Bölüm-150 Ultima ve Vazgeçiş

avatar
493 1

Ejderha İmparator - Bölüm-150 Ultima ve Vazgeçiş


(Zeus)-U-Ultima mı?


Herkes Ultima’nın kendisini tanıtmasıyla birlikte şoka uğramıştı. Kimse böyle bir şey beklememişti. Hatta herkesin aklında olan tek şey yok olacak olmalarıydı. Ama o anda gerçekleşme ihtimali imkansızdan bile düşük olan mucize gerçekleşerek Ultima ortaya çıkmıştı.


(Ultima)-Evet. Bir sıkıntı mı var?


Ses tonu öylesine sakin ve ferahtı ki Ejder’in görünüşüyle hiç uyuşmuyordu. Aurası zaten başlı başına ayrı bir seviyedeydi. İnanılmaz bir baskısı olmasına rağmen kimse etkilenmiyor. Aksine rahatlıyorlardı. Sanki doğayla bir olmuşlar ve doğada bulunan enerjiyi özümsüyor gibiydiler.


(Zeus)-Bir sıkıntı yok. Sadece neden ortaya çıktığını merak ediyordum.


(Ultima)-Bilirsin, burada ölmemesi gereken 2 kişi var.


Ultima’nın kastettiği iki kişi Rose ve Medusa’ydı. Ejder tamamen yoldan çıkmış olsa da içinde bir yerlerde onları kaybetmek istemiyordu. Ultima’da doğal olarak bunun farkındaydı.


(Lucifer)-Bekle bir dakika. Eğer sen uyandıysan bu Ejder’in tüm ejderhaların mühürlerini açtığı anlamına mı geliyor?


Lucifer araya girerek mükemmel bir tahminde bulundu. Sonuçta “Ultima”, 7 efsanevi ejderhanın tam haliydi ve uyanmış olması bunu gösteriyordu. Ultima sakince Lucifer’e döndü ve tebrik edercesine bir bakışla…


(Ultima)-Çok güzel bir noktaya değindin Şeytan Kralı ancak tahminin doğru değil.


(Lucifer)-Nasıl yani? Sen buradaysan tüm mühürler ortadan kalkmış olmalı. Aksi takdirde ortaya çıkamaman gerekmiyor mu?


Lucifer reddedilmiş olsa da tahmininin arkasındaydı çünkü doğru olduğundan emindi. Ultima’nın rastgele bir şekilde ortaya çıkmış olmasının imkanı yoktu.


(Ultima)-Dar bakış açınla benim gibi varlıkları algılayabileceğini düşünme Şeytan Kralı. Uyanabilmem için ruhumun yedi parçasına ihtiyacım yok. İstersem tek bir parçasının zihnini ele geçirerek uyanabilirim. Sadece böyle bir şeyi yapmak gibi niyetim yok. Sonuçta Ejder’in benim yardımıma ihtiyacı yok. Sizin aksinize tabii. Ve merak ettiğin için söylüyorum. 3 parçamla uyandım.


(Medusa)-İyi de, Ejder’in sadece 2 mührünün kırık olması gerekiyordu.


(Ultima)-Hamile olduğunu öğrendiğinde Büyü Ejderhası Veneficus’un mührü kırıldı. Tabii Ölüm Ejderhasının bir mührü de kırıldı ama o önemli değil. Kontrol bende nasıl olsa. Ama merak etme. Ejder kendine gelene kadar kontrolü geri vermeyeceğim.


Ultima son sözlerini söyleyerek Medusa’ya biraz da olsa iyi hissettirmeyi başarmıştı ancak bu kadarcık bir iyi his yeterli değildi. Yine de Medusa bununla yetinmek zorundaydı. Sevdiği adamın ellerinde ölmektense yetersiz bile olsa iyi hissetmek daha iyiydi.


(Ultima)-Ah, aklıma gelmişken…


Ultima eğildi ve elini yere koydu. Ardından da dünya sallanmaya başladı ve birkaç saniye sonra da durdu.


(Ultima)-Böylesi daha iyi. Karanlığıyla dünyayı sardığında aynı anda ikiye ayrılmasını önlemiş. Çünkü kendi karanlığının Şeytan Kralı’nın enerjisini yarıp geçeceğini biliyormuş. Ne çocuk ama. Neyse, artık dünyayı eski haline getirdiğime göre boşa enerji harcamasına gerek kalmadı.


Ultima mahvolan dünyayı saniyeler içinde eski haline getirmiş ve kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Dediği şeyler ise aşırı şeylerdi. Ejder o durumdayken bile dünyanın ortadan ikiye ayrılmasını engellemek için kendi enerjisini kullanmıştı. Bu artık absürtlüğü bile aşacak düzeydeydi. Ama Ejder bunu yapmamış olsaydı dünya şu anda iki parça halinde güneş sisteminde savruluyor olacaktı.


(Ultima)-Ah, Ejder sakinleşti.


Ultima dünyayı eski haline getirdikten sonra aniden bunu söylemişti ve herkesi şaşırtmıştı. Çünkü Ejder’in az önceki öfkesinin birkaç dakika içinde sönmesine imkan yoktu.


“Kesinlikle bir şeyler yanlış.” diye düşündü Medusa. Sonra da Ultima’ya dönerek…


(Medusa)-Bundan emin misin?


(Ultima)-Evet. Fazlasıyla eminim. Ama şöyle bir şey var ki, Ejder oldukça üzgün bir durumda.


(Medusa)-Üzgün mü? Nasıl yani?


(Ultima)-Kontrolü ona bırakacağım. O zaman görürsünüz. Ama sakın aşırı tepki vereyim demeyin. Zihni stabil olmaktan çok uzak.


Medusa Ultima’nın bu sözleri karşısında yutkunmadan edememişti. Ejder’i, abisini ve ailesini kaybettiği anlar dışında bir kez bile üzgün görmemişti. Eğer şimdi onu üzgün bir şekilde görürse ne diyeceğini ya da ne yapacağını bilemezse ne olacaktı? Öylece susup bekleyecek miydi?


Ya onlar beklerken tanrılar saldırıya geçerse? O zaman ne olacaktı? Ejder devreye girecek miydi yoksa sessiz mi kalacaktı? Hiçbir şey belli değildi. Ama içinden bir ses Ejder’e karşı duydukları korku yüzünden saldırıya geçmezler diyordu. Ve o da bu sese güvenmek, inanmak istiyordu.


(Ultima)-Her neyse. Sizinle tanışmak güzeldi. Her ne kadar zaten hepinizi tanıyor olsam da yine de güzeldi. Muhtemelen bir daha görüşmeyiz. Umarım hayatta kalmayı başarırsınız. Görüşmek üzere.


Dedi ve Ejder’in kontrolünü geri vererek sessizliğe çekildi. Ejder geri geldiğinde kısa bir süreliğine sessizlik oldu ve birkaç saniyenin ardından Ejder Medusa’ya sarıldı.


(Ejder)-Özür dilerim.


(Medusa)-Ejder.


Ejder bir anda özür dileyince Medusa neye uğradığını şaşırmıştı ancak kendisini hemen toparlayarak Ejder’e sarılmıştı.


(Ejder)-Keşke ben olmasaydım.


(Medusa)-Ha?


(Ejder)-Keşke abimle birlikte ölseydim. O zaman bunların hiçbirisine gerek olmazdı.


(Medusa)-Ne diyorsun sen Ejder?


Ejder’in sözleri karşısında Medusa şaşkınlığına engel olamamıştı. Az önceki öfke patlaması sakinleştikten sonra savaşa sakin bir şekilde devam edeceğini düşünmüştü ama işler hiçte beklediği gibi gitmemişti. Sanki Ultima’nın kontrolü devraldığı süre içerisinde Ejder’de bir şeyler değişmişti. Ejder bunları söyleyecek birisi değildi.


(Ejder)-Ben… ben… ben bir ölüyü diriltemem. Özür dilerim.


Ejder Medusa’yı iyice sarmaladı ve özür dilemeye başladı.


(Ejder)-Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim.


Medusa’dan ayrıldı ve yavaşça ona sırtını döndü.  


Ejder’in ses tonundan ne kadar üzgün olduğu anlaşılıyordu. İçler acısı bir durumdaydı. Savaşın başından beri gücüne güvenip dalga geçtiği için çocuğundan olmuştu. İşlerin böyle bir noktaya ulaşacağını hiç düşünmemişti.


(Medusa)-Ejder.


Medusa gidip Ejder’i kendisine çevirdi ve ellerini yanaklarına yerleştirdi.


(Medusa)-Hala tekrar deneyebiliriz. Hala çocuk sahibi olabiliriz.


Medusa ıslak gözlerle Ejder’e bakıyordu. Hala çocuk yapma ihtimalleri vardı. Medusa bunu biliyordu. Bu savaş bittikten sonra tekrar çocuk yapabilirlerdi.


Ejder Medusa’nın gözlerine bakmak istedi ama yapamadı. Gözlerini onun gözleriyle buluşturamadı. O cesareti kendisinde bulamadı.


(Ejder)-…


Ejder cevap vermek için nefes aldı ancak aldığı nefesle kaldı ve cevap vermedi. Çünkü bu sözlere nasıl bir cevap vermesi gerektiğini bilmiyordu. “Olur, tekrar çocuk yapalım.”, “Bir süre ilişkiye girmeyelim.”, ne söylemesi gerektiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.


(Medusa)-Ejder?


(Ejder)-Medusa…


(Medusa)-Böyle susup hiçbir şey demeyecek misin?


(Ejder)-…


Ejder yine sessiz kalmıştı. Medusa’nın yüzünden kırgında olsa bir gülümseme vardı ancak Ejder’in susması yüzünden o gülümseme de ortadan kalkmıştı. Geriye kalan tek şey gözyaşları akan hüzünlü yüz ifadesiydi.


Medusa’nın elleri Ejder’in yanaklarından kaydı ve Medusa arkasına dönerek Ejder’den uzaklaşmaya başladı.


(Ejder)-Ben… bilmiyorum. Artık ne yapmam gerektiğini, ne düşünmem gerektiğini ya da ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Artık hiçbir şeyi bilmiyorum. Sadece biraz rahatlamak istiyorum.


Ejder konuşmuştu ancak bunun için çok geç kalmıştı. Medusa, Ejder konuşmaya başladığında dönüp bakmadı bile ve yürümeye devam etti.


(Ejder)-Keşke abimi dinleseydim.


-Seni kimse sevmeyecek Ejder.


-Sende kimseyi sevemeyeceksin.


(Ejder)-Keşke her şey abimin dediği gibi olsaydı. O zaman her şey daha iyi olurdu.


Ejder olduğu yere çöktü ve dizlerini kendine çekti.


(Ejder)-Keşke kimseyi sevmeseydim. Daha fazla canım yansın istemiyorum. Daha fazla dövüşmek istemiyorum. Artık sadece sessiz bir hayat istiyorum. Hayır. Artık yaşamak istemiyorum. Tek isteğim değersiz hayatımın bir sona ulaşması.


Ejder dizlerini kendine çekip yüzünü kapattığı için yüz ifadesi görünmüyordu. Ağlıyor olabilirdi.


(Ejder)-Keşke hepiniz benden nefret etseydiniz. O zaman vazgeçmek benim için daha kolay olurdu. Her şeyden ve herkesten nefret ediyorum. Ama en çokta kendimden nefret ediyorum. Keşke her şeyle birlikte yok olsam. Ama ben, ölebilir miyim ki? Zaten yüzlerce kez denedim ama bir sonuca varamadım. Hahahahaha. Saçmalığa bak. Ölmek bile haram bana. Sonsuza kadar acı içinde yaşayıp çürüyeceğim.


Ejder herkesin kendisine olan bakışlarını hissedebiliyordu. Hepsinin bakışlarında olan o acıma duygusunu hissedebiliyordu. Herkes kendisine acıyordu. Kendisi de kendisine acıyordu. Kendisine değerli bir şey olarak görmüyor ve sessizce yok olup gitmek istiyordu ama yapamıyordu. Ölemiyordu.


Olduğu yerde canına kıyıp her şeye son veremiyordu. Bedeni buna izin vermiyordu. Başına ne gelirse gelsin kusursuz bir şekilde iyileşiyordu. Ama sorunda burada başlıyordu.


İyileşen tek şey Ejder’in bedeni oluyordu. Ruhu ve zihni gittikçe daha fazla parçalanıyordu ve asla iyileşmiyordu. Ejder’in iyileşmesi sadece görüntüden ibaretti. Ejder hiçbir zaman gerçekten iyileşmemişti. Her zaman bir tarafları yaralı kalmıştı.


(??)-Sen ne yaptığını zannediyorsun çocuk!?


Aniden bir ses duyuldu ve Ejder aniden yerinden savrularak yerde sürüklendi. Normalde olsa sert bir tepki verirdi ancak yediği bu saldırı karşısında en ufak bir tepki bile vermemişti.


(Ejder)-Sende mi düşüncelerim yüzünden bana kızıyorsun ha…


Ejder ölü bakışlı gözlerini karşısında duran kişiye çevirdi ve sakince adını söyledi.


(Ejder)-…BioDrago? 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr