(Grant)-İzniniz olursa bir şey sormak istiyorum.
Ejder Grant’ın tahtında oturup bacak bacak üstüne atmışken Grant bir kenarda öylece duruyordu. Bloody, Grant’ın içinde yaşamasına rağmen onu satmış ve Ejder’in emri altına girmişti. Zaten daha önce yaptıkları konuşmalar yüzünden Grant’ın Ejder’in gücü hakkında bir fikri vardı. Tabii bu fikri ve Ejder’in gerçek gücü arasında sonsuz bir fark vardı ama Grant yine de Ejder’e çizik bile atamayacağını biliyordu.
Zaten sadece duruşuyla bile yer çekimi etkisi oluşturan ve insanı korkudan titreten birinin zayıf olması mümkün değildi. Grant’ta o yüzden sessizce oturuyordu. Fakat sorusunu sormak için cesaretini topladı.
(Ejder)-Dinliyorum.
Ejder oldukça hissiz bir şekilde cevaplamıştı. Sanki “Duymak istemiyorum” der gibi bir ses tonu vardı.
(Grant)-Madem 5000 yıl sonrasından geliyorsunuz, neden buraya geldiniz? Yani, eğer bilmemde bir sakınca yoksa neden bu zamana geldiğinizi merak ediyorum.
Ejder bu sorunun ardından derin bir nefes aldı ve Grant ister istemez korkmaya başladı. Ejder’in ters tarafına denk gelirse ölme ihtimali çok büyüktü. Ya da Ejder sırf soruyu beğenmedi diye onu öldürebilirdi.
Neyse ki Ejder derin nefes aldıktan sonra konuşmaya başlamıştı.
(Ejder)-Bilerek yaptığım bir şey değildi.
Ejder o anda bilinci kapanmadan hemen önce yaptığı şeyi hatırladı. İstemsizce sağ kolunu, soldan sağa doğru savurmuştu. Bunu yaparken farkında bile değildi ancak yaptığı o hareket sonucunda yanlışlıkla zamanı 5000 yıl geriye sarmıştı.
Ultimaximus hediye olarak, yok edilen varoluşu geri getirdiği için de Ejder’de 5000 yıl önceye dönmüş oldu.
(Ejder)-Girdiğim son savaşta galibiyetimi aldıktan sonra birkaç şey yaşandı ve bilincimi kaybetmeden önce yanlışlıkla zamanı geri sardım.
Ejder bütün varoluşun ve hiçliğin bilgisinin beynine aktığını anlatarak nefesini boşa harcamak istemiyordu o yüzden de bu şekilde kısa kesmişti. Zaten Grant’ın her şeyi bilmesi ihtiyacı yoktu. Ejder’in birkaç planı vardı. O planları gerçekleştirdikten sonra kendi zamanına geri dönecekti.
“Bir insan yanlışlıkla zamanı nasıl geri sarabilir ya?”
(Ejder)-Düşüncelerini görebiliyorum haberin olsun. Ayrıca ben bir insan değilim. Yani, artık değilim. Hayır, aslında hiç değildim. Ben safkan bir ejderhayım.
Ejder o anda bir kez daha fark etmişti. Kendisi teknik olarak hiç insan olmamıştı. O sadece insan formundaki bir ejderhaydı. Tıpkı diğer bütün Soykıran mensupları gibi. Soykıranların tamamı ejderha olmasına rağmen babası Ejder’e çeyrek oranda ejderha olduğunu söylemişti. O yüzden de Ejder uçabilmesini her zaman buna yormuştu.
(Ejder)-Ayrıca emin ol zamanı geri sarmak yapabileceğim en basit şeylerden birisi.
(Grant)-Pekala. Bunu daha fazla kurcalamayacağım çünkü başım derde girecekmiş gibi hissediyorum. Ama merak ettiğim bir şey daha var.
(Ejder)-O da neden az önceye kadar ortaya çıkmadığım. Dediğim gibi. Aklından geçen her şeyi görebiliyorum.
Ejder aniden lafını bölünce Grant ister istemez şaşırmıştı ve Ejder akıl okuyabildiğini bir kez daha dile getirme ihtiyacı hissetmişti. Grant şu anda fazlasıyla gergin olduğu için bir şeyleri kavramakta zorlanıyordu. Yani doğru düzgün odaklanamıyordu. Bu yüzden de söylenenleri hemencecik unutabiliyordu.
(Grant)-Şeyy, evet.
Babası bu kadar gergin olduğu için Efsane oldukça şaşkındı. Onu daha önce hiç böyle görmemişti. Her zaman sakin görünen ve ara sıra kan dökmek için sapıtıp suratında korkunç bir gülümseme olan Grant Soykıran şu anda bir kedi gibi uysaldı.
“Demek ki herkesin korkacağı birisi oluyormuş.”
Diye düşündü.
(Ejder)-Daha önce ortaya çıkmadım çünkü uyuyor haldeydim. Orası biraz karışık tabii.
***
(Kuzgun)-Baban ve Pride uzayı parçalamaya başladılar. Yavaştan Ejder’in yanına geçelim mi ne dersin?
Kuzgun sakin bir ses tonuyla Ejder’i uyandırma işlemine geçmeyi teklif etmişti. Savaşın ilerleyen anlarında ne olacağını biliyordu. Pride bütün galaksinin içinden geçecekti ve herkesi öldürecekti. Kuzgun, Efsane ve Eliza hariç tabii ki.
(Efsane)-Doğru zaman buysa eğer…
Efsane tam olarak emin değildi ancak Kuzgun böyle istiyorsa reddetmesi için bir sebep yoktu. NE de olsa Kuzgun güçleri sayesinde, daha doğrusu Ejder’in güçleri sayesinde olacak şeylerden haberdardı. Sadece olayların akışını değiştirmek istemediği için yaşananlara karışmamayı tercih ediyordu.
(Kuzgun)-O zaman gidiyoruz.
Dedi ve üçü birden “Hiçliğe” giriş yaptılar. Çok uzun zamandır uyuyor halde tuttukları Eliza’yı uyandırdılar.
(Eliza)-H… a..?
(Kuzgun)-Günaydın küçük hanım.
(Eliza)-Ej… der abi?
(Kuzgun)-Ben Ejder abin değilim tatlım. Benim adım Kuzgun. Ejder’in çok yakından tanıdığı birisiyim.
Eliza teyit etmek için istemsizce Efsane ablasına baktı ve Efsane göz kırparak Kuzgun’u onayladı. Eliza’da hemen gülümsemeye başladı. Koşarak Efsane’ye sarıldı ve kollarını kaldırdı. Efsane’de Elizayı koltuk altlarından tuttu ve kucağına aldı.
Eliza kucağa alındıktan sonra çevreye bir göz attı ve her tarafın beyaz olduğunu fark etti. Tam bunun nedenini soracaktı ki Ejder abisinin yerde yattığını gördü ve soracağı soru değişti.
(Eliza)-Ejder abim neden yerde Efsane abla?
(Efsane)-Ejder abin uyuyor bebeğim. Ama birazdan uyanacak.
(Eliza)-Oleyyy. Ejder abiyle oynamak istiyorum.
O anda Kuzgun telepati yoluyla Efsane’ye seslendi.
-Ejder uyandıktan sonra Eliza’yı tekrar uyutacağım. Ejder’in nasıl bir uyanış geçireceğini kestiremiyorum.
Efsane Kuzgun’a baktı ve gözleriyle onayladı. Ejder’in uyanışından sonra korkunç bir şekle geçme ihtimali vardı ve Eliza gibi küçük bir kızın o kadar korkutucu bir şeyi doğrudan görmesini istemiyorlardı. O yüzden de Ejder’in uyanışından hemen sonra Kuzgun yeniden Eliza’yı uyutacaktı.
Kuzgun Ejder’e baktı ve parmağını şıklattı. Aynı anda Ejder gözlerini açtı ve yavaşça yerden kalkmaya başladı. Hissiz gözleri vardı ve hala uyukluyor gibi duruyordu. Bu normaldi çünkü Ejder tamamen uyanmamıştı. Kuzgun sadece bilincinin bir kısmını açmıştı ve onu kontrol ediyordu.
Ejder yanlarına kadar geldikten sonra Kuzgun Efsane’ye baktı ve…
(Kuzgun)-Eliza’nın gerçek görüntüsü, ses tonu, her şeyi Ejder’in en yakın arkadaşıyla aynı. İsmi bile. Sonuçta onun atası. Elizabeth Rose BloodWife. Varoluşun en tehlikeli canlısının uyanışının anahtarı.
Kuzgun ve Efsane birkaç saniye boyunca bakıştılar ve…
(Kuzgun)-Yap şunu.
Demesiyle birlikte Efsane tereddüt bile etmeden Eliza’yı gerçek görüntüsüne döndürdü. Eliza anında uykusuna döndü. Kuzgun tam zamanında Eliza’yı uyutmuştu çünkü Eliza uyuduktan yarım saniye sonra Kuzgun bir anda ortadan kaybolmuştu.
Bir an sonra ise Ejder’in gözlerinden karanlık akmaya başlamıştı. Akan karanlık birkaç saniye içinde bütün hiçliği karanlığa gömerken Ejder yavaşça ikinci kişiliğine geçmeye başlamıştı. Aynı anda da Efsane ve Eliza’yı çevreleyen bir enerji belirmişti. Muhtemelen Kuzgun onları korumaya çalışıyordu.
Ejder’in gözlerinden akan karanlık kesilmeye başlarken hiçlik çarpıtıldı ve bir cam gibi paramparça olarak dağıldı. Etraf şekil değiştirdi ve renkler belirmeye başladı. Beliren renkler şekiller aldı ve yavaşça her şey yerine oturmaya başladı.
