Bölüm-152 Sürpriz!!!

avatar
393 1

Ejderha İmparator - Bölüm-152 Sürpriz!!!


Ejder üzerine doğru ağır adımlarla gelirken Rose istemsizce dizleri üzerine düştü ve titremeye başladı. Bedenini kavrayan bu yegane duygu korkuydu. İliklerine kadar korkuyla dolmuş ve ne yapacağını bilemezdi. Orada Ejder’i durdurabilecek tek bir kişi bile yoktu.


Ciddi ciddi ölümü ona yaklaşıyordu. Çok geçmeden acısız da olsa ölmüş olacaktı. Hem de en yakın arkadaşı tarafından öldürülecekti. Bunu istemiyordu. Bugüne kadar sadece onun yanında durmuş ve ona destek olmaya çalışmıştı. Ama şu anda tüm emekleri hiçe sayılıyor ve yardım etmek için elinden geleni yaptığı arkadaşı onu öldürmeye geliyordu.


Nerede yanlış yapmıştı ki?


Ejder’e olanların suçlusu o değildi. Onun yaptığı tek şey Ejder’in sakin kalmasını ve kafayı yemesini engellemeye çalışmaktı. Ve yine, bir kez daha onu ikna etmiş ve Göksel Dünya’ya gitmemesini sağlamıştı ancak aynı gün Ejder, Medusa’yla karşılaşmış ve aniden onun sözünden çıkmaya başlamıştı.


Medusa’yla olan karşılaşmasından sonra olaylar sıralanmış ve şu anki ana ulaşmışlardı. Belki de Ejder o gün Medusa’yla karşılaşmasaydı hiçbir şey böyle olmazdı. Ejder yine bir yerleri kırar dağıtır ve öfkesini atıp sakinleşirdi. Her şey sakin bir şekilde ilerlemiş olabilirdi.


Ama tam tersi olup tanrılar yine ona saldırabilirdi ve Ejder’in güçleri uyanmamış olduğu için öldürülebilirdi. Gerçi o zamandan çok daha önceki zamanlardan beri Ejder -teknik olarak- ölümsüzdü ama yine de tanrıların kurnazlığına kurban gidebilirdi.


Bunları bilmenin hiçbir yolu yoktu çünkü bunlar yaşanmamış şeylerdi. Kim bilir, belki de paralel bir evrende Ejder ve Rose mutlu bir hayat sürüyorlardır.


Rose hareketsiz bir şekilde Ejder’in adımlarını ve kendisine yakınlaşmasını izliyordu. Elinden hiçbir şey gelmezdi. Şu noktada çoktan ölü sayılırdı. Bu konuda ne yapabilirdi ki? Kendisini öldürmemesi için ona yalvarmalı mıydı? Hayır. Bu sadece Ejder’i daha da öfkelendirirdi.


Rose hiçbir şey yapamamanın verdiği umutsuzlukla birlikte gözlerini kapattı ancak tam gözlerini kapatırken önüne geçen bir gölge gördü ve gözlerini açtı.


(Dia)-Bekle Ejder! Pişman olacağın bir şey yapma!


(Ejder)-Ha?


Dia önüne geçince Ejder sert bir sesle tepki verdi.


(Ejder)-Pişman olmak mı? Çekil lan önümden!


Ejder elini Dia’nın başına yerleştirdi ve sert bir şekilde yere itti. Dia bir anda yere çakıldı ve başını yere vurdu. Aynı anda da başı kanamaya başladı.


(Ejder)-Her şey senin yüzünden başladı zaten!


(Dia)-Benim yüzümden mi? Ben ne yaptım lan!?


Dia başının kanayan tarafını tutarken anlık bir cesaretle Ejder’e bağırmıştı. Ejder ise…


(Ejder)-Ne mi yaptın!? Ne mi yaptın!? Yaşlı Shin’in dünyasına gelerek beni Göksel Dünya’ya götürmek isteyen sen değil miydin lan!? Eğer sen oraya gelip beni götürmek istemeseydin bunların hiçbirisi yaşanmazdı! Şimdiye kadar yaşanan her şeyin tek sorumlusu sensin!


