Hades uğradığı şokla birlikte titremeye devam ediyordu. Normal şartlar altında imkansız olması gereken bir durumla karşı karşıyaydı çünkü. Yine de bu durum canlı kanlı bir şekilde gözleri önünde dikiliyordu.
(Medusa)-B-bir dakika bekle! Ne demek doğduğundan beri hiç mührü olmamış!?
Medusa şaşkınlıkla Ejder’i izliyordu. Ejder ise boş gözlerle Hades’i izliyordu.
(Hades)-Ben nereden bileyim be!? Sadece Ana Tanrı Gaia’nın mühürleri yoktur! Geriye kalan bütün canlı yaşam formlarında mühürler vardır! Mühürler olmalı! Ama bu durum imk…ag-h…
O anda Hades ense kısmına sert bir darbe yedi ve olduğu yere yığıldı.
(Ejder)-Ne kafa siktiniz be!? Epi topu bir teknik vereceksiniz bana! Amma uzattınız!
Ejder öfkeli gözlerle Hades’in başında dikiliyordu. Hades’in aşırı tepkileri ve tekniği bir türlü ona öğretmemesi canını sıkmıştı.
(Medusa)-Hades’in bu tepkilerinin aşırı olduğunu mu düşünüyorsun? Çünkü az bile tepki verdi.
(Ejder)-Az ya da çok. Sadece zamanımı harcıyor. Benimle ilgili olan bir şeylere şaşırmamaları gerektiğini öğrenmeleri lazım artık. İşin içinde ben olunca imkansız kelimesi tedavülden kalkıyor. Kısa ve net.
(Medusa)-Ah Ejder ah. Senin bu sakinliğin beni benden alıyor. Ama bazen sinirde ediyor.
Medusa elini alnına koyarak bunları söylemişti.
(Lucifer)-Yine de, tarih boyunca mühürleri olmayan ilk ve tek kişi sen olacaksın gibi görünüyor. Çünkü aradan milyarlarca yıl geçse bile senin gibi başka birisinin daha doğacağını düşünmüyorum ben.
Hades kendinden geçmiş bir şekilde konuşup bağırırken Lucifer derin derin nefesler alarak kendisini sakinleştirmişti ve olaya daha normal bir açıdan bakmayı başarmıştı.
(Lucifer)-Artık, insanların ulaşamayacağı, hayır, belki de tanrıların bile ulaşamayacağı kadar yüksek bir seviyeye ulaştın Ejder. Bu kadar güçle tanrıları yok edebilirsin.
Lucifer dediği şeylerin hepsine emindi ve Ejder’in tanrıları yok edeceğini biliyordu. Buna adı kadar emindi çünkü tanrıların gücünü biliyordu. Ve Ejder’in gücünü de biliyordu. Mevcut durumu dışarıdan bir göz olarak ele aldığında ise Ejder’in gücünün onlarca tanrının toplam gücünden daha fazla olduğunu biliyordu. Ancak…
(Ejder)-Hayır.
Ejder bunu reddetmişti. Lucifer, Ejder’in kendisini desteklemesini bekliyordu ancak beklediğini elde edememişti. Eline geçen tek şey Ejder’in ciddi suratı olmuştu.
(Lucifer)-Hayır derken? Tanrıları yok etmek istemiyor musun?
(Ejder)-İstiyorum. Hem de her şeyden daha fazla istiyorum. Hepsini gerçek korkunun içine gömüp kötülüğün vücut bulmuş haliyle işkence edeceğim.
(Lucifer)-E daha ne istiy…
(Ejder)-Ancak…bu yetmez. Her şeyin üstünde bir güç elde edene kadar durmayacağım. Bütün “Varoluş”a hükmedene kadar durmayacağım. Bütün Varoluş’u, bütün canlı yaşamını, bütün ölümü, kısacası her şeyi ama her şeyi elde edene kadar güçlenmeyi asla kesmeyeceğim. Yaşayan yaşamayan bütün canlıların hepsinin toplamından milyarlarca kat daha fazla güç istiyorum. Ancak o zaman gerçekten bu savaşı bitirebilirim. Yaşayan en güçlü varlık olacağım. Mutlak Olmanın özü budur. Ben her şey olmalıyım ve her şey de ben olmalı. Ben…
-Varoluşun kendisi olana dek güçlenmeye devam edeceğim!
Ejder’in korkutucu kararlılığı kendisini gösteriyordu. Ejder’in söylediği bu sözler içinde yatan en büyük isteği simgeliyordu. Ejder kendisini bildi bileli hep güç isteyen biri olmuştu ancak son zamanlarda fikirlerini değiştirmişti. Önceden sadece tanrıları yok etmeyi istiyordu şimdi ise güçlenme isteği bu kadar yükselmişti. Her şeyin en tepesine oturup bütün canlı varlıkların hayal etmekten bile çekinecekleri kadar güçlü bir varlık olmak istiyordu.
Ejder’in kocaman açılmış gözleri ve parlak gümüş göz bebekleri Lucifer’i içten içe titretiyordu.
Sadece Ejder’e bakmak bile korkmasına yetiyordu. Cehenneme ilk geldiğinde onunla dövüşüp onu yenebileceğini ya da hiç değilse berabere kalacağını düşünüyordu. Ama şimdi bu düşüncelerinden eser kalmamıştı. Çünkü artık Ejder’in, kılını bile kıpırdatmadan kendisini öldürebileceğini biliyordu.
Dünyada doğan diğer herkes gibi normal bir insan olarak doğan Ejder Soykıran, çoktan “insan” denilen varlıkları aşmış olduğunu kanıtlamış ve kanıtlamaya devam ediyordu.
Medusa bile zaman zaman Ejder’den korkuyordu.
(??)-Arg-h başım!
O sırada Hades’in sesi yükseldi. Bulunduğu yerde başını tutuyordu.
(Hades)-Ne oldu lan öyle!?
(Lucifer)-Aşırı tepki verdiğin için Ejder seni bayılttı.
Hades, Lucifer’e baktı ve…
(Hades)-Aşırı tepki verdiğim için beni suçlayamazsınız.
Hades bu konuda haklıydı. Tek bir kişide bile olmaması gereken bu durumun Ejder’de olması tepki verilmeyecek türden bir olay değildi çünkü ve Hades’te karşılaştığı bu durum karşısında tepki vermeden duramazdı. Pekala biraz fazla tepki vermişti belki ama gün içinde Ejder’in gücüne dair çok fazla şey görmüştü ve onun için artık bu kadarı da fazlaydı.
(Ejder)-Aşırı tepki verdiğin için seni suçlayamayız belki ama kafamı şişirdiğin için seni suçlamakta özgürüm.
Bu sözlerden sonra Hades, Ejder’e baktı ve Ejder’in gözlerinin kocaman açılmış olduğunu gördü. Hemen irkilerek birkaç adım geriledi ve Ejder’le arasına mesafe koydu.
(Ejder)-Daha fazla boş yapmadan şu soktuğumun tekniği bana gösterecek misin artık!? Canım sıkılmaya başlıyor.
(Hades)-Ta-tamam. Huuu. Bu kadarı çok fazla ama ya. Uzay-zaman sürekliliğinde ortaya çıkmış bir hata gibisin. Olmaması gereken her şeye sahipsin.
(Ejder)-Evet. Evet öyleyim. O yüzden, şu lanet olası tekniği ver artık. Biraz daha konuşursan güç kullanmaya başlayacağım!
Ejder’in gözleri hala kocaman açıktı.
(Hades)-Tamam dedim ya.
Hades birkaç adımla Ejder’in yanına geçti ve elini yeniden başına koydu.
(Hades)-Beynine vereceğim enerji miktarını ezberlesen yeterli olacaktır. Ondan sonrası için küçük küçük denemeler yaparak mühürlerini kaldırmayı deneyebilir…sin.
Hades konuşmasının son kısmında bir şeylerin farkına varmış gibi şaşırmış olsa da Ejder’i bekletmedi ve beynine enerji yüklemesi yapmaya başladı. Birkaç saniye sonra da elini Ejder’in başından çekti.
(Hades)-Bu enerji miktarını sakın unutma. Ve gerekmediği sürece asla kullanma anladın mı beni?
(Ejder)-Kes tatavayı be!
Ejder o anda elini çocukların oynamak için yaptığı silah şekline getirdi ve şakağına dayadı.
(Medusa)-Ejder dur! Daha hiç deneme yapmadın!
(Ejder)-Yasak Mühür Kırma Tekniği: Sürgün Ejderhası Exsilium!
Tam o anda ise Medusa’yı umursamayan Ejder’in bedeni çelik grisi bir aurayla parlamaya başladı ve bu aura absürt bir şekilde artarak dalgalanmaya başladı.
(??)-Bu tekniği öğrendikten sonra ilk önce beni çağıracağını düşünmemiştim.
Ejder’in dalgalanarak yükselen aurası tıpkı Neo’da olduğu gibi gökyüzünde şekil bulmuş ve çelik grisi renkte bir ejderha siluetine dönüşmüştü. Bu siluet ise direkt olarak Ejder’e odaklanarak bu sözleri dile getirmişti.
Lucifer ve Hades bu silüeti görür görmez diz çöktüler ve Exsilium’u selamladılar. Ejder ilk denemesi olmasına rağmen hiçbir sorun olmadan bu tekniği kullanabilmişti. Hades ise bir sorun çıkmadığı için derin bir nefes almış ve Lucifer’le birlikte ayağa kalkmıştı.
(Ejder)-Ne yapmamı bekliyordun!? Mühürlü olmasına rağmen bedenimi ele geçirmeye çalışan o piç kurusu Hüküm Ejderhasını mı çağırsaydım!? İlk deneme için sen yeterli olursun.
Ejder bir anda öfkelenerek bu sözleri haykırmıştı. Kendisi ele geçiren ve neredeyse Medusa’yı öldüren ejderha, Hüküm Ejderhası Rampage’di. Ve mevcut durumda Ejder, o ejderhaya asla güvenmezdi.
(Exsilium)-Ya seni yeniden ele geçirmeye çalışırsa?
(Ejder)-Çalışmayacak. Bu tekniği öğrenmem onun için yeterliydi.
(Hades)-Rampage oldukça zeki olsa gerek ha?
Ejder, Exsilium’la konuşurken Hades kendi kendisine konuşmuştu ancak yine de Ejder’in dikkatini çekmişti.
(Ejder)-Ne alakası var bunun şimdi?
Ejder, Hades’in bu çıkarımına çok bir anlam yükleyememişti. Hades’in aniden böyle bir çıkarım yapması tamamen mantıksızdı. Ve de yersizdi.
(Hades)-Çok alakası var. Gerekli enerjiyi beynine göndermeden önce bir şeyin farkına vardım. Bu tekniğin asıl amacı DNA’na kodlanmış olan mühürleri kaldırmak. Eğer sen bu ejderhalara sahip olmasaydın bu teknik senin üzerinde hiçbir işe yaramayacaktı. Çünkü senin DNA’nda hiç mühür yok. Ejderhaların mühürleri dışında tabii. Ejderhaların mühürleri de senin DNA’na kodlu olduğu için teknik, ejderhaların mühürlerini algılıyor ve senin seçimin doğrultusunda bir ejderhanın mührünü açıyor. Rampage de bunu bildiği için senden bu tekniği öğrenmeni istedi. Böylelikle de senin, onların mühürlerini açman çok daha kolay olacaktı.
(Ejder)-Demek amacın buydu ha Rampage. Gerçekten sşerefsizin önde gidenisin.
Rampage’nin bu planı Ejder’in hoşuna gitmişti ve korkutucu bir şekilde gülümsemesine neden olmuştu.
(Hades)-Ancak kaçırdığı bir nokta var. Bu tekniğin tek zayıflığı. Kaldırdığın mühür sayısına göre o mühürlerin açık kalma süresi değişiyor. Eğer DNA’na kodlu olan bütün mühürleri açarsan en fazla 30 saniye mühürlerin açık kalır. Ama sadece bir tanesini açarsan mühür saatlerce açık kalabilir. Senin durumunda ise bu, ejderhanın gücüne göre değişecektir diye düşünüyorum. Rampage, Hüküm Ejderhasıydı değil mi?
Ejder başını sallayarak karşılık verdi.
(Hades)-O zaman, eğer tahminlerim doğruysa, bu tekniği Rampage’nin mührünü açmak için kullanırsan, Rampage’yi en fazla 3 saniye açık tutabilirsin.
(??)-3 saniyeyi sakın küçümsemeye kalkma çürümüş canlı varlık!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..