(Victor)-Kardeşim için ne dedin sen!?
Victor inanılmaz bir aura yayarak Slam’e bakıyordu. Parlamaya başlayan gözleri adeta öfkeyle kavruluyor ve Slam’i paramparça etmek için can atıyordu. Titreyen yumrukları Slam’in vücuduna çarpıp ona acı çektirmek için deliriyordu ve Victor bu hislere karşılık verecekti. Slam’i acı çektirerek öldürecekti.
(Victor)-Seni paramparça edeceğim!
Victor gırtlağını parçalamak istercesine sert bir tonda konuşmuştu ve yumruklarını biraz daha sıkmıştı. Aynı anda ise Betty bir şeyler düşünmekle meşguldü.
“Aman abi ya. Boş yere sinirleniyorsun benim için. Zaten işimiz bitince sizi de kardeşimi de öldüreceğim. O aptallar bana dokunamazlar bile.”
Betty’nin düşünceleri bu yöndeydi ancak kimsenin haberi yoktu. Savaş bittiğinde etrafta kimsecikler kalmayacağı için Betty hem Victor’u hem Hunter’i hem de Eliza’yı öldürecekti. Babasını da öldürmeyi planlıyordu ancak babasının sağ çıkamadığı bir savaştan kendisinin sağ çıkması biraz absürt bir durum olurdu. Halka, Betty’nin güçleriyle ilgili bir açıklama yapılmadığı için Pride’nin ölüp Betty’nin hayatta kalması hiç mantıklı olmazdı.
O yüzden de Betty sadece kardeşlerini öldürecek, babasını da tehdit ederek tahttan indirecekti. Sonuçta şu anki haliyle babasını kolayca alt edebilecek bir seviyedeydi. Yani babası onun için bir tehdit değildi.
Kısacası şu anda savaşın içinde olup da hiç derdi olmayan tek kişi Betty’ydi. Her şey harika ilerliyordu. Duruma göre belki abilerini öldürmesine bile gerek kalmazdı çünkü Soykıran’ın çocukları oldukça iyi bir iş çıkartıyorlardı.
Ama işlerin tersine dönme ihtimali de yok değildi. Çünkü az önce Victor beklenmedik bir şekilde güçlenmeye başlamıştı. Ve Slam’e karşı yaptığı ilk saldırı Slam’i bir dağa uçurmuş ve dağın ortasında bir delik açmıştı. Ardından da dağ dayanamayıp ortadan çökmüş ve Slam’i ezmişti.
Ancak bu durum Slam için pek bir önem teşkil etmiyordu. Slam’in üstüne düşen dağ parçası birkaç saniye sonra gökyüzüne uçmuş ve bir bomba gibi patlamıştı. Slam’de dağa çarptığı noktada duruyordu.
Ta ki aniden kaybolup Victor’un dibinde belirene kadar. Slam Victor’un dibinde belirir belirmez Victor bir adım geri atmış ve yumruğunu sıkarak Slam’in suratına yumruğu geçirmişti. Ama Slam hızlı davranarak bu yumruğu elleriyle yakalamış ve kendisini Victor’un üzerinden atarak bir tekme sallamıştı.
Kafasının arkasına ağır bir darbe alan Victor afallamış fakat bir anda arkasına dönerek Slam’in bacağını yakalamıştı. Sonra da onu yerden yere vurmaya başlamıştı. Toprağı kolayca parçalamış ve sarsıntılar oluşturmaya başlamıştı.
Slam sesini çıkartmıyor. Oradan oraya vurulmaya devam ediyordu. Fakat aniden Victor kendisini kaldırırken durdu. Eli çözüldü ve Slam serbest kaldı. Victor yavaşça dizleri üzerine çöküyordu ki son anda ayakta kalmayı başardı.
(Victor)-Sen ne..?
(Slam)-Merak etme. Çok zor bir şey yapmadım. Alt tarafı boşta olan bacağımla göremeyeceğin kadar hızlı bir tekme attım ve havayı ezip beynini sarstım. Birkaç dakika boyunca hareket etmekte zorlanacaksın.
Slam kısa bir açıklamayla durumu özetlemişti. Yaptığı şey o kadar karmaşık bir hareket değildi. Ama kolayda değildi. Hava basıncını kullanarak bir insanın beynini sarsmak ve geçici olarak felç etmek hiçte kolay bit şey değildi.
Ejder bunu zamanında yapmıştı ama bildiğiniz gibi Ejder’in durumu farklıydı. Ejder 7 Efsanevi Ejderhanın gücüne ulaşmadan önce zaten var olan bütün dövüş sanatı tekniklerinde en üst seviyedeydi. Yani böyle bir hareket Ejder için çocuk oyuncağıydı.
Ancak Ejder kadar yetenekli olmayan bu insanlar ele alındığı zaman Slam’in ne kadar yetenekli olduğunu anlamak zor değildi. Üstelik bu hareketi hareket halindeyken, yani savrulurken yapmıştı. Gerçekten takdire şayan bir yeteneğe sahipti.
Yaptığı bu hareket ona Victor’u ezmesi için birkaç dakika sağlayacaktı. Daha doğrusu Slam öyle düşünüyordu. Ancak…
(Victor)-Öyle mi dersin?
Victor aniden olduğu yerde zıplamaya başladı ve hiçbir şeyi olmadığını açıkça belli etti. Slam ise anında durumu kavradı gülümsemeye başladı.
(Slam)-Heee. Yani uyandırdığın dinozor sana ekstradan dayanıklılıkta sağlıyor.
(Victor)-Sadece dayanıklılık değil. Her şeyi sağlıyor. Tıpkı o saldırıyı yapacağını bilmem fakat ne kadar acıtacağını merak ettiğim için seni engellememem gibi.
Victor oldukça sakin bir tonda konuşarak Slam’i kandırdığını dile getirmişti. Slam bunu duyunca alkışlamış ve…
(Slam)-İyiydi. Bu gerçekten iyiydi. Seni takdir ediyorum.
Bu sözleri dile getirmişti. Bu sözler gerçekten de hoşuna gitmişti. Rakibinin bu derecede güçlü olması onun hoşuna giderdi. Ve gidiyordu da. Çabucak devre dışı kalacak bir rakiple dövüşmenin anlamsız olduğunu düşünüyordu.
(Victor)-Ah çok teşekkürler. Ama takdirinizi yenilginizden sonrası için saklasanız daha iyi olmaz mı sizce de?
(Slam)-Ha sen ondan da o derece eminsin? Anladııım. Şimdi oldu. Ondan bu rahatlığın. Beni yenebileceğini düşünüyorsun.
Slam bir o yana bir bu yana dönerek bariz bir şekilde Victor’un sözleriyle dalga geçmişti. Victor bunu umursamamıştı çünkü gerçekten de böyle düşünüyordu. Slam’i yenebileceğinden emindi. Dizonoru hala uyanış aşamasındaydı yani hala gelişebilirdi. Bu yüzden de Slam’i yenebileceğinden emindi.
Ama kendine olan bu güveni yüzünden gözden kaçırdığı önemli bir şey vardı. Slam hala içindeki ejderhayı kullanmamıştı. Slam’in ne ejderhasına sahip olduğu belirsizdi yani şu anki fiziksel gücünün üstüne daha ne kadar yükselebileceği meçhuldü.
(Slam)-O zaman. Hadi işleri biraz abartalım ve dünyayı zarara sokalım.
***
Hammer’le Hunter’in savaşı ise çoktan dünyayı zora sokacak aşamaya gelmişti bile. İkili şu anda Büyük Okyanusta, suyun altında savaşıyorlardı. Hem de öyle az bir derinlikte değil. 10.994 metre derinlikte, Mariana çukurunun dibinde savaşıyorlardı.
Yaptıkları savaş öyle büyüktü ki suyun dibinde olduklarının farkında bile değillerdi. Nefes almakta bir sıkıntı çekmiyorlardı ve suyun baskını hissetmiyorlardı. Hunter yüksek hızını kullanarak suyun altında bile hortumlar oluşturabiliyordu ve bu hortumlarla Hammer’i oldukça zora sokuyordu ancak Hammer hortuma kapılan kaya parçalarını yakalayarak kendisini kurtarıyordu.
Ardından da ayaklarını sağlam bir zemine basarak kendisini fırlatıyor ve suyu yaran bir ok gibi ilerleyerek Hunter’e çarpıyordu. Hunter hızıyla bu saldırılardan kaçınıyor ve saldıracak bir açıklık arıyordu.
Tam o anda beklemediği bir şey oldu ve Hammer olduğu yerde durdu. Gerildi ve suyun içinde boşa yumruk salladı. Hunter ne olduğunu anlamaya çalışırken karnında ağır bir acı hissetti ve karnına baktığında, karnının ezilmiş olduğunu gördü.
Kafasını kaldırıp Hammer’e baktığında Hammer’in gülümsediğini gördü. Hammer yumruklarını kullanarak su basıncını artırıyor ve sonra da bir mermi gibi ateşlenmesini sağlıyordu. Zaten ağır olan su basıncı iyice ağırlaşıp binlerce kilometre hızla fırlayınca Hunter’in bile kaçınması zor oluyordu.
Hammer bacaklarını omuz hizasından biraz daha dışarıya açtı ve yarıya kadar büktü. Yumruklarını gerdi ve…
(Hammer)-1000 Su Yumruğu.
Yumruklarını savurmaya başladı. Sadece bir saniye içinde yüzlerce yumruk attı ve su basıncını 3 katına çıkardı. Zaten ölümcül olan su basıncı 3 kat daha ağırlaşınca iyice çekilmez hale geldi ve su parçaları birer mermi gibi Hunter’in üzerine yağmaya başladı.
Hunter bu mermilerden kaçınabilmek için hızını kullanmaya çalıştı ancak kendisi kaçana kadar çoktan onlarca darbeye maruz kalmıştı bile. Yumrukların ateşlediği su parçaları aşırı hızlıydı. Binlerce kilometre hızı kolaylıkla aşan Hunter bile kaçamıyordu. Kaçabiliyordu ama kaçındığı 10 parçanın 3’ünden darbe alıyordu.
Ama bir şekilde kaçınabildiği için 3 parçayı dert etmiyordu. Dinozoru sağ olsun ona yeterince dayanıklılık sağlıyordu.
Hunter daha ne kadar kaçınabileceğini bilmediği için farklı bir şey deneme kararı aldı ve parçalardan kaçmayı bırakarak kendi etrafında dönmeye başladı. Birkaç saniye içinde de binlerce kilometre hıza ulaştı ve bir girdap oluşturmaya başladı.
Suyun 10.000 metre altında devasa bir girdap oluşturuyordu.
(Hammer)-Sanırım bu sefer eğlenceli bir şeyler olacak!
Hammer yeniden gülümsemeye başladı ve Hunter’in oluşturduğu girdaba kapıldı. Aradan 20 saniye bile geçmeden Hunter’in oluşturduğu girdap yüzeye kadar ulaşmıştı. 10.000 metre derinlikten yüzeye kadar uzanıyordu ve bununla da duracak gibi görünmüyordu.
(Hunter)-DAHA HIZLIIIAAAAAĞĞĞ!!!!!!!
Hunter kulak tırmalayan sesiyle haykırdı ve hızını biraz daha artırdı. Suyun yüzeyine kadar ulaşan girdap aniden yükselmeye başladı ve su yüzeyinin üstüne çıkmaya başladı. En derinlerden gelen kayalar anında toza dönüşüyordu ve kaybolup gidiyorlardı.
Hunter 9000 kilometre hıza ulaşmayı başarmıştı ve açtığı girdap toplamda 13.000 metre yüksekliğindeydi. 11.000 metre suyun altında ve 2000 metre de suyun üstünde. Hunter gerçekten de Hammer’i yok etmek istiyordu.
Girdap kendi kendine dönmeye devam ederken Hunter koşmak için adımını attı ve attığı ilk adımda 13.000 metre yüksekliğe vararak Hammer’in yanına ulaştı. Sonra da yüksek hızıyla ona saldırmaya başladı.
Aradan sadece 0.81 saniye geçmişti ki Hammer 1900’e yakın darbe alarak kesiklerle dolmuştu. Hem su basıncı onu eziyor hem de aldığı yüksek hızlı darbeler canını acıtıyordu. Hunter ilk defa canını acıtmayı başarabilmişti.
Hunter yüksek hızlı saldırılarına devam ederken bir anda 11.000 metre derinliğe indi ve suyun altında elini kaldırarak…
(Hunter)-Galaktik Gök Taşı!
Diye bağırdı. Birkaç saniye sonra da dünyanın yörüngesine bir meteor girdi ve Hunter yeniden koşmak için hareketlendi. Ve tam o anda dinozoru uyanışını tamamladı ve Hunter tam olarak 781.935 kilometre hızla yüzeye çıkarak Hammer’in beline tekmeyi geçirdi.
Bu kadar yüksek hızda bir darbe attığı için ikisi birlikte gökyüzüne fırladılar on binlerce kilometre hızla yükselerek meteora çarptılar. Hunter tam istediği şeyi yapmış ve Hammer’i, kendisi ile meteor arasında ezmişti.
Hammer’in vücudundaki bütün kemikleri paramparça oldu ve tüm bedeni acıyla kavrulmaya başladı. Aynı anda da meteorun sıcaklığı yüzünden yanıyordu. Hunter biraz daha zorlasa kendisini ortadan ikiye bölecekti.
Hunter’in yüksek hızı yüzünden meteor çatlamaya başladı ve direkt olarak Hammer’in suratına patladı. Hunter Hammer’den daha zayıf bir tip olduğu için Hammer’in arkasında kalarak patlamadan hiç etkilenmedi ve Hammer’i siper olarak kullanmış oldu.
Patlamadan sonra devasa bir gürültü ve rüzgar dalgası koparak suyun yüzeyini aşındırdı. Gökyüzünden bir görsel şölen gerçekleşti ve Hunter ile Hammer düşmeye başladılar.
Hunter normal bir iniş gerçekleştirdi ancak Hammer sert bir şekilde yere çakıldı.
(Hunter)-KAZAN-DIIIĞĞĞĞĞMMMMMMM!!!!!!!!!!!
Hunter tüm gücüyle kazandığını haykırdı ve mutlu bir ifadeyle gökyüzüne bakmaya başladı. Yorulmuştu. Bu savaş onu fazlasıyla yormuştu. Ancak aniden bütün hayalleri suya düştü ve yüz ifadesi bozuldu.
(Hunter)-İ-imkansız! İmkanı yok!
Gördüğü şey gerçek olamazdı. Onca saldırıdan sonra Hammer ayağa kalkıyordu. Hem de vücudu değişim geçiriyordu. Bedeni sert pullarla kaplanıyordu. Kafasını sertçe kaldırıp Hunter’e bakmaya başladı.
(Hammer)-Sanırım asıl eğlenceye başlamanın zamanı geldi.
Bedeni neredeyse tamamen pullarla kaplanmışken gülümsedi ve…
(Hammer)-Ejderha Dönüşümü.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..