(Dia)-Ha!?


“Sonunda dengesiz zihnin bunu da mı yaptı Ejder? Zihnin anılarını değiştirecek kadar mı kötü halde?”


Rose böyle bir zamanda bile kendi hayatı yerine Ejder’i düşünüyordu.


Ejder’in söylediği şeylere en çok şaşıranlar Sayk ve Scarlet olmuştu çünkü onlar o gün olanları biliyordu. Dia’yı oraya çağıran kişi Usta Shin’di ve Dia Ejder’i Göksel Dünya’ya götürmeyi reddetmişti.


Sayk ve Scarlet’in tepkilerini gören Zeus ise kibirli bir gülümseme sergiledi.


“Şu veletlerin tepkilerine bakılırsa olaylar böyle değil gibi görünüyor. Aşağılık piç kurusu sonunda harbiden aklını kaybetti!”


(Dia)-Aklını mı kaybettin sen!? O gün bunların hiçbirisi yaşanmadı!


(Ejder)-Yalan söylemeyi kes! O gün gelip beni lanet olası Göksel Dünya’ya sen götürdün! Daha fazla güç istediğimi biliyordun ve o gücü orada bulabileceğimi söyledin! Hepsi senin suçun!


(Rose)-O gün, ben ve Dia seni oraya götürmeyi reddettik Ejder. Sen ne söylersen söyle biz seni durdurmaya çalıştık. Ama sen bizi dinlemedin.


Rose doğruları söylemiş olsa da Ejder’in bunlara inanmak gibi niyeti yoktu. Ayrıca Rose’nin kendisine karşı çıktığını görünce iyice sinirlenmişti.


(Ejder)-Ben mi sizi dinlemedim!? Ben ne zaman seni dinlemedim Rose!? Ha!? Söylesene bana!? Göksel Dünya’yı girmemi ve güçlenmemi isteyen sendin! Bende her zaman yaptığım şeyi yaptım ve seni dinleyip Göksel Dünya’ya girdim! Eğer bana girme demeseydin yine seni dinler ve girmezdim! Şu anda tüm bu yaşanan şeylerin sebebi sizsiniz! Hepsi sadece sizin suçunuz!


Ejder’in akli dengesi iyice yitip giderken anıları iyice parçalanmaya ve değişmeye başlamıştı.


“Ejder bu gidişle her şeyi farklı hatırlayacak. İyice yoldan çıkmadan önce bir şeyler düşünmek zorundayım.”


Rose bu şekilde düşünüyor olsa da aklına hiçbir şey gelmiyordu. Şu anda ne yaparak Ejder’in aklını sakinleştirebilirdi ki? Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Eğer Ejder kontrol edilebilir birisi olsaydı ona sarılabilir ve sakinleşmesini bekleyebilirdi. Ama bunu yaparsa Ejder’e sarıldığı anda paramparça edilirdi.


Medusa’dan böyle bir şeyi istemeyi düşündü ama aynı şeyler onun için de geçerliydi. Muhtemelen Ejder şu anda Medusa’yı bile tanımaz ve onu öldürürdü.


(Ejder)-Neymiş efendim “İlk Efsane” olacakmışım! 7 Efsanevi Ejderhanın sahibiymişim! Onlara sahip oldum da ne oldu!? Ha!? Ne oldu!? Hepsi birbirinden dengesiz ve beni kontrol etmek için elinden geleni ardına koymayan şerefsizin teki! Ne biçim güç lan bu!? Gidip beni en güçlü yapana kadar rakibimi en güçlü yapın! Yapında bari onu öldürürken yaptığım işten biraz zevk alayım! Yok efendin, “İlk Efsane” olacaksın Ejder! Benimle dövüş Ejder! ya da vazgeçtim sana aşığım Ejder! Poseidon seni öldürebilmek için kızları kaçırdı Ejder! Onları kurtarmalıyız Ejder! Poseidon öldü Ejder! Kızları kurtardık Ejder! Poseidon ölüne diğer tanrılar sana düşman oldu Ejder! Hepsini öldür Ejder! Hadi Ejder’e zarar vermek için sevdiklerine zarar verelim! Onları koruyup kolla Ejder! Acil Yardım Servisi miyim lan ben burada!? Ne demeye sizi korumak için uğraşıyorum ben!? Aklımı falan yıkadınız da benim mi haberim yok lan!? Başkalarına yardım etmek içi falan doğmadım ben! Ya da siktir edin. Gerçekten sizinle uğraşmak istemiyorum.


Ejder deliler gibi parlayıp bağırıp çağırdıktan sonra aniden durulmuş ve yapacağı şeyden vazgeçmişti. Sanki oynadığı oyundan sıkılmış gibiydi. Hayır, “gibi” değildi. Sıkılmıştı. Artık bu oyuna daha fazla devam etmek istemiyordu. O yüzden de adımlarını Rose’den uzaklaştırdı ve Zeus’a doğru yürümeye başladı.


Bakışları çoktan ölmüş birisinin bakışları gibi soğuk ve boştu. Yılmıştı. Her şeyden yılmış ve bıkmıştı.


(Ejder)-Hala beni öldürmek istiyor musun Zeus?


Soğuk bir ses tonuyla Zeus’a seslendi.


(Zeus)-Ha?


Zeus aniden gelen bu soru karşısında şaşkınlığını gizleyememişti.


(Ejder)-Yeterince açık bir soru sorduğumu düşünüyorum.


(Zeus)-Evet ama, çok ani oldu. 2 saniye önce esip gürlüyordun.


(Ejder)-Ne yaptığım önemli değil. Sen sadece soruma cevap ver. İstiyor musun istemiyor musun?


(Zeus)-Sence?


Zeus’un bu soruya hayır cevabı vermesinin imkanı yoktu. Hele de Ejder’in zihni mahvolmuş bir haldeyken.


(Ejder)-Güzel. Şimdi hanına geleceğim ve kalbimi sökeceksin.


(Zeus)-Ha?


(Ejder)-Poseidon’un beni öldürememesinin en büyük nedeni kalbimi patlatmamış olmasıydı. Bütün bedenimi yok etsen bile kalbimi yok etmediğin sürece beni öldüremezsin. Kalbim atmaya devam ettiği sürece sonsuza kadar iyileşebilirim.


Ejder öylece kendisini öldürme yolunu Zeus’a söylemişti.


(Zeus)-Blöf yapmadığını nereden bileceğim? Ya beni kandırıyorsan?


Zeus akıllılık etmeyi seçmişti.


(Ejder)-Bak. Beni neredeyse, ki altını çiziyorum, “neredeyse” ölümsüz kılan bir iyileşme yeteneğim olsa da neticede hala bir insanım ve kalbim olmadan yaşayamam. Daha önceki bütün intihar girişimlerim bedenimin dışına yönelikti. Sadece bir defa denizin dibine dalmıştım ve onda da dayanıklılığım yüzünden su basıncı kalbime etki etmemişti. Ama kalbimi doğrudan sökersen elimden hiçbir şey gelm…


(Medusa)-Yap… ma…


Zeus o anda Ejder’in daha fazla konuşmasına müsaade etmedi ve elini Ejder’in göğsüne saplayarak kalbini parçaladı. Ya da bunu yaptığına inandı. Ancak, işler beklediği gibi değildi. Zeus tuhaf bir şekilde titriyordu. Sanki durup dururken bir şeylerden korkmaya başlamıştı. Herkes ne olduğu merak ederken Zeus’un ağzından dökülen şu sözler olayı özetledi.


(Zeus)-Senin… neden kalbin yok lan!?


(Rose)-Ne!?


(Medusa)-Ha!?


(Lucifer)-Siktir git!


Ejder o anda Zeus’un kolunu tuttu ve…


(Ejder)-SÜRPRİZ!!!!!!! Ben kalbimi sökeli çok oluyor lanet herif!!!


Diye haykırarak sağ kolunu doğrudan Zeus’un göğsüne saplayarak kalbini sırtından dışarı çıkartarak tek hareketle paramparça etti.


Zeus ise ağzından akan sıcak kanlar eşliğinde yere yığıldı ve oracıkta hayatını kaybetti. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr