Usta Shin'in "dövüşün" lafını duyar duymaz Sayk ve Ejder daha birbirlerinin gözlerine bile bakmadan fırlayarak ilk yumruklarını savurmak için gerildiler.
Ejder sağ yumruğunu gerebileceği en üst noktaya kadar gerdi ama tam yumruğunu Sayk'a savuracakken sağ ayağını kullanarak kendisini sağ ön çaprazına fırlattı ve sol tekmesini Sayk'ın suratının tam ortasına geçirdi.
Yediği tekmeyle beraber taklalar atarak savrulan Sayk birkaç takladan sonra dengesini toparladı ve yerde biraz daha kaymaya devam ettikten sonra ayağa kalktı ve pozisyon aldı.
Pozisyon aldı çünkü düşünmeden saldırdığı ilk seferde suratına sağlam bir darbe yemişti ve canı fazlasıyla yanmıştı.
(Ejder)-Evetevetevetevetevet!!!
Ejder şu anda sevinçten deliriyordu çünkü uzun zamandan sonra ilk defa birisi yediği ilk darbeden sonra nakavt olmamıştı.
Sayk pozisyon aldıktan sonra Ejder...
(Ejder)-Tekrar geliyor!!!
Diye bağırarak bir kez daha Sayk'ın üzerine atıldı ve yeniden yumruğunu kaldırdı.
Ancak bu sefer hiçbir hareket değişikliği yapmadan direkt olarak yumruğunu savurdu.
Üzerine gelen ağır yumrukla yarım saniyeliğine göz göze gelen Sayk hemen kollarını kaldırdı ve gard alarak yüzüne doğru yaklaşan bu sağlam saldırıyı engelledi.
(Ejder)-Bir daha! Bir daha! Bir daha!
Ejder ilk yumruğundan sonra geri çekilmeden 4 yumruk daha salladı ve 4 yumruğuda ilk yumrukla aynı yere çakıldı.
(Sayk)-Tch!
"Sanırım kolum çatladı."
Kolunun çatladığını hisseden Sayk alttan yukarı doğru güçlü bir tekme savurdu ancak Ejder kolayca bu tekmeden sıyrıldı.
Zaten Sayk'ın amacıda Ejder'e vurabilmek değildi. Amacı kılıcını çıkarabilmek için kendisine birazcık zaman kazandırabilmekti ve başarılıda olmuştu.
Ejder bu tekmeden kaçınmak için geri zıplar zıplamaz Sayk kılıcını çekmiş, ucunu Ejder'e doğru çevirmiş ve eğilerek hareketlenmeye hazırlanmıştı.
Ejder'in ayakları yere iner inmezde Sayk güçlü bir adım attı ve ileri doğru bir ok gibi fırladı.
(Sayk)-Görüşürüz.
Sayk o kadar hızlıydı ki Ejder kaçmak için bir saniye bile bulamamıştı.
Sayk kılıcıyla birlikte Ejder'in arkasında belirirken Ejder'in kıyafetleri parçalanarak etrafa saçıldı.
(Sayk)-Kabul etmeliyim ki sağlam yumrukların vardı. Ama yinede zayıfsın.
Sayk göğsünü kabarta kabarta bunları söylemişti ancak...
(Ejder)-Sen, bunlara darbe mi diyorsun gerçekten?
Ejder'in sesini duyar duymaz büyük bir endişeyle arkasına baktı ve o anda Ejder'in, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ona baktığını gördü.
(Sayk)-A-ama bu...nasıl olur!? Az önce seni 11 farklı yerinden kestiğime eminim.
(Ejder)-Peki sen sana, 11 darbenide karşıladığımı hatta göğsüne ve karın boşluğuna birer yumruk attığımı söylesem.
Ejder tam bu sözleri söylerken Sayk göğsünde ve karın boşluğunda iki derin acı hissetti ve bir anda yerden yükseldi.
Ejder'in yumrukları onu havaya fırlatmıştı.
(Sayk)-Puh-akh!
Görmediği halde yemiş olduğu iki yumrukla havaya yükseldikten sonra yere düzgünce inmeyi başardı ve acıyla kıstığı gözlerini Ejder'e çevirdi.
Fakat tam olarak o anda hiçbir şey göremediğini farketti.
Bir anlığına bu kısa körlüğünün nedenini anlamamış olsada aradan geçen 0.3 saniyeden sonra geçici körlüğünün nedenini net bir şekilde, keskin bir acı hissederek anladı.
Önünü görememişti çünkü Ejder'in yumruğu tam olarak suratının önündeydi.
0.3 saniyelik zaman dilimi içerisinde hissettiği acı ise, o yumruğun yüzüne çarpmasıyla oluşmuştu.
Aradan 0.4 saniye daha geçtikten sonra, yani bu 0.7 saniyelik süreç içerisinde bir şeyi daha anlamıştı.
Yediği yumruk onu çoktan bir ağaça savurmuştu ve yüz ağrısının yanında şimdi birde sağlam bir omurga ağrısı çekiyordu.
(Ejder)-Tch, kıyafetlerimi parçalamam yazık oldu.
Ejder bütün kılıç darbelerini karşılamıştı ama o darbeleri yemiş gibi davranmak için kıyafetlerini parçalayarak etrafa saçmıştı.
(??)-Uwahhh. Dostum bu gerçekten sağlamdı.
(Ejder)-Hooo. Yani hala sağlamsın. Güzel.
Ejder kazandığını düşünürken önündeki ağacın oradan bir ses yükseldi.
Ejder hemen oraya baktı ve ayağa kalkan Sayk'ı gördü. Sayk ise ayağa kalktıktan sonra önce parmaklarını sonra da boynunu kütletti.
(Sayk)-Merak etme. 3 yumrukla düşecek birisi değilim.
Sayk bu kelimeleri söyledikten sonra olduğu yerde birkaç kez zıplayarak durumunu kontrol etti.
(Sayk)-Pekala. Hala sağlam durumdayım.
Durumunun iyi olduğunu teyit ettikten sonra çatlak olan kolunu birkaç defa salladı ve pozisyon aldı.
"Kolum bir süre dayanabilir."
(Sayk)-Pekala. O zaman bunu savuşturda görelim.
Sayk sol elinin işaret ve orta parmağını birleştirerek kılıcın üzerinde sürüdü ve sürüdüğü kısım beyaz bir şekilde parlamaya başladı.
Kılıcın diğer tarafına da aynı işlemi yaptı ve o kısımda siyah bir şekilde parlamaya başladı.
2 farklı yüzü 2 farklı renge bürünen kılıç yavaşça ağırlaşmaya başladı ve ucu yere doğru inmeye başladı.
"Kolum sağlam olsaydı daha kolay olacaktı."
Ağırlaşan kılıcın ucu yere tamamen indiğinde...
(Sayk)-Raaaaaaaaaaaaa!!!!!!!
Sayk bağırdı ve kendi etrafında 3 tur dönerek ağırlaşan kılıcını Ejder'e doğru fırlattı ve peşinden koşmaya başladı.
Kılıcı elinden çıktığı için inanılmaz derecede hızlı koşabiliyordu ve saniyeler içinde fırlattığı kılıca yetişti ve zıplayarak kılıcın kabzasına güçlü bir tekme attı.
Tekmeyle birlikte daha da hızlanan kılıç doğrudan Ejder'in karnına yol alıyordu.
Ejder üzerine doğru son hızla gelen bu kılıca karşılık vermek için hazırlanırken Sayk bir anda arkasında belirdi ve Ejder'in kafasına üstten bir tekme attı.
Bu tekme yüzünden Ejder'in dengesi bozuldu ve Ejder bir anda dizleri üzerine çakıldı. Dizleri üzerine çakıldığı içinde karnına doğru ilerleyen kılıç artık boynuna doğru ilerliyordu.
(Scarlet)-Bunlar birbirlerini öldürmeyi planlıyorlar!!! -Hey! Ne yapıyorsun!?
Kılıç, Ejder'in boynuna doğru ilerlemeye devam ederken Scarlet koşmaya başlayacaktı ki Rose onu kolundan tuttu.
(Rose)-Sakin ol. İkisinede hiçbir şey olmayacak.
Scarlet'in endişesine karşın Rose oldukça sakin hatta bir o kadarda güven dolu gözüküyordu.
Scarlet'in endişeli bakışlarıyla birlikte Sayk'ın kılıcı Ejder'in boğazıyla buluştu. Ve buluşmasıyla birliktede kılıçta biriken güç bir dalga şeklinde patladı ve etrafı yoğun bir toz sisine gömdü.
(Sayk)-Bu işini bitirmiş olmalı.
Sayk derin bir nefes aldıktan sonra bunu söylemişti ve buna inanıyordu çünkü kılıcı ağırlaştıktan sonra çatlak koluyla kaldırıp fırlatmak için çok fazla güç harcamıştı ve oldukça büyük bir acıya katlanmak zorunda kalmıştı.
Ama işin kötü kısmıda burada başlıyordu.
(??)-Oldukça, eğlenceli birisisin ha?
Tam o sırada etrafı kaplayan tozun içinden net bir ses duyuldu.
Ardındanda bir metalin parçalanma sesi kulaklarına çalındı.
(??)-Ama, yeterli değilsin.
Sarfedilen bu 3 kelimenin ardından bir şok dalgası bütün tozları tek seferde yok etti.
Dağılan toz sisinin içinde ise Ejder'in figürü duruyordu.
Yara almamıştı.
Sağ eliyle Sayk'ın kılıcını tutuyordu. Kılıcın ön tarafı Ejder'e saplanmamıştı ve yerde duruyordu, kılıcın orta tarafı ve geri kalanı Ejder'in elindeydi ve ezilerek buruşturulmuş haldeydi.
Ejder'in gücü inanılmaz derecede yıkıcıydı ve Sayk ilk elden bu gücü tatmış bulunuyordu.
Sayk'ın şaşkın bakışlarıyla birlikte Ejder, sıkarak ezmiş olduğu kılıcı yere bıraktı ve ayağa kalktı.
(Ejder)-Asıl şimdi...
Ejder konuşmasını bitirmedi ve saniyelik olarak gözden kaybolarak Sayk'ın arkasında belirdi.
(Ejder)-...görüşürüz.
Ejder'in sözü biter bitmez Sayk sayamayacağı kadar çok darbeye maruz kaldıktan kan kusarak yere serildi.
Sayk yere düşerken Ejder elini saçlarına attı ve uzun düz saçlarını birazcık karıştırdıktan sonra geriye yatırdı.
"O kılıç bana değseydi kesinlikle ağır bir yara alırdım."
"Aman neyse, potansiyeli var ama gücüne karşı fazla hakimiyeti yok."
(Scarlet)-Sayk!!!
Ejder kendi düşünceleriyle uğraşırken Scarlet koşarak yere yığılan Sayk'ın yanına gitti.
(Scarlet)-Senin derdin ne be!?
Scarlet öfkeli gözlerle Ejder'e döndü ve bağırdı.
(Ejder)-Sadece bayıldı. Bu kadar çok endişelenmene gerek yok.
(Scarlet)-Neyine endişelenmeyecek mişim!? Kim sana onu bayılt dedi lan!?
(Ejder)-Beni öldürmeye çalışmasaydı bu kadar sert çıkışmazdım.
(Scarlet)-Seni öldürmeyecekti be.
(Ejder)-Ee?
(Scarlet)-Bu kadar ciddi olman gerekmiyordu!
(Ejder)-Savaşırken ciddi değilsen düşmanların senin için nazik davranmasını bekleyemezsin cici kız. Bir savaşçı rakibinden güçlü bile olsa yaptığı savaşı ciddiye almak zoundadır çünkü kibirli olan herkesin sonu ölümdür.
Ejder'in sözlerine karşılık vererek konuşmayı devam ettirmek istemeyen Scarlet ilgisini ve bakışlarını Sayk'a çevirdi.
(Shin)-Ee Ejder. Nasıldı?
(Ejder)-Hareketleri iyi. Ama daha gidecek çok yolu var. Ayrıca bana saldırırken biraz tereddüt etti. İnsanlara zarar vermekten çekiniyor gibi görünüyor.
(Shin)-Peki onu geliştirmek için ne önerirsin?
(Ejder)-Zayıf olduğu hamleleri bulsun ve günlük 5 saat, başka hiçbir şeyle uğraşmadan sadece o hareketleri yapsın. 1 hafta bu şekilde denesin. Sonrasına bakarız.
Ejder bu kadar net tavsiyeler verebiliyordu çünkü kendiside bunları yapıyordu. Hatta kendisi gününün 10 saatini buna harcıyordu. Ve çalışmalarının meyvesinide verimli bir şekilde alıyordu.
(Shin)-Pekala. Öyle olsun. Scarlet, Rose. Sıra sizde.
Shin, Ejder'in dediklerini dinledi ve ardından kızlara döndü.
Ejder yavaşça Sayk'ın yanına gitti ve...
(Ejder)-Gerisini bana bırak Scarlet.
Dedi.
Scarlet ise hiç istemiyor olsada Sayk'ı Ejder'e emanet etti ve Usta Shin'in yanına gitti.
Rose'de onun peşindeydi.
(Scarlet)-Ben dövüşmek istemiyorum Usta Shin.
Usta Shin onlara bakarken Scarlet bir anda bunları söylemişti.
(Shin)-Hooo.
(Rose)-Aslına bakarsanız bende dövüşmek istemiyorum Usta Shin.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..