***
(Ejder)-Gerisi zaten hepinizin etrafımda toplandığı ve benim Antik Ejderha Diliyle konuştuğum kısım oluyor.
Kuzgun, Ejder’i uyandırmak için Eliza’nın gerçek görüntüsünü kullanmıştı. Ejder ilk kez kriz geçirdiğinde Eliza’nın gerçek görüntüsünü görür gibi olmuştu ve anıları tetiklenmişti. Kuzgun o anda Ejder’in bütün anılarını açmak için gereken şeyin Eliza olduğunu anlamıştı.
Bunu ilk fark ettiği anda da yapabilirdi ancak hem Efsane’yle biraz daha zaman geçirmek istemiş hem de savaşın en ateşli noktasında yaparak Ejder’e havalı bir giriş yaptırmak istemişti. Başarılı da olmuştu.
(Grant)-Şey, bu oldukça…
(Ejder)-Absürt bir hikaye değil mi? Fakat benim olduğum yerde bunlar oldukça basit şeyler. Neyse, şimdilik Eliza yanınızda durabilir.
Ejder bu konuşmadan sonra tahttan inip kapıya doğru ilerlemeye başladı.
(Efsane)-Nereye gidiyorsun?
(Ejder)-İşim var. Birisiyle görüşmem gerekli.
Dedi ve bir anda kapının önünde belirip kapıyı açtı. Arkasından kapıyı kapatırken Efsane peşinden koştu ve ona yetişti.
(Efsane)-Bende gelmek istiyorum.
Efsane Ejder’in kiminle görüşeceğini merak ettiği için peşinden gitmişti. Ejder’in kendisini tersleme ihtimali olduğunu biliyordu ama o an için nedense reddedilmeyecekmiş gibi hissetti. Ve hislerinde yanılmadı da.
(Ejder)-Sen bilirsin.
Ejder hiç uğraşmadı ve doğrudan sen bilirsin diyerek kapıdan çıktı. Efsane’de peşinden gitti. Kapıdan çıktıktan sonra kimsenin olmadığı bir yere ışınlandılar.
(Efsane)-Ee, burada kimse yok.
Efsane kısaca etrafa göz attı ve kimseyi göremedi.
(Ejder)-Biliyorum. Şu anda burada değil zaten.
Ejder’in sesi sanki bir anlığına kırılmış gibi olmuştu.
(Efsane)-Nerede peki?
(Ejder)-Hiçbir yerde.
(Efsane)-Ha? Nasıl yani?
(Ejder)-Görüşeceğim kişi şu anda hayatta değil. Biraz sonraya kadar yani.
Ejder Efsane’nin daha fazla soru sormasına izin vermeden avcunu yere çevirmişti ve avcunun içinde kırmızı bir ışık belirmişti. Beliren kırmızı ışık Ejder’in hemen önüne düşmüş ve 1.70 boylarına ulaşmıştı.
Ardından ışık hüzmesi bir kadın vücudu haline gelmişti. Yerden beyaz renkte bir şeyler çıkmaya başlamış ve kırmızı auranın içinde doldurmaya başlamıştı. Bu beyaz şeyler kemikti. Birkaç saniye içinde kırmızı auranın içinde bir iskelet oluşmuştu.
Hemen ardından bu iskelet damarlar ve kaslarla çevrelendi. Kas sistemi tamamen oluştuktan sonra da derisi oluşmaya başladı. Derisi oluşurken bir yandan da saçları uzamaya başladı. Kızıl renkli bu saçlar vücudun kalçasına kadar uzadı.
Daha şimdiden harika bir görüntüye sahipti. Göz çukurları oluştu ve göz ferleri belirdi. Kırmızı göz bebekleri parlamaya başladı. Burun delikleri açıldı. Ağız boşluğu oluştu ve dişleri ortaya çıktı. Tırnakları uzayarak kırmızı renge dönüştü. Göğüs uçları ve vajinası belirdi. Kalçaları ve göğüsleri iyice dolgunlaştı.
Ayak tırnakları belirdi ve en sonunda kıyafetleri oluşarak bu güzelliği büyük oranda saklamaya başladı.
Efsane şok olmuş bir şekilde gözleri önünde duran bu mucizevi güzelliğe bakıyordu. Tüm hayatı boyunca gördüğü kadınların hiçbirisi bu kadar güzel değildi. Olamazlardı da. Egoist gibi görünmek istemese de kendisinin oldukça güzel olduğunu düşünüyordu ancak bu kadının yanında hiçbir şey değildi.
(Efsane)-Bu ne… lan böyle..?
Gerçekten dili tutulmuş gibi hissediyordu. Kadının güzelliği karşısında ne diyeceğini bilemiyordu.
Kadının giysileri de tamamlanınca derince bir nefes aldı ve etrafına bakınmaya başladı. Ejder hemen kadının yanına gidip belini sardı ve…
(Ejder)-Seni yeniden görmek çok güzel…
… Medusa.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..