Bölüm-139 Cahillik Mutluluktur, Yanlış Kişiye Bulaşmadığın Sürece

avatar
468 1

Ejderha İmparator - Bölüm-139 Cahillik Mutluluktur, Yanlış Kişiye Bulaşmadığın Sürece


(Ejder)-Ee, o kadar atıp tutuyordun, şu anda nefes nefesesin. Üstelik sana bir kez bike dokunmadığım halde. 


(Tanrı)-Siktir git. Sadece, huu, hızlısın o kadar.


(Ejder)-Hızın güçten üstün olduğunu bilmiyor musun? Ayıp gerçekten. Birde Gaia’nın selefiyim diye geziniyorsun.


(Tanrı)-Ne alakası var lan!?


(Ejder)-Gaia’nın selefiysen her şeyi bilmen gerekmiyor mu? Sonuçta Gaia her şeyin başlangıcı. Onu yaratan kişi olan Ultimaximus’tan sonra yani.


(Tanrı)-Ha!? Senin gibi bir insan Ultimaximus’u nereden biliyor!?


Tanrının ses tonu birden değişmişti ve tüm siniri kaybolarak yerini şaşkınlığa bırakmıştı.


(Tanrı)-Ne kadar bilgili olursan ol tanrıları yaratan yegane varlık olan Nihai Ejderha Ultimaximus’u bilmemen gerekiyor! Bunun herhangi bir şekilde herhangi bir imkanı olmamalı.


***


Şu andan sayısız zaman önce boyut, evren ya da zaman gibi kavramların henüz oluşmadığı tarihlerde yaşayan bir canlı vardı.


Bir ejderha.


Varoluşun sonsuzluğu içinde sessizce dolaşan kocaman bir ejderha. Bu ejderha o kadar büyüktü ki neredeyse 3 “gerçeklik” büyüklüğündeydi. Hareket ettiği zaman devasa bedeni etrafında kalan büyüklü küçüklü bütün gerçeklikleri büker ya da parçalayıp geçerdi.


İsmi Ultimaximus olan bu ejderha bütün varoluşun içinde gezinmekten sıkıldığı için sonsuz gücünü kullandı ve kendi adının daha kısa bir versiyonunu verdiği Ultima ismini verdiği küçük bir ejderha meydana getirdi.


Ultima her ne kadar küçük gibi görünse de babasının yanında öyle görünüyordu. Ama gerçekte şimdiki boyut kavramlarını aşıyordu. Yaklaşık olarak 120 boyut büyüklüğündeydi. Ama o zamanlar “boyut” denen şey henüz ortalarda yoktu çünkü o zamanlarda “tanrı” denen varlıklar yoktu.


Ultimaximus ve Ultima sonsuz boşluğun içinde öylece gezinirlerken Ultima babasına bir şey sordu.


(Ultima)-Baba. Neden zaman geçirmek için başka canlılar yapmıyorsun? Çok güçlü canlılar yapsaydın onların hayatlarını izleyebilirdik.


Çocuğunun isteğini göz ardı edemeyen Ultimaximus bedeni tamamen beyaz olan, anlayacağınız şekilde söyleyecek olursak, göz alıcı bir şekilde parlayan beyaz renkli bir vitrin mankeni gibi görünen bir kız çocuğu meydana getirdi.


Ve adını Gaia koydu.


Gaia küçüklüğünü oldukça mutlu ve güzel bir şekilde geçirdi ancak büyüdükçe fikirleri değişti. Varoluşun içinde 3 kişi geziyorlardı ve bu artık ona zevk vermiyordu. O başka şeyler istiyordu. Hayal gücü öylesine derindi ki sürekli olarak babasına “boyut” ve “evren” ismini vereceği şeylerden bahsediyordu.


Farklı türlerde canlıların bu evrenlerde yaşaması gerektiğinden bahsediyor ve onları izleyerek çok daha fazla eğlenebileceklerini ortaya sürüyordu. Ultimaximus ise kızının hayal gücünün bu derecede büyük olmasına hem şaşırmış hem de mutlu olmuştu.


Bunun için de Gaia’ya “yaratma” gücünü bahşetti ve istediği şeyleri yapmak istediğini söyledi. Gaia’nın yüzüne karşı gülümsüyor olsa da içinde farklı şeyler mevcuttu. Gaia’nın kafasından geçen şeylerin sadece bu olmadığını ve farklı şeyler de yapacağını biliyordu. Ancak hiçbir zaman bununla ilgili tek kelime bile etmedi.


Gaia uzun bir süre boyunca kendine yoldaş olacak yeni tanrılar meydana getirdi ve sonra da boyut ve evren adını verdiği şeyleri gerçekliklerin içine serpiştirerek farklı canlılar oluşturdu.


Daha sonra ise en beklenmeyen şey oldu ve sonsuz güce sahip olan Ultimaximus, Gaia’ya hiçbir şey söylemeden ortadan kayboldu. Daha doğrusu kendisini yok etti.


Evet. Kendisini öldürmüştü. Ancak ölmeden önce Ultima’yla uzunca bir konuşma yapmıştı.


(Ultimaximus)-Neden bir anda kendimi öldürmek istediğimi merak ettiğini biliyorum Ultima. Cevabı basit. Artık görmem gereken hiçbir şey kalmadı. Daha doğrusu ben buna inanıyorum. Uzun bir süre boyunca tanrılar varoluşun üzerinde hüküm sürecek ve her şeyi kendilerinin malı sayacaklar. Sen ise bu süre içerisinde sessiz kalacaksın. Ben öldükten sonra ruhumu geleceğe göndereceğim. Gelecekte doğacak olan ve tanrılara kafa tutacak bir canlının ruhunda belirip her şeyimi o canlıya vereceğim. Sende zamanı geldiğinde ruhunu parçalara böl ve o canlıyı aramaya başla. Beni anlıyor musun? Doğru zamanı geldiğinde bunu anlayacaksın. Doğru zamanın ne zaman olacağına sen karar vereceksin. Bunu yapabilirsin.


Ultima o zamanlar bu sözlere bir anlam verememişti.


(Ultimaximus)-Umalım da o kişi tanrılara kafa tutmak yerine onlarla birlik olmasın.


Ta o zamanlardan Ultimaximus, “tanrı” dediği kızının ve onun soyunun neler yapabileceğini öngörmüştü. Ancak bununla kendisi uğraşmak yerine, daha “gelecek” ve “zaman” denen kavramlar bile ortada yokken kendisini yok ederek ruhunu bir canlıya gitmek üzere ayarladı ve her şeyi o canlıya bıraktı.


***


Tanrıların dile getirmek istemedikleri, hatta “ejderha” denen canlılara soykırım yapmalarının ardında yatan en büyük şey Ultimaximus’tu. Kudretli varlıklar olan tanrıların ilk ve en güçlü üyesi olan Gaia’nın bir ejderha tarafından yaratılmış olması onlar için büyük bir utançtı.


Yıllar boyunca tanrılar bu durumdan nefret ettiler. Bu yüzden de Ultimaximus’un oğlu olan Ultima’ya savaş açtılar ve onu mühürlemeyi başardılar. Daha doğrusu onu mühürlemeye çok yakındılar ancak Ultima ruhunu 7 parçaya böldü ve babasının ruhunun peşinden dünyaya gitti.


Ultima’yı yenmeyi başardıktan sonra bütün gerçeklikleri gezdiler ve yaşayan bütün ejderhaları yok ettiler. Yaşayan son ejderhalar “dünya” isimli gezegendeydiler ve onlar da yok edildikten sonra tüm bu utançları son bulacaktı.


O yüzden de onlar 1 istisna hariç tüm ejderhaları yok etmek için harekete geçtiler ve Ejder’in ailesi de dahil olmak üzere bilinen bütün ejderhalar yok edildi.


(Tanrı)-Bir dakika! Sakın bana…


(Ejder)-Woah. Sonunda anlayabildin. Eminim ki şimdiki halinden daha aptal görünmek istemezsin. Evet. Aynen öyle. Çeyrek ejderha bile olsam hala bir ejderhayım. Ve ejderha neslinin son üyesiyim. Ayrıca, Ultimaximus’un oğlu olan Ultima’nın güçlerine de sahibim.


(Tanrı)-O zaman en başından beri…


(Ejder)-Aynen öyle. Sen ya da başka birisi. Zeus istediği kişiyi ya da istediği kadar adamı getirsin. Bu savaş en başından beri bir oyundan ibaretti.


“Siktir. Bunu hiç tahmin etmemiştim. Yaşayan en güçlü varlığın çocuğunun güçlerine sahip ve kendisi de çeyrek oranda ejderha. Bu olabilecek en kötü eşleşme. Ejderhaların sonsuz potansiyeli ve Ultima’nın sonsuz gücü birleşince ortaya bütün varoluşu bile silebilecek bir güç çıkıyor. Eğer bu çocuk çeyrek değil de safkan bir ejderha olsaydı Ultimaximus’u bile geçecek kadar güçlü olurdu. Peki bu durumda ben ne yapmalıyım. Onunla ilgili bu kadar şeyi öğrendikten sonra onunla savaşmamın bir anlamı yok. Ne yaparsam yapayım ona çizik bile atamam.”


(Tanrı)-Ama, Ultimaximus’un kimi seçtiğini bilmiyor musun?


(Ejder)-Bu konuyla ilgili bilmediğim tek şey de bu. Ultimaximus’un ruhu bende mi yoksa ailemi öldürmek için gönderdiğiniz Sonsuzluğun Eziyet Ejderhası Saligia’da mı bilmiyorum.


-Aynen öyle. Beni onlar gönderdi. Bende bunu eğlenceli bulduğum için yaptım o kadar.  


Sonsuzluğun Eziyet Ejderhası Saligia’nın ağzından dökülen bu kelimeler yeniden Ejder’in kafasında yankılandı.


(Tanrı)-Doğru ya. Saligia senden bile güçlü. Haha. Ultimaximus’un ruhu kesinlikle onun ruhunda.


(Ejder)-Ama kaçırdığın bir nokta var.


Ejder’in soğuk sesi tınladı ve tanrının içini ürpertti.


(Ejder)-Şimdi ya da gelecekte, ben, bugüne kadar bir kez bile yenilmedim ve yenilmeyeceğim. Ne sen beni yenebileceksin ne de Ultimaximus’un ruhuna sahip olan o aptal. O gün beni öldürmeliydi. O gün beni sağ bırakarak dünyaya salınmaması gereken bir kötülük abidesini uyandırmış oldu. Ve ben, Ejder Soykıran, MUTLAK YAŞAM FORMU olarak tanrıları varoluştan sileceğim!


(Ejder)-Aslında en başından bana saldırmamalıydın. Cahil halin daha iyiydi. Sonuçta o zaman yaşama ihtimalin vardı. Ama şu anda, ölüm fermanın kanla imzalandı. Sonuçta boşuna dememişler…


Ejder’in dudakları sonuna kadar kıvrıldı ve o korkunç gülümsemesi suratına oturdu. Gülümsemesi kendisini gösterirken aynı anda bedeni karanlık bir aurayla çevrelenmeye başladı. Ejder’in bu halini gören ve bütün boyutu ezebilecek kadar ağır olan kana susamışlığı bedeninden içeriye dolmaya başlayan tanrı titremeye başladı.


(Ejder)- Cahillik mutluluktur. Yanlış kişiye bulaşmadığın sürece.  







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46898 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr