Kang-jun çorap satma günlerinin sonuncusunu akşam 7'de bitirdi.
1.52 milyonluk bir kar.
Yönetim becerisine sahip olmasına rağmen, karı ürünlerine bakıp giden insanlar tarafından engelleniyordu.
Sadece on gün içinde 14 milyon won’dan fazla kazandığı için gururluydu. Dahası Jung Kwang-hyeon’un sözleşmesini ertelettiğinden dolayı daha da guruluydu.
Kang-jun emlakçı Kim Seok-cheol’e binayı 3 miyar won’dan fazla bir miktara almaya istekli olduğunu söyledi. Ama parayı elde etmesi için birkaç güne ihtiyacı vardı.
Kim Seok-cheol hemen binanın sahibiyle iletişime geçti. Para Jung Kwang-hyeon’un teklif ettiğinden daha fazlaydı, böylelikle binanın sahibi sözleşmeyi ertelemek zorunda kalmıştı.
Tabii ki Kang-jun o kadar paraya sahip değildi. Birkaç günden sonra da durum aynı olacaktı. Sözleşmeyi para olmadan imzalamak zor olurdu.
En önemli şey sözleşmeyi mümkün olduğu kadar ertelemekti.
Biraz sinsiceydi ama bu ölüm kalım savaşında gerekliydi.
Aslında bina sahibine de faydalı olabilirdi. Jung Kwang-hyeon 2.8 milyardan daha fazla bir fiyat teklif edebilirdi.
Yani kısaca sadece Jung Kwang-hyeon zarar görürdü.
Jung Kwang-hyeon Dafeng binasını aldığı zaman Kang-jun onu Hwanmong’da yenmeye hazır olabilirdi.
“Jung Kwang-hyeon! Sadece bekle. Seni ezeceğim.”
Diğer gün, bütün gün yağmur yağdı.
Dolayısıyla pazarın nüfüsu her zamankinden azdı. Yönetim becerisi sayesinde insanlar, yağmura rağmen Kang-jun’un etrafında toplanmıştı.
Kang-jun’un işe almaya karar verdiği part-time kadın işçiler pazarda onun ürün satmasına yardım etti.
“Buraya gel onni(?)”
“Hoho! Güzel Hanfendi! Gelin bu kiloda bakın.”
Ürünlerin değerlerini ve işçi ücretlerini çıkardıktan sonra kar yaklaşık olarak 2 milyon won’du.
İlk gün yağmur yağıyordu ama ortam hala epey iyiydi.
“Hoho, yağmurlu güne rağmen çokça satış var. Patron-nim’in arası parayla iyi.”
Kang-jun güldü. Bu durumun yönetim becerisinden dolayı böyle olduğunu söyleyemedi.
“Haha! Bunu hiç duymamıştım. Gelecekte daha çok satış olacaktır. Kızlar bugün iyi iş çıkardınız. Yarın görüşürüz.”
“Tamam, patron-nim”
Kang-jun akşam 8de dükkanı kapatmıştır ve goshivona geri dönmüştür.
//goshivon: korede kalınan kiralık odalardan birisi.
Bina sahibini aramış olan Kim Seok-cheol ile konuşmuştur.
Sözleşme eğer Jung Kwang-hyeon miktarı artırırsa imzalanacaktı. Neyse ki, bina sahibi o öğleden sonra Jeju adasına uçmuştu ve 2 gün sonrasına kadar geri dönmeyecekti.
Gece saat 10
Kang-jun yeni sözleşme imzalamış olduğu Eco Stüdyo Apartmanının 307 nolu odasının yatağında uzanmıştı.
Hayun yatağın önünde uzanmaktaydı. Kang-jun’u o uyurken koruyacaktı.
“Bir ninni söylememi ister misin?”
“Evet lütfen”
Kang-jun Hayun’un ninnisini dinlerken uyuya kalmıştı.
[Hwanmong’a kapı açıldı]
[Hwanmong’a giriş yaptınız]
Garip ama tanıdık bir oda...
Beklenildiği gibi Kang-jun Hwanmong’da uyandıktan sonra Eco Stüdyo Apartmanındaki 307 nolu odasındaydı.
Boş bir oda. Karanlık bir koridor.
Fakat her şey Daefeng binasındaki 406 nolu odasında ilk başladığı zamandan daha iyiydi.
Şeytani Ejderha’nın Yüzüğü sol elindeydi. üç tane can iksiri ve bir tane kara büyü iksiri vardı. Sağ eli Saf Demir Balta’yı tutuyordu.
Her şeyden öte 12. seviyedeydi.
Ve bir şey daha.
(Efendim! Ben Keirun. Yeni bir bölgeyi görünce şaşırdım. Demek ki Efendim orada bir üs kurmayı düşünüyor olmalı.)
O askeri danışmandı. Bunun sayesinde, Keirun telepatik bir bağ varmışçasına mesaj gönderebiliyordu.
(Tabii ki.)
Şaşırtıcı bir şekilde, Kang-jun da aynı yöntem ile iletişim kurabiliyordu.
Bu normaldi.
Kang-jun kısaca durumu açıkladı.
Colt’tan Herod’un askerlerinin durumunu öğrenmişti.
Dahası, Herod Daefeng binasını almaya çalışarak müdahale olmaya çalıştığı için Kang-jun yeni bir üs kuruyordu.
(Aa! Efendimden beklenildiği gibi. Yeni bir üs hakkında düşünmemiştim. En kötüsüne hazırlık sağlayacak mükemmel bir plan.)
(Ama Herod Daefeng binasının yerini biliyor, bundan dolayı oradaki üsse saldırmaya karar verebilir. Onu durdurabilir misin?)
(Efendim endişelenmeyin. Herod’un çokça askere sahip olmasına karşın, bizim tarafımız hakkında bilgisi yok. Bu onları yenmeye yeter.)
Herod otuz beş Ork savaşçısına ve on beş Goblin okçusuna sahipti.
Goblinlerin saldırı gücü Ratian okçularına ve Cücelerinkine benzerdi, ama on beş okçu aynı anda ok atarsa hasar az olmazdı. Ve ayrıca Orkların saldırı gücü Dev Ratianların saldırı gücüne yakındı.
Onun 35 Ork’u vardı. Herod bu gece daha fazla asker üretmeye başlayabilirdi. O üç tane üçüncü seviye kışlaya sahipti, böylelikle yakın gelecekte toplam doksan askere sahip olabilirdi.
Bunların aksine, Kang-jun’un tarafı sadece 20 askere sahipti. O bugün kışlasını üçüncü seviyeye çıkartsa bile sayı sadece otuz’a çıkardı.
Fakat, Orklarla başa çıkabilecek Golem ratigerlere ve orta(?) cücelere sahipti.
Hepsi bu kadar mıydı?
Üst seviye hayalet Hayun, orta seviye hayalet Colt, ileri seviye cüce Rodium ve askeri danışman Keirun onun tarafındaydı.
Ve Kang-jun on ikinci seviye bir hükümdardı. Onun tarafı kolaylıkla bertaraf edilemezdi.
Ama bir saldırıda onun tarafında ağır kayıplar olacaktır.
Bir zafer garanti edilememektedir.
Bunlardan dolayı, Kang-jun 2 tarafa da kuşatma operasyonu için başka bir üs kurmayı planladı.
(Keirun, zahmetin için sağol)
(Efendi dikkatli de olmalı. Bir sorum var. Colt’u ast’ın olarak almayı nasıl başardın?)
(Herod epey vicdansızca bir şey yaptı. İhanete değer bir durum.)
(Bu mümkün değil. Geçen sefer dediğim gibi, Efendi ast’ını serbest bırakmadığı sürece ihanet imkansız. Karizma düşse bile bunun olma imkanı yok.)
(O zaman neler dönüyor?)
(Bakalım… Garip bir şey oldu. Acaba bir hükümdarın gizli gücünü mü uyandırdın?)
(Bir hükümdarın gizli gücü mü?)
(Kesin bir tahmin değil. Ben hiç güç edinemedim.)
(Bilmiyorum. Bir mesaj göründü sadece.)
(Her neyse, bu iyi bir şey. Üssünü yapmaya odaklan şimdi. Gelecekte düşünürüz bunu.)
(Anlıyorum. Dikkatli ol.)
(Tamam. Efendim.)
Kang-jun ve Keirun arasındaki konuşma sona erdi.
Belki bugün zor bir durumla karşılaşabilinirdi. Ama Kang-jun Keirun’a askeri danışman olarak güvendi.
Şimdi kendini koruması daha önemliydi.
Bu esnada yeni mesajlar belirdi.
[Bu bölgede yeni bir üs kurabilirsiniz.]
[Oda 307de bir üs kurmak ister misiniz? Evet/Hayır]
“Evet! Kuracağım.”
Tereddüt etmeye gerek yoktu. Buraya gelmesinin sebebi buydu.
[1. Seviye üs kurulmakta: 1%]
[Düşman üssün yapımı başladıktan sonra seni fark etmeye başladı]
“Gelin.”
Çoktan hazırlıklıydı. Kang-jun hızla Eco Stüdyo Apartmanının koridorunda koştu.
“Grrr!”
Kara duman koridoru doldurdu ve siyah kürklü canavarlar ortaya çıktı.
Kang-jun ileriye koştu ve hızını kullanarak baltasını savurdu.
[Deneyim kazanıldı]
[3 düğüm kazanıldı]
1 canavar 3 düğüm vermişti. Kötü bir gelir değildi.
[Düşük seviye “kara kurt” bilgisi öğrenildi]
[Kışlada “kara kurt” çağırmak mümkündür]
[Kara kurt]
-Kaynaklar: 10 düğüm
Dahası, bilgi öğrenilmişti
Siyah kurtlar “kara kurtlar” olarak anılıyordu. 10 tanesi eş zamanlı olarak saldırıya geçti.
Şimdi kolaydı ama onlarla 1.seviyeyken karşılaşmış olsa sıkıntılı bir durum olurdu.
“Seviyemi artırmadan birden fazla üs yapmak zor bir iş.”
Tabii ki eğer binaya sahip olsaydı hiç tehdit olmazdı.
Ama Kang-jun bu durumu hoş karşıladı. Az olabilir ama canavarlardan deneyim elde etti. Buna ek olarak bilgi edinildi.
O daha güçlü olurdu.
[1. seviye tamamlandı.]
Onun üssü tamamlanmıştı. Kang-jun anında 3.kattaki stüdyo odalarına saldırmaya başladı.
Bazen dev kara kurtlar ortaya çıkardı ama onlar çok zor düşman değillerdi.
[Düşük seviye “dev kara kurt” bilgisi öğrenildi.]
[Kışlada dev kara kurt çağırmak mümkündür]
[Dev kara kurt]
-Kaynaklar:20 düğüm
-Sadece karizma puanı 1’in üstündeyse çağrılabilir.
Daha çok bilgi öğrenilmişti. An için kışlaya kara kurt çağıramadı, ama bilgi öğrenmenin negatif bir yönü yoktu.
[Oda 309]
-Sahipli bölge
-Bölge etkisi: Kışla inşası mümkündür.
[Oda 318]
-Sahipli bölge
-Bölge etkisi: Araştırma enstitüsü inşası mümkündür.
İki oda bulmakta başarılı oldu. Araştırma enstitüsü hakkında bilmiyordu ama oda 309'da bir kışla inşası için bir sözleşmeye ihtiyaç vardı.
[Eco binasının 3.katı işgal edildi]
[102 düğüm elde edildi]
[Eco binasının 4.katı işgal edildi]
[Bir Sağlam Demir Kılıç elde edildi]
Kang-jun Eco Stüdyo Apartmanının 3. ve 4. katlarındaki odaları işgal etti.
Kazancı şaşırtıcı bir şekilde fazlaydı. Para ve yeni bir silah elde etti.
Fakat Kang-jun hiç Kendo öğrenmemişti, böylelikle daha güçlü darbe vurabilen baltayla daha rahattı.
“Kılıcı saklayacağım.”
Çatıya çıkmaya devam etmedi. Sonunda, 2.kattaki deniz yemekleri noodle restoranına, 1.kattaki pub’a ve bodrum kattaki Kendo okuluna indi.
En Güçlü Kendo Dojo
İsim makul geldi, ama hiç bir kılıç kuşanmış canavar ortaya çıkmadı. Sadece kara kurtlar.
Doğal olarak onlar Kang-jun için çerezdi.
[En Güçlü Kendo Dojo işgal edildi.]
[İyi şansın ender hazine sandığı ele geçirildi.]
“İyi şansın ender hazine sandığı mı?”
Bu onun ilk defa sandık buluşu değildi. Fakat bu Kang-jun’un ilk defa garip isimli bir sandık buluşuydu.
“Burada ne ola ki?”
Kang-jun heyecanla sandığı açtı.
İçinde parıldayan, altından bir parşömen vardı.
[Cennet’in Kanlı Kılıç Tekniği]
-Oğrenme kısıtlaması: Hükümdar
“B-Bu da ne?”
Bir dövüş sanatları romanında denk gelinebilinecek bir isimdi. İsmin “kanlı” kısmı ona bir korku hissi sezdirdi.
Sadece bu beceriyi hükümdarların öğrenebileceğine dair bir kısıtlama vardı.
Tabii ki Kang-jun bir hükümdardı, böylelikle bunu öğrenebilirdi.
Parşömeni açtı ve çok parlak bir ışık dışarıya saçıldı.
[Cennetin görünmez gücünü içeren bir kılıç tekniği! Fakat, teknik o seviyeye ulaşmadan çokça acı olacak…]
Kılıç tutan bir adamın hayaleti belirdi ve Kang-jun’un vücudunu deşti.
[Cennet’in Kanlı Kılıç Tekniği öğrenildi.]
[Silahşörlüğün en yüksek kalite bilgisi öğrenildi.]
[Vücudunuz kılıç için en uygun hale getirildi.]
[Cennet’in Kanlı Kılıç Tekniği seviyenize göre gelişmektedir.]
[Seviyeniz yükseldikçe, silahşörlüğünüz de gelişecektir.]
“Cennet’in Kanlı Kılıç Tekniği! Bu garip bir tesadüf…!”
Hiç şüphe yoktu. Daha az önce bir kılıç ele geçirmişti.
Kang-jun Cennet’in Kanlı Kılıç Tekniği’nin ne kadar güçlü olduğunu bilmiyordu.
Fakat, silahşörlügün en yüksek kalite bilgisi ele geçirilmişti, bundan dolayı hayal kırıklığına uğrayacağını düşünmedi.
İşte o an.
Beklenmeyen bir mesaj karşısına çıktı.
[Komşu Dain binası gulyabani Germuz’un bölgesidir.]
[Germuz sizin Eco binasına sahip oluşunuzdan memnun değil.]
Bu neydi?
Gulyabani!
Eco binası 4 katlı bir binaydı.
Keirun yüksek katlı binaların korkunç canavarlara ev sahipliği yaptığını beyan etmişti, bundan dolayı Kang-jun onlardan kaçınmıştı. Asıl sorun ise yanı başındaki Dain binasının 7 katlı oluşuydu.
Oradaki “Patron” Germuz denilen bir gulyabaniydi.
“Kahretsin! Gulyabani!”
Önceden bir gulyabani hakkında bir şeyler duymuştu.
Filmlerde ve fantastik romanlarda ortaya çıkan gulyabani hakkında!
Birinin komşu binayı işgal etmiş olmasını beğenmedi.
[Germuz haraç olarak 500 düğüm talep ediyor.]
[Eğer kabul ederseniz artık tehdit edilmeyecek ve bir düşman kabul edilmeyeceksiniz.]
[Germuz aynı zamanda üssünüzün bulunduğu Eco binasını da dış saldırılardan koruyacaktır.]
[Germuz’a haraç vermek karizma puanınızı kalıcı bir şekilde 1 puan düşürecektir.]
[Haraç vermek ister misiniz? Evet/Hayır]
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..