Bölüm-5 Reddetmek

avatar
879 8

Ejderha İmparator - Bölüm-5 Reddetmek


(Ejder)-Göksel Dünya mı? 


Ejder merakla boynunu sağa doğru eğdi. 


(Ejder)-Daha önce hiç duymadım. 


(Shin)-Duysaydın eğer, oraya seni sadece Dia'nın götürebilmesinin ne anlamı olurdu ki? Ahh, herneyse. Göksel Dünya benim dünyamdan daha büyük ve orada Ejderha Dağı denilen bir dağ var. O dağın en üstüne kadar çıkmayı başarırsan Kutsal Hediye Ejderhası BioDrago'yla karşılaşacaksın. Eğer yeterince şanslıysan içinde saklı olan büyük potansiyelini ortaya çıkaracak bir hediye alabilirsin. 


(Ejder)-Tch. Sen ve senin cezbedici planların. 


Ejder ifadesiz bir surat takınmaya çalışıyor olsada içten içe gülümsemek için deliriyordu. 


(Ejder)-Ee, ne zaman gidebilirim oraya?


(Shin)-Düşünmeden gitmeyi seçiyorsun ha? 


(Ejder)-Güçlenmemi sağlayacak her şeye varım. 


(Shin)-Yinede, oraya gitmek için beklemek zorundasın. 


(Ejder)-Nedenmiş o? 


Ejder tek kaşını kaldırdı. 


(Shin)-1'incisi, seni oraya tek başına gönderemem. Eğer tek başına gidersen kesinlikle ama kesinlikle ölürsün. 2'ncisi ise Dia'nın seni oraya götürüp götürmeyeceğini bilemem. Ne de olsa neredeyse öldürüyordun onu. 


Usta Shin açıklama yaparken Ejder'in suratı yavaşça değişmiş ve memnuniyetsiz bir hale gelmişti. 


Nedeni belliydi. Deliler gibi gitmek isteyeceği bir yere gidebilme ihtimali az önce dövdüğü kişiye bağlıydı. 


(Ejder)-Aman beee. 


Ejder ellerini cebine soktu ve arkasını döndü. Bu sefer kimsenin onu durdurmak için bir nedeni yoktu. 


(Ejder)-Beni dünyaya geri gönder. 


Sakince isteğini dile getirdikten sonra Usta Shin yavaşça sopasını yere vurdu ve Ejder beyaz bir ışık çemberinin içinde kalarak gözden kayboldu. 


(Rose)-Offfff. Bazen Ejder'i hiç anlamıyorum. 


Rose oflayarak mırıldandı.


(Shin)-Ejder'e de hak vermelisin Rose. Güçlenmek istemesi çok normal değil mi sencede? 


(Rose)-Güçlenmek istemesinde bir sorun görmüyorum zaten ben. Hatta onun bu isteğini en çok destekleyen kişi benim. Ama yine de gücünü, -kendisini hiç tutmadan- ona yardım etme ihtimali olan kişilere kullanması doğru değil. Ben dövüşmesinlerde demiyorum. Sadece tüm gücünü kullanması beni sinir ediyor. İkimizde aynı soya sahip olsak bile Ejder benden çok farklı. 


Rose derin bir nefes aldıktan sonra uzunca bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşma baştan sona kadar doğruydu. Kendi nazarında tabii.  


(Shin)-Haklısın. Yakın gelecekte benim seviyemi aşıp geçeceğine hiç şüphe yok. Hatta belkide beni aşmış bile olabilir. Tüm gücünü kullanmasına izin vermediğimiz için şu anki seviyesini bilmiyoruz. 


(??)-Senden güçlü mü bilmiyorum ama buradaki herkesi tek başına ezecek kadar gücü olduğu kesin. 


Usta Shin ve Rose konuşurken arka taraftan hafif zorlama bir ses duyuldu. 


(??)-Ayrıca gereksiz agresif birisi. 


Ve ardından bir ses daha duyuldu. 


İlk ses Sayk'a, ikinci ses ise Scarlet'e aitti. 


(Shin)-Kendine gelmişsin. 


(Sayk)-Ah, evet. Ama hala canım yanıyor. Bayağı sağlam yumruk yedim. 


(Rose)-Kendisini tutmayı bilmiyor bu çocuk. Keşke gün içinde de sabahları olduğu kadar sakin olsa. 


(Sayk)-Sanırım orada yanılıyorsun. Kendisini tutmayı bilmiyor değil. Kendisini tutsa bile tutmamış gibi görünüyor. 


Aslında Sayk çok güzel bir noktaya parmak basmıştı. Ejder'in şu anki gücünü bilen kimse yoktu ve belkide Ejder kendisini tutuyor olsa bile böyle ezici bir güce sahipti. 


Bu gayet mantıklıydı. Hatta Ejder'e kendisini tutması söylendiğinde sinirlenmesinin nedeni zaten kendisini tutuyor olması bile olabilirdi. 


(Rose)-Haklı olabilirsin ama...


(Shin)-Ejder'in tüm gücünü göstermesini isteyemeyiz. Bu oldukça yıkıcı olacaktır. 


Rose, Sayk'a haklılık payı verip başını öne eğmişti ve Usta Shin, Rose'nin lafını devam ettirmişti. 


(Shin)-Ejder'in gücü benim dünyamı mahvedecek bir seviyede olabilir. 


Ejder'in gerçek gücünü öğrenmek istiyorlardı ama gücünü kullanmasına hiç izin vermediklerinden dolayı olabilecek şeyleri tahmin edemiyorlardı ve bu yüzdende risk alamıyorlardı. 


Risk almamalarıda doğru olandı ki, Ejder şu anki gücüyle bırakın Usta Shin dünyasını mahvetmeyi, paramparça bile edebilirdi. 


Muhtemelen yani. 


Ama kesinlikle yok edecek kadar güce sahip değildi.


Sadece şu anlık. 


Şu anlık...


(Rose)-Bu dünyanın parçalanmasıda isteyeceğimiz son şey zaten. 


(??)-Arggghhh. Offf. Her yerim ağrıyor be! 


Tam o anda arka taraflardan iniltili bir ses yükseldi ve herkesin bakışları bir anda o tarafa yöneldi. 


Şu anda orada bulunupta bu şekilde bir ses çıkarabilecek tek kişi Dia'ydı. 


Ejder'den sağlam bir dayak yediği için bilinci kapanmıştı. 


(Dia)-Ne oldu lan bana öyle!? Hatırladığım son şey...arghhh! 


Dia bilinci yitirmeden önceki anları bir düşündü ve sonucunda ise sağlam bir baş ağrısıyla karşılaşmak zorunda kaldı. 


(Dia)-En son...sanki, Ejder'in elleri kırmızıydı? 


Vücudunun her tarafı o kadar çok sızlıyordu ki düzgün düşünmekte zorlanıyordu. Kafasına çok fazla darbe almamıştı ama aldığı birkaç darbe beynini sarmaya yetmiş hatta artmıştı bile. 


(??)-İyi misin? 


Bir anda duyduğu endişeli bir sesle birlikte kafasını çevirdi ve Rose'yi gördü. 


(Dia)-Ah, evet. Yani...sanırım. 


Dia düşüncelerini toparlamaya çalışırken yarım yamalak bir cevap verdi. 


(Rose)-Emin misin? Ejder bayağı sert davranmıştı. 


Dia derin bir nefes alarak doğrulmaya çalışmıştı ancak...


(Dia)-Birkaç kemiğim kırıldı san...ARGHH!!! 


Tam oturur pozisyona geçecekken birkaç çıtırdama duyuldu ve acı bir inleme yükseldi. 


(Dia)-Kalk...masam daha iyi olacak sanırım. 


Acıyla inledikten sonra bir süre daha yerde kalma kararı alan Dia tekrar yere yattı. 


(Rose)-Usta Shin. Dia'yı iyileştirebilir misin?


Usta Shin, Rose çağırmadan önce Dia'ya doğru yürümeye başlamıştı bile ve yanına varınca hızlıca onu iyileştirmeye başladı. 


Birkaç dakika sessizce geçmiş ve Dia büyük oranda iyileşmişti.


(Shin)-Bu arada Dia. Ejder'i ve diğerlerini Göksel Dünya'ya götürebilir misin? 


Usta Shin bir anda bu soruyu sormuştu ve iyileşme aşamasında olduğu için kendisini normalde olduğundan daha hafif hisseden Dia, kapalı tuttuğu gözlerini bir anda açtı ve doğrularak...


(Dia)-Olmaz! Hayatta olmaz! Asla böyle bir şey yapmam! 


Diye bağırarak Usta Shin'in bu isteğini kesin bir dille reddetmişti.


(Shin)-Beklediğim gibi. 


Usta Shin doğal olarak Dia'ya hak veriyordu, Ejder yaptığı şeyde belki haksızdı ama böyle davranmak için kendince sebepleri vardı. 


Asla bahsetmek istemediği geçmişinde yaşadığı şeyler onu agresif birisi olmaya itiyordu. 


(Shin)-Fikrini değiştirmen için ne yapabiliriz? 


Usta Shin belki işe yarar umuduyla bu soruyu sormuştu. Doğruyu söylemek gerekirse basit bir şeyler bekliyordu. 


Ama tabii ki işler istediği gibi gitmeyecekti.


(Dia)-Ejder benden özür dilerse fikrimi değiştirebilirim. 


O anda Usta Shin elini alnına koydu. 


Sorduğu sorudan pişman olduğu belliydi. 


(Shin)-Sanki Ejder böyle bir şey yaparmış gibi. 


(Dia)-Umurumda bile değil. Gelip benden özür dilemediği sürece kimseyi şurdan şuraya götürmem. 


Dia'nın sesindeki öfke ve isteksizlik rahatça sezilebiliyordu. 


Böyle olmakta haklıydı çünkü sadece alıştırma yapacağım diye düşündüğü kişiddn ölümüne dayak yemişti ve bir özrü hak ettiğini düşünüyordu. 


Kesinlikle bir özrü hak ediyordu ama Ejder hayatı boyunca bir kez bile özür dilememiş birisiydi. 


Küçükken yaptığı yaramazlıklar için bile ailesinden özür dilememiş bir çocuktu. 


Kısaca, Ejder asla özür dilemez ve Dia onları asla Göksel Dünya'ya götürmezdi. 


(Rose)-Ejder'in senden özür dileyeceğini düşünüyorsan fazlasıyla yanlış bir düşüncedesin demektir. Hiçkimse Ejder'e özür diletemez. Ona en çok sözü geçen kişi benim ve ben bile ona böyle bir istekte bulunamam. Onun gibi vahşi birisinden böyle bir istekte bulunmak sana daha kötü bir şekilde yansıyacaktır bundan emin ol.


Dia'nın inatçılık yapacağını bilen Rose, belki bir umut bu inatçılığı kırabilirim umuduyla uzun bir konuşma yapmıştı. 


Sözlerinin yeterince ikna edici olduğunu düşünüyordu ve konuşma yapmak konusunda da kendisine oldukça güveniyordu. 


Ancak...


(Dia)-Hayatta olmaz dedim. Ben bir şey dediysem, dediğim şeyden asla geri dönmem. O çocuk gelipte benden adam akıllı özür dilemediği sürece hiçbirinizi hiçbir yere götürmem. 


Bu sözlerle birlikte Rose insanı sinir krizlerine sokabilecek bir ikilemde kaldığını tamamen anlamıştı. 


Bir tarafta asla özür dilemeyen Ejder Soykıran. 


Diğer tarafta ise istediği şey olana kadar inatçılığını sürdürecek olan Dia Aspect. 


İkisi de laf dinlemeyen küçük birer çocuk gibiydiler. 


(Rose)-Çattık. Lanet olsun kesinlikle çattık. Ejder'in saçma hareketleri yetmiyormuş gibi birde Dia'nın çocuk inadıyla uğraşmak zorundayız şimdi. 


(Shin)-Ejder'i buraya geri çağırsam mı? 


(Rose)-Bence yapma Usta Shin. En azından şimdilik yapma. Bırak Ejder biraz kafasını dağıtsın. Dia'da o süreçte tamamen iyileşmeye baksın. 


(Shin)-Hay hay. Sen nasıl istersen. 


(Rose)-Pekala. Benide dünyaya gönder bari de Ejder sakinleşince sana haber vereyim. 


(Shin)-Tamam. Dia'nın iyileşmesi için fazla bir zaman gerekmiyor. Sende Ejder'i olabildiğince çabuk sakinleştirmeye bak. 


(Rose)-Tamamdır. 


Bu kısa konuşma ve anlaşmanın ardından Usta Shin sopasını yere vurdu ve Rose beyaz bir ışık çemberinin içinde kalarak gözden kayboldu. 


(Shin)-Umalım da Rose, Ejder'e söz geçirebilsin. Yoksa işler çok ters bir yere gidecek. 









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr