Ejder, Tanrılar Diyarı’ndan çıkmak üzereyken aniden önünde bir figür belirdi. Bu figür tamamen yeşiller içindeydi. İnce-uzun boynuzları vardı. Oldukça yakışıklıydı ayriyeten ise zayıftı. Ama yaydığı aura onun basit birisi olmadığını kanıtlar nitelikteydi.
(Ejder)-Ha? Sen kimsin lan?
(Loki)-Bendeniz Odin’in oğlu Loki. Tanıştığımıza memnun oldum Ejder Soykıran.
Kendisi Loki olarak tanıtan bu tanrı oldukça mütevazı bir tavır sergilemişti. Hatta Ejder’i selamlamıştı bile.
Ejder ise Loki’yi gördüğüne gram şaşırmamıştı ve hatta yüz ifadesi, içinde bulunduğu durumdan sıkılmış gibi bir hal almıştı.
(Ejder)-Ve?
Ejder’in umursamaz tavrı karşısında Loki birazcık şaşırmıştı ancak belli etmemeye çalışıyordu.
(Loki)-Size bir teklifim olduğu için buraya geldim.
(Ejder)-Bir tanrıyı dinlemeyeceğimi biliyor olmalısın. Teklifin umurumda bile değil.
Ejder gayet soğuk bir ifadeye sahipti ve bu ifadesini de değiştirecek gibi görünmüyordu. Neo hala Ejder’in sırtına geri dönmemiş olmasına rağmen Loki ondan korkuyormuş gibi görünmüyordu ya da korkuyordu ancak belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.
(Loki)-Yine de beni bir dinlesen iyi edersin.
(Ejder)-Bak. Küçük oyuncaklarımın beni öldürme planlarını bekleyeceğim için canım sıkılıyor tamam mı? Eğer beni eğlendirecek bir önerim yoksa şu anda terk et burayı. Aksi halde…
Ejder bir anda ikinci kişiliğine geçti ve korkunç bir aura yaymaya başladı.
(Ejder)-…seni parça pinçik ederim!
Ve anında yeniden sakinleşerek normal haline geri döndü.
(Loki)-Peki peki. Bu kadar sinirlenmene gerek yok. Sana teklifim şu…
-Bir tanrı olmaya ne dersin?
***
Medusa, Rose ve Ice’yi alarak Usta Kai’nin dünyasına geri dönmüştü. Rose ve Ice’yi yavaşça yere yatırarak onlara çekilen enerjilerini yenilemelerinde yardım etmeye başlamıştı.
(Rose)-Ejder’i orada bırakmanın tehlikeli olmadığına emin misin?
Rose kısık bir ses tonuyla bu soruyu sormuştu. Medusa’nın yüzündeki endişeyi gördükten sonra ise bu soruyu sorduğuna pişman olmuştu ancak çoktan soruyu sormuş bulunduğu için pişman olmasının bir anlamı kalmamıştı. Ancak yine de…
(Rose)-Medusa ben…
(Medusa)-Önemli değil Rose. Kötü bir amacının olmadığını biliyorum.
Rose sorduğu soru için özür dilemek istese de Medusa araya girmiş ve özür dilemesine izin vermemişti.
Medusa elbette ki Ejder’i orada bırakmak istemiyordu ancak Ejder’e karşı hissettiği sevgi, güven ve birazcık da korku yüzünden ona karşı gelememişti ve dediğini yaparak onu orada yalnız bırakmıştı. Hem de inanılmaz derecede güçlü bir tanrıyla.
(Medusa)-Soruna gelirsek. Elbette ki Ejder’i orada bırakmak çok tehlikeli ve şu anda bile ona yardıma gitmemek için zor duruyorum ancak, sen de biliyorsun ki Ejder’i öldürmenin hiçbir yolu yok. Ayrıca Ejder, siz kaçırıldıktan sonra resmen delirdi ve 7 Efsanevi Ejderhadan birinin mührünü kırmayı başardı. O yüzden…
(Rose)-Ne yaptı ded…arghhh!
Rose duydukları yüzünden bir anda oturur pozisyona geçerek bağırdı ancak o anda vücudu derin bir ağrıyla kavruldu. Enerjisinin büyük bir kısmını kaybettiği için hala çok zayıftı. Vücudu ağrıdığı için yeniden yatmak zorunda kaldı.
(Medusa)-Sakin ol Rose. Biliyorum çok absürt bir durum ama Ejder başardı. Yani her ne kadar onu yalnız bırakmak istemiyor olsam da tek başına kalması onun için daha iyi olacaktır. Ben sadece onu yavaşlatırım.
Son cümlesini söylerken Medusa boynunu bükmüştü. Kendisi yeterince güçlü olmadığı için kendi işlerini Ejder’in üstüne yıkıyor gibi görünmek istemiyordu. Pekala Ejder’den yardım almayı istiyordu ancak her şeyi ona yaptırmak istemiyordu.
Ejder’de tam burada devreye girerek her şeyi üstleniyordu ve kendi omuzları yüklerle dolu olmasına rağmen Medusa’nın yükünü de sırtlanıyordu. Medusa’da tam olarak bunu istemiyordu. Ejder zaten kendi yükleri altında sıkışmış haldeyken birde kendisinin yüklerini sırtlanmasını istemiyordu. Bu kadar yük Ejder için bile fazlaydı.
O anda Rose elini kaldırarak Medusa’nın yanağına koydu ve…
(Rose)-Ejder seninle yan yana dövüşebilseydi eminim çok mutlu olurdu. Muhtemelen, savaşırken yapacağı şeyleri görmeni istemiyordur. Sen de iyi biliyorsun ki Ejder’in iğrenç şeyler yapma eğilimi çok fazla ve kendini kaybettiği zamanlarda yaptığı şeyler daha da iğrençleşiyor. Kendisini o halde görüp ondan iğrenmeni istemiyordur.
(Medusa)-Haklısın.
(Rose)-Ne sorunlu bir çocuk ama.
(Medusa)-Değil mi?
Medusa ve Rose birbirlerine gülümsediler.
Yaklaşık olarak 5 dakika boyunca Medusa, Ice ve Rose’ye enerji vermeye devam etti. Ancak 5 dakikadan sonra Medusa’nın yüzündeki sakin ifade değişti ve yerini ağır bir heyecana bıraktı.
Rose hemen bu değişikliği fark etti.
(Rose)-Medusa? Bir şey mi oldu?
(Medusa)-Ejder…
(Rose)-Ejder’e bir şey mi oldu?
Medusa, Rose’nin endişeli ifadesine karşılık olarak heyecanla başını salladı ve…
(Medusa)-Hayır. Ama Ejder başardı. Poseidon’u öldürdü.
O anda herkesin odağı, yaptığı şeyden çekildi ve Medusa’ya döndü.
(Rose)-Anlamadım!
***
Loki’nin kendisine sunduğu teklif karşısında Ejder hala tepkisizdi.
(Ejder)-Ha? Bir tanrı olmak mı?
(Loki)-Sonuçta az önce bir tanrıyı öldürdün. Yani şu anda yapabileceğin en iyi şey öldürdüğün o tanrının yerine geçmektir değ…
(Ejder)-Hoy hoy hoy.
Ejder soğuk bir ses tonuyla Loki’nin konuşmasın böldü. Sıkılmış gibi görünen bakışları birden buz kesildi ve korkunç bir cansızlıkla Loki’nin gözlerine odaklandı.
(Ejder)-Bir tanrı olmak mı?
(Loki)-E-evet.
“Lanet olsun. Öyle bir bakıyor ki ruhumun derinliklerini inceliyormuş gibi hissediyorum. Gereksiz sayılabilecek derecede bir korkunçluğu var.”
(Ejder)-Sen beni…bir tanrı mı yapacaksın? Hahahah. Güldürme beni.
Ejder’in bakışların karşısında gerilmeden duramayan Loki gergin bir gülüş sergiledi ve…
(Loki)-Yalan söylemiyorum. Seni bir tanrı yapabilirim. Hem de bir Ölüm Tanrısı.
(Ejder)-Sence ben…
Ejder’in soğuk ses tonu Loki’nin bütün hevesini ve umudunu ezip geçiyordu ve Loki’nin sahip olduğu tüm azmi etkisiz kılıyordu.
(Ejder)-…bir tanrı olabilir miyim?
(Loki)-E-elbette olabili…
(Ejder)- Ölümün kendisi olmak varken, ben neden…değersiz bir tanrı olayım ki?
Ejder’in aurası esnekleşerek büyüdü ve Loki’yi sarmaladı. Ejder ise ağır adımlarla Loki’ye doğru yürüdü ve gözlerini gözlerine dikti. Hatta birbirlerinin nefeslerini hissedebilecekleri kadar yakına girdi. Ardından ise Loki’nin ağzından kanlar akmaya başladı.
(Loki)-Sen ne ara…
Aşağı baktığında gördü ki Ejder sağ elini onun karnına saplamıştı. Loki’nin bunu fark tmesinin ardından ise Ejder elini biraz daha içeri geçirdi ve nazik hareketlerle Loki’nin iç organlarını geçerek kalbine ulaştı. Kalbini yavaşça kavradı ve nazikçe okşamaya başladı.
Loki korkudan donup kalmıştı. Ve o anda Loki, kalbinin teklediğini ve ezici bir gücün kalbini patlattığı hissine kapıldı. Ancak kalbi hala sağlamdı ve Ejder, elini yavaşça kendisinin içinden çıkarıyordu. Elini tamamen çıkardıktan sonra ise Ejder, Loki’ye biraz daha yaklaştı ve gözlerini kırmızılaştırdı.
(Ejder)-Ben ÖLÜMÜM!!! Anladın mı beni!?
(Loki)-An-anladım.
“Sokayım. Ben hayatım boyunca bizim yaşlı adamdan bu kadar korkmadım.”
(Ejder)-O zaman şimdi defol buradan!
(Loki)-Ta-tamam. Hemen gidiyorum.
Loki’nin bedeni hızla silindi ve Tanrılar Diyarı’nı terk etti.
(Ejder)-Sen de yerine dön Neo.
(Neo)-hay hay.
Neo’da, Ejder’in sözünü ikiletmemişti. Zaten ikiletmesi için bir sebebi de yoktu. Sonuçta Ejder’in ruhunda yaşıyordu ve eninde sonunda oraya geri girecekti.
(Ejder)-Offfffff. Medusa’nın bana dominantlık yapmasını istiyorum.
Diyen, ve az önce bir tanrıyı yok etmiş olan Ejder Tanrılar Diyarı’ndan ayrıldı.
***
Normal dünyaya geri dönen Ejder direkt olarak Usta Kai’nin dünyasına girdi. Dünyaya girdiğinde hissettiği ilk şey ise sakince yüzüne çarpan rüzgar ve insanı ferahlatan ılık hava oldu. 20 metre kadar ilerisinde de Medusa ve diğerleri vardı.
Ejder’in, Usta Kai’nin dünyasına girdiğini fark eden ilk kişi ise Medusa olmuştu. Hemen ayağa kalkmış ve Ejder’e dönmüştü. Bir anda aralarındaki 20 metreyi kapatarak Ejder’i sıkıca kavramıştı.
(Medusa)-Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.
Medusa’nın kendisine sarılmasının ardından Ejder’de onu sarmıştı. Medusa, Ejder’in kalbinin sesini duyabiliyordu ve şu anda da duymak istediği tek şey buydu.
(Ejder)-Hepsi geçti. Artık kimse seninle uğraşamaz.
Ejder kolları arasında duran, biraz daha sıkarsa kıracakmış gibi hissettiği bu bedenin sahibine her şeyiyle aşıktı ve hissettiği bu duyguları açıklamasının hiçbir yolu yoktu.
(Ejder)-Ve, hepsi bir yana…
Ejder, Medusa’yı omuzlarından tutarak kendisinden biraz uzaklaştırdı ve kulağına eğilip…
(Ejder)-…bu gece…
Ejder’in kısık ses tonuyla birlikte Medusa’nın tüyleri aniden kabardı ve Ejder konuşmasına devam etti.
(Ejder)-…benim olur musun annecik?
Tüyleri kabaran Medusa şehvet dolu bakışlarla Ejder’in gözlerine kilitlendi ve…
(Medusa)-Küçük çocuğum nasıl isterse.
Ardından Ejder’i çenesinden tuttu ve kendisine doğru çekerek dudaklarına yapıştı. Hemen ardından ise Usta Shin’in sesi duyuldu.
(Shin)-Lan! Çocuk izliyor çocuk!
(Ejder ve Medusa)-Pfft-hahahahahaha.
Usta Shin’in bu sözlerinin ardından Ejder ve Medusa aynı anda gülerek birbirlerinden ayrıldılar. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra diğerlerinin yanına gittiler. Ve bir kişi daha Ejder’e sarıldı. Bu kez ise sarılan kişi Rose’ydi.
(Rose)-Bizi kurtardığın için teşekkürler.
(Ejder)-Medusa ve sen benim en değerlilerimsiniz. Yani, önemli değil.
(??)-Peki ya ben?
O sırada minik bir beden Ejder’in bacağına sarıldı. Ejder, Rose’den ayrıldı ve bacağına yapışan Ice’ye baktı. Gülümsedi ve Ice’yi koltuk altlarından tutarak havaya kaldırdı.
(Ejder)-Sende benim en değerlimsin kedicik.
Ejder, Ice’yi omzuna oturttu ve…
(Ejder)-Uçmak ister misin?
Bu soru karşısında Ice sevinçle kollarını kaldırdı ve…
(Ice)-Yeeey. Uçalım uçalım. Hadi uçalım.
(Ejder)-Pekala. Sıkı tutun ufaklık.
Ice hemen Ejder’in kafasına sarıldı ve Ejder yükselmeye başladı.
(Medusa)-Fazla hızlı uçma Ejder. Çocuk o daha.
(Ejder)-Tamam.
Ejder hızla gökyüzüne yükselirken Medusa’dan minik bir uyarı geldi ve Ejder’de “Tamam” diyerek yükselmeye devam etti. Birkaç saniye sonra da gökyüzünde süzülmeye başladılar.
(Rose)-Ahhh. Ejder’i böyle mutlu görmek o kadar rahatlatıcı ki.
(Medusa)-Değil mi? Bu şekilde gülmek ona daha çok yakışıyor. Gerçi, sinirli hali de oldukça çekivi ama…
Medusa hafiften kızararak başını başka tarafa çevirdi.
(??)-Tuhaf bir şekilde Ejder sizin yanınızdayken daha rahat Yüce Medusa.
O sırada arka taraftan bu sözler yükseldi.
Medusa sesin sahibine baktığındaysa gördüğü kişi Kyriel’di.
(Medusa)-Hmm. Nasıl yani Kyriel?
(Kyriel)-Ejder. Sizin yanınızdayken daha rahat oluyor. Daha doğrusu zihni daha stabil görünüyor. Yani size hayal ettiğinizden çok daha fazla değer verdiği kesin.
Ejder, Medusa’nın yanındayken istediği gibi rahat davranabileceğini bildiği için zihni daha rahat oluyordu. Tabii tek nedeni bu rahatlık değildi. Kyriel’in dediği gibi, Medusa’ya olan sevgisi onun parçalanmış zihnini bir nebze bile olsa bastırabiliyordu.
(Medusa)-Şey, pekala. Buna karşılık olarak ne demek gerektiğini ya da nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilmiyorum. Ama fazlasıyla mutluyum. Onun beni sevmesi benim için her şeyden daha önemli.
Medusa’nın kalbi, Ejder’i düşündüğü her saniye daha da fazla ısınıyordu ve ona olan sevgisi de artıyordu. Ve şu anda Ejder’e olan bağlılığı biraz daha artmıştı. Sonuçta Ejder kendisini en büyük kabusundan kurtarmıştı. Poseidon’u öldürmüştü.
Bu konuşma gerçekleştikten sonra ise Ejder yeniden yere inmişti. Ice çok mutluydu ve sevinçten yerinde duramıyordu.
Ejder, Ice’ye döndü ve…
(Ejder)-Ice. Bir süreliğine gözlerini kapatır mısın?
(Ice)-Gözlerimi mi? Neden kiy?
Ejder’in bu isteğini anlamlandıramayan Ice, merakla Ejder’e bakmaya başladı ancak Ejder onun bu merakını hemen söndürdü.
(Ejder)-Saklanmam için tabii ki. Benimle saklambaç oynamak istemez misin?
Ejder’in bu sorusu karşısında Ice çok mutlu oldu ve yerinde zıplamaya başladı.
(Ice)-İsteyim isteyim.
(Ejder)-Tamam o zaman sen saymaya başla. Biz hepimiz saklanacağız tamam mı?
(Ice)-Tamam Ejder abiy.
Ice gözlerini kapatıp olduğu yerde saymaya başlarken bir anda Medusa’nın ayakları altındaki dünya kaydı ve Ice’nin kendilerini kolayca bulamayacağı bir yere sürüklendiler. Usta Kai’nin dünyasında bir ormandaydılar.
(Medusa)-Ne oluyor Ejder? Beni niye buraya çektin? Ben kendim de saklanabilirdim.
Medusa bu soruyu sorduktan sonra Ejder yere kanlı bir şey attı.
(Medusa)-Bu ne Ejder? Güzel bir şeymiş gibi durmuyor.
(Ejder)-Deri. Bu bir deri.
(Medusa)-Tamam deride…kimin derisi ya da neyin deri…si…sakın bana…
Medusa o anda bir aydınlanma yaşamışçasına durumu kavradı ancak…
(Ejder)-Poseidon’un derisi değil. Başka birinin derisi.
Medusa iyice meraklanmaya başlamıştı. Bu deri Poseidon’un değilse kimindi? Ejder, Tanrılar Diyarı’nda başka bir tanrıyı daha mı öldürmüştü? Hayır. Öyle olsa Medusa kesinlikle hissederdi.
(Medusa)-Daha fazla meraklandırma da söyle hadi. Kimin derisi bu?
Medusa daha fazla meraklanmak istemeyerek bu sözler idile getirdi. Bir an önce bu derinin kimin derisi olduğunu öğrenmek istiyordu.
(Ejder)-Athena’nın. Athena’nın yüz derisi.
***
O andan sonra Ejder, Poseidon’u öldürdükten sonra olan şeyleri kısaca özet geçmişti.
Medusa ise tuhaf duygular içerisindeydi. Mutluydu ama biraz da garip hissediyordu. Athena’nın yüz derisini karşısında görmek onu tuhaf hissettirmişti.
(Ejder)-Senin güzelliğine dokunmak onun işleyebileceği en büyük günahtı ve bende bu günahı ona ödettim.
(Medusa)-Ben…ne diyeceğimi bilemiyorum Ejder.
(Ejder)-Bir şey demene gerek yok.
Ejder aniden Medusa’ya sarıldı ve…
(Ejder)-Yanımda ol yeter.
O andan sonra Medusa, Ejder’i tüm gücüyle sıktı ve kokusu derin derin içine çekmeye başladı.
(Medusa)-Seni çok seviyorum babacık.
(Ejder)-Bende seni çok seviyorum annecik.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..