Hız nispeten hızlıdır.

-İşletmeye uygun bir şekle serbestçe dönüşebilir.

- Sonsuz güç sağlayan bir Boyutsal Parça ile donatılmıştır, bu nedenle yakıt gerektirmez ve bulutların denizinde kullanılabilir.

-Zorlanmış bir noktaya atlamak mümkün. Bir çözgü noktası belirlendiğinde Tek Boyutsal Parça tüketilecektir.

- Dayanıklılık ve direnç çok güçlüdür ve herhangi bir hasar geri yüklenir.

Sci-Fi filmlerinde çok yönlü bir taşıma yöntemini hatırlattı.

Dahası, sonsuz bir güç vardı.

Bununla birlikte uzay yolculuğu yapabilirdi.

Her neyse, harika bir eşyaydı; Dünya'daki bilimin yaratamayacağı büyülü bir ulaşım aracı.

Bununla birlikte, uçmak Lutra'yı kullanmaktan çok daha kolay olurdu.

Bir çözgü noktası tasarlamak da pahalıydı çünkü bir Boyutsal Parça gerektiriyordu. Bununla birlikte, teleportu herhangi bir zamanda iade etmek mümkündü.

Bununla birlikte, bu sadece Hwanmong dünyasındaydı.

Özellikle, bulutların denizindeki uzay hareketi imkansızdı, bu yüzden çözgü yetenekleri muazzamdı.

Han Yeon-soo ona dedi ki,

-Lutra bir Anomaloriayla kıyaslanamasa da, boyutsal dünyalarda ilerlemek için yararlı olacaktır.

“Harika bir hediye için teşekkür ederim. Bu arada, bu Anomaloria bu kadar mı şaşırtıcı? ”

Anomaloria, Rainkar'dan duyduğu boyutsal sistemin gizemli bir yaratığıydı. Kang-jun'un onun hakkında bir merakı vardı.

- Anomaloriayı bulmak zor ve hatta imkansız. Bu nedenle, lutra bir yedek olarak yaratıldı.

Han Yeon-soo devam etti,

-Ancak, eğer bir Anomaloria bulursanız, onu deneme ve ustalaşma şansını kullanın. Çözgüden çok daha hızlı ve özgürdür.

"Anlıyorum."

Kang-jun, boyutsal sisteme ne zaman gideceğini bilmiyordu, ama Anomaloriayı denemek ve evcilleştirmek istemişti.

Kara Ejderha Hukuk Bürosu'nun işi hızlıydı.

Kang-jun, ertesi sabah Delta binasına sahipti.

Yerden 48 kat ve yeraltında sekiz katlı büyük bir binaydı.

Banka kredisi yoktu ve kira tutarı hesabına yatırılmıştı, bu yüzden net değeri bir trilyon kazanarak artmıştı.

Kara Ejderha Hukuk Bürosu, en üst katın Kang-jun için boş bırakıldığını söyledi.

Otel olarak 20 kat kullanılmıştı, bu nedenle çatı katı Kang-jun'un eviyle değiştirilmişti.

Bir kattı, ama 1,000'den fazla pyeong idi.

Çatı Katı yenilenmiş olsaydı lüks bir konak olabilirdi.

Aslında, sadece bir parça kullansa ve gerisini kiralasaydı çok para kazanırdı. Bununla birlikte, Kang-jun'un serveti, kira yoluyla para kazanmaya gerekmeyecek kadar yeterliydi.

Nakit de dahil olmak üzere 16 trilyon won kazandı ve her yıl Delta binasından 50 milyar kira alacaktı.

Kang-jun, Yugang binasından hemen Delta binasının en üst katına taşındı.

'Bu benim gelecekteki üsüm.'

Merkez üssü Yugang binasından Delta binasına taşındı. Sihirli Kule gibi eşsiz şeyler hariç, tüm dinlenme alanları ve Boyutsal Barınak Delta binasına taşınabiliyordu.

Gerçekte Kang-jun sadece 48. katını kullanırdı, ama Hwanmong'da tüm binayı kullanırdı.

Yeterince asker çağırmak için yeterli düğümleri vardı.

Bir milyon askere sahip olmak artık bir rüya değildi.

Elbette, Dünya Hwanmong'una karşı herhangi bir tehdit yoktu, ama Kang-jun, kaynaklarının izin verdiği en güçlü orduyu kurmak istedi.

O akşam…

Delta binasının 48. katında, 4801 numaralı odada:

Yenileme henüz tamamlanmadığı için geçici olarak Kang-jun'un ikametgahı olarak kullanılıyordu.

Başlangıçta otelin kraliyet paketi olarak kullanılıyordu, bu yüzden içeride çok lükstü. Oturma odasına baktı ve Seul'a baktı.

Yiing.

Han Yeon-soo'dan bir çağrı aldığında bir süredir izliyordu.

"Merhaba."

-Sizi çok geç aradığım için üzgünüm, ama acil.

"Neler oluyor?"

-Dünya Hwanmong hükümdarlarının hepsi seninle ittifak kurmak istiyor.

“Bunu yapmam için bir sebep yok.”

Kang-jun'un diğer egemenleri avlamak için güçlerini kullanma niyeti yoktu.

İkinci iblis Kralı'na katılan egemenler, Dünya Hwanmong Savunma Ordusu tarafından ele geçirilmişti ve Kang-jun, binalar satın almak ve gücünü artırmak için yeterli varlığa sahipti.

Bununla birlikte, diğer egemenler Kang-jun ile ittifak kurmak istiyor gibiydi.

-Evet, onlar mutlak hükümdar olmanı istiyorlar.

“Mutlak hükümdar mı? Bu ne anlama geliyor?"

- Mutlak hükümdar olarak, Dünya Hwanmong'un egemenleri arasında daha fazla anlaşmazlık emri veremezsiniz. Egemenler emrinizi görmezden gelmeye cesaret edemez.

“Bunu neden yapmak zorunda olduğumu bilmiyorum.”

-Bunu yapmazsanız, hükümranlar arasında, kırmızı ayın öncesindeki dönemi anımsatan büyük savaşlar olacaktır. Ardından yok olan egemenlerin sayısı artacaktır.

Han Yeon-soo devam etti,

- Sadece egemen değil, Dünya Hwanmong Savunma Ordusu da değil. Seni ikna etmemizi istediler.

Kang-jun bir an düşündü, sonra Han Yeon-soo tekrar konuştu,

- Egemenler, eğer bunu yaparsanız, Hwanmong'da ve gerçekte bir miktar vergi ödeyeceklerini söylediler.

Kang-jun başını salladı. Ona para teklif ediyorlardı, bu yüzden reddetmek için bir sebep yoktu.

"Öyleyse yapacağım."

Dünya Hwanmong'un iç huzurunu koruyacak ve para kazanacaktı.

'Vergi miktarını belirtmem gerekmiyor'

Böylece Kang-jun, Dünya Hwanmong'un mutlak egemeni haline gelmişti.