Bölüm-91 Ölüme Yakın Olan Şeytan

avatar
546 2

Ejderha İmparator - Bölüm-91 Ölüme Yakın Olan Şeytan


(Medusa)-Hadi ama Rose. Kaplıcaya geldik bak. Asma artık yüzünü.


Medusa böyle demiş olmasına rağmen Rose’nin bu durumuna sonuna kadar hak veriyordu. En yakın arkadaşı tarafından neredeyse öldürülüyordu. Aradan oldukça fazla zaman geçmiş olmasına rağmen Rose hala olayın şokunu yaşıyordu ve ara sıra uykusunda öldüğünü görüyordu.


Çok defa kan ter içinde uyanmışlığı olmuştu. Hatta bazı gecelerde 3 defa uyandığı bile olmuştu.


(Rose)-Nasıl asmayayım ki? Ejder’in o anki bakışlarını unutamıyorum. Ayrıca, onca şeyi benden saklamış. Bende, ona yardım ettiğimi düşünerek kendimi avutuyordum. Ama hiçbir şey yapamıyormuşum. Kendimi kandırmaktan başka hiçbir şey yapmıyormuşum.


Rose’nin kırılgan sesi Medusa’nın içine içine işliyordu ama Medusa hissettiği kırgınlığı yüzüne yansıtmamaya çalışıyordu. Rose zaten suratını asıyorken birde kendisinin surat asması zaten düşük modda olan havayı iyice düşürürdü. Medusa’da bunu istemiyordu çünkü Rose’yi kaplıcaya getirme nedeni onun iyi hissetmesini istemesiydi.


İyi hissetmesi için onu getirdiği yerde daha fazla morali bozulursa hiç iyi olmazdı.


Medusa konuşmasına başlamadan önce suyun içinde biraz ilerleyerek Rose’nin yanına gelmiş ve onu sıkıca sarmıştı. İhtiyacı olan şefkati ona fazlasıyla verecekti.


(Medusa)-Seni anlıyorum ama bunları atlatamazsan asla ilerleyemezsin. Geçmiş daima geçmişte kalır Rose. Ben bile o günleri geride bırakabildiysem sende yapabilirsin. Sen güçlü bir insansın. Ayrıca, sana karşı öyle davranırken Ejder’in akli dengesinin ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Ya da o an ne düşündüğünü.


(Rose)-O an düşündüğü tek şey beni öldürmekti.


(Medusa)-Eğer Ejder gerçekten seni öldürmek isteseydi çoktan ölmüş olurdun. Benim hızım Ejder’in hızıyla kıyaslanamaz bile. Ben ve Ejder’in kolunu kopartacak kadar hızlı olmak mı? İmkanı yok.


Rose’nin karamsarlığına karşılık olarak Medusa birdenbire bu sözleri söyleyerek Rose’nin “Acaba mı?”, diye düşünmesine sebep olmuştu.


Bir noktada Medusa’nın dedikleri doğruydu. Kendi hızı Ejder’in hızıyla kesinlikle kıyaslanamazdı. Eğer Ejder onları öldürmek isterse saniyenin binde biri gibi bir sürede bütün malikaneyi, içindeki herkesle birlikte silebilirdi. Değil. Silerdi.


Buradaki en önemli noktada buydu işte. “Eğer Ejder isteseydi…”. Ejder böyle bir şey yapabilecek olmasına rağmen bunu yapmadıysa ortada farklı bir şeyler var demekti.


Bu düşüncelerle birlikte Rose’nin karamsarlığı biraz silinmiş olsa da o bakışları unutmasının imkanı yoktu. “İnsanlık” denilen kelimenin terk ettiği o korkutucu bakışlar sonsuza dek Rose’nin zihninin bir köşesinde kalacaktı.


(Rose)-Ben…ne diyeceğimi bilemiyorum. Ona inanmak istiyorum ama…ama…


Ve tam o sırada bir ses duyuldu.


(??)-Medusa! Rose! Buraya bakın çabuk!


(Medusa)-Lucifer’in sesi miydi o?


Bağıran kişinin sesini tanıyan Medusa kendisini doğrulamasını umarak Rose’ye döndü ancak Rose omuz silkerek bilmediği ifade etti. Kafası dolu olduğu için sesin kime ait olduğuna anlam verememişti.


Rose’nin bilmediği anlayan Medusa hemen kaplıcanın kenarına yanaştı ve kafasını uzatıp aşağıya baktı. Hemen ardından Rose’de aynısını yaptı.


Bağıran kişi geçekten de Lucifer’di ve oldukça endişeli görünüyordu. Lucifer’in yüzündeki endişe ve korkuyu gören Medusa sordu.


(Medusa)-Ne oldu Lucifer? Neden bu kadar telaşlısın?


Lucifer birkaç derin nefesten sonra bağırdı.


(Lucifer)-Ejder…kendini kaybetti!


(Medusa)-Ne!?


Duyduklarıyla birlikte Medusa haykırdı. Şaşırmıştı. Ejder’e kendini kaybettirecek kadar kötü ne olmuş olabilirdi.


(Lucifer)-Çabuk olun da buraya gelin! Detayları yolda anlatırım!


(Medusa)-Hemen geliyoruz! Bekle biraz! Çabuk Rose! Üstünü giyin!


Hızlı adımlarla ikisi birden sudan çıktılar ve inanılmaz bir hızla üstlerini değiştirerek kaplıcadan aşağıya indiler. Onların indiğini gören Lucifer ise direkt olarak Ejder’in olduğu noktaya doğru koşmaya başladı. Medusa ve Rose’de onu takip etmeye başladı tabii.


Lucifer ve Medusa, Rose’nin yetişebileceği bir hızda koşuyorlardı. Her neyse…


(Medusa)-Ne oldu da Ejder kendini kaybetti!?


(Lucifer)-Asmodeus gerizekalısı yüzünden! Onu uyarmama rağmen Ejder’i kışkırttı!


(Medusa)-İyi de neden? Onlar müttefikimiz olduğu için Ejder biraz bile olsa yumuşak davranır diye düşünmüştüm ben.


(Lucifer)-Davrandı zaten. Ta ki…


O anda Lucifer yüzünü diğer tarafa çevirdi. Utanmış gibi görünüyordu.


(Medusa)-Ta ki…ne!? Devamını getirsene Lucifer!


(Lucifer)-Söyleyemem.


(Medusa)-Lan söyle hadi! Delirtme beni!


Lucifer, Asmodeus2un söylediklerini dile getirmek istemiyordu ancak olanları buraya kadar anlattıktan sonra geri dönemezdi. Bu yüzden de utana sıkıla konuşmasına devam etti.


(Lucifer)-Ta ki…Asmodeus, seni ve Rose’yi yatağına isteyene kadar.


(Rose)-Ne!?


O anda Medusa yumruklarını sıktı.


(Medusa)-Her amı olanı sikmeyi marifet mi sanıyor lan bunlar!? Başıma gelenler yetmezmiş gibi birde kendini bilmez şerefsizlerin hayallerine mi malzeme oldum!?


Medusa tamamen haklı bir şekilde haykırmıştı. Erkeklerin bu sapkın düşüncelerine bir anlam veremiyordu. Gördükleri her güzel kadına sahip olmaya çalışıyorlardı ve sonra da onları bir kenara atıyorlardı. Hepsi ama hepsi onu deli ediyordu.


(Medusa)-Tch! Lanet olsun! O göt herif müttefikimiz olmasaydı kesinlikle onu öldürürdüm! Her ne kadar bunu söylemeyi istemiyor olsam da umalım da Ejder, o şerefsizi öldürmesin!


Medusa dişlerini sıkmış ve istemeye istemeye bu sözleri söylemişti!


***


Ejder, kendisiyle birlikte Asmodeus’un yerini değiştirdikten sonra geldikleri yer tamamen düzlük bir araziydi. Etrafta ne dağ ne ağaç ne de başka başka bir şey vardı. Dümdüz çorak bir toprak parçasıydı burası.


Ejder yakasından tutmuş olduğu Asmodeus’u yere fırlattı kızıl gözlerini üzerine dikti.


(Ejder)-Ne cüretle!? Ne cüretle!? Ne cüretle benim küçük kızlarıma dil uzatırsın lan sen!?


Ejder’in bedenini kaplayan siyah aura aniden artmaya başlamış ve bir saniye içinde devasa bir fırtınaya dönmüştü. Öyle ki Ejder’den yayılan aura her zamankinden çok daha şiddetli bir şekilde yeryüzünü parçalamaya başlamıştı ve gece gibi yoğunlaşarak Asmodeus’un tepesine çökmüştü.


Korkudan donup kalan Asmodeus tek kelime bile edemeyecek durumdaydı ve ne yapacağını bilemiyordu. Karşısında duran kişinin, hayır, kişinin değil, şu anda karşısında duran ve kendisine bakan bu karanlık canavarın elinden kaçmak için ne yapması gerektiğini bilmiyordu.


Ejder’in aurası o kadar tehlikeliydi ki gökyüzüne yükselen toprak parçaları anında un ufak oluyor ve kar misali üstlerine yağıyordu.


Asmodeus etrafa bakıyordu ve gördüğü tahribat karşısında dili tutulmuştu. Yeniden Ejder’e bakmak için gözlerini normal yönüne çevirdiğinde ise bir çift kırmızı göz gördü ve irkilerek geri çekildi. Asmodeus, etraftaki yıkıma bakarken Ejder, nefeslerini hissedebilecekleri kadar yakınına girmişti.


Ve o anda Asmodeus alt tarafında geniş bir ağrı hissetti. Ardından da içinden ağır bir çığlık atma isteği geldi ve ancak tepesine çöken kana susamışlık ve baskı o kadar ağırdı ki sesini bile çıkaramamıştı.


Alt tarafında oluşan acıya gelecek olursakta, Ejder Poseidon’a yaptığı şeyin bir benzerini yaparak Asmodeus’un malum bölgesini patlatmıştı. Asmodeus acıdan delirmek üzereydi ancak sesi bile çıkmıyordu.


Yazık.


(Ejder)-Kural 1. Medusa ve Rose’yi gördüğünüzde gerekirse gözlerinizi oyun, ama onlara bakmak gibi bir hata yapmayın.


O anda Ejder, Zeus’a saymış olduğu kuralları saymaya başlamıştı.


İlk kuralı söyledikten sonra ise yeniden ayağa kalkmış ve Asmodeus’un bir bacağını tutmuştu. Sonra da yavaşça çekmeye başlamıştı. Önce derisi parçalanan ve bu parçalanmayı takip eden kas yırtılmalarının verdiği acıyla birlikte kendinden geçen Asmodeus çığlık atmak için elinden geleni yapıyordu ancak ağzını bile açamıyordu.


(Asmodeus)-Ö-ür…dil---yer…im…


(Ejder)-Kural 2. Medusa ve Rose’nin adını ağzınıza almak yasak.


Diyen Ejder tek hareketle pençe benzeri tırnaklarını savurdu ve Asmodeus’un alt çenesini etinden ayırdı.


Çığlık atmak için uğraşan ancak eline geçen tek şey tuhaf sesler olan Asmodeus yalvaran gözlerle Ejder’e bakmaya başladı. Bu yalvaran gözleri gören Ejder ise telekinezisini kullanarak Asmodeus’un ayağa kalkmasını sağladı.


Sonra ellerini Asmodeus’un yüzüne götürdü ve üzülmüş bir ifade takınarak…


(Ejder)-Ah kusuruma bakma. Lütfen. Ben böyle birisiyim işte. Lütfen benden korkma Asmodeus. Ben kötü birisi değilim. Hatta, hatta hemen seni iyileştireceğim.


Ejder elini silah şekline getirerek şakağına dayadı ve…


(Ejder)-Yasak Mühür Kırma Tekniği: Doğum Ejderhası Nativitas.


Elini şakağından ayıran Ejder, ellerini yeniden Asmodeus’un yüzüne yerleştirdi ve Asmodeus’un suratı yeşil bir renkle parlamaya başladı. Ve Asmodeus’un yok olan alt çenesi yeniden oluşmaya başladı.


Ejder ciddi anlamda onu iyileştiriyordu. Birkaç saniye sonra ise Asmodeus’un parçalanan çenesi tamamen düzelmişti. Hatta az önce kopartılan bacağı bile yerine gelmişti.


Çenesi ve bacağı yerine gelen Asmodeus hemen diz çöktü ve Ejder’in ayaklarına kapandı.


(Asmodeus)-Özür dilerim! Özür dilerim! Özür dilerim! Özür dilerim! Özür dilerim! Bir daha asla öyle bir şey yapmayacağım! Yemin ediyorum! Yaşayan bütün şeytanlar üzerine yemin ediyorum ki bir daha asla onların adını ağzıma almayacağım.


Asmodeus tüm gücüyle bağırarak özür dilerken Ejder tepki bile vermemişti. Ve soğuk bir sesle…


(Ejder)-Kural 3.


Asmodeus o anda başını kaldırdı ve Ejder’in, dediklerinin tek kelimesini bile umursamamış olan ifadesiz suratını gördü.


“Siktir! Siktir! Siktir! Siktir! Siktir! Siktir! Siktir! İşim bitti! İşim kesinlikle bitti! Ne bok yemeye egoistlik yaptım da Lucifer’i dinlemedim!? Gerizekalı Asmodeus! Gerizekalı!”


Asmodeus kendi düşüncelerinde boğulurken Ejder’in soğuk sesi bir kez daha avını yakaladı.


(Ejder)-Medusa ve Rose’nin olduğu yerde nefes almanız yasak.


Bu sözlerden hemen sonra Asmodeus’un, başı da dahil olmak üzere bütün uzuvları bedeninden ayrıldı ve havaya savrularak parçalara ayrıldı. Hemen ardından da bedeni yüzlerce parçaya ayrılarak yok oldu.


Ve bu olaydan sonra Ejder’in dikkati başka bir yöne çekildi.


(??)-Ejder?


Endişeyle kendisini izleyen Lucifer, Medusa, Rose üçlüsüne.


(Lucifer)-Böyle olacağı belliydi.


Elini alnına koyan Lucifer kendi kendine mırıldandı ve öldüğü için Asmodeus’u suçladı.


(Ejder)-Bir şey soracağım.


Ejder’in soğuk sesi bir kez daha beden buldu ve üçünün de tenine işleyecek bir tonda parladı.


(Lucifer)-Şu saatten sonra hiçbir şeyin bir önemi yok. İstediğini sor.


Lucifer tamamen vazgeçmiş bir ifadeye sahipti. Artık yaşanan ya da yaşanacak olan şeyleri umursamama kararı almıştı çünkü her şeyi kafasına takmaya devam ederse Ejder en sonunda onu endişeden ve korkudan öldürecekti.


(Ejder)-Asmodeus’un, o aptalın…yaşamasını istiyor musunuz!?


Ejder’in aurası, “Asmodeus’un, o aptalın…” derken bir anlığına parlamış ve sonra yeniden sönmüştü. Ardından gelen soru ise saçmalıklar saçmasıydı. Ama çoktan vazgeçmiş olan Lucifer sorunun ne kadar abartı bir soru olduğunu umursamadan cevapladı.


(Lucifer)-Yaşıyor olsaydı işimize yarardı. Yani evet. O aptalın yaşamasını istiyorum.


Lucifer kızların bunu isteyip istemediğini bilmediği için kendi adına konuşmuştu. Ejder ise kızlara kısaca baktıktan sonra onlarında, Asmodeus’un yaşamasının, Ragnarok sırasında işlerine yarayacağını düşündüklerini anladığı için sessizce birkaç adım attı ve yerde duran et parçalarından birisini eline aldı.


(Medusa)-He? Düşündüğüm şeyi yapmayacaksın değil mi?


Ve evet. Ejder tam da Medusa’nın düşündüğü şeyi yapıyordu. Elinde tuttuğu et parçası hızla büyümüş ve eline sığmayacak noktaya geldiğinde havaya süzülmeye başlamıştı. Ardından da büyüme hızı daha artmış ve aşağı yukarı bir insan boyuna geldiğinde şekillenmeye başlamıştı. Şekil aldıktan sonra ise biraz daha büyüyerek neredeyse Asmodeus’un kalıbına ulaşmıştı.


Evet, evet gözleriniz yanılmıyordu.


Ejder’in büyütüp şekil verdiği o et parçası Asmodeus’a aitti ve şu anda Asmodeus, yeniden diriltiliyordu.


Hem de öldürüldüğü adam tarafından. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr