Ejder diğerlerinden uzakta oturuyor ve sağ eliyle alnını ovuyordu. Diğerleri de sessizce oturuyorlardı. Herkes hazır olana kadar diğer tur, yani final turu başlamayacaktı. Aslında diğerleri bu tura hazır olup olmadıklarını bilmiyorlardı. Haksız da değillerdi.
(Ejder)-Kyriel. Bir saniye gelsene buraya.
O sırada Ejder sol elini kaldırdı ve Kyriel’i yanına çağırdı. Diğerleriyle birlikte sessizce oturan Kyriel ayağa kalktı ve yavaşça onun yanına gitti.
(Kyriel)-Ne oldu Ejder?
(Ejder)-Diğer turdakiler ne kadar güçlü?
Ejder hiç lafı uzatmadan direkt olarak aklından geçen soruyu sormuştu.
(Kyriel)-Bir meleğin gücünün %70’ine sahipler.
Ejder bunu duyunca biraz suratı düştü. Kendisi, kendinden daha güçlü rakiplerle dövüşmekten büyük bir zevk alıyor olsa da işin ucunda diğerlerinin, özellikle de Rose’nin hayatı olunca işler ciddileşiyordu. Ejder sahip olduğu dayanıklılıkla birlikte saatlerce hiç durmadan dövüşebilirdi ve eninde sonunda bütün rakiplerini yok edebilirdi. Sonuçta %10’luk bir fark fazla değildi.
Ama şu andaki durumda 10 rakiple bile aynı anda çarpışsa geri kalan rakipleri, Rose ve diğerlerine saldıracaktı, ki bu da onun istemediği bir şeydi. Kendisi için bu savaş günler bile sürse bir şekilde galip gelirdi ama diğerleri için aynı şey geçerli değildi.
Ejder’in suratının düştüğünü gören Kyriel ise lafa girdi.
(Kyriel)-Bak Ejder. Ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Güçlü rakiplerle dövüşmeye bayılıyorsun onu anlıyorum. %10’luk bir fark sana azmış gibi geliyor olabilir ama değil. Tıpkı dövüştüğümüz sırada ben gücümün yarısını kullanırken senin bana vurabilmen ama ben biraz daha güç kullanınca senin yere gömülmen gibi. Az önce yılanlarla savaşırken kullandığın o güç nereden geldi bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, diğerlerini, özellikle de Rose’yi korumak istiyorsan önümüzdeki turda o güçten çok daha büyük bir güce ihtiyacın var.
Kyriel’in bu sözleri Ejder için kesin bir uyarıydı. Ejder’de bu uyarıyı almış gibi görünüyordu. Diğer bir yandan Kyriel ilk başta Ejder’i boş kibirden oluşan birisi olarak düşünmüşse de yaptıkları savaşta bu fikri neredeyse kaybolmuştu ve az önce olan olaylardan sonra bu fikir tamamen kaybolmuştu. Anlamıştı ki Ejder, kibrinin arkasını dolduracak kadar güve sahip. O yüzden de onu küçümsemeyi bırakıp dostça bir tavırla bu sözleri söylemişti.
Ejder derin bir nefes aldı ve…
(Ejder)-O gücün ne olduğunu bende bilmiyorum, biliyor musun? Sahip olduğum ama şimdiye kadar yalnızca bir ya da iki kere, saniyelik olarak ortaya çıkan bir güçtü. İlk defa o kadar uzun süreli kullandım. Ama sanki…bilmiyorum…dahası da var gibiydi. Sanki içimde kilitli olan bir güç gibiydi. Argghhh! Başım ağrıyor.
Ejder konuşmasının sonunda yeniden alnını ovuşturmaya başladı. İnanılmaz bir baş ağrısı hissediyordu. Kafası patlayacak gibiydi.
(Kyriel)-Burada zamanı dert etmene gerek yok. Buranın zaman kavramı tamamen farklı işliyor. Yani, baş ağrın durana kadar bekleyebilirsin.
(Ejder)-Başka şansım yok sanırım. Bu ağrıyla dövüşme odaklanmak zor olurdu.
Bu konuşmadan sonra Kyriel yavaşça ayağa kalktı.
(Kyriel)-Neyse. Diğerlerinin yanına dönüp diğer tur ile ilgili fikirlerini sorayım bari.
(Ejder)-Bir dakika bekle.
O anda Ejder uzanarak Kyriel’i elinden tuttu ve gitmesini engelledi.
(Kyriel)-Bir şey mi oldu?
Kyriel bu duruma hiç şaşırmamış gibi görünüyordu.
(Ejder)-Senden bir şey isteyeceğim.
(Kyriel)-Diğer turda size yardım etmek dışında her şey olur. Muhtemelen, yani.
Kyriel’in bu sözlerinden sonra Ejder’in yüzü düştü.
(Ejder)-Öyle bir şey istemeyecek biri olmadığımı biliyorsun.
(Kyriel)-Sende hiç şakadan anlamıyorsun ha. Her neyse. Söyle bakalım ne istiyorsun.
(Ejder)-Zihnimin içine bakar mısın?
***
Herkes sessizce oturup beklerken Rose’nin bakışları ve dikkati Ejder ve Kyriel’in üstündeydi. Ne konuştuklarını merak ediyordu ama yanlarına gidip sormak gibi bir planı yoktu. Böyle bir durumdayken oturupta tuhaf şeyler konuşacak tipler değillerdi. Hele Ejder hiç değildi.
Tabii ki Rose’nin ne konuştuklarına dair bir fikri vardı.
(Rose)-Muhtemelen final turu hakkında konuşuyorlardır.
(Scarlet)-Bir şey mi dedin Rose?
(Rose)-Ah, hayır. Kendi kendime konuşuyordum.
“Çok mu sesli mırıldanmışım?”
Rose farkında olmadan diğerlerinin de duyabileceği bir seviyede mırıldanmıştı ve sonuç olarak da Scarlet’in şaşkın yüzüyle karşılaşmıştı.
Scarlet düşünceli görünüyordu. Daha doğrusu hepsi düşünceli görünüyorlardı. Bu tura devam etmek istemiyor gibi bir halleri vardı. Pekala, burayı tamamen temizleyerek yeni güçler kazanmayı çok istiyorlardı ama rakiplerinin seviyesi hayal ettiklerinin çok ama çok daha üstündeydi.
***
(Ejder)-Emin misin?
(Kyriel)-Eminim. Farklı bir şey göremedim. Zaten senin zihnini doğru düzgün okuyamıyorum.
(Ejder)-Ha..? Ah…
Kyriel’in bu sözleri karşısında Ejder şaşırmıştı çünkü herkesin aklını okuyabilirken kendisinin aklını okuyamamasını biraz tuhaf bulmuştu derken…neden kendi aklının okunamadığını anladı.
(Ejder)-Deli olduğum için düşüncelerim karmakarışık değil mi?
(Kyriel)-Düşüncelerinin karmaşıklığından ziyade zihnin darmadağın demek daha doğru olur. Bütün zihnin birbirine girmiş durumda ve birçok farklı şey birbirine girmiş halde. Normalde bir insanın zihnini tamamen okuyabilirim, yani o kişinin bütün hatıralarına erişebilirim ama senin anılarına ulaşamıyorum. Hem çok karmaşıklar hem de içeri giremeyeceğim kadar güçlüler. Sanki bir şeyler anılarına bakmamı engelliyormuş gibi.
Ejder bu sözler karşısında hiç şaşırmamıştı. Zihninin darmadağın olması onun için sürpriz değildi. Aksine zihninin tamamen normal olması büyük bir sürpriz olurdu.
(Ejder)-Bunu reddedemem sanırım. Yine de zihnime girememen biraz tuhaf. Sonuçta çok şey yaşadım ve zihnim o kadar da sağlam değil.
(Kyriel)-O kadarını bilemeyeceğim.
(Ejder)-Madem tuhaf bir şey bulamadın. O zaman sıkıntı yok demektir.
Ejder elini Kyriel’in omzuna koymuş ve yanından geçip gitmişti.
(Kyriel)-Neden benden bunu istediğini söylemedin ama?
Kyriel bu soruyu sordu çünkü gerçekten Ejder’in, neden kendisinden böyle bir şey istediğini merak etmişti. Aslında bu sorunun cevabı için çoktan Ejder’in zihnine bakmıştı ama bir şey görememişti. Konu Ejder’in zihnine geldiği zaman o anki düşüncelerini bile okumak bazen imkansız oluyordu ve yine öyle olmuştu.
Kyriel, Ejder’den bu sorunun cevabını vermesini bekliyordu ama aldığı cevap tam anlamıyla hayal kırıklığıydı.
(Ejder)-Bir sebebi yok.
O anda Kyriel’in yüzü düştü.
“Tch! Yalan söylüyor.”
Kyriel’i öylece geçiştiren Ejder yavaşça diğerlerinin yanına doğru gitti.
(Ejder)-Diğer tur için hazır mısınız?
Aslında bu kimsenin beklemediği bir soruydu. Hatta hepsi Ejder’in hiç konuşmadan öylece aralarında oturacağını falan düşünüyorlardı.
(Dia)-Aslında Ejder…daha konuşmadık ama eminim ki aynı fikirdeyizdir. Ben, daha doğrusu biz…diğer tura geçme konusunda o kadar da hevesli değiliz.
Dia’nın sözlerinde ciddi olduğu yüzündeki umutsuz ifadeden belli oluyordu. Diğerlerinin de yüzleri tıpkı Dia gibiydi. Diğer tur için hepsi umutsuzdu.
O anda Ejder derin bir nefes aldı ve güven dolu bir ifadeyle…
(Ejder)-Ya size…diğer turu kolaylıkla geçebileceğimi söyleseydim.
Ejder’in bu sözleriyle birlikte herkesin yüzündeki umutsuz ifadeye biraz merak duygusu eklenmiş oldu. Az önce ki turda tüm yılanları yok ettikten sonra bayılan Ejder şu anda diğer turu kolaylıkla geçebileceğini söylüyordu.
(Dia)-Ko-kolayca mı?
(Ejder)-Aynen öyle. Bir düşünün, beni tanıdığınız bu kısa süre içerisinde hiç kimseye kaybetmedim ve her seferinde bir öncekinden çok daha büyük bir güç sergiledim. Ve emin olun. Diğer turu rahatlıkla geçebilirim.
Ejder’in bu sözlerinden sonra Rose ve Kyriel’in aklında aynı anda aynı şey belirdi.
“Blöf yapıyor.”
Dia bu konu için Ejder’e güvenmek istiyordu ama…
(Dia)-Ya kontrolünü kaybedip bize de saldırırsan? Tıpkı az önce, neredeyse Rose’yi öldürüyor olduğun gibi.
Bu sözleri duyan Ejder’in yüzü, bir anlığına düşer gibi oldu ancak…
(Ejder)-Pekala. O gücü tam olarak kontrol edemediğim doğru ama final turunu bitirdiğim anda her şeyin durması gerekeceği için Kyriel’in beni durdurması gerekecek.
(Kyriel)-Ha?
(Ejder)-Sonuçta Kyriel bu dünyayı korumakla yükümlü.
(Kyriel)-Ha-haklısın.
“Lanet olsun bu çocuğun ne zaman deli ne zaman akıllı olduğunu kestiremiyorum artık. Ejder’i durdurmak gibi bir yükümlülüğüm yok tabii ki ama buraya kadar gelmeyi başarmış oldukları için onları geri göndermeyi kabul edemem. Pekala Ejder. Senin dediğin gibi olsun.”
Kyriel, Ejder’in sözlerini başıyla onaylayarak diğerlerine döndü.
(Kyriel)-Ejder doğru bir noktaya değindi. Final turu bittikten sonra sizi Ejderha Dağı’na götürecek olan kişi benim ve Ejder’in ne burayı ne de başka bir yeri dağıtmasına izin veremem.
Ejder, Kyriel’in bu sözleri üzerine gülümsemeye başladı.
“Zekayı kullanmak diye buna derim ben. Şimdi, en güçlü olmaya bir adım daha yakınım.”
(Sayk)-Kyriel’in, Ejder’den daha güçlü olduğunu biliyoruz ama…
(Kyriel)-Hala tüm gücümü görmediniz Sayk. Ejder’in bana karşı hiç şansı yok.
O anda Kyriel, Sayk’ın aklını okuyarak içindeki şüpheleri giderdi.
(Kyriel)-İçiniz rahat olsun. Final turunda zehirli gaz, devasa bir okyanus ya da gökyüzünde gezinen canavarlar yok. Tıpkı ilk turda olduğu gibi, hepsi yeryüzünde olacak.
Bu konuşmayla beraber diğerlerinin aklını iyice karıştıran Kyriel, Rose’ye döndü. Kyriel’in kendisine olan bakışlarını gören ve ne demek istediğin gören Rose lafa girdi.
(Rose)-Buraya kadar geldikten sonra geri dönmenin ne kadar kötü olacağını bir düşünün çocuklar. Bir sürü zorluğu aştıktan sonra tam başardım derken diğerlerinden daha zor bir engelle karşılaştığınız için vazgeçmek mi istiyorsunuz? Her ne kadar Ejder’in uygulama şekli farklı olsa da o, bugüne kadar kafasına koyduğu her şeyi yaptı. Ve yapmaya da devam ediyor. Sizce Ejder güçlü olduğu için mi hedeflerine karşı bu kadar kararlı? Tabii ki de değil. Ejder kararlı olduğu için bu kadar güçlü! Final turunu başarıyla geçeceğine inanıyorsa sonuna kadar arkasındayım.
Rose bu konuşmayı yaparken Ejder arkasını dönmüştü çünkü kimsenin yüzünü görmesini istemiyordu. Yüzünde tarifsiz bir gülümseme vardı.
“Tüylerim diken diken oluyor. Bekle beni Ejderha Dağı.”
Kyriel, Rose’ye baktığında Rose, bir konuşma yapması gerektiğini anlamıştı. Ancak bu konuşma onun beklentilerinin bile üstündeydi. Herkesin düşünceleri değişmişti ve artık hepsi final turunu geçmek istiyorlardı.
(Kyriel)-Pekala. Madem artık hepiniz hemfikirsiniz. Final turunu başlatıyorum.
Kyriel sözlerinin ardından bütün dünya daha önce hiç olmadığı kadar şiddetli bir şekilde sallanmaya başladı